Barzani ve Maliki görüşmesi, Sadr’a karşı ‘en tehlikeli kışkırtma’ olarak görünüyor

Irak’taki seçim ittifaklarında en başa dönüldü.

Mesud Barzani, Nuri el-Maliki’yi karşıladığı anın fotoğrafını Twitter’dan paylaştı.
Mesud Barzani, Nuri el-Maliki’yi karşıladığı anın fotoğrafını Twitter’dan paylaştı.
TT

Barzani ve Maliki görüşmesi, Sadr’a karşı ‘en tehlikeli kışkırtma’ olarak görünüyor

Mesud Barzani, Nuri el-Maliki’yi karşıladığı anın fotoğrafını Twitter’dan paylaştı.
Mesud Barzani, Nuri el-Maliki’yi karşıladığı anın fotoğrafını Twitter’dan paylaştı.

Irak’taki siyasi gruplar, özellikle Mukteda es-Sadr liderliğindeki Sadr Hareketi başta olmak üzere bazı siyasi grupların seçim yarışından çekilmesinin ardından Ekim’de yapılması kararlaştırılan parlamento seçimlerinin akıbeti belirsizliğini koruyor. Bu ortamda, Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) başkenti Erbil’de Kürt lider Mesud el-Barzani’yi ziyaret ederek herkesi şaşırttı. Özellikle Maliki’nin iki dönem yaptığı (2006-2014) başbakanlığının ikinci döneminde Maliki ve Barzani’nin siyasi pozisyonlarında sert bir bölünme görülmüştü. Geçtiğimiz yıllarda aralarındaki ilişki neredeyse kopma noktasına gelen ikili bir araya geldi. Maliki ve Barzani’nin arasındaki ilişkinin şeklini bilen siyasi gözlemciler için bu ziyaret bir sürpriz niteliğindeyken, Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) Eski Kürt Milletvekili Macid Şengali Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Ziyaret sürpriz değildi aksine bir süre önce kararlaştırılmıştı. Hatta geciktiğini bile söyleyebiliriz” dedi. Şengali’ye göre, bu ziyaretin, Sadr’ın seçim boykotuna rağmen seçimin vaktinde yapılması ya da ertelenmesi konusunda nihai bir pozisyon belirlenmesi için baskı yapan son gelişmelerle ilgisi bulunmuyor. Şengali, “Maliki önemli bir siyasi lider. Dolayısıyla Erbil’i ziyaret etmesi ve 2003’ten sonra en belirgin Kürt liderlerden biri olan Barzani ile görüşmesi, özellikle mevcut şartlar çerçevesinde ve seçimlerin erteleneceği yönünde çok sayıda söylentinin olduğu bir dönemde, gerçekten beklenen bir durum” diye konuştu.
Şengali, açıklamasının devamında şu değerlendirmede bulundu:
“Barzani ve Maliki’nin seçimin kararlaştırılan tarihte yapılmasına yönelik vurguları ve özellikle de Necef’teki yüksek dini merciin (Ali es-Sistani) bu seçimlerin yapılmasını tümüyle desteklediğini belirten bilgiler, seçimin vaktinde yapılması yönünde büyük bir itici gücü temsil ediyor. Bu ziyaret, seçimi takip eden süreçte bir sonraki hükümetin kurulmasına katkı sağlayacak ittifakların kurulması için Kürdistan Demokrat Partisi ile bir çeşit uzlaşmaların yapılması noktasında öneme sahip. Bu da parlamento rejimi üzerine kurulu bir siyasi düzende oldukça doğal bir durum.”
Maliki’nin liderliğindeki İslami Davet Partisi, Erbil ziyaretiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Ziyaret, İslami Davet Partisi ile Kürdistan Demokrat Partisi arasındaki güçlü kardeşlik ilişkileri bağlamında geldi. Görüşme sırasında Irak ve bölgedeki siyasi durum, terör tehlikeleri ve siyasi sürecin karşı karşıya olduğu sorunlarla ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. Görüşmede gelecek parlamento seçimlerinin seyrine ışık tutuldu. Zira iki taraf, seçimlerin belirlenen tarihte yani 10 Ekim 2021’de düzenlenmesine ve özgür, şeffaf ve adil şartlarda yapılmasının güvence altına alınmasına vurgu yaptı. Aynı şekilde iki taraf, seçimlerin yapılması için güvenli bir ortamın sağlanması, vatandaşların oylarının hile ve manipülasyondan korunarak halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı” ifadelerine yer verdi.
Hatırlanacağı üzere Mukteda es-Sadr’ın liderliğindeki Sadr Hareketi ile Mesud Barzani’nin liderliğindeki KDP arasındaki ittifak sinyalleri, Sadr’ın seçimlerden çekildiğini ilan etmesinin birkaç gün öncesinde Sadr Hareketi Siyasi Heyeti’nin Erbil’i ziyaret ederek Barzani ile görüşmesinde verilmişti. Ancak Maliki’nin Erbil ziyareti, ittifak denklemini yeniden oluşturması ve iki tarafın rakiplerini saflarını birleştirerek karşı ittifak kurmaları hususunda kışkırtması bekleniyor. Bu ziyaret, seçimlerin yapılması ve ertelenmesiyle ilgili farklı görüşlerin olduğu bir ortamda, şimdiye kadar seçimden çekilmiş görünen Sadr için en tehlikeli kışkırtma olarak değerlendiriliyor. Siyasi grupların bir araya gelerek seçimin vaktinde yapılması veya ertelenmesiyle ilgili ortak bir karara varmaları bekleniyor. Maliki ve Barzani’nin seçimlerin yapılmasına yönelik vurguları, seçimin vaktinde düzenlenmesini destekleyen tarafların elini güçlendirdiği düşünülüyor.
Öte yandan Irak Vefa Hareketi Genel Sekreteri Adnan ez-Zurfi, halkın taleplerini karşılayacak modern bir devlet inşa etme konusundaki başarısızlıktan siyasi rejimi sorumlu tuttu. Mustafa el-Kazımi’den önce başbakanlık görevi teklif edilen Zurfi, bir televizyon programında yaptığı konuşmada, “Geçmiş yıllar boyunca başarısız olmalarının nedenlerini açıklamak için siyasi liderlerle münazaraya girmeye hazırım. Hükümetlerin kurulmasının arkasında duran ve hükümette yer alan (siyasi) güçler hayali programları esas aldı. Bu süreç, halkı yeni seçim programlarına teşvik etmeyi gerektiriyor” ifadelerini kullandı.



Sednaya’nın eski mahkumları işkencecileri ile yüzleşti

Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı'nda sergilenen Sednaya Hapishanesi’nde tutulurken kaybolduğu düşünülen kişilerin fotoğrafları (Arşiv- Reuters)
Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı'nda sergilenen Sednaya Hapishanesi’nde tutulurken kaybolduğu düşünülen kişilerin fotoğrafları (Arşiv- Reuters)
TT

Sednaya’nın eski mahkumları işkencecileri ile yüzleşti

Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı'nda sergilenen Sednaya Hapishanesi’nde tutulurken kaybolduğu düşünülen kişilerin fotoğrafları (Arşiv- Reuters)
Şam'ın merkezindeki Merce Meydanı'nda sergilenen Sednaya Hapishanesi’nde tutulurken kaybolduğu düşünülen kişilerin fotoğrafları (Arşiv- Reuters)

Suriye İçişleri Bakanlığı, eski rejim döneminde Sednaya Hapishanesi’ndeki tutuklulara karşı ihlallerde bulunan bazı gardiyanların itiraflarda bulundukları bir video yayınladı.

İç güvenlik yetkilisi Muhammed Abdulkadir yaptığı açıklamada, Sednaya Hapishanesi’nde görevli gardiyanların Humus kırsalındaki el-Hula ve Telkele ilçelerinde gerçekleştirilen bir güvenlik ve istihbarat operasyonu sonrasında yakalandıklarını söyledi. Suriye devlet televizyonu El-İhbariyye’ye konuşan Abdulkadir, Sednaya Hapishanesi gardiyanlarının itiraflarının, eski rejim döneminde tutukluların infaz edilmeden önce maruz kaldıkları zulmü ortaya çıkardığını belirtti.

Videoda, Sednaya'da tutuklu bulunan bazı kişilerin ve onları çeşitli işkence yöntemlerine maruz bırakan gardiyanların itirafları yer alıyordu.

İçişleri Bakanı Enes Hattab, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda şunları yazdı:

“Bu görüntü, ezilen her özgür insana, baskı ve suçun gecesi ne kadar uzun sürerse sürsün, özgürlük ve haysiyet güneşinin yeniden doğacağı mesajını vermek için yeterli.”

Paylaşımında her türlü baskıcı katile bir mesaj göndererek, ne kadar kaçmaya çalışırlarsa çalışsınlar adaletin elinin onlara ulaşacağını ve adaletin zamanın geçmesiyle ortadan kalkmayacağını söyleyen Hattab, “Bu görüntü, geçmiş ile gelecek arasındaki acı ve umut hikâyesini özetliyor ve her türlü baskı er ya da geç sonunu bulacak” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.

Suriye İçişleri Bakanlığı geçtiğimiz temmuz ayında Tartus ilindeki iç güvenlik güçlerinin, Suriyelilere karşı savaş suçları ve ihlallerde bulunan Sednaya Hapishanesi Müdür Yardımcısı Albay Sair Hüseyin'i, titiz bir güvenlik operasyonu sonucunda yakaladığını duyurdu.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, iç güvenlik güçlerinin Albay Sair Hüseyin’i Tartus kırsalındaki uzak bir bölgede saklanırken gözaltına aldığı ve gerekli yasal işlemlerin yapılması için yetkili mahkemeye sevk edildiği belirtildi.

Görsel kaldırıldı.Şam'ın kuzeyindeki Sednaya Hapishanesi’nde iki ilmekli ipi gösteren bir adam, 9 Aralık 2024 (AP)

Suriye İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan ve Anadolu Ajansı (AA) tarafından aktarılan bir videoda, gardiyanlardan biri, beş gardiyanın her bir mahkumu zincirledikten sonra ölünceye kadar işkence ettiklerini söyledi. Ayrıca, bazı tutukluların ölümlerinden sonra koku yaymamaları için yiyecek ve içecek verilmeden hücre hapsinde tutulduklarını da belirtti.

Başka bir işkenceci gardiyan, tek seferde zincirlenmiş halde 200 kişi gördüğünü söyledi. Bir diğeri ise meslektaşlarıyla birlikte 130 tutukluyu hücrelerinden alıp idam cezalarını infaz ettiklerini açıkladı. Hapishane müdüründen onlara tecavüz etmek için kızlar getirmesini istediğini söyleyen aynı şahıs, dokuz kadına tecavüz edip sonra onları öldürdüğünü aktardı.

Videoda Sednaya'nın kurbanlarından biri olan Ahmed Muheymid, işkencecisinin karşısında otururken, 2019 yılında tutuklandığını ve gardiyanının Mahir Derviş olduğunu söyledi. Mahir Derviş, tutukluları dayak ve hakaretlerle karşılayan 12 askerden biriydi. Muheymid, “Bazıları, özellikle yaşlılar, işkencenin şiddetinden dolayı öldü. Mahir Derviş’in tükürdüğü çayı içmeyenler, ayaklarının altına elektrik kablosuyla 400 kez vurma ile cezalandırıldı” diye anlattı.

 Bacağı kesilmiş başka bir kurban, gardiyana dönerek “Beni hatırlıyor musun?” diye sordu ve kendisine yapılanları (işkence yöntemlerini kastederek) “Aramalar... tıraş... ziyaretler... hakaretler...” diye sıraladı. Giysilerini çıkarıp işkencenin izlerini, artık onun bir parçası ve işkencenin canlı bir kanıtı haline gelmiş olan izleri göstererek, “Beni nasıl dövdüğünü hatırlıyor musun?” diye sordu.

Görsel kaldırıldı.Esed rejiminin düşüşünden sonra boşaltılan ve ‘mezbaha’ olarak bilinen Sednaya Hapishanesi’nde, dağınık eşyaların arasında duran Suriyeli bir kadın (Reuters)

İnsan hakları kuruluşları ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan raporlar, düşen eski rejimin yargılama yapmadan toplu infazlar gerçekleştirdiği Sednaya Hapishanesi'nde binlerce tutuklunun sistematik ve gizli bir şekilde öldürüldüğünü ortaya koyuyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu raporlarda devrik rejimin 2011 ile 2015 yılları arasında haftada 50 kişi olmak üzere binlerce tutukluyu infaz ettiğini tahmin ediliyor.

Sednaya Hapishanesi'nin eski mahkumları, bu ihlalleri belgelemek için şubat ayında Suriye Devrimi Tutuklular Derneği'ni kurarak, işkence ve kötü muameleyle ünlü bu hapishanede mahkumların maruz kaldığı ihlalleri ortaya çıkarmak ve haklarını savunmak amacıyla harekete geçti.

Beşşar Esed ülkeden kaçtıktan ve Suriyeli muhalif gruplar şehirlerin kontrolünü ele geçirdikten sonra hapishaneler, gözaltı merkezleri ve güvenlik şubeleri açıldı ve tutukluları serbest bırakıldı. Ancak on binlerce tutuklunun iz bırakmadan kaybolduğu orta çıktı. Toplu mezarların keşfedilmesiyle kayıpların ölmüş olabileceği düşünülüyor.


4'ü gazeteci olmak üzere 20 kişi öldürüldü... Gazze'deki Nasır Tıp Kompleksi'nde İsrail katliamı

4'ü gazeteci olmak üzere 20 kişi öldürüldü... Gazze'deki Nasır Tıp Kompleksi'nde İsrail katliamı
TT

4'ü gazeteci olmak üzere 20 kişi öldürüldü... Gazze'deki Nasır Tıp Kompleksi'nde İsrail katliamı

4'ü gazeteci olmak üzere 20 kişi öldürüldü... Gazze'deki Nasır Tıp Kompleksi'nde İsrail katliamı

Filistinli sağlık yetkilileri bugün, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'ne düzenlenen İsrail hava saldırısında, 4'ü gazeteci olmak üzere 20 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Yetkililere göre, Reuters’ın fotoğrafçısı Husam el-Mısri, saldırıda hayatını kaybeden basın mensupları arasında yer alıyordu. Yetkililer, yine Reuters’ta çalışan fotoğrafçı Hatem Halid'in de yaralandığını bildirdi.

Görgü tanıkları, arama-kurtarma ekipleri, gazeteciler ve diğer kişilerin ilk saldırının olduğu yere koştuktan sonra ikinci bir saldırı gerçekleştiğini bildirdi. Reuters'ın görüntülerinde, el-Mısri'nin hastaneden yaptığı canlı yayının, yayın esnasında meydana gelen ilk saldırı anında aniden kesildiği görüldü.

Al Jazeera, Gazze Şeridi'nde İsrail'in düzenlediği bir saldırıda kameramanı Muhammed Selame'nin hayatını kaybettiğini doğruladı. Bu olay, kanal için çalışan diğer gazetecilerin benzer bir saldırıda öldürülmesinden yaklaşık iki hafta sonra meydana geldi.

Kanalın X hesabı üzerinden yapılan paylaşımda, “Al Jazeera kameramanı Muhammed Selame, Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'ne düzenlenen İsrail saldırısında yaşamını yitirdi” denildi.

El-Aksa televizyonu daha önce, İsrail'in Nasır Tıp Kompleksi'nin acil servis binasını hedef alan bombardımanında üç gazeteci de dahil olmak üzere en az 14 kişinin hayatını kaybettiğini, ardından itfaiye ve ambulansların olay yerine vardığı sırada ikinci bir saldırı gerçekleştirildiğini bildirmişti.

AFP'nin Nasır Tıp Kompleksi'ne düzenlenen bombardımanla ilgili sorusuna yanıt olarak İsrail ordusu, konuyu ‘soruşturduğunu’ bildirdi.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP'ye verdiği demeçte, tıp kompleksine düzenlenen iki saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının dört gazeteci de dahil olmak üzere 15'e ulaştığını söyledi.

Sivil Savunma Müdürlüğü, Nasır Tıp Kompleksi'nin bombalanmasının ardından yaralıları kurtarmak ve hayatını kaybedenleri çıkarmak için çalışan bir itfaiyecinin öldürüldüğünü ve yedi sivil savunma personelinin yaralandığını duyurdu.

 Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi, iki İsrail saldırısının hedefi oldu. (AFP)Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi, iki İsrail saldırısının hedefi oldu. (AFP)

10 Ağustos gecesi Gazze şehrine yönelik İsrail saldırısında Al Jazeera ekibinden dört kişi ve kanal için çalışan iki serbest kameraman hayatını kaybetti.

İsrail ordusu, öldürülen dört gazeteciden biri olan Enes eş-Şerif'i hedef aldığını kabul ederek, onu Hamas'a mensup bir ‘terörist’ olarak nitelendirdi.

Gazeteciler için kurulan çadırı hedef alan saldırı, uluslararası kamuoyunda öfkeye ve basın özgürlüğü örgütlerinin kınamasına yol açtı.

Gazze Şeridi'nde düzenlenen saldırılar

Filistin medyası, bugün şafak vakti Gazze Şeridi'nde düzenlenen İsrail saldırılarında 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Şifa Tıp Kompleksi'nden bir sağlık kaynağı, Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya, Gazze şehrinin kuzeybatısındaki el-Kerame bölgesinde bir eve düzenlenen İsrail hava saldırısında en az iki vatandaşın yaşamını yitirdiğini ve birkaç kişinin yaralandığını söyledi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir çadırı bombalaması sonucu bir kadın yaşamını yitirdi, yedi kişi de yaralandı. Öte yandan Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'a yardım sağlayan bir ekibin bombalanması sonucu üç kişi hayatını kaybetti, birkaç kişi de yaralandı.

Cibaliye'nin el-Kerame mahallesinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan bir ev (AFP)Cibaliye'nin el-Kerame mahallesinde İsrail hava saldırıları sonucu yıkılan bir ev (AFP)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki ez-Zerka ve Cibaliye en-Nezle bölgelerinde geniş çaplı yıkım operasyonları gerçekleştirdi ve ayrıca Gazze şehrinin güneydoğusundaki ez-Zeytun mahallesinde bir dizi sivil evi yıktı.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, son 24 saat içinde Gazze Şeridi’nde açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 11 yeni ölüm olduğunu bildirdi. Böylece Gazze Şeridi’nde açlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin toplam sayısı 117'si çocuk olmak üzere 300'e ulaştı.

İsrail, bu ay Gazze şehrini kontrol altına almak için bir plan onayladı ve burayı Hamas’ın son kalesi olarak nitelendirdi. Planın birkaç hafta içinde uygulanması beklenmiyor, bu da arabuluculuk yapan ülkeler Mısır ve Katar'a Hamas ile İsrail arasında ateşkes görüşmelerini yeniden başlatmak için zaman tanıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün, küresel endişe ve iç muhalefete yol açan saldırıyı sürdürme sözü verdi.

Cibaliye'nin el-Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)Cibaliye'nin el-Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından yıkımı inceleyen Filistinliler (AFP)

Katz cuma günü yaptığı açıklamada, Hamas'ın İsrail'in şartlarına göre savaşı sona erdirmeyi ve tüm rehineleri serbest bırakmayı kabul etmediği takdirde Gazze şehrinin yerle bir edileceğini söyledi.

Gazze Şeridi'ndeki savaş, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te Yahudi devletinin güney yerleşimlerine benzeri görülmemiş bir saldırı düzenlemesiyle başladı. İsrail ise bu saldırıya, yıkıma uğramış Gazze Şeridi'nde şiddetli bombardıman ve askeri operasyonlarla yanıt verdi.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre, Hamas'ın 2023'teki saldırısında bin 219 kişi öldü.

Hamas saldırısı sırasında kaçırılan 251 rehineden 49'u Gazze Şeridi'nde tutulmaya devam ediyor. Bunların 27'si İsrail tarafından ölü ilan edildi.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından güvenilir kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre, İsrail’in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında çoğu sivil olmak üzere 62 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti.


İsrail: Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'ı desteklemeye hazırız

Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
TT

İsrail: Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'ı desteklemeye hazırız

Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)
Fransız BM barış gücü güçleri, Lübnan'ın güneyindeki Kefr Kila köyündeki Lübnan-İsrail sınırında devriye geziyor (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, İsrail'in Hizbullah'ın silahsızlandırılması konusunda Lübnan'a destek vermeye hazır olduğu belirtildi.

Netanyahu'nun ofisi açıklamasında, "Hem İsrail hem de Lübnan için iş birliği ruhuyla ilerleme ve Hizbullah'ı silahsızlandırma ortak hedefine odaklanma zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Lübnan kabinesi, bu ayın başlarında ABD'nin İran bağlantılı grubu silahsızlandırma planının hedeflerini onayladı.

Açıklamada, "Lübnan Silahlı Kuvvetleri Hizbullah'ı silahsızlandırmak için gerekli adımları atarsa, İsrail de ABD öncülüğündeki güvenlik mekanizmasıyla eşgüdüm halinde İsrail askeri varlığının kademeli olarak azaltılması da dahil olmak üzere karşılıklı önlemler alacak" ifadeleri yer aldı.

Hizbullah ve Emel Hareketi protesto çağrısında bulundu

Bu arada, Lübnan Emel Hareketi Merkezi Çalışma Ofisi ve Hizbullah Merkez Birliği ve İşçi Birimi bugün yaptıkları açıklamada, hükümetin silah edinmeyi devletle sınırlama kararını protesto etmek için çarşamba öğleden sonra Beyrut şehir merkezinde bir miting yapılması çağrısında bulundu.

İki grup da hükümetin kararlarını ulusal çıkarlara aykırı olarak nitelendirerek, "Ülkemizin karşı karşıya olduğu zorluklara uzun süredir sabrettik ve artık birleşik ulusal duruşumuzu ifade etmenin zamanı geldi" ifadelerini kullandı.

Emel Hareketi ve Hizbullah, yaptıkları açıklamada, protestonun "düşmanın gücünü kırma yeteneğini kanıtlamış silahlarımızı koruma hakkımızı ve topraklarımızı ihlal eden İsrail düşmanına direnme hakkımızı teyit ettiğini" belirtti.

Lübnan hükümeti, bu ayın başlarında orduya yıl sonuna kadar silahları devlet kontrolüne alma görevini verme kararı aldı.

Hizbullah'ın geçen yıl İsrail ile girdiği savaşta ağır bir darbe alması üzerine, Genel Sekreter Hasan Nasrallah da dahil olmak üzere örgütün önde gelen liderlerinden birkaçı öldürülmüş ve geçen kasım ayında ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı.

Ateşkes anlaşması Lübnan'ı silahların sadece altı devlet güvenlik kurumunda bulundurulmasını zorunlu kıldı ve sivil grupların yeniden silahlanmasını yasakladı.

İsrail, ateşkese rağmen Lübnan'ın güney ve doğusunda “Hizbullah'a ait silah depoları ve savaşçılar” olduğunu iddia ettiği yerlere hava saldırılarını sürdürdü.