Sağlık Bakanı Koca: 12 yaşından büyük ve kronik hastalığı olan çocuklarımız için aşı tanımlaması yapıldı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca (AA)
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca (AA)
TT

Sağlık Bakanı Koca: 12 yaşından büyük ve kronik hastalığı olan çocuklarımız için aşı tanımlaması yapıldı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca (AA)
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca (AA)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, velilerin e-Nabız üzerinden çocukları için aşı talebinde bulunabildiklerini belirterek, "Bununla birlikte 12 yaşından büyük ve kronik hastalığı olan çocuklarımız için de aşı tanımlaması yapılmış durumdadır" dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, video konferans yöntemiyle düzenlenen Koronavirüs Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı açıklamada, toplantıda aşı etkililiği analizinin sonuçlarını, okullarda alınacak tedbirleri, aşı programını ve uyulması gereken tedbirleri ele aldıklarını söyledi.
Bilim Kurulunun okulların güvenle açılması için gereken tedbirleri içeren çalışma rehberini hazırladığını belirten Koca, "Bu hazırlığı Milli Eğitim Bakanlığımız ve Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığımız ile istişare ederek uygulamaya hazır hale getireceğiz. Daha önce de belirttiğim gibi okullarımızda yüz yüze eğitim ve bunun sürekliliği tek hedefimiz." diye konuştu.
Daha önce mutasyonlar ve varyantlarla ilgili çok haberler izleneceğini, çok bilgiler paylaşılacağını ancak vatandaşın esas gündeminin bu olmaması gerektiğini ifade ettiğini anımsatan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Virüsü tanıyoruz, tedavi yöntemlerimiz her gün gelişiyor ve aşı programımız başarıyla sürüyor. Bununla eş zamanlı olarak virüsün tüm değişikliklerini izliyor ve mücadele politikamıza etkisi olup olmadığını düzenli olarak kontrol ediyoruz ancak daha önce de belirttiğim gibi virüsün mutasyona uğraması beklenen bir durum ve bu mutasyonlar tedbirlerde bir değişikliğe sebep olmuyor. Virüs aynı virüs, bulaşma yolları aynı yollar. Dolayısıyla tedbirler de aynı tedbirler. Aşı ile bağışıklık elde edilene kadar uyacağımız tedbirlerde bir değişiklik yok."
"Virüse yiğitlik olmaz"
Tedbirlerin halen aynı ve çok etkili olduğunu dile getiren Koca, şöyle devam etti:
"Ancak bizler sanki son hastamız da iyileşmiş, virüs yok olmuş gibi davranırsak hastalığın yayılması için tüm şartları sağlamış oluruz. Son günlerde temelsiz bir cesaret ile hareket edenlerimiz var. Eskiden atalarımız soğuk havada ince elbiseler giyen gençlere 'Soğuğa yiğitlik olmaz' derdi. Emin olun virüse de yiğitlik olmaz. Kimse ben gencim, bağışıklık sistemim güçlü diye tedbirlerden vaz geçmemeli. Salgın hastalık bitmiş değil. Bunu sizleri endişeye sevk etmek, hastalığı gündeminizde tutmak gayesiyle söylemiyorum. Zira hastalığı gündeminizden çıkarın, sağlık çalışanlarımız, bilim kurulumuz sizin için tüm gelişmeleri takip ederek hazırlıklar yapıyor diye sesleniyorum sizlere. Salgın hastalığı gündemimizden çıkarmalıyız ancak bunu hastalığı yok sayarak, salgını bitti kabul ederek yapamayız. Salgının farkında ve tedbirlere uyarak bunu yapmalıyız."
Hiçbir vatandaşın kapalı bir ortamda maskesiz hareket etmemesi gerektiğini vurgulayan Koca, 2 metrelik sosyal mesafeye azami dikkat gösterilmesi, hijyen tedbirlerinin her zaman olduğundan daha iyi uygulanması, kalabalık ve kapalı ortamlardan, havalandırması eksik olan alanlardan uzak durulması, maske, mesafe ve temizlik prensiplerine harfiyen uyulması gerektiğinin altını çizdi.
Koca, "Salgın bitmiş virüs yok olmuş değil. Korkmayın ama tedbiri elden bırakmayın. Virüse yiğitlik yapmaya ise asla yanaşmayın." dedi.
"Çalışma tamamlandı"
Geçen haftaki toplantının ardından 31 milyon aşılı vatandaşın incelenmesi sonucu aşı etkililiğiyle ilgili bir çalışma yapıldığını ve ön sonuçlarını paylaştığını hatırlatan Koca, bu çalışmanın tamamlandığını bildirdi.
Bakan Koca, çalışmanın sonuçlarına göre 3 doz aşı olmuş kişilerin 2 doz aşı olmuş kişilere göre hem hastalığa yakalanma oranında hem de hastaneye ve yoğun bakıma yatışta daha iyi korunduğunun anlaşıldığını ancak 3 doz aşı olmuş vatandaşların aşı olmalarının üzerinden henüz çok uzun bir zaman geçmediğini, bu çalışmayı süre uzadıkça güncellemeye devam edeceklerini dile getirdi.
"Çalışmamızın önemli sonuçlarından biri üçüncü doz uygulamasının gerekliliğini bilimsel olarak ortaya koymuş olması." diyen Koca, ön sonuçlar hakkında bilgilendirme yaparken ilk verilere göre 3 doz inaktif aşının en iyi korumayı sağladığını paylaştığını anımsattı.
Çalışma sonuçlarına göre 3 doz inaktif aşı ile 2 doz inaktif ve bir doz mRNA aşısı yapılmış kişilerin benzer oranda korunduğunu aktaran Koca, şunları söyledi:
"Bunun yanında 3 doz aşı olmuş kişiler 2 doz aşı olmuş kişilerden daha iyi korunuyor. Bu aşı programımız açısından son derece önemli bir sonuçtur. 2 doz inaktif aşı olmuş vatandaşlarımızın 3. doz ister mRNA ister inaktif aşı olmasının gerekli olduğu anlaşılmıştır. 2 doz mRNA aşısı olan vatandaşlarımız için ise 3. doz çalışması yeni yapılmaktadır. Aşıyı geliştiren ekibin açıklamaları mRNA aşısı olanlar için de 3. doz uygulamasının gerekebileceği yönünde. Ülkemizde mRNA aşıları inaktif aşıdan sonra kullanıma girdiği için bu konuda yeterli veri henüz yok ancak ön sonuçlar belirli süre sonra 2 doz mRNA aşısının da koruyuculuğunun düşebileceğini gösteriyor. Önümüzde bir İsrail örneği var ancak kendi verilerimiz belirginleştikçe bu konudaki sonuçları da hem sizlerle hem de dünya kamuoyu ile paylaşacağım. Bugün için en önemli sonuç, iki doz inaktif aşı olmuşsanız 3. doz uygulamayı geciktirmeden yaparak koruma seviyemizi yükseltmemiz gerektiğidir."
18 yaşın altındakilerin aşılanmasına da değinen Koca, "Ülkemizde yükseköğretim kurumlarına kayıt yaptıracak 18 yaşından küçük kişiler de aşı talebinde bulunabiliyorlar. Yurt dışına eğitime giden ve ilgili ülke kuralları gereği aşı olması gereken ancak ülkemizdeki yaş sınırının altında kalan çocuklarımızın, velilerinin müracaatı halinde aşıları yapılabiliyor. e-Nabız web sayfasından girerek veliler çocukları için aşı talebinde bulunabiliyor. Bununla birlikte 12 yaşından büyük ve kronik hastalığı olan çocuklarımız için de aşı tanımlaması yapılmış durumdadır" diye konuştu.

 



İranlı diplomat, Rusya'yı 12 günlük savaşta İsrail'e yardım etmekle suçladı

İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
TT

İranlı diplomat, Rusya'yı 12 günlük savaşta İsrail'e yardım etmekle suçladı

İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)
İranlı diplomat Muhammed Sadr (Khabar Online)

İranlı deneyimli bir diplomat, Rusya'yı İran savunma bilgilerini İsrail'e aktarmakla suçlayarak, eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin helikopterinin düşürülmesinin İsrail tarafından planlandığını belirtti.

Uygunluk Ayırt Etme Konseyi üyesi Muhammad Sadr, bugün bir gazeteye verdiği röportajda, “İsrail ile İran İslam Cumhuriyeti arasında 12 gün süren savaşta ve önceki savaşta Ruslar, ülkenin savunma merkezleri hakkındaki bilgileri İsrail'e teslim etti” ifadelerini kullandı.

İsrail, ABD'nin de kısa süreliğine katıldığı 12 günlük bir hava saldırısıyla İran'a saldırdı. Bu saldırılar sırasında önemli nükleer tesisleri bombaladı ve üst düzey askeri liderler ile nükleer bilim insanlarını öldürdü.

İsrail, bu savaş sırasında İran'ın hava savunmasını büyük ölçüde yok etti ve İran'ın balistik füze stokunun büyük bir kısmının İsrail saldırıları nedeniyle hasar gördüğü düşünülüyor.

Savaşın sona ermesinden bu yana İran, gelecekteki herhangi bir İsrail saldırısına karşı koymaya hazır olduğunu giderek daha fazla vurguluyor.

Muhammed Sadr şunları söyledi: Burası Rusya. Rusya, NATO üyesi Türkiye'ye S-400 sistemini teslim etmeye hazırdı, ancak bize teslim etmedi. Onunla stratejik anlaşması olan biziz. Sukhoi-35 uçaklarının satın alınması konusunda uzun süredir konuşuluyor, ancak bunları da bize teslim etmedi. Sadr, “Rusya'nın İsrail'e özel bir eğilimi var” diyerek, “Rusya ile ilişkilerimizi sürdürelim, ancak güven olmadan" dedi.

Sadr, Mayıs 2024'te Azerbaycan sınırına yakın dağlık bir alanda düşen Reisi'nin helikopterinin, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmam-ı Ayetullah Haşim, Doğu Azerbaycan Valisi Malik Rahmeti, Cumhurbaşkanlığı Koruma Birimi Başkanı Seyyid Mehdi Musevi ve Devrim Muhafızları Ensar el-Mehdi Kolordusu üyelerinden birinin yanı sıra pilot, yardımcısı ve bir teknik yetkiliyle birlikte ölümüne yol açan kazayla ilgili de konuştu. Sadr analizine dayanarak, Cumhurbaşkanı Reisi'yi taşıyan helikopterin düşmesinin İsrail'in işi olduğuna inandığını ifade etti.

Sadr, "İsrail, bu fiili suikastla, İran devam ederse biz de devam edeceğiz mesajını vermek istedi" değerlendirmesinde bulundu. Musa es-Sadr'ın yeğeni ve Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi döneminde eski dışişleri bakan yardımcısı olan Sadr'ın bu açıklamaları, Rusya'nın geri çekilme sürecini engelleyebileceği izleniminin arttığı bir dönemde geldi. Tahran ve Moskova, cumartesi günü Avrupa ülkelerini BM'nin 2231 sayılı Kararı'nın planlanan tarihte uygulanmasını durdurmaya çağırdı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu çağrı, Avrupa'nın 2015 nükleer anlaşması kapsamındaki yaptırımları yeniden uygulayarak «Snapback» mekanizmasını harekete geçirme yönündeki ciddi adımlarıyla eş zamanlı olarak yapıldı. Bu arada Tahran, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekilme tehdidinde bulunuyor.


Fransa, hükümetin antisemitizmle mücadelede başarısız olduğunu iddia eden ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı

ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
TT

Fransa, hükümetin antisemitizmle mücadelede başarısız olduğunu iddia eden ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı’na çağırdı

ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)
ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a yazdığı mektupta hükümeti antisemitizmle mücadele için yeterli önlem almamakla eleştiren ABD Büyükelçisi’ni Dışişleri Bakanlığı'na çağıracağını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, ABD'nin Fransa Büyükelçisi Charles Kushner'ın dün basına sızdırılan mektubu, İsrail'in birkaç gün önce Fransa'ya yönelik benzer eleştirilerini yansıtıyor. İsrail’in eleştirileri Paris'ten sert bir tepki almıştı.

Kushner, Macron'a yazdığı mektupta, pazartesi gününün Nazi Almanyası işgali altında ‘Yahudilerin Fransız topraklarından sürülmesine son veren müttefiklerin Paris'i kurtarışının 81. Yıldönümü’ olduğunu belirtti.

Mektupta, “Fransa'da antisemitizmin keskin bir şekilde artmasından ve hükümetinizin bununla mücadele etmek için yeterli önlem almamasından derin endişe duyduğum için size bu mektubu yazıyorum” ifadesi yer aldı.

Mektubun devamında, “Fransa'da Yahudilerin sokaklarda saldırıya uğramadığı, sinagogların ve Yahudi okullarının tahrip edilmediği, Yahudilere ait işyerlerinin vandalizme uğramadığı tek bir gün bile geçmiyor” denildi.

Kushner’a göre, antisemitizm uzun zamandır Fransız yaşamında izlerini bırakmış olsa da, Yahudilere yönelik nefret, 7 Ekim 2023'te Hamas tarafından gerçekleştirilen ve Gazze Şeridi'nde devam eden savaşı tetikleyen acımasız saldırıdan bu yana patlak verdi.

Mektubun yayınlanmasından saatler sonra, Fransa Dışişleri Bakanlığı bu son iddiaları şiddetle reddeden bir açıklama yayınladı ve ‘kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Dışişleri Bakanlığı, Fransa'nın antisemitizmle mücadeleye ‘tamamen bağlı’ olduğunu vurguladı.

Bakanlık, büyükelçinin açıklamalarının ‘Fransa ile ABD arasındaki transatlantik ilişkilerin kalitesine ve müttefikler arasında olması gereken güvene yakışmadığını’ ifade etti.

Bakanlık, ‘1961 Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesi'nde belirtildiği üzere, devletlerin iç işlerine karışmama yükümlülüğüne’ işaret etti.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Kushner'in bugün Dışişleri Bakanlığı'na çağrılacağı bildirildi.

“Antisiyonizm, antisemitizmdir”

ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın babası olan Charles Kushner'ın eleştirisi, Netanyahu'nun Fransa Cumhurbaşkanı’nı Filistin devletinin tanınması çağrısı yaparak ‘antisemitizm ateşine körükle gitmekle’ suçlamasından birkaç gün sonra geldi.

Fransa Cumhurbaşkanlığı, Netanyahu'nun sözlerini kınayarak, Filistin devletinin tanınması kararı ile antisemitik şiddetin artışı arasındaki bağlantıyı ‘yanlışlara dayalı, aşağılık ve kabul edilemez’ olarak nitelendirdi.

Netanyahu gibi Kushner da “İsrail'i karalayan açıklamalar ve Filistin devletini tanıyan adımlar aşırılıkçıları cesaretlendiriyor, şiddeti körüklüyor ve Fransa'daki Yahudi kimliğini tehlikeye atıyor” dedi.

Kushner, “Bugün artık lafı dolandırmaya gerek yok. Antisiyonizm, antisemitizmdir. Nokta” ifadelerini kullandı.

ABD'nin Fransa Büyükelçisi, ‘genç Fransızların yaklaşık yarısının Holokost'u hiç duymadığını’ söyleyerek öfkesini dile getirdi.

Kushner, “Bu cehaletin devam etmesi, Fransız okullarının müfredatını sorgulamamıza neden oluyor” dedi.

Antisemitizm konusu, Batı Avrupa'nın en büyük Yahudi topluluğuna (500 bin kişi) ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere sempati duyan büyük bir Arap Müslüman topluluğuna ev sahipliği yapan Fransa'da son derece hassas bir konu.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının başlamasından bu yana her iki toplulukta da nefret suçlarında keskin bir artış kaydedildi.

Macron'un eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu toplantısında Fransa'nın Filistin devletini resmi olarak tanıyacağını açıklaması, o dönemde İsrail'den hızlı bir şekilde eleştiri aldı.

Bu adımın ardından Kanada, Avustralya, Andorra, Finlandiya, İzlanda, İrlanda, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, San Marino ve Slovenya da eylül ayında Filistin'i tanıma niyetlerini açıkladı.


Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
TT

Trump'ın aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmeler

ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Arşiv- Reuters)

“I24 News” televizyonu, dün, Amerikan ve İsrailli yetkililerin, Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki aralık ayı başında İsrail'e yapacağı ziyaretle ilgili görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

Ziyaretin kesinleşmesi halinde, Trump'ın ikinci dönem başkanlığı sırasında Kudüs'e yaptığı ilk ziyaret olacak.