Arzu Tramvayı'nın yazarının 59 yıldır kayıp eseri gün yüzüne çıktı

Tennessee Williams, Arzu Tramvayı ve Kızgın Damdaki Kedi oyunlarıyla prestijli Pulitzer Ödülü'nün sahibi olmuştu (AP)
Tennessee Williams, Arzu Tramvayı ve Kızgın Damdaki Kedi oyunlarıyla prestijli Pulitzer Ödülü'nün sahibi olmuştu (AP)
TT

Arzu Tramvayı'nın yazarının 59 yıldır kayıp eseri gün yüzüne çıktı

Tennessee Williams, Arzu Tramvayı ve Kızgın Damdaki Kedi oyunlarıyla prestijli Pulitzer Ödülü'nün sahibi olmuştu (AP)
Tennessee Williams, Arzu Tramvayı ve Kızgın Damdaki Kedi oyunlarıyla prestijli Pulitzer Ödülü'nün sahibi olmuştu (AP)

ABD'li ünlü oyun yazarı Tennessee Williams'ın Yale Üniversitesi'nin kütüphanesinde bulunan öyküsü yayımlandı.
Arzu Tramvayı oyunuyla bilinen Williams'ın Yaz Kadını (The Summer Woman) adlı hikayesi İtalya'da geçiyor.
Yale Üniversitesi'nin Beinecke Nadir Kitaplar ve Elyazmaları Kütüphanesi'nde bulunan ve 1952'de kaleme alınan hikayede ABD'li bir akademisyenin İtalya'nın başkenti Roma'da seks işçisi olarak çalışan bir kadınla yaşadığı ilişki anlatılıyor.
Kadınla ilişkisini sürdürebilmek için her yaz Roma'ya giden akademisyen, II. Dünya Savaşı'ndan sonraki yıllarda ülkede Amerikalılara karşı giderek büyüyen bir düşmanlık olduğunu anlamaya başlıyor.
Hikaye, geçen hafta The Strand Magazine adlı edebiyat dergisinde yayımlandı.
Derginin sorumlu yazı işleri müdür Andrew Gulli, "Williams neden böyle iyi bir hikayeyi yayımlamadı hiçbir fikrim yok. Bu, kafamı karıştıran birçok edebiyat gizeminden biri" dedi.
Williams, II. Dünya Savaşı'ndan sonra 1948'de İtalya'ya gitmiş ve orada yaklaşık 6 ay geçirmişti.
İtalya'ya duyduğu ilgi ve özlemle bilinen yazar, Günlükleri'nde Roma'ya yaptığı yolculuğa dair "Sağlığım büyülü bir şekilde düzeldi. Her yerde güneş ve gülümseyen İtalyanlar vardı" diye yazmıştı.
Independent Türkçe, Guardian, New York Post



Nükleer roketler, Mars yolculuğunu kısaltabilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Nükleer roketler, Mars yolculuğunu kısaltabilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Mars'a yapılan görev sürelerini kısaltabileceğini ve güneş sisteminin en uzak noktalarına yolculukları mümkün kılabileceğini iddia ettikleri yeni bir nükleer itki sistemi geliştirdi.

Ohio Eyalet Üniversitesi'nden bir ekip, daha az yakıtla daha hızlı seyahat etmek için  roket yakıtını doğrudan ısıtmak için sıvı uranyum kullanan çığır açıcı bir buluşa imza attı.

Araştırmacılara göre santrifüjlü nükleer termal roket (CNTR) sistemi, mevcut roket teknolojilerinin yanı sıra diğer nükleer itki motorlarından da daha verimli.

Ohio State Üniversitesi'nden makine ve havacılık mühendisliği doçenti Dean Wang, "Son yıllarda insanları Ay'a geri göndermeyi ve Ay-ötesi uzayda çalışmayı düşündüğümüz için nükleer termal itki teknolojisine olan ilgi epey arttı" dedi.

Ancak bunun ötesinde, geleneksel kimyasal motorlar uygulanabilir olmayabileceğinden yeni bir sisteme ihtiyaç var.

Kısmen NASA tarafından finanse edilen araştırma, yeni nesil motorlarda asteroitlerden elde edilebilecek metan gibi kimyasal bileşikler de dahil farklı yakıt türlerinin kullanılabileceğini öne sürüyor.

Düzgünce test edilebilmesi için hâlâ aşılması gereken birkaç teknik ve mühendislik zorluğu bulunuyor ve bunun 5 yıl daha sürmesi bekleniyor.

Başarılı olması durumunda, artırılmış kabiliyetler Mars'a yapılacak insanlı gidiş-dönüş görevlerini yaklaşık üç yıldan bir yıla düşürecek ve Satürn'le Neptün gibi dış gezegenlerde robotik görevlere olanak tanıyacak.

Ohio State Üniversitesi'nde mühendislik alanında doktora öğrencisi olan Spencer Christian, "Örneğin aynı görevi bir yılda tamamlamak yerine, Mars'a güvenli bir tek yönlü yolculuğu 6 ayda yapabilirsiniz" dedi.

Ne kadar iyi çalıştığına bağlı olarak,  CNTR motorunun prototipi bizi geleceğe taşıyor.

Araştırma ekibi, teknolojinin zorlu koşullar altında ne kadar iyi performans gösterdiğini görmek için bir laboratuvar gösterimi yapmayı umuyor.

Ekip ayrıca nükleer itki araştırmalarına daha fazla fon ayrılması çağrısında bulunarak, bunun uzay ajansları için "sürekli bir öncelik" olması gerektiğini belirtti.

Roket, Acta Astronautica adlı akademik derginin eylül sayısında yayımlanan "Addressing challenges to engineering feasibility of the centrifugal nuclear thermal rocket" (Santrifüjlü nükleer termal roketin mühendislik fizibilitesindeki zorlukların ele alınması) başlıklı çalışmada ayrıntılı olarak ele alındı.

Independent Türkçe


Geçen yılın Oscar galibi yine iddialı: Yeni adayını seçti

Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)
Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)
TT

Geçen yılın Oscar galibi yine iddialı: Yeni adayını seçti

Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)
Brezilya'nın en tanınmış oyuncularından Wagner Moura, The Secret Agent'ta askeri diktanın peşini bırakmadığı rejim muhalifi Marcelo'ya hayat veriyor (Neon/Mubi)

Kleber Mendonça Filho'nun yönettiği The Secret Agent (O Agente Secreto), 98. Akademi Ödülleri'nde En İyi Uluslararası Film dalında Brezilya'nın resmi adayı oldu. Karar, Brezilya Sinema Akademisi tarafından açıklandı.

1970'lerde geçen filmde Netflix'in sevilen dizisi Narcos'la tanınan Wagner Moura, askeri diktatörlükle ters düşen ve kısa sürede hedef haline gelen bir teknoloji uzmanını canlandırıyor. Kahraman, suikastçılar peşine düşmeden önce memleketine dönüp küçük oğluyla kavuşmaya ve ülkeyi terk etmeye çalışıyor. Suikastçıların arkasında ise yozlaşmış bir devlet yetkilisi yer alıyor.

Hâlâ Buradayım, Brezilya'ya ilk Oscar'ını getirmişti

Geçen yıl Walter Salles imzalı Hâlâ Buradayım (Ainda Estou Aqui), Brezilya'ya En İyi Uluslararası Film dalında ülkenin ilk Oscar'ını getirmişti.

The Secret Agent dünya prömiyerini bu yıl Cannes Film Festivali'nde yapmış ve Moura'ya En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandırmıştı. Aynı zamanda Mendonça Filho da festivalde En İyi Yönetmen ödülüne layık görülmüştü. 

Hollywood Reporter'ın başyazarı David Rooney, filmi "Brezilya'nın geçmişindeki travmaları ciddiyetle ele alırken sürreal mizahı da harmanlayan, yönetmenin bugüne kadarki en güçlü eseri" diye tanımlıyor. Rooney, Filho'nun bu filmle "dünyanın önde gelen çağdaş sinemacıları arasına girmesi gerektiğini" vurguluyor.

Bu film için Rooney, "Walter Salles'in geçen yıl Oscar kazanan filmi Hâlâ Buradayım'la aynı damardan besleniyor ama tamamen farklı bir yerde duruyor" değerlendirmesinde bulunuyor.

Mendonça Filho, 2023'te Cannes'da gösterilen Retratos Fantasmas adlı belgeseliyle de övgü toplamıştı.

ABD'de filmin dağıtımını Neon üstlenirken, Birleşik Krallık, İrlanda, Hindistan ve Latin Amerika haklarını Mubi aldı.

Adaylığa giden uzun yol

Bu yıl Brezilya'yı Oscar'da hangi filmin temsil edeceği ülkede yoğun tartışmalara yol açtı. Cannes'da iki ödül kazanan The Secret Agent, başından beri en güçlü aday olarak görülüyordu. Ancak Karim Aïnouz'un öğrencisi Gabriel Mascaro'nun yönettiği The Blue Trail (O Último Azul) yerel gişede büyük başarı elde etti. Marianna Brennand'ın ilk uzun metrajı Manas ise Sean Penn, Walter Salles ve iki kez Altın Palmiye kazanan Jean-Pierre ve Luc Dardenne kardeşlerin yapımcı olarak ekibe katılmasıyla uluslararası alanda öne çıktı.

Oscarlı yıldızdan destek

Hâlâ Buradayım'ın başrol oyuncusu Fernanda Torres, pazar günü yaptığı Instagram paylaşımında aday adayı filmlerin gücünü överek, "Brezilya sineması küllerinden doğan bir anka kuşu gibi yeniden yükseliyor" dedi. Torres, The Blue Trail ve Manas'ı da anarak kendi tercihini The Secret Agent'tan yana kullandığını açıkladı.

The Secret Agent, gelecek ay Filmekimi kapsamında izleyiciyle buluşacak.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Deadline


Oscar yolunda ilk adım: Ödülün favorisi şimdiden belli

Güneş Sonrası'yla (Aftersun) tanınan 29 yaşındaki İrlandalı aktör Paul Mescal, All of Us Strangers'daki performansıyla geçen yıl BAFTA adaylığı elde etmişti (MUBI)
Güneş Sonrası'yla (Aftersun) tanınan 29 yaşındaki İrlandalı aktör Paul Mescal, All of Us Strangers'daki performansıyla geçen yıl BAFTA adaylığı elde etmişti (MUBI)
TT

Oscar yolunda ilk adım: Ödülün favorisi şimdiden belli

Güneş Sonrası'yla (Aftersun) tanınan 29 yaşındaki İrlandalı aktör Paul Mescal, All of Us Strangers'daki performansıyla geçen yıl BAFTA adaylığı elde etmişti (MUBI)
Güneş Sonrası'yla (Aftersun) tanınan 29 yaşındaki İrlandalı aktör Paul Mescal, All of Us Strangers'daki performansıyla geçen yıl BAFTA adaylığı elde etmişti (MUBI)

50. Toronto Film Festivali'nin en prestijli ödüllerinden Halkın Seçimi Ödülü, Chloé Zhao'nun yönettiği Hamnet'e verildi. 

Guillermo del Toro imzalı Frankenstein ikinci, Rian Johnson'ın beklenen filmi Bıçaklar Çekildi: Ölü Adamın Uyanışı (Wake Up Dead Man: A Knives Out Mystery) ise üçüncü oldu. Hamnet, Focus Features tarafından, diğer iki film ise Netflix tarafından destekleniyor.

Pazar günü açıklanan diğer ödüllerde, bu yıl ilk kez verilen Uluslararası Halkın Seçimi Ödülü, Park Chan-wook'un son filmi No Other Choice'a gitti. Belgesel dalında ise Barry Avrich'in The Road Between Us: The Ultimate Rescue adlı yapımı ödül aldı.

Maggie O'Farrell'in aynı adlı romanından uyarlanan Hamnet, Shakespeare ailesinin yaşamına dair bilinmeyenleri doldurmayı amaçlıyor. 

Zhao, AFP'ye yaptığı açıklamada, "Maggie'nin romanı adeta bir şiir gibiydi" dedi. Roman ve film, Agnes'in eşi William Shakespeare'i Londra'ya yalnız göndermesini ve tiyatrodaki hayallerinin peşinden gitmesini desteklediğini varsayıyor. 

Zhao, "Onların aşık olup bir araya gelmesini, sonra ayrılışını görmek... Hepimizin olgunlaşırken içinde savaştığı bir içsel savaş" ifadelerini kullandı.

1978'den bu yana festival izleyicilerinin oylarıyla verilen Halkın Seçimi Ödülü, En İyi Film Oscar'ının habercisi kabul ediliyor. Daha önce Nomadland, Yeşil Rehber (Green Book), 12 Yıllık Esaret (12 Years a Slave), Zoraki Kral (The King's Speech), Milyoner (Slumdog Millionaire), Amerikan Güzeli (American Beauty) ve Ateş Arabaları (Chariots of Fire) gibi yapımlar Toronto'daki zaferin ardından En İyi Film Oscar'ını kazanmıştı. Geçen yılın kazananı American Fiction da En İyi Film dalında adaylık elde etmişti.

Zhao'nun senaryosunu yazıp kurgusuna da katkıda bulunduğu Hamnet, O'Farrell'in 2020 tarihli romanına dayanıyor. Jessie Buckley ve Paul Mescal'ın başrollerinde yer aldığı yapım, önce Telluride Film Festivali'nde gösterildi, ardından uluslararası prömiyerini Toronto'da yaptı. 

Zhao, 2020'de Nomadland'le aynı ödülü kazanmış ve film daha sonra En İyi Film Oscar'ına uzanmıştı.

Hamnet, ABD’de 27 Kasım'da sınırlı gösterimle vizyona girecek. Film, Türkiye'de ise 6 Şubat 2026'da sinemaseverlerle buluşacak.

Independent Türkçe, Deadline, Tribune