FII Enstitüsü CEO’su Attias, Şarku’l Avsat’a konuştu: Ekim ayında politikacılar ve özel sektör için bazı göstergeler açıklayacağız

Attias: FII Enstitüsü insanlığa yardım etmek için diyalog yoluyla çözümler üretmeye çalışıyor

FII Enstitüsü önümüzdeki Ekim ayında yapılacak oturumla etkinliklerine yeniden başlayacak
FII Enstitüsü önümüzdeki Ekim ayında yapılacak oturumla etkinliklerine yeniden başlayacak
TT

FII Enstitüsü CEO’su Attias, Şarku’l Avsat’a konuştu: Ekim ayında politikacılar ve özel sektör için bazı göstergeler açıklayacağız

FII Enstitüsü önümüzdeki Ekim ayında yapılacak oturumla etkinliklerine yeniden başlayacak
FII Enstitüsü önümüzdeki Ekim ayında yapılacak oturumla etkinliklerine yeniden başlayacak

Suudi Arabistan’da faaliyet gösteren ve yenilikçi alanlarla ilgilenen yatırım şirketi Gelecek Yatırım Girişimi Enstitüsü (Future Investment Initiative Institute/FII Enstitüsü) CEO’su Richard Attias, enstitünün belirli alanlardan etkili olmak amacıyla diyalog kavramını güçlendirmeye katkıda bulunan yenilikçi bir çalışma modeliyle insanlığa yardım etmek için gerçekçi çözümler üretmeyi hedeflediğini söyledi. Attias, FII Enstitüsü’nün şuan beş ilgi alanına odaklandığını da sözlerine ekledi.
Attias, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, insanlığa somut gerçekleri ve rakamları sunmayı öncelediğini söylediği FII Enstitüsü’nün, insanlığın geleceğine yatırımı destekleyen rakamlar ve gerçekler aracılığıyla politikacıların ve özel sektörün doğru yönde ilerlemesine yardımcı olacak çeşitli göstergeleri sunmak üzere olduğunu açıkladı.
FII Enstitüsü tarafından Ekim ayında beşincisi düzenlenecek olan konferansın, 2020 yılının Şubat ayından bu yana yüz yüze gerçekleşecek ilk uluslararası toplantı olacağına dikkati çeken Attias, konferansta, insanlığın yararına olacak en önemli konuların ele alınacağını belirtti. FII Enstitüsü CEO’su, girişimin enstitüye dönüşmesinden sonra belirlediği vizyonuna, eylem mekanizmasına ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası aşamada konferans düzenlemenin önemine değindi.
İşte FII Enstitüsü CEO’su Richard Attias’ın Şarku’l Avsat’a verdiği röportajın tam metni:

Girişimin enstitüye dönüşmesinden sonra, FII Enstitüsü, üreticilik konusunda nasıl bir rol oynayabilir ve ‘İnsanlığı Etkilemek’ sloganı altında olumlu bir fikrin gerçeğe dönüştürmesini sağlayan asıl değişim nedir?
Bugünün dünyası, birkaç ay öncekinden çok farklı. Her ne kadar yeni fırsatlar oluştursa da beraberinde endişeleri de getiren tam bir belirsizlik içinde yaşıyoruz. Ülkelerin çoğu, sınırlarının birkaç hafta mı, yoksa birkaç ay mı açık kalacağını bilmiyor. Bunun yanı sıra bazı teknoloji şirketlerinin ve hisse senetlerinin Kovid-19 salgını krizinde kazanç elde etmelerine rağmen işlerin yolunda gidip gitmeyeceğini bilmeyen şirketler var. Bir yandan dünya açılmaya ve toparlanmaya başlarken diğer yandan örneğin perakende şirketlerinin, yeni Kovid-19 varyantlarının ortaya çıktığı dönemde yeniden gelişmeye başladıklarını gördük. Herkesin yaşadığı sorunlarla karşı karşıyayız. Bundan bahsediyorum çünkü neredeyse periyodik olarak ortaya çıkmaya başlayan belirsizlik dönemlerinde, insanlığa nasıl yardım edileceğini düşünmek, ihtiyacı olanlara yardım etmek ve girişimcileri, yenilikçileri ve çözüm bulmaya çalışanları desteklemek önemli bir konu haline geldi. Bu nedenle sadece ‘İnsanlığa Yatırım’ başlığı altında birçok önemli alanda çalışan yeni nesil kurumlardan olacak olan FII Enstitüsü gibi küresel bir kar amacı gütmeyen kuruluş konseptinde çok yenilikçi bir yapı oluşturmaya karar verdik. Enstitü, çalışmalarında önce kendisine ‘İnsanlık için ne yapabiliriz? Suudi Arabistan'da veya bölgede ya da tüm dünyada neler yapabiliriz?’ sorularını soruyor.

Peki, ne yapabilirsiniz?
Dünyanın dört bir yanından yetenekli ve parlak beyinleri bir araya getirip onların gelişimlerine katkıda bulunarak önemli ve kapsamlı adımlar atmamız, fikirlerini gerçekçi çözümlere dönüştürmemiz gerekiyor. Bu yüzden insanların yaşayış biçimini değiştirecek olan yapay zeka ve insanlık için büyük çözümler üretebilecek robotik ve en etkili üçüncü alan olan eğitim başta olmak üzere şimdilik başlıca beş çalışma alanına odaklanma kararı aldık. Özellikle pandemi nedeniyle halen eğitimlerine devam edemeyen milyonlarca çocuğun olması karşısında; ‘Neden eğitime erişimleri yok? İnternet bağlantısı veya bilgisayarı yoksa internet üzerinden eğitime nasıl ulaşılabilir?’ sorusunu soruyoruz. Koca bir neslin eğitime erişimi yok. Onlar için neler yapabileceğimize bakmalıyız, bu önemli. Bahsettiğim beş ilgili alanından dördüncüsü sağlık alanı, beşincisi ise gezegenimizin sürdürülebilirliği.

Yani bunlar, FII Enstitüsü’nün etkili olmak istediği beş alan, ama bu nasıl olacak?
FII Enstitüsü’nün hedeflerini, çatısı altında buluşturan tek bir kural ile hızlı düşünmek, fikir alışverişinde bulunmak ve harekete geçmek mümkün. Parlak beyinlerin bir araya gelerek aydın fikirler bulmaya çalıştıkları bir düşünce sütunu yapılabilir. Bunun üzerine birçok çalışma, anket ve gösterge yayınlayacağız. Değişim kavramını barındıran ikinci sütunda, bu fikirler bir araya getirilip konferanslarda, zirvelerde ve etkinliklerde tartışılarak sonuca ulaşılması sağlanabilir. Son olarak FII Enstitü’yü diğerlerinden ayıran en önemli nokta olan çalışma sütunu geliyor. Beş ilgi alanımız içinde gelecekte öncü olabilecek büyük projelere yatırım yaparak çalışacağız. Ayrıca, FII Enstitüsü’nün şuan doğru yerde ve zamanda olduğuna inanıyoruz.

FII Enstitüsü bir sonraki aşama için neler planlıyor?
Önceliklerimiz, nasıl eylem odaklı olabiliriz sorusunu sorarak pratik yönelimlerle belirleniyor. İnsanlara bazı somut gerçekleri ve rakamları sunmamız gerekiyor. Bu nedenle, politikacıların ve özel sektörün doğru yönde hareket etmesine yardımcı olacak bazı göstergeler sunacağız. Örneğin, bir başkan veya bir dünya lideri, bu göstergeler sayesinde sağlık sisteminin zayıf veya hatalı olduğunu anlayabilir. Göstergelerden edinilen bu bilgiler, sağlık sektörü için daha fazla bütçe ayırmasına ve bunu diğer ülkeler ve hükümet girişimleriyle karşılaştırmasına yardımcı olacaktır. Bu nedenle önümüzdeki üç ay içinde bir takım etkinlikler başlatmak, bazı göstergeler sunmak, çeşitli rapor ve anketler yayınlamak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bunların karar mercilerinin karar alma aşamalarında etkisi olacaktır. Bu sebeple raporlarımıza ‘etki’ adı veriliyor. Ayrıca, fiili katılımın önemine dikkati çekerek bazı forumlara ve konferanslara ev sahipliği yapmaya çalışıyoruz. Eylül ayında New York'ta sağlık konulu yüz yüze bir etkinlik düzenlemeyi umuyoruz. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Toplantısı oturum aralarında yapılacak olan etkinlik, üç saat sürecek. İlaç ve aşıların geleceğiyle ilgili neler yapabileceğimizi tartışmak üzere düzenleyeceğimiz etkinlikte, özel sektörden seçkin uzmanlar ve çok sayıda karar vericiyi ağırlayacağız. Dünya son 9 ay içinde 5-6 aşı üretebildi. Ama daha fazla harcama gerektiren herhangi bir olumsuz gelişmeyle mücadele etmek için aşılamayı, araştırma ve geliştirmeyi nasıl iyileştireceğimizi de bilmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde harcama yapılması gereken doğru alanların belirlenmesine yardımcı oluyoruz. Ayrıca, gelecek Ekim ayında FI Enstitüsü tarafından beşincisi düzenlenecek olan ‘İnsanlığa Yatırım’ başlıklı yıllık konferansımızda diğer önemli konularla birlikte bu konu da tartışılacak.
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında, tüm dünyaya 2021 yılında bir toparlanmayla ilgili oldukça iyimser olduğumuza dair bir mesaj gönderdiğimizi hatırlıyorum. Hiç yanılmadık, bu toparlanmayı birçok sektörde göreceğiz. Çünkü birçok sektörle birlikte turizm sektörü de yeniden canlandı. Bugün eskisi gibi değiliz. Sektörler toparlanmaya başlıyor, ancak sürdürülebilirlik için uzun vadede çözümler bulmak ve insanlığa yatırım yapmak gerekiyor.
Suya, gıdaya, tarıma, teknolojiye ve sürdürülebilirliğe yatırım yapmamız gerekiyor. Bunlar da tartışacağımız ana konular arasında yer alıyor. Ekim ayında gerçekten faydalı bir iş yaptığımızdan emin olmak amacıyla önümüzdeki üç ay için harika fikirler üretmeyi ve pandemi sonrası insanların direkt olarak yüz yüze katıldığı ilk platform olmayı önceliyoruz. 

FII Enstitüsü’nün ‘düşünme, görüş alışverişi ve eylem’ olarak belirlediği üç sacayağıyla belirlenen vizyona nasıl ulaşılacağına dair herhangi bir ayrıntı var mı? Bu sacayaklarının vizyonunuzu uygulamaya ne gibi bir faydası olabilir?
Vizyonumuz, ‘İnsanlığa nasıl yardım edebiliriz?’ sorusu üzerine inşa edildi. Biz sadece teorisyen değiliz. Enstitünün vizyonunu desteklemek için gündemimiz ve misyonumuz kesinlikle büyük fikirleri desteklemek amacıyla üretici olmak olduğundan fikirleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. ÜVizyonun üç sacayağına gelince düşünce sütunu, FII Enstitüsü’nü Avrupa, Afrika ve ABD’deki üniversitelerin yanı sıra çeşitli bilim ve araştırma kurumları ile çoklu ortaklıklar ve gerçek somut anlaşmalar yapan bir düşünce kuruluşu haline getirmeyi amaçlıyor.
Şirketler için her zaman aklınızda bulundurmanız gereken çevresel ve sosyal yönetim ilkelerine dayalı çoklu fikir ve projeleri hayata geçirmek için birlikte hareket etmeye çalışacağız. Görüş alışverişi sütunu ise, FII Enstitüsü’nü sadece bir etkinlik düzenleyicisi olarak değil, bir diyalogcu olarak öne çıkaran tartışmalar, konferanslar ve etkileşimli zirveler için platformlar oluşturmaktan sorumludur. Bu sütun aracılığıyla, özellikle tüm gençler için kapsayıcılık ve açıklık ilkesini aktifleştiriyoruz. FII Enstitü olarak onları destekliyoruz, onlara yardım ediyoruz ve bazı projeleri destekleyerek ve bunları küresel tartışmalara dahil ederek bilgi ve finansmana erişimlerini sağlıyoruz. Eğer genç nesil bugünkü tartışmalarımızın bir parçası olmayacaksa neden bir sonraki nesil için çalışalım ki.
Barıştan işe, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve diğer konulara kadar diyalog olmadan hiçbir meselenin çözülemeyeceğine inanıyoruz. Bunu Kovid-19 salgını sırasında da olumlu bir etkisi olan tartışmalar gerçekleştirme amacıyla çevrimiçi konferanslar düzenleyerek yaptık. New York'ta ve Riyad’daki fiili katılımlı beşinci konferansımızda da bunu yapacağız.
Üçüncü sacayağı olan eylemin ise FII Enstitüsü’nün bahsi geçen; yapay zeka, robotik, eğitim, sürdürülebilirlik ve sağlık şeklindeki beş ilgi alanında gelişen projelere yatırım yapmayı hedeflediğini söylemek isterim.  Bu nedenle, Enstitüde ticari bir şirket veya bir risk sermayesi şirketi olarak hareket eden, uygun projeleri seçen, inceleyen ve değerlendiren bir yatırım ekibimiz görev alıyor. Şimdiden değerleri yarım milyon ile iki milyon dolar arasında değişen 4 ilginç projeye yatırım yaptık bile.

FII Enstitüsü’nün sürdürülebilirlik, sağlık, eğitim, yapay zeka ve robotik olarak sıralanan beş ilgili alanından konuştuk. Peki, ama neden özellikle bu alanlar?
FII Enstitüsü’nün Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman tarafından kuruldu. FII fikrinin başlangıcında FII Enstitüsü Yönetim Kurulu Başkanı Yasir er-Rumayyan ile birlikte kendisiyle tanışma şerefine nail olduğumda söylediklerinden alıntı yapacağım. Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ı dünyanın her yerinden herkesin görmesi, nereye ve nasıl para yatırılması gerektiğini, en faydalı ve başarılı alanların ve bu anlayışı gerçekleştiren yatırımların neler olduğunu bilmesi gereken bir destinasyon olarak tanımladı. Bu nedenle, önceki konferanslarımızda ve gerçekleşen tüm tartışma ve diyaloglarda, insanlığın ve dünyanın en önemli güncel konularını ve gelecekteki ilgi alanlarını ele alabildik. Bunları 2019 yılında kurulan FII Enstitüsü’nün stratejisine dahil ettik. Dolayısıyla FII Enstitüsü’nün kuruluşu, stratejisi ve çalışma alanları, devlet başkanlarından, bilim adamlarından, düşünürlerden, CEO'lardan ve iş adamlarından dünyanın en önemli beyinlerinin ve şahsiyetlerinin etkili diyaloglarının bir ürünü ve özetinden ibaret olduğunu söyleyebiliriz.

‘İnsanlığa Yatırım’ başlığı altında gerçekleştirilecek olan beşinci FII Enstitüsü konferansında yeni neler yer alıyor? Size neler ilham veriyor? Ne istiyorsunuz? Beklentiniz nedir?
Beşinci konferans muhtemelen geçtiğimiz yılın Şubat ayından bu yana fiili katılımlı ilk uluslararası etkinlik olacak. Şimdiden 200'den fazla uluslararası konuşmacımız ve Riyad'a geleceklerini teyit eden bin 300'den fazla uluslararası katılımcımız var. Konferansın sağlık prosedürlerine ve önlemlerine uygun bir şekilde gerçekleşmesi için Sağlık Bakanlığı, havayolları ve lojistik hizmetleri ile koordinasyon içinde çalışıyoruz. Tüm katılımcıların güvenliğini sağlayan uygun ve sağlıklı bir ortam yaratmak önceliklerimizden biridir.
Yenilikler arasında fiili katılım yer alacak. Bir diğer yenilik ise, sağlık, sürdürülebilirlik, eğitim, teknoloji, yapay zeka ve robotik gibi sonuçlarının olumlu ve tüm insanlığa faydalı olması şartıyla ve devlet varlık fonları, yatırım şirketleri, büyük şirketler ve önemli yatırım alanlarında tanınmış aile kuruluşlarının desteğiyle insanlık yararına olan en önemli konulara odaklanacağız. Bu nedenle, söz konusu konferansın avantajı, tek gündem maddesi olan yani ‘insanlığı’ önceleyen ilk büyük uluslararası toplantı olmasıdır.
Bunun yanı sıra metaverse (sanal gerçeklik teknolojisi ve internet ekosisteminin bir araya geldiği kurgusal evren), hibrit (hem yüz yüze hem çevrimiçi) eğitim, şirketler için çevresel ve sosyal yönetim ve diğerleri gibi bazı hayati konuların ele alınacağı etkileşimli zirveler düzenlenecek.
Sadece petrol ve petrolün geleceği, enerji kaynaklarının geleceği, imalat veya arabaların geleceği hakkında konuşmayacağız. Gündemimiz; ‘Halkımız ve tüm dünya halkları için ne yapabiliriz?’ sorusunun yanıtını aramak olacak.
Özellikle dünyanın halen devam eden Kovid-19 salgını yüzünden büyük sıkıntılar çekmesinden sonra, her şeyi yeniden yapılandırma sürecine girdik. Özellikle tüm dünya bir değişim sürecinden geçtiğinden ve iş, seyahat, eğitim ve sağlık gibi birçok alan değişimlere uğradığından bu salgından ders çıkarmamız, kaçınmamız ve toparlamamız gerekiyor. Örneğin, parçası olduğunuz basın alanında, haberleri takip etmek eskisi gibi olmayacak. Yalan haber dünyasında yaşadığımızdan bilgileri en az üç kere kontrol etmeniz gerekecek. Şuan duyduğumuz veya gördüğümüz hiçbir şeye inanamayız. Durumu kontrol altına almamız gerekiyor. Çünkü eğer bir aşı hakkında veya salgınla ilgili yanlış bir haber verirseniz tüm dünyada paniğe yol açarsınız. Bu nedenle, herkes sorumlu ve hesap verebilir olmalıdır. FII Enstitüsü’nde çevreci ve sosyal bir kurumsal yönetim ilkesi doğrultusunda sorumlu ve hesap verebilir olmaya çalışıyoruz, çünkü insanlığı önemsiyoruz. Bu çok önemli. Bağlı olduğumuz misyon bu. İşimizi sadece bir iş olarak görmüyoruz. Tüm çalışma arkadaşlarımız, bu işi önemli bir hedef olarak görüyor. Ayrıca FII Enstitüsü ekibinin, finans, yatırım, pazarlama, akademik çalışma, uluslararası ilişkiler, iletişim ve halkla ilişkiler gibi birçok sektörde seçkin ve birikimli insanlardan oluştuğunu belirtmeliyim. Hepimiz, somut bir mirasa sahip olmak istediğimizden yorulmak nedir bilmeden çalışıyoruz. En önemlisi de bu. Mirasımız, bir gün uyanmak ve insanlığımız için iyi bir şey yaptığımızı söylemektir. Evet, bu kadar basit.

Kovid-19 pandemisinden sonra devasa bir uluslararası etkinliğin gerçekleşmesinin en önemli kısmı nedir?
Etkinliğin pandemi sonrasında değil, pandemi sırasında gerçekleşeceğini vurgulamak istiyorum. Çünkü pandemi halen devam ediyor. Konferansının en önemli kısmı dünya liderlerinin vizyonunun ne olduğunu ve yaşananlardan neler öğrendiklerini tartışmak olacak. Bu sadece bizimle ilgili değil. Tüm dünya liderlerinin ve CEO'ların pandemi krizinden öğrendikleriyle ilgili. Dünyanın dört bir yanından yüzden fazla CEO hakkında araştırma yaptık ve başkalarına daha fazla kulak vermeleri gerektiğini öğrendik. Dünya büyük ölçüde değişiyor ve bizim daha açık olmamız gerekiyor. Bu sorunuzu yanıtlarken 5. FII Enstitüsü Konferansı'nın sadece bir etkinlik olmadığını, bu açık görüşmeleri ve diyalogları başarılı kılmak için mümkün olan her şeyi yapmanın bizim misyonumuz olduğunu hissediyorum.  Bu yüzden en iyi akademisyenleri, en iyi araştırmacıları, düşünürleri ve aktivistleri, en iyi girişimcileri ve CEO'ları bulacağız. İstenen sonuçları elde etmek için hükümet liderlerine, politikacılara, kamuya mal olmuş kişilere ve yenilikçilere ihtiyacımız olacak.
Biliyorsunuz, konferans, İklim Değişikliği Zirvesi başta olmak üzere çeşitli küresel etkinliklerin yapıldığı bir dönemde gerçekleşecek. Bu da küresel konuşmaların ve diyalogların merkezinde olacağımız anlamına geliyor. Bu yüzden en iyi sonuçlara ulaşmak için oyunun kurallarını değiştirenler arasına girmek isteyen herkesi konferansımıza katılmaya davet ediyorum.



NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

TT

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

NEOM, 2027'de ilk ticari yeşil hidrojen üretimini başlatmaya hazırlanıyor

Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'nun (PIF) sahibi olduğu NEOM'daki gelişme hızı, Oxagon ve NEOM Yeşil Hidrojen projelerinin üretim ve işletmeye yaklaşmasıyla birlikte hızlanıyor. Söz konusu projeler, Suudi Arabistan’ın temiz enerji ve ileri endüstrilere geçişinde önemli bir rol oynuyor. Bu adım, karbon emisyonlarının azaltılması ve ulusal ekonominin çeşitlendirilmesini hedefleyen Vizyon 2030 çerçevesindeki çalışmalar kapsamında atılıyor. Yenilenebilir enerji ve teknolojik yenilik temelli entegre sanayi ve teknoloji ekosistemlerinin inşası yoluyla, NEOM’un sürdürülebilir sanayiler ve geleceğin teknolojileri alanında küresel bir merkez olarak konumunu güçlendirmesi amaçlanıyor.

İşletme ve bakım

NEOM Yeşil Hidrojen Şirketi CEO'su Visam el-Gamidi, şirketin 2026'da test ve devreye alma aşamalarını tamamladıktan sonra 2027'de ticari üretime başlamaya hazırlandığını duyurdu. Bu projenin, Suudi Arabistan’ın temiz enerjiye geçişinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ve karbonsuzlaşma ve net sıfır emisyon hedefleri olan Vizyon 2030 hedefleriyle uyumlu olduğunu açıkladı.

Şirketin ACWA Power, Air Products ve NEOM arasında bir ortak girişim olduğunu ve NEOM projesi kapsamındaki sanayi şehri Oxagon'da bulunduğunu belirtti. Proje üç ana tesisten oluşuyor: Oxagon'daki hidrojen üretim tesisi, yaklaşık 80 kilometre doğuda bulunan güneş enerjisi sahası ve yaklaşık 120 kilometre kuzeydeki rüzgâr türbini sahası.

El-Gamidi, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda, projenin toplam üretim kapasitesinin 2026 yılı sonuna kadar hidrojen tesisine güç sağlamak için 4 gigawatt olacağını ve ticari üretimin ertesi yıl 2027'de başlayacağını açıkladı. Tesis, günde 600 ton hidrojen üretebilecek; bu hidrojen, yılda 1,2 milyon ton amonyağa dönüştürülecek ve projenin bir parçası olarak inşa edilen deniz rıhtımı da dahil olmak üzere tesise ait özel bir liman üzerinden sevk edilecek. El-Gamidi, şirketin yaklaşık iki yıl önce inşaat aşamasına girdiğini ve şu anda inşaat aşamasının yüzde 80'inden fazlasını tamamladığını, güneş ve rüzgâr enerjisi santrallerinin ise ileri aşamalarda olduğunu ve 2026 yılında hidrojen tesisine test ve işletme için enerji sağlamaya hazır olduğunu bildirdi.

El-Gamidi, şirketin sadece fabrikayı inşa etmekle kalmayıp, aynı zamanda kurumsal yapısını da kurduğunu, bugüne kadar yaklaşık 350 çalışanı istihdam ettiğini, operasyonlar, bakım ve tüm destek fonksiyonları için gerekli yetenekleri çektiğini açıkladı. Şirket ayrıca, bu gelecek vaat eden sektöre katılmak üzere yeni mezunları eğitmek ve nitelik kazandırmak için özel eğitim programları başlattı.

El-Gamidi, şirketin Oxagon bölgesinde bulunmasının ve limanın hidrojen tesisine yakın olmasının projenin başarısında belirleyici bir rol oynadığını belirtti. El-Gamidi’ye göre, tüm rüzgâr türbinleri Neom Limanı ve Oxagon hizmetleri üzerinden ithal edildi. Ayrıca hidrojen tesisinin ana ekipmanları ve birçok diğer ekipman da Neom Limanı ve Oxagon üzerinden getirildi.

Oxagon'un sanayi bölgesindeki yatırımcılara NEOM'da lisans ve izinler, liman hizmetleri, mühendislik ve lojistik hizmetlerini içeren entegre bir sistem sağladığını ve bunun da projenin uygulama aşamalarında önemli ilerlemeler kaydetmesini sağladığını belirtti.

El-Gamidi, bugün inşa edilenin sadece bir istasyon değil, küresel bir model haline gelecek yeni bir endüstrinin başlangıcı olduğunu vurgulayarak, büyük ölçekli bir hidrojen endüstrisi kurmanın ve onu geleceğe taşımanın mümkün olduğunu dünyaya kanıtladığını ifade etti.

Projenin ekonomik ve sosyal etkisi hakkında konuşan el-Gamidi, şirketin NEOM Yeşil Hidrojen Projesi kapsamında 300 ila 350 arasında doğrudan istihdam sağlayacağını ve bunların çoğunun halihazırda doldurulduğunu, ayrıca destekleyici sektörlerde bu sayının 6 ila 7 katı arasında dolaylı istihdam yaratacağını açıkladı.

Projenin NEOM'da yer almasının, tesisin bakımını ve uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için sürekli endüstriyel hizmetlere ihtiyaç duyulacağı anlamına gelen, yukarı ve aşağı akış hizmetlerinin geliştirilmesine kapı açacağını belirtti. Suudi Arabistan'daki hidrojen endüstrisinin yapay zekâ, dijitalleşme ve mühendislik çözümleri gibi alanlarda uzmanlaşmış birçok şirketi çekeceğini ve Suudi ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yeni bir dayanak noktası olacağını vurguladı.

Gelecekteki fırsatlar

Oxagon CEO'su Vishal Wanchoo ise projenin NEOM'da ileri ve temiz endüstrilere ev sahipliği yaptığını ve bölgenin ana ekonomik itici güçlerinden biri olduğunu vurguladı. Oxagon'daki çalışmaların 2021'de planın başlatılmasından bu yana önemli ilerleme kaydettiğini açıkladı. Şehrin, Neom limanı çevresindeki Kızıldeniz'de, özellikle Avrupa ve Afrika olmak üzere birçok coğrafi bölgeye mükemmel erişim sağlayan stratejik bir konumda bulunduğunu ve bu nedenle ürün ihracatı ve Suudi Arabistan'a hizmet vermek için ideal bir yer olduğunu belirtti.

Wanchoo, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Neom Limanı’nın halihazırda faaliyete geçtiğini ve endüstriyel şirketleri Oxagon'da iş kurmaya çekmek için çabaların sürdüğünü, Neom Yeşil Hidrojen Projesi’nin ise yeşil hidrojenin büyük ölçekli üretimi için ilk büyük proje olduğunu bildirdi. Ayrıca, Oxagon'un endüstriyel şehir için odaklandığı temel alanlar olan yapay zekâ veri merkezlerini genişletmenin ve genel olarak yapay zekâ sistemini geliştirmenin yanı sıra entegre bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak için çalıştığını da doğruladı.

Wanchoo, Neom Limanı’nın şu anda Yeşil Hidrojen Projesi’ne malzeme tedarik ederek ve karmaşık sevkiyatlar gerçekleştirerek hizmet verdiğini açıkladı ve projenin gelecekteki fırsatlarına yönelik büyük heyecanı vurguladı. Ayrıca, Oxagon'un önceliklerinden birinin kapsamlı bir yenilenebilir enerji sistemi kurmak olduğunu belirterek, yeşil hidrojen alanındaki çalışmaların yaklaşık dört yıl önce başladığını ve geleneksel enerjiden temiz enerjiye geçişin devam ettiği göz önüne alındığında, Krallığa hizmet etmek ve ihracat kapasitesini artırmak için yenilenebilir enerji sisteminin tüm unsurlarının geliştirilmesinin önemini vurguladı.

Wanchoo, Oxagon’un odaklandığı ilk üç temel sütunun, rüzgâr enerjisi teknolojisinin geniş ölçekte yerli üretimi, güneş enerjisi teknolojisinin orta ve nihai aşamalarda yerli olarak üretilmesi ve yüksek üretim kapasitesine sahip bu tesislerin hem Suudi Arabistan’ın yenilenebilir enerji ihtiyacını karşılaması hem de ihracat pazarlarına hizmet etmesi olduğunu belirtti. Ayrıca, yenilenebilir enerji ekosisteminin kilit unsurlarından biri olarak batarya teknolojilerinin geliştirilmesi yönünde çalışmaların sürdüğünü ifade eden Wanchoo, bu alanda projenin önemli bir ilerleme kaydettiğini vurguladı.

Temiz ve teknik endüstrilerle ilgili olarak, Oxagon'un tüm faaliyetlerinin doğası gereği temiz enerji olan yenilenebilir enerji etrafında döndüğünü açıkladı. Hedefin yenilenebilir enerji bileşenlerinin üretimi ile sınırlı olmadığını, Oxagon'daki tüm endüstrilerin tamamen yenilenebilir enerji kullanarak çalıştırılmasına kadar uzandığını vurguladı. NEOM Yeşil Hidrojen Projesi'nin en büyük yenilenebilir enerji üretim projelerinden biri olduğunu ve tamamen temiz enerjiyle çalıştığını, bu sayede Oxagon'daki diğer endüstrilere de aynı enerjiyi sağladığını belirtti.

Wanchoo, teknik alandaki odak noktalarının yapay zekâ olduğunu belirterek, yapay zekâ ile yenilenebilir enerji arasında yakın bir bağlantı bulunduğunu vurguladı. Günümüzde yapay zekânın karşılaştığı en büyük zorluklardan birinin sürdürülebilirlik olduğunu, zira bu alanın soğutma amaçlı büyük miktarda enerji ve su tükettiğini söyledi. Bu nedenle, Oxagon, sürdürülebilir çözümler benimsemeye özen gösteriyor. Şehirde kurulacak dev yapay zekâ veri merkezi, yenilenebilir enerji ile çalışacak ve soğutma için deniz suyu kullanılacak; böylece operasyonların ve kullanılan teknolojilerin sürdürülebilirliği sağlanmış olacak.

Wanchoo ana hedefin bu görüşmeleri ilerletmek ve şirketlerin faaliyetlerine başlayabilmeleri için anlaşmaları sonuçlandırmak olduğunu vurguladı. Yenilenebilir enerji ve yapay zekâ projelerinin hızlı büyümesi göz önüne alındığında, planın 2026 yılı sonundan önce endüstriyel üretime başlamak ve 2027 yılına kadar tam üretime ulaşmak olduğunu belirtti.


Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
TT

Savaş hazırlığını artırmaya yönelik Suudi Arabistan- Amerika tatbikatları

Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)
Tatbikatın amacı operasyonel hazırlığı artırmak, deneyim alışverişinde bulunmak ve ortak operasyonların icrasını entegre etmek (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Suudi Arabistan ve ABD kara kuvvetleri arasındaki ortak askeri tatbikat "Quincy-1" dün Fort Irwin askeri üssünde başladı.

Tatbikat, operasyonel hazırlığı artırmayı, uzmanlık alışverişinde bulunmayı ve çeşitli muharebe ortamlarında ortak operasyonların entegrasyonunu amaçlıyor.

Resim   Ortak tatbikat manevraları “Quincy-1” Fort Irwin askeri üssünde başladı, (Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı)

Yaklaşık bin 200 mil karelik bir alanı kaplayan dev Fort Irwin askeri üssü, Kaliforniya ve Nevada eyaletleri arasında, Mojave Çölü'nün kalbinde yer almaktadır.


Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
TT

Suudi Arabistan’a F-35 satışı masada: İsrail’in askeri hakimiyeti zayıflayabilir

Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)
Amerikan yapımı F-35'leri aktif olarak bir muharebede kullanan ilk ülke 2018'de İsrail olmuştu (Reuters)

ABD, Suudi Arabistan'ın 48 adet F-35 savaş jeti satın alma teklifini değerlendiriyor. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla Reuters'a konuşan ABD'li yetkililer, Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) teklif üzerinde aylardır çalıştığını belirtiyor. 

Pentagon'daki politika departmanından geçen teklifin, bakanlıktaki üst düzey yetkililer tarafından değerlendirmeye alındığı ifade ediliyor. 

Diğer yandan nihai satış kararı için kabine düzeyinde ilave onaylar, Kongre'ye bildirim ve Donald Trump'ın imzası gerekecek.

Haberde, Suudi Arabistan yönetiminin, uçakları satın almak için doğrudan Trump'la iletişime geçtiği aktarılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 18 Kasım'da Beyaz Saray'ı ziyaret edecek. Sürecin bu görüşmeden önce hızlandırıldığı ifade ediliyor. 

Analizde, hava kuvvetlerini modernize etmek ve özellikle İran'dan gelebilecek muhtemel tehditlere karşı koymak amacıyla Riyad yönetiminin yıllardır bu savaş uçaklarını istediğine işaret ediliyor. 

Washington'ın Riyad'la savunma işbirliğini geliştirmeye açık olduğunu göstermesi üzerine Suudi Arabistan'ın jetler için tekrar teklifte bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri'nde Boeing yapımı F-15'ler ve Avrupa menşeli Tornado ve Typhoon savaş jetleri yer alıyor. 

Trump, mayıstaki Ortadoğu turunda Suudi Arabistan'ı ziyaret etmiş, iki ülke arasında 142 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştı. Beyaz Saray'ın "tarihin en büyük savunma satış anlaşması" diye nitelediği anlaşma hava ve füze sistemlerinden iletişim teknolojilerinin 

geliştirilmesine kadar birçok kalemi içeriyordu. 

Öte yandan satışın gerçekleşmesinin, ABD'nin Ortadoğu'daki politikasında önemli bir değişime işaret edeceği belirtiliyor. 

Ortadoğu'da filosunda F-35 bulunan tek ülke İsrail. Washington silah satışlarıyla İsrail'in "niteliksel askeri üstünlüğünü" sağlama politikası yürütüyor ancak bu jetlerin Suudi Arabistan'a da satılmasının, bölgedeki "askeri dengeleri değiştirebileceğine" dikkat çekiliyor. 

Israel Hayom'daki analizde de bu hamlenin "İsrail'in bölgedeki askeri hakimiyetine meydan okuma" anlamına geleceği yazılıyor. 

Riyad yönetimi, F-35'leri satın almak için eski ABD Başkanı Joe Biden'la da görüşmüştü. Suudi Arabistan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi çerçevesinde bu satışların gerçekleştirilebileceği bildirilmişti. Ancak iki ülke arasında ABD arabuluculuğunda yürütülen normalleşme görüşmeleri, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşı nedeniyle askıya alınmıştı. 

Independent Türkçe, Reuters, Israel Hayom