İsrailli bakan, ‘iki devletli çözüm’ dosyası açılırsa hükümeti devirmekle tehdit etti

Bennett’in Washington ziyareti arifesinde ABD baskısına dair bir korku mevcut.

Geçen Haziran ayında koalisyon kurulduğunda Bennett ve yardımcısı Shaked (Getty)
Geçen Haziran ayında koalisyon kurulduğunda Bennett ve yardımcısı Shaked (Getty)
TT

İsrailli bakan, ‘iki devletli çözüm’ dosyası açılırsa hükümeti devirmekle tehdit etti

Geçen Haziran ayında koalisyon kurulduğunda Bennett ve yardımcısı Shaked (Getty)
Geçen Haziran ayında koalisyon kurulduğunda Bennett ve yardımcısı Shaked (Getty)

ABD Başkanı Joe Biden’in Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile iletişim kurması ve İsrail-Filistin çıkmazını değiştirmek üzere müzakereler başlatma isteği Washington ziyaretinin arifesinde olan İsrail Başbakanı Naftali Bennett’i baskı altına alabileceğine dair haberler sızıyor. Bu bağlamda İçişleri Bakanı Ayelet Shaked, 22 Ağustos’ta ‘Filistin devletinin kurulmasını içeren siyasi bir çözüm’ müzakerelerine gitmesi halinde hükümeti devirmekle tehdit etti.
Yamina Partisi’nde Bennett’ten sonraki ikinci lider olan Shaked, İsrail Kamu Yayın Kuruluşu’na (KAN) yaptığı açıklamada, bu hükümette iki devletli çözümden bahsetmenin gerçekçi olmadığını söyledi. Bennett ve hükümetteki tüm sağcı unsurların bir Filistin devletinin kurulmasını reddettiğini belirten Shaked, bu durumda da onlar açısından hiçbir şeyin değişmediğini vurguladı. Konu gündeme gelirse Bennett’in ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşmede ne yanıt vereceğine ilişkin bir soruya ise Shaked, “İki devletli çözüme karşı olduğunu söyleyecektir. Bizim tavrımız bellidir. Bu koalisyon hükümetinin kurulmasına, tüm bileşenlerinin bu meselenin çözülmeyeceğine dair verdiği sözden sonra karar verildi” şeklinde yanıt verdi.
Bennett’in hükümetteki ortağı, alternatif başbakan ve Dışişleri Bakanı Yair Lapid, konuya ilişkin farklı bir dil kullandı. Geçen perşembe günü yaptığı açıklamada, iki devletli çözümü desteklediğini ve hala bu desteği sürdürdüğünü belirtti. Lapid, Bennett ile rotasyon anlaşması uygulandığında ve başbakan kendisi olduğunda bu konuda müzakere olasılığını uzak görmedi. Yair Lapid, Filistin meselesine dair mevcut hükümette bir mutabakat olmadığını, ancak başbakan olduğunda bu durumun değişebileceğini söyledi.
Ayelet Shaked ise konuya ilişkin olarak, “Üyesi olduğumuz bir hükümette Filistin devleti olmayacak. Bu, Lapid ve solcular tarafından biliniyor. Bu hükümette tartışmalı konularla ilgilenmedikleri açıktı. Aramızdaki anlaşmaları görmezden gelir ve bu tür müzakerelere girerse, bir hükümeti olmayacak” dedi.
ABD yönetiminin, İsrail hükümeti ile Filistin Yönetimi arasındaki ilişkilerin olumsuz koşullarını değiştirmek için Bennett hükümetiyle bir diyalog yürütmesi dikkat çekici. Hükümetin istisnai yapısı nedeniyle nihai çözüm hakkında karar alamayacağı fikrini başlangıçta kabul etmesine rağmen ABD, Filistinlilerin hayatlarını ve ekonomik durumlarını kolaylaştıracak büyük adımların atılması talep ediyor. Ve hükümetin iki kutbu olan Bennett ve Lapid’in Abbas’a ve hükümetine dayattığı yabancılaşmayı eleştiriyor. Hükümet, iki ay önce kurulduğundan beri Abbas’la veya Filistin başbakanıyla bir görüşme gerçekleştirmedi. Bu görev, Bennett ve Lapid’in bilgisi ve rızasıyla Abbas ile iki kez telefon görüşmesi yapan Onursal Başkan Yitzak Hertzog ve Savunma Bakanı Benny Gantz’e bırakıldı.
Lapid, konuya ilişkin bir sorulan soruya şöyle yanıt verdi: “Ebu Mazen ile çalışmaların çoğu güvenlik alanında, Dışişleri Bakanlığı alanında değil. Benim açımdan Ebu Mazen’i aramanın aciliyeti yok.” ABD’liler, İsrail’in uzun bir sakinlik dönemi için Hamas ile bir anlaşma için çalışırken, Ramallah’taki Filistin sepetini güçlendirmek üzere çalışması gerektiğine inanıyor.
ABD, İsrail- Filistin arenasında patlak veren ve yılın başından Mayıs ayına kadar zirveye ulaşan olayların, ‘siyasi çıkmazın bir anlamı olmadığını ve vatandaşlara umudu yeniden kazandırmak için çalışma yapılması gerektiğini gösterdiğini’ belirtiyor. Washington ile bu diyaloğa aşina olan Tel Aviv’deki kaynaklara göre ABD’liler, üst düzey bir siyasi diyalog sürdürürken ve güvenlik koordinasyonunu derinleştirerek, gelecekteki bir çözüm ortağı olarak Filistin Yönetiminin güçlendirilmesine ve Batı Şeria’da istikrarın sağlanmasına katkıda bulunacak somut adımlar istiyor.



Pasifik Okyanusu'nda "uyuşturucu kaçakçılığı" yapan bir gemiye düzenlenen ABD saldırısında dört kişi öldü

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)
TT

Pasifik Okyanusu'nda "uyuşturucu kaçakçılığı" yapan bir gemiye düzenlenen ABD saldırısında dört kişi öldü

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth'in sunduğu videodan alınan arşiv görüntüleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir teknenin hedef alınmasını gösteriyor (AFP)

ABD ordusunun açıklamasına göre Amerika Birleşik Devletleri, Doğu Pasifik Okyanusu'nda uyuşturucu kaçakçılığıyla bağlantılı bir gemiyi hedef alan yeni bir saldırı düzenleyerek "dört terörist uyuşturucu kaçakçısını" öldürdü.

Güney Komutanlığı gemiyle ilgili olarak şunları belirtti: “İstihbarat, geminin Doğu Pasifik'te bilinen bir uyuşturucu kaçakçılığı rotası üzerinde seyrettiğini ve uyuşturucu kaçakçılığı operasyonlarına karıştığını doğruladı.”

Açıklamada ayrıca, “Dört terörist uyuşturucu kaçakçısı öldürüldü ve hiçbir ABD askeri personeli yaralanmadı” denildi.

Başkan Donald Trump'ın yönetimi, aylardır Venezuela'ya deniz kuvvetleri takviyesi yaparak ve ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığını iddia ettiği teknelere yönelik ölümcül saldırılar düzenleyerek artan bir baskı uyguluyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre bu saldırılarda (son saldırı dahil) en az 99 kişi hayatını kaybetti.


Rapor: Çin, ABD tarafından finanse edilen nükleer teknoloji araştırmalarından faydalanıyor

Amerikan bayrağı (AFP)
Amerikan bayrağı (AFP)
TT

Rapor: Çin, ABD tarafından finanse edilen nükleer teknoloji araştırmalarından faydalanıyor

Amerikan bayrağı (AFP)
Amerikan bayrağı (AFP)

ABD Kongresi'nin dün yayınladığı bir raporda, Çin'in ABD Enerji Bakanlığı'ndan fon alan Amerikalı araştırmacılarla olan ortaklıklarını kullanarak Çin ordusuna hassas nükleer teknolojiye, ekonomik ve askeri uygulamaları olan diğer yeniliklere erişim sağladığı ortaya çıktı.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre raporun yazarları, Amerika Birleşik Devletleri'nin ileri teknoloji araştırmalarını korumak ve Pekin'in Amerikan vergi mükellefleri tarafından finanse edilen araştırmalardan faydalanmasını engellemek için daha fazla çaba göstermesi gerektiğinin altını çiziyor.

Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri'nde bilimsel araştırmaların korunmasını iyileştirmek için çeşitli değişiklikler önerdiler; bunlar arasında Enerji Bakanlığı tarafından Çin ile ortaklık içeren araştırmalar için fonlama kararlarına rehberlik edecek yeni politikalar geliştirilmesi de yer alıyor.

Bu soruşturma, Kongre'nin, iki ülke arasındaki teknolojik ve askeri rekabet ortamında, Amerikan araştırmalarının Çin'in askeri genişlemesini desteklemek için kullanılmamasını sağlama yeteneğini güçlendirme çabaları çerçevesinde geliyor.

Temsilciler Meclisi Çin Komünist Partisi Faaliyetleri Seçim Komitesi ve Temsilciler Meclisi Eğitim ve İşgücü Komitesi'nden araştırmacılar, Haziran 2023 ile bu yılın Haziran ayı arasında yayınlanan ve ABD Enerji Bakanlığı tarafından finanse edilen bilim insanları ile Çinli araştırmacılar arasındaki iş birliğini içeren 4 bin 300'den fazla araştırma makalesini ortaya çıkardı.

Bu makalelerin yaklaşık yarısı, Çin ordusu veya sanayi üssüyle bağlantılı Çinli araştırmacılar tarafından yazılmıştır.

Özellikle endişe verici olan, araştırmacıların federal fonların, Pentagon'un Amerika Birleşik Devletleri'nde faaliyet gösteren Çin askeri şirketleri veri tabanında listelenen bazı şirketler de dahil olmak üzere, doğrudan Çin ordusu için çalışan Çin devletine ait laboratuvarlar ve üniversitelerle yapılan araştırma iş birliklerine aktarıldığını tespit etmeleridir.

Raporda ayrıca Amerikalı araştırmacılar ile Çin'de siber saldırılar düzenlemek ve insan hakları ihlallerinde bulunmakla suçlanan gruplar arasındaki iş birliğine de dikkat çekildi.


Moskova ve Tahran "koordinasyon yol haritası" imzaladı

Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)
Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)
TT

Moskova ve Tahran "koordinasyon yol haritası" imzaladı

Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)
Lavrov ve Arakçi, önümüzdeki üç yıl için diplomatik koordinasyon planını imzaladı (İran Dışişleri Bakanlığı)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve İranlı mevkidaşı Abbas Arakçi dün Moskova'da diplomatik koordinasyon için bir "yol haritası" imzaladılar; bu, iki ülke arasındaki kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması çerçevesinde atılan ilk pratik adım oldu.

İki bakan, ikili ilişkiler ile İran nükleer programı da dahil olmak üzere bölgesel ve uluslararası konuları kapsayan "kapsamlı ve detaylı" görüşmeler gerçekleştirdi.

Lavrov, diplomatik planın ikili iş birliği için "özel bir statü" oluşturduğunu ve yirmi yılı aşkın bir süre için koordinasyon çerçevesini belirlediğini vurgulayarak, yeni istişare planının düzenli siyasi koordinasyon mekanizmalarını derinleştirdiğini belirtti. Ayrıca Moskova'nın İran'ın barışçıl amaçlı uranyum zenginleştirmesine destek verdiğini açıklayan Lavrov, Batı'nın önlemlerini ve yaptırımlarını "yasa dışı" ve siyasi çözümlere engel olarak nitelendirdi.

Arakçi ise Tahran'ın nükleer tesislerine verilen hasara rağmen zenginleştirmeye devam edeceğini vurgulayarak, Rusya ile ilişkilerin "giderek daha yakın ve birbirine bağlı hale geldiğini" ifade etti. İmzalanan planın "iki dışişleri bakanlığının 2026-2028 dönemi için gündemini belirlediğini ve önümüzdeki üç yıl boyunca iş birliği için bir yol haritası görevi gördüğünü" kaydetti.