Dera’daki çatışmalar sonrası Ürdün-Rusya zirvesi gündemde

Ürdün Kralı 2. Abdullah
Ürdün Kralı 2. Abdullah
TT

Dera’daki çatışmalar sonrası Ürdün-Rusya zirvesi gündemde

Ürdün Kralı 2. Abdullah
Ürdün Kralı 2. Abdullah

Yaklaşık bir ay önce Washington'da düzenlenen Ürdün-ABD zirvesinde ABD Başkanı Joe Biden ve yönetim kadrosuyla görüşen Ürdün Kralı 2. Abdullah, bugün ise Moskova'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya gelecek.
Şarku’l Avsat’ın Ürdün haber ajansı PETRA'dan aktardığı habere göre, Veliaht Prens Hüseyin bin Abdullah, Kral Abdullah’ın temsilcisi olmak üzere kabine huzurunda yemin etti.
Ürdünlü kaynaklar, zirvede silahlı faaliyetlerin geri dönüşü karşısında Suriye ve Dera sınır bölgesindeki gelişmelerin, Suriye rejim ordusunun muhalif gruplara karşı yaklaşmakta olan operasyonunun ele alınacağını düşünüyor. Aynı zamanda kaydedilen bazı kaçakçılık girişimleri ardından Suriye'den Ürdün'e silah ve uyuşturucu kaçakçılığı meselesinin, Ürdün'ün bakış açısından Güney Suriye'de çözüm elde edilmesi şansının ve Suriye içindeki herhangi bir askeri harekatın komşu ülkelere yansımaması yönündeki güvencelerin de konuşulacağı bekleniyor.
Ürdün’ün DEAŞ’a bağlı gruplar dahil olmak üzere çeşitli referanslar ile Suriye’de faaliyet gösteren milislerin silahlı faaliyetleri hakkında istihbarat sağlaması ardından Amman ve Moskova, Suriye'de ve sınırlardaki güvenlik koordinasyonunda ortaklık ediyor.
Ürdün ile Suriye arasındaki Dera sınır bölgesinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve Suriye'de yeniden askeri gerginliğin yaşanması, iki ülkedeki içişleri bakanlarının telefon görüşmeleri ardından Amman'ın geçtiğimiz ay sonlarında iki ülke arasındaki sınırların yeniden açılması yönünde aldığı kararın dondurulmasına neden oldu.
Ürdün tarafında bulunan, Suriyeli muhalif grupların ele geçirmesi ardından 2015 yılı ortalarında kapatılıp 2018 yılında yeniden açılan Cabir Geçişi, Ürdün güvenliğini tehdit ediyor. Koronavirüs salgını dolayısıyla Eylül 2020’de alınan tekrar kapatma kararı, Dera'daki güvenlik durumu nedeniyle sürüyor.
Şarku'l Avsat'a konuşan Ürdünlü siyasi kaynaklar, toplantıda başta Filistin sorunu olmak üzere bir dizi meselenin gözden geçirileceğini, iki devletli çözüm temelinde adil ve kapsamlı bir barışa ulaşma yönünde çalışmanın, ekonomi, yatırım ve güvenlik işbirliği alanlarındaki ilgili dosyaların ele alınacağını bildirdi. Üst düzey siyasi kaynaklar, Lübnan'a gaz ve elektrik sağlamaya hazır olan Ürdün'ün Lübnan'daki devlet kurumlarına, orduya, ülkenin güvenlik ve istikrarına destek olarak gerekli yardımı sağlama planlarından bahsetti. Elektrik iletim hatlarının hazırlanması aşamalarının tamamlaması aylar alacağı için Lübnan'da istikrarın yeniden sağlanması çabalarına acil destek verilmesini gerektiriyor.
Ürdün-Rusya zirvesi, Amman'daki diplomatik faaliyetlerin, Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın hem Lübnan Başbakan Yardımcısı, Savunma ve Dışişleri Bakanı Zeyne Aker ve Lübnanlı diğer siyasi liderler, hem de Katar ve Türkiye dışişleri bakanlarıyla görüşmeleri ardından geldi.
En son Ekim 2019'da Rusya'nın Soçi şehrinde bir araya gelen Putin ve Kral 2. Abdullah, 11 Temmuz 2020'de Kremlin'in bildirdiğine göre koronavirüs salgınıyla mücadele çabalarını, Suriye ve Libya dosyalarını tartıştıkları bir telefon görüşmesinde bulunmuştu.



Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
TT

Yemen'de taraflar arasında ‘ABD yıkımını ülkenin başına kim musallat etti?’ tartışması

ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)
ABD'nin Husilere yönelik saldırıları Yemen'de tartışmaya yol açtı (X platformu)

Tevfik eş-Şenvah

Yemen’in meşru hükümeti ve Husiler, on yılı aşkın bir süredir Yemen'in başına bela olan yıkımın sorumlusu olarak birbirlerini suçlamaya devam ediyor. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-Eryani dün yaptığı açıklamada, İran destekli Husilerin 2014 yılındaki darbeden bu yana ‘Yemen'in altyapısı ve ekonomisindeki yıkımın başlıca nedeni olmakla’ suçladı.

Aynı zamanda uluslararası meşruiyete sahip Yemen hükümetinin sözcüsü olan Eryani, Husilerin kurtarılmış bölgelerdeki hayati tesislere sistematik saldırılar düzenlediğini, örneğin 30 Aralık 2020 tarihinde Aden Uluslararası Havalimanı'na İran yapımı balistik füzelerle düzenledikleri saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 110 kişinin de yaralandığını ve havalimanının altyapısının zarar gördüğünü söyledi. Husilerin 2022 yılında da Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat edilen limanlara yönelik saldırılarda bulunduklarını belirten Eryani, bunlar arasında insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler kullanılarak ed-Debba ve Neşime limanlarına yönelik saldırıların da olduğunu ifade etti.

Yemenli Bakan, söz konusu saldırıların Husilerin iddia ettiği gibi Yemen'i ya da Gazze'yi savunmak için değil, Yemen'i yok etmeyi, halkını yoksullaştırmayı ve bölgenin güvenliğini baltalamayı amaçlayan İran gündemini uygulama stratejisinin bir parçası olduğunu söyledi.

Husilerin Kızıldeniz'deki uluslararası gemilere yönelik saldırıları da dâhil olmak üzere çeşitli maceraperestliklerinin, ABD ve İngiltere tarafından ‘Refahın Muhafızı Operasyonu’ kapsamında geçtiğimiz yıl ocak ayında başlayan askeri saldırılarını tetiklediğini söyleyen Eryani, bu saldırıların yıkımın birincil nedeni olmadığını, daha ziyade Husilerin saldırılarına karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.

Öte yandan Husiler, Yemen halkının çektiği acılardan başta Yemen’in meşru hükümeti olmak üzere ABD ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi. ABD merkezli haber kanalı NBC tarafından aktarılan Husilere bağlı medya organlarının haberlerine göre Husiler, 17 Mart 2025 tarihinde 53 kişinin ölümüne ve 98 kişinin yaralanmasına neden olan ABD’nin son saldırılarını ‘suç teşkil eden saldırganlık’ olarak nitelendirdi. Kızıldeniz’deki gemilere ve askeri hedeflere yönelik saldırılarının dış müdahaleye ve Gazze'ye uygulanan kuşatmaya karşı savunma amaçlı bir yanıt olduğunu vurgulayan Husiler, Filistinlilerle dayanışma içinde olduklarını açıkladılar.

Medyada yer alan haberlere göre Husilerin Kızıldeniz’de uluslararası gemilere yönelik saldırıları ülke içindeki popülariteleri ve saflarına savaşçı çekme hızını arttırdı. Uluslararası toplumu kendileriyle etkileşime girmeye zorladılar ve Yemen'in resmi hükümeti olarak tanınmamalarına rağmen popüler bir yankı uyandırdılar. Nüfuzları zayıf olmasına rağmen İsrail'e füze atmalarının ardındaki gizli amaçlarından biri de buydu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Yemen hükümeti, İran'ı, ‘Birleşmiş Milletler (BM) silah ambargosunu ihlal ederek Husileri İHA ve balistik füzeler gibi çeşitli silahlarla desteklemekle’ suçluyor. Buna karşın İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Genel Komutanı Hüseyin Selami, İran medyasına yaptığı açıklamada, Tahran'ın Husilerin kararlarını doğrudan kontrol ettiği iddialarını reddederek Husilerin kararlarını bağımsız bir şekilde aldıklarını vurguladı. Ancak Yemen hükümeti çevreleri İran'ın desteğinin Husilerin eylemlerinin ana kaynağı olduğunda ısrar ediyor.

Yemen hükümeti, ABD'nin hava saldırıları sonucunda Husilerin kontrolündeki limanlarda meydana gelen ağır kayıpların ardından ‘Husiler Yemen'e yıkım getiriyor’ etiketiyle (hashtag) bir sosyal medya kampanyası başlattı. Kampanyanın amacının ‘Husilerin suçlarını ifşa etmek ve ülke kaynaklarına verdikleri zararın boyutlarını ortaya koymak, altyapı ile ekonomik ve sivil tesislerin tahrip edilmesinden ve bunların savaş amacıyla kullanılmasından onları tamamen sorumlu tutmak’ olduğu belirtildi.

Husiler cuma günü, ABD'nin Yemen'in batısındaki Hudeyde ilinde bir petrol ihracatı limanına gece boyunca düzenlediği saldırılarda ölenlerin sayısının 80'e yükseldiğini ve bu sayının Washington'ın bir ay önce başlattığı yoğun hava saldırılarının en ölümcülü olduğunu açıkladılar.

Bu arada saldırılar şiddetlenmeye devam ederken, ABD ile İran arasındaki müzakereler Umman’ın başkenti Maskat'ın ardından Roma'da tüm hızıyla devam ediyor. Basında yer alan haberlerde, İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney’in Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'la bölgedeki birçok karmaşık meseleyi görüşmek üzere bir araya gelmesinin ardından gerilimin azalacağına dair umutlar ifade edildi.