Filistinli mahkumlar İsrail hapishanesinden nasıl kaçtı?

Firarilerden Zebidi, gardiyanları kandırarak mahkumlardan uzaklaştırdı, böylece kaçış planı başarılı oldu

Gazze'nin Han Yunus şehrinde dün düzenlenen Gilboa Hapishanesi’nden kaçan mahkumlarla dayanışma mitingine katılan ve mahkumların tünel kazmak için kaşık kullandıklarına atıfta bulunmak için elinde kaşık tutan Filistinli kadın (AFP)
Gazze'nin Han Yunus şehrinde dün düzenlenen Gilboa Hapishanesi’nden kaçan mahkumlarla dayanışma mitingine katılan ve mahkumların tünel kazmak için kaşık kullandıklarına atıfta bulunmak için elinde kaşık tutan Filistinli kadın (AFP)
TT

Filistinli mahkumlar İsrail hapishanesinden nasıl kaçtı?

Gazze'nin Han Yunus şehrinde dün düzenlenen Gilboa Hapishanesi’nden kaçan mahkumlarla dayanışma mitingine katılan ve mahkumların tünel kazmak için kaşık kullandıklarına atıfta bulunmak için elinde kaşık tutan Filistinli kadın (AFP)
Gazze'nin Han Yunus şehrinde dün düzenlenen Gilboa Hapishanesi’nden kaçan mahkumlarla dayanışma mitingine katılan ve mahkumların tünel kazmak için kaşık kullandıklarına atıfta bulunmak için elinde kaşık tutan Filistinli kadın (AFP)

İsrail işgal güçlerinin, Filistin Yönetimi'ni, Gilboa Hapishanesi’nden kaçan mahkumları tutuklamak için iş birliği yapmazsa ilişkilerde yine bir kriz yaşanacağı ve askeri önlemler alınacağı tehdidinde bulunurken Filistinli mahkumların kaçış hikayesine ilişkin detaylar da ortaya çıktı. İsrail polisinin bir caminin imamı da dahil olmak üzere onlarca İsrail vatandaşı Filistinliyi (1948 Arapları) mahkumlara yardım ettikleri ve polisten bilgi sakladıkları şüphesiyle sorguladığı bildirildi. İsrail hükümeti de firari mahkumların Mısır ve Ürdün'e geçmelerini önlemek için iki ülkenin hükümetleriyle iletişime geçti.
İsrail polisinden kaynaklar, önce kaçan altı mahkumu yakalayacaklarından emin oldukları açıklamasında bulundular. Ancak kısa süre sonra, görevin çok zor olduğunu ve son üç gün içinde tüm çabalara rağmen mahkumların hiçbirine ulaşılamadığını itiraf ettiler.
Mahkumlar, İsrail tarihinin ‘en büyüğü ve en tehlikelisi’ olarak nitelendirilen bir kaçış planıyla Pazartesi günü şafak vakti Gilboa Hapishanesi’nden kaçmışlardı. Hem emniyette, hem orduda, hem sınır muhafızlarında hem de istihbarat teşkilatlarındaki tüm tatiller iptal edildi. Tüm güvenlik güçleri mahkûmların aranması için seferber edildi. İsrail polisi, hapishaneyi çevresindeki köylerde, özellikle Merc İbn Amir bölgesindeki Mukaybele, Naura ve Temra ez-Zağbiye köylerinde, mahkûmların kaçmalarına yardım ettiğinden şüphelendikleri onlarca İsrail vatandaşı Filistinliyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında Naura Camii imamı Şeyh Fevaz Zuabi de vardı. Şüphelere göre mahkûm Zekeriya ez-Zebidi ve beraberindeki iki ya da üç firari mahkûm, köyün camisine geldiler ve duş aldılar. Firari mahkumlar, yakındaki bir fırından da yanlarına yiyecek alarak buradan ayrıldılar. İsrail yasaları, bu tür bilgileri bilen ve polise ihbar etmeyenleri suç ortağı sayıyor.
Gözaltına alınanların tamamı, suçlamaları reddederek, köylerinde kapılarının misafirlere her zaman açık olduğunu, gelen kişilerin mahkum olup olmadıklarını kimsenin bilmediğini söylediler. İmam Zuabi, “Biz camide ibadet edenlere kimliklerini sormuyoruz” dedi. Fırın sahibi ise, “Suçlamaları reddediyorum. Her ekmek alana nereden geldiği sorulur mu? Bu mantıklı mı? Bölgedeki dört köyde tek fırın biziz. Her ekmek isteyene adın ne, nereden geldin diye mi soracağız?” diye konuştu.
Siyasi bir aktivist olan avukat Raid ez-Zuabi ise şunları söyledi:
“Polis, bunu, bizim köyümüze ve Mukaybele köyüne, çalıştığını ve ipin ucunu tuttuğunu halka göstermek için yaptı. Pratik olarak, başarısızlığını örtbas etmeye çalışıyor. Bize bunu yapmanın daha kolay olduğunu düşünüyor.”
Mahkumların Gilboa Hapishanesi’nin beş detaylı haritasını bulduktan sonra kaçmayı başardıkları söyleniyor. Söylenenlere göre bu haritalarda toprağı kazmayı kolaylaştıran boş bir yeraltı geçidi keşfettiler ve böylece 25 metre kazmak yerine 12 metre kazdılar. Dün, firari mahkumlardan biri olan Zebidi’nin, bir gardiyanın mahkumlar tarafından keskin bir cisimle bıçaklanacağına dair bir söylentinin yayıldığı gizli bir plan hazırladığı ortaya çıktı. Söylentinin yayılmasının ardından hapishane yönetimi, gardiyanlara dikkatli olmaları ve mahkumlara yaklaşmamaları talimatını verdi. Bu sayede mahkumlar, gardiyanların göz hapsinden uzaklaşarak kazılarını rahatça sürdürebildiler.
Tel Aviv'deki kaynaklar, İsrail'deki eşi-benzeri görülmemiş arama operasyonlarının sonuçsuz kalmasıyla Savunma Bakanı Benny Gantz'ın dün Filistin Yönetimi’ne giderek firar eden altı mahkumun bulunması için acil yardım talebinde bulunduğunu, talebine cevap verilmemesi durumunda da sert önlemler almakla tehdit ettiğini söylediler.
İsrail resmi televizyon kanalı KAN 11’e göre Filistin Yönetimi, talebi kabul etti ve Gantz'a firari mahkumların yerlerini araştıracağını, bulduğunda da onları İsrail’e teslim edeceğini bildirdi.
Ancak KAN 11 daha sonra, Gantz’ın, Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh’ten Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Filistin Yönetimi tarafından talebinin reddedildiğini bildiren bir telefon aldığını iddia etti. Fakat Filistin Yönetimi’nden yetkili bir kaynak, böyle bir telefon görüşmesinin olduğunu şiddetle reddederek, bu tür iddiaların, iki taraf arasındaki ilişkileri olumsuz etkilemeye yönelik ‘aşağılık girişimler’ olduğunu söyledi.
Filistin Yönetimi ve halkının Filistinli esirlerin yanında olduğunu da ekleyen yetkili, İsrail'i bu olaydan ders çıkarmaya ve mahkûmların sıkıntılarını son erdirecek, serbest bırakılmalarını ve hapishanelerin kapatılmasını sağlayacak bir barış sürecine girmeye çağırdı.



Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı kaynak: Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma gününden önce sonuçlandırılabilir

TT

Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı kaynak: Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma gününden önce sonuçlandırılabilir

Şarku’l Avsat’a konuşan Mısırlı kaynak: Gazze’de ateşkes anlaşmasının ilk aşaması cuma gününden önce sonuçlandırılabilir

Mısırlı bir kaynak, Mısır’ın tatil beldesi Şarm eş-Şeyh’te yapılan müzakerelerde şu an hakim olan olumlu atmosferin devam etmesi halinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planının ilk aşamasının önümüzdeki cuma gününden önce tamamlanabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, şunları söyledi:

“Durum, Şarm eş-Şeyh’teki müzakerelerin ilerleyişine bağlı. Şu an mevcut olan olumlu atmosferi bozacak engeller ortaya çıkarsa bu müzakereler birkaç gün sürebilir. Ancak, esir takası konusunda gündemde bir anlaşmaya varıldığı ve Gazze şehri, Han Yunus ve Deyr el-Belah'tan çekilme haritalarının gözden geçirilmesi konusunda bir anlaşmaya varılmak üzere olduğu ve bunun diğer bölgelere de genişletilme olasılığının bulunduğu söylenebilir.”

Hamas'ın, Abdullah el-Bergusi, Mervan el-Bergusi ve Hasan Selame gibi önde gelen liderlerin ve üst düzey isimlerin serbest bırakılmasını sağlayarak iç kazanımlar elde etmek için esir takası meselesinde baskı uyguladığını belirten kaynak, Trump'ın müzakereler ve sonuçları hakkında devam eden brifinglerde tekrarlanacak ve görülecek olan baskısının devam etmesi nedeniyle, bu iki konuya herhangi bir yanıt olup olmayacağını söylemek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

İlk anlaşmanın perşembe ya da cuma günü sağlanacağını ve Trump tarafından açıklanacağını düşünen Mısırlı kaynağa göre herhangi bir engel çıkması durumunda, karar en geç pazar gününe kadar ertelenebilir.

Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda başlıca engelin askeri operasyonun devam etmesi olduğunu, Hamas'ın gerekli lojistiği tartıştığını ve rehineleri teslim etmesini sağlayacak zaman ve takvimi ister engellerin kaldırılması, geri çekilme ve ateşkes yoluyla, ister diğer gruplardan esirler elde ederek olsun, ısrarla talep ediyor.”

İlk aşamanın hiçbir durumda bir haftayı geçmeyecek bir anlaşma ile ilerleyeceğini ve cuma günü veya öncesinde bir açıklama yapılabileceğini öngören kaynağa göre Hamas’ın silahları gibi daha karmaşık konuları ele alan sonraki aşamalarda, anlaşma veya uzlaşma sağlanması için ABD'nin çabalarını ve baskısını artıracağı muhtemel görünüyor.

frgty6
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Cibaliye Mülteci Kampı’nın batısındaki altı katlı bir binaya düzenlediği hava saldırısından kaçan Filistinli bir kadın ve çocukları (AFP)

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari dün Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Şarm eş-Şeyh’te ‘dört saat süren ayrıntılı görüşmeler’ yapıldığını ve sonuçlarının ‘önümüzdeki günlerde’ ortaya çıkmasını beklediklerini söyledi.

Ensari, basın toplantısında şöyle konuştu:

“Şarm eş-Şeyh'te, ilk aşamanın ötesine geçen bir anlaşmaya varmak için yoğun bir şekilde çalışan bir Katar heyeti bulunuyor. İsrail'in saldırılarını yeniden başlatmak için fırsat olarak kullanabileceği engeller içermeyen pratik bir plana varmayı amaçlıyoruz.”

Mısır'da yayın yapan 'Kahire el-İhbariyye' televizyon kanalı, dünkü haberinde, Hamas ve İsrail arasındaki dolaylı müzakerelerin Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde ikinci gününe devam ettiğini bildirdi. Kanal, pazartesi günü başlayan istişarelerde şimdiye kadar olumlu bir atmosferin hakim olduğunu aktardı.

Toplantılar, üç ana sütundan oluşan Trump planının ilk aşamasını uygulamak için mekanizmalar ve ayrıntılar belirlemeyi amaçlıyor. Bunlardan birincisi, Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında İsrailli rehinelerin serbest bırakılması için gerekli mekanizmaların belirlenmesi. Ardından, ateşkes ve İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesi için gerekli düzenlemelerin tartışılması. Daha sonra, Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının acılarına son vermek için yeterli insani yardımın akışının sağlanması.

Trump’ın Ortadoğu’da barış planının uygulanmasına ilişkin dolaylı istişareler pazartesi günü Mısır'da başladı. İsrail ve Hamas heyetlerinin katıldığı istişarelerde, esir takası, ateşkes ve Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırılmasına ilişkin düzenlemeler görüşüldü.

Trump, 29 Eylül'de Gazze'de tutulan İsrailli rehinelerin serbest bırakılması, ateşkes ve Hamas'ın silahsızlandırılması dahil olmak üzere 20 maddelik bir barış planı duyurmuştu.


Şam ile SDG arasında acil ateşkes anlaşması

İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)
İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)
TT

Şam ile SDG arasında acil ateşkes anlaşması

İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)
İç güvenlik güçleri, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerinden sakinlerin Halep'in komşu mahallelerine tahliyesini sağladı (SANA)

Dün Şam'da, Suriye ordusu ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye'nin kuzey ve kuzeydoğusundaki tüm bölgelerde ve askeri konuşlanma noktalarında kapsamlı ve acil bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıkları açıklandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye Arap Haber Ajansı SANA’dan aktardığı habere göre Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhef Ebu Kasra’nın başkent Şam'da SDG lideri Mazlum Abdi ile görüştüğünü ve Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki tüm bölgelerde ve askeri konuşlanma noktalarında kapsamlı bir ateşkes üzerinde anlaştıklarını, anlaşmanın derhal uygulanacağını söylediğini aktardı.

SDG kontrolündeki Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinde iki taraf arasında yaşanan şiddetli çatışmaların ardından anlaşmaya varıldı. Pazartesi gecesi ve salı sabahı yaşanan çatışmalarda Suriye hükümetine bağlı güçlerden ve sivillerden ölen ve yaralananlar oldu.

Öte yandan resmi kaynaklar, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın Şam'da, Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Savunma Bakanı Tümgeneral Marhef Ebu Kasra ve Genel İstihbarat Başkanı Hüseyin el-Selame'nin de katılımıyla ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ve ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı Amiral Brad Cooper ile bir araya geldiğini bildirdi. Kaynaklara göre toplantıda, Suriye'deki son gelişmeler, siyasi sürece destek ve güvenlik ve istikrarın teşviki ile Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve egemenliğini korumak için AŞm ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşmanın uygulanmasına yönelik mekanizmalar ele alındı.


Trump'ın Gazze Şeridi ile ilgili önerisini ele almak

Mevcut İsrail hükümetinin iki devletli çözüme inanmadığı, Araplar ve İsrailliler için bir sır değil (AFP)
Mevcut İsrail hükümetinin iki devletli çözüme inanmadığı, Araplar ve İsrailliler için bir sır değil (AFP)
TT

Trump'ın Gazze Şeridi ile ilgili önerisini ele almak

Mevcut İsrail hükümetinin iki devletli çözüme inanmadığı, Araplar ve İsrailliler için bir sır değil (AFP)
Mevcut İsrail hükümetinin iki devletli çözüme inanmadığı, Araplar ve İsrailliler için bir sır değil (AFP)

Nebil Fehmi

Gazze'deki olayları, hangi milliyetten olursa olsun zerre kadar insaniyete sahip dürüst bir gözlemci olarak takip eden herkes, bir ateşkes anlaşmasına varılmasını, Gazze Şeridi sakinlerinin normal hayata dönmesini ve çatışmaların sona ermesini ummalıdır. Bu, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılmasını sağlayacak, İsrail işgalinin sona ermesinin ve her iki halkın da güvenlik ve barış içinde yaşayabileceği bir Filistin devletinin kurulmasının önünü açacaktır.

İnsani nedenlerle muharebeleri durdurmak, çatışmayı sona erdirmek ve iki halkın siyasi kimliklerini ifade etmelerini sağlamak için harekete geçmenin önemine, hatta gerekliliğine rağmen, mevcut İsrail hükümetinin iki devletli çözüme inanmadığı Araplar, İsrailliler ve diğerleri için bir sır değil. Bu tutum Başbakan Binyamin Netanyahu'nun kendisi tarafından dile getiriliyor. Yine İsrail'in açıklamalarına göre ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in en yakın dostu olarak kabul ediliyor. Dahası genel koşullar zorlu, beklentiler düşük ve ihtimaller, tehlikeler ve potansiyel aksiliklerle dolu.

Analistlerin hepsi, Gazze için herhangi bir güvenlik anlaşmasının uygulanmasının İsrail'in onayını, önerilerin temel unsurlarından biri Hamas'ın silahsızlanması ve Gazze Şeridi'nin yöneticisi rolünden çekilmesi talebi olsa da daha az ölçüde Hamas'ın onayını gerektirdiği konusunda hemfikir. Silahlanma ve çekilme Hamas'ın baş müzakerecisi tarafından kabul edildi.

Ancak çeşitli unsurları ve aşamaları, önerilen anlaşmanın Filistinlileri -Hamas, Gazze halkı, Batı Şeria'daki Filistin Ulusal Otoritesi ve hatta diasporadaki Filistinlileri- hedef aldığı anlamına geliyor.

Filistin davasının geleceğiyle ilgili hassas hesaplar ve kader belirleyici kararlarla karşı karşıyayız. Bu kararlar öncelikle Filistinlileri ilgilendiriyor ve sonuçları Arap ve bölgesel arenalarda geniş çaplı bir etki yaratacak.

Hamas'ın yanıtı özünde olumlu ve akıllıcaydı; prensipte kabul etmekle birlikte, bazı noktaların açıklığa kavuşturulması ve teyit edilmesi için müzakere edilmesi konusunda ısrarcıydı. Beyaz Saray bu yanıtı olumlu bir adım olarak yorumladı.

Bir Mısırlı ve bir Arap olarak benim için Filistin davası kişisel, ulusal ve bölgesel bir meseledir. Ama kararları verecek olan Filistinlilerin kendisidir. Bizim rolümüz, uzun süre Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), ardından merhum Yaser Arafat ve daha sonra Mahmud Abbas liderliğindeki Filistin Ulusal Otoritesi’ne yaptığımız gibi, desteklemek ve dürüst tavsiyelerde bulunmaktır.

Bu bakış açısından hareketle, karmaşık verileri, hassas aşamayı ve çatışan öncelikleri ele alan bazı gözlem ve öneriler sunuyoruz; bunları kabul etmenin veya reddetmenin temelde Filistin tarafına bağlı olduğunu da göz önünde bulunduruyoruz.

Filistinlilerin ezici çoğunluğu Gazze'deki şiddet ve savaş döngüsünü sona erdirmek istiyor. Herhangi bir anlaşmanın, tam egemen Filistin devletinin kurulmasına dayalı kalıcı bir barış pahasına olmamasını sağlamak istiyorlar.

Uluslararası toplumun büyük çoğunluğu tarafından desteklenen iki devletli çözüm, hükümetin dışındaki akıllı İsrailliler için bile barışa giden tek kesin ve sürdürülebilir yol olmaya devam ediyor.

Ancak Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti, iki devletli çözümü reddederek, iddialı bir barış anlaşmasının samimiyeti ve uygulanabilirliği konusunda şüphe uyandırıyor. Rehineler serbest bırakıldıktan sonra İsrail'in süreci tamamlama konusundaki taahhüdüne bağlı kalıp kalmayacağıyla ilgili endişeleri artırıyor.

Buna ilaveten, Trump'ın İsrail ile yakın ittifakı ve Batı Şeria'nın ilhakına karşı çıkması, diğer yandan da İsrail'e güçlü desteği gibi çelişkili tutumları, Filistinlilerin güven eksikliğinin iki nedenidir. Netanyahu'nun güvenlik ve Hamas'ın silahsızlandırılması ile ilgili maddeleri yorumlarken kamuoyu önünde yaptığı çarpıtmalar, olumsuz değerlendirmeleri daha da derinleştirdi.

Belgeye ve haber kaynaklarına göre, Trump yönetimi, Gazze ile ilgili önerilerini 20 ila 22 madde arasında ve hedef kitleye bağlı olarak biraz değişen çeşitli biçimlerde sundu. Bilindiği üzere ilk versiyon, Filistin çıkarlarını korumaya yönelik net açıklamalarla birlikte kendisini memnuniyetle karşılayan Arap ve İslam ülkeleri grubuna sunuldu. Bu haklar arasında, zorla göç ettirme, sürgün veya toprak ilhakının reddedilmesi, bir Filistin devletinin kurulması, acil insani yardım sağlanması, İsrail'in geri çekilmesi ve insan haklarına dair garantiler yer alıyor. Hamas tarafından kabul edilen metin de budur.

Netanyahu ile yapılan istişarelerin ardından Trump, İsrail'in güvenlik yetkilerini ve Hamas'ın silahsızlandırılmasını teyit eden revize edilmiş bir versiyon açıkladı. Filistinliler bunu, İsrail kontrolünü artıracak olumsuz bir değişiklik olarak gördüler. Bu durum, Pakistan elçisini, açıklananların kendileriyle görüşülenlerle uyuşmadığını açıkça belirtmeye sevk etti.

İlave olarak, uzun vadeli planın uygulanması için muhtemel zaman çizelgesi Trump’ın başkanlık süresinin ötesine uzanıyor. Bu da ABD içindeki farklı görüşler, İsrail'in ABD’deki seçim yarışından faydalanma çabasıyla oyalamaya yönelmesi olasılığı sebebiyle endişelere yol açıyor.

Buna rağmen Hamas, mekanizmaları ve bazı hükümleriyle ilgili istişarelerde bulunma ve açıklamalar isteme konusunda ısrar etse de Amerikan önerisini kabul etti. Şimdi yapılması gereken, Gazze ve ötesinde Filistin pozisyonunu takviye etmektir. Öneride yer alan bazı madde ve pozisyonlar açısından bunu bir dereceye kadar başarmak için sağlam temel bulunmaktadır.

Bu güçlendirme ve takviye etme unsurları arasında BM'de Filistin devletinin tanınmasına dair açık ve artan uluslararası sinyaller, Trump'ın Batı Şeria'nın ilhakını reddeden ve Arap-İslam grubu tarafından kabul edilen önerinin orijinal metnine bağlı kalan açıklamaları, önerinin açıklanmasının hemen ardından bu grup tarafından yayınlanan resmi açıklama, Netanyahu'nun Trump ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamalara yanıt olarak yayınlanan Arap-İslam açıklaması, Trump'ın son saatlerde amacının ve umudunun Ortadoğu'da kapsamlı barış, güvenlik ve emniyeti sağlamak olduğunu söylemesi yer alıyor.

Tüm sürecin Filistinlilerin özelliklerini ve kimliğini taşıması ve tüm insani yardımların uluslararası meşruiyet şemsiyesi altında olması gerektiği konusunda geniş bir uluslararası destek bulunuyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Amerikan önerisi buna kapıyı araladı ve uluslararası kuvvetlerin varlığı, herhangi bir anlaşmanın değişen siyasi faktörlerin ötesinde sürdürülebilir olması için kaçınılmaz olarak geniş bir uluslararası onay veya destek gerektirecektir. İstişareler sonrasında anlaşmanın tamamen onaylanmasına karar verilirse, Filistinlilerin anlaşmayı teyit eden ve kendi pozisyonlarını ayrıntılı olarak kaydetmelerine olanak tanıyan bir Güvenlik Konseyi kararı talep etmeleri düşünülebilir. Nitekim Trump yönetimi sonrasında bile uygulanmasını sağlamak için bir siyasi ivme ve doğru yorum sağlamak, Filistinlilerin haklarını korumak ve kalıcı barışı sağlamak amacıyla aylar önce bir ABD taslak kararı için de böyle bir talepte bulunulmuştu.

Özetle; Filistinlilerin Trump'ın önerilerine verdiği yanıt, saldırıların acilen sona erdirilmesi ihtiyacı, ulusal hakları ve egemenliği koruma zorunluluğu ve İsrail'in tutumuna duyulan güven eksikliği arasında zaman zaman yaşanan çelişkilere rağmen, olumlu bir yanıt verme arzusunu yansıtıyor.

Gazze'de barış ve istikrar acil bir hedef, uluslararası ve bölgesel siyasi okumalar rahatsız edici, endişe verici ve iyimser olma veya başkalarına güvenme açısından olumsuz iken, Filistinlilerin ve destekçilerinin, herhangi bir kalıcı çözümün ulusal haklarının tanınmasını ve iki devletli bir çözüm için gerçek bir çerçeve ve garantilere dayanmasını talep etmeleri şaşırtıcı değil. Özellikle de kendilerinden veya en azından Hamas'tan, rolleri konusunda somut tavırlar alması beklendiği göz önüne alındığında.

Bu, anlaşmayı tanıyan veya dikkate alan bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarılarak başarılabilir ve bu, ABD'nin ateşkes arayışıyla kendi inisiyatifiyle attığı bir adım. Bilhassa öneri, örgütün kurumlarına bir rol öngördüğü ve Gazze Şeridi'nde uluslararası kuvvetlerin konuşlandırılmasına atıfta bulunduğu için Rusya'nın girişime ilk tepkisinin açık ve olumlu olduğunu belirtmekte fayda var.

Nihayetinde, kalıcı barışa ulaşmak, bu karşıt taleplerin şeffaf, adil ve uluslararası destekli bir siyasi süreçle uzlaştırılmasını gerektirir. Allah Filistinlilere muvaffakiyet versin ve onlara, Araplara ve Ortadoğu'ya güvenlik ve emniyet bahşetsin.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrilmiştir.