Husiler, Sana Havalimanı'nda 'kıyım' operasyonlarını sürdürüyor: 195 havalimanı çalışanı işten çıkarıldı

Sana'da bir mezarlığın önünde silahlı Husiler (EPA)
Sana'da bir mezarlığın önünde silahlı Husiler (EPA)
TT

Husiler, Sana Havalimanı'nda 'kıyım' operasyonlarını sürdürüyor: 195 havalimanı çalışanı işten çıkarıldı

Sana'da bir mezarlığın önünde silahlı Husiler (EPA)
Sana'da bir mezarlığın önünde silahlı Husiler (EPA)

Sana'daki Yemenli kaynaklar, Husi milislerinin Sana Havalimanı çalışanlarına yönelik operasyonunun son aşamasını birkaç gün önce 195 çalışanı işten çıkararak ve yerine gruba sadık kişiler getirerek gerçekleştirdiğini ortaya koydu. Bunlar arasında mühendisler, teknisyenler ve işçiler bulunuyor.
Kaynaklar, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada grubun, Sana Havalimanı yönetimini hedeflerine uygun şekilde yeniden yapılandırmak istediğini söyledi. Son atılan adımlarla yüzlerce deneyimli havalimanı çalışanı hedef alındı. Husiler, bu hayati tesis üzerindeki tam kontrolünü sıkılaştırmak için zorunlu işten çıkarma uygulamasına imza attı.
Milisler, havalimanı personelinin sayısını tamamlayarak, meşru hükümetle yapılacak havalimanının ticari olarak işletilmesini öngören olası bir anlaşmayı önlemeye çalışıyor. Kaynaklar, son Husi adımlarının havalimanı kaynaklarını ele geçirmeyi hedeflediğini ileri sürüyor. 
Sana'da havacılık kurumundaki işçiler, grubun Sana Havalimanı'ndaki bazı çalışanları, mühendisleri ve işçileri geçici olarak işten çıkardığını ifade ettiler. Husiler mevcut bazı havalimanı çalışanlarına gözdağı verdi ve onları gruba sadık isimleri eğitip havalimanının tüm tesislerinde, bölümlerinde ve yönetim kadrolarında işleri iyi bir şekilde yürütebilecek yetkinliğe getirmek için çalışmaya zorladı.
Kaynaklar, bu adımı Sana Havalimanı'ndaki idari, teknik, mühendislik ve güvenlik pozisyonlarını etkileyen önceki kıyım operasyonlarının devamı olarak değerlendirdi. Darbeden bu yana grup, havaalanındaki eski iş kadrosunun kapsamlı bir şekilde yeniden yapılandırılması ve eğitim niteliklerine sahip olmayanların değiştirilmesi için adımlar attı.
Kaynaklar, havalimanı ve çalışanlarına yönelik kıyım operasyonunun son etabının da tamamlanmak üzere olmasıyla birlikte grup liderlerinin ve gruba sadık yandaşlarının sesleri Sana Havaalanı’nın açılmasını talep etmek ve bunu siyasi ve insani olarak kullanmak için yükseldi.
Diğer yandan Yemen Pilotlar ve Hava Mühendisleri Sendikası'ndan bir yetkili, Husilerin Sana Havalimanı'nda yüzlerce işçiyi hedef almasını, dışlamasını ve işten çıkarma kararını reddetti.  Söz konusu yetkili, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada sendikanın, üyelerinin haklarını garanti altına almak için tüm yasal yöntemleri ve araçları kullanacağını dile getirdi.
Yemen havacılık sektörü çalışanlarına yönelik bu sayısız Husi ihlalleri dizisi, darbe grubunun planlarına ilişkin uyarıların devam ettiği bir dönemde geldi. Husiler silah, para, uyuşturucu, antika kaçakçılığı ve Hizbullah ajanlarından İranlı ve Lübnanlı askeri uzmanları işe alarak planlarını hayata geçirmeyi amaçlıyor.
Yemen hükümeti daha önce milisleri Sana Havaalanı’nı şüpheli amaçlarla kullanmak ve burayı Hizbullah ve İran'dan uzmanlar tarafından denetlenen bir eğitim merkezine dönüştürmekle suçlamıştı.
Video görüntüleri Husilerin geçen yılın sonlarında, Yemen ve komşu ülkelerdeki sivillere ve sivil altyapıya yönelik düşmanca eylemleri ve terör operasyonlarını yürütmek için Sana Havaalanı’nı bir üs olarak kullandığını ortaya koyuyor.
Sana'da havacılık kurumunda çalışan kaynaklar da darbecileri Yemen deniz sınırlarında ve kurtarılan alanlar dahil Yemen'in tüm bölgelerinde sivil uçakların geçiş ücretlerinden elde edilen gelirlere el koymakla suçladı.
Haziran ayı başlarında, yerel medyanın aktardığına göre, örgütün yurtdışındaki temsilcileri, ayda 3,5 milyon dolarlık işlem yapmak için bazı bankalarla temasa geçti.
Milisler sadece parayı yağmalamakla kalmadı; bunun yerine, kendi atadıkları havacılık kurumunun müdürüne, kendilerine yakın 200 kişinin kurumun çalışanlarının listelerine dahil edilmesi ve kendilerine halen aylık olarak ödenmekte olan 1 milyon 17 bin dolarlık maaş ve teşviklerin kabul edilmesi talimatını verdi.
Yemenli gözlemciler ve ekonomistler, darbeci grubu Havacılık Kurumu’nu liderlerinin özel mülkiyetine dönüştürmekle suçladılar ve bunu, ilgili tüm Yemen yasalarının açık bir ihlali olarak gördüler.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Uluslararası Kızıl Haç Komitesi, Sınır Tanımayan Doktorlar gibi uluslararası insani yardım kuruluşları tarafından sağlanan diğer yardımlara ek olarak, Birleşmiş Milletler yardımının transferi için ana çıkış noktasını Sana Havaalanı oluşturmasına rağmen, milisler geçen yılın Eylül ayında uluslararası topluma şantaj yapma girişimleri bağlamında havaalanını kapatmakla tehdit etti.
Yemen Dışişleri Bakanlığı, darbeciler tarafından havaalanının yardım uçuşlarına kapatılmasını kınadı. Bakanlığın açıklamasında darbeciler Yemenlilerin acıları üzerinden ticaret yapmaya devam etmekle suçlandı.
Bakanlık Sana Havaalanı’nın Husiler tarafından kapatılmasının, "Yemen'deki memurların maaşlarının ödenmesi için ayrılan Hudeyde'deki 50 milyar riyalden fazla petrol türevi gelirlerin darbeciler tarafından çalınmasını örtbas etmek için imza atılan sefil bir girişim" olduğunu kaydetti.
Bakanlık, hükümetin, BM elçisinin Yemen Havayolları üzerinden uluslararası ticari uçuşları yönlendirmek için Sana Havaalanı’nı açma önerisini kabul ettiğini ancak milislerin bu öneriyi reddettiğini duyurdu.
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, Sana Uluslararası Havalimanı'nın kapatılmasından ve bunun sonucunda vatandaşların yaşadığı insani acılardan tamamen Husi milislerini sorumlu tuttu.
İryani, birkaç gün önce yaptığı resmi açıklamalarda, hükümetin çeşitli müzakere turları sırasında eski BM elçisine, Sana Uluslararası Havalimanı'nı sivil uçuşlara (iç ve dış) yeniden açmak için Husi milisleri tarafından askeri ve lojistik amaçlarla kullanılmamasını garanti edecek ve vatandaşların acılarını dindirecek bir dizi girişim sunduklarını ifade etti.
Yemenli bakan, milislerin bu girişimleri reddettiğini ve Sana ve Tahran ile İran’ın kolları tarafından kontrol edilen başkentler arasında doğrudan hatlar açılmasında ısrar ettiğini belirtti.
İryani, Sana Uluslararası Havalimanı'nın sivil amaçlarla kullanılmasını sağlayan bir mekanizmaya göre sivil uçuşlara açılmasının ve tüm Yemenlilerin kullanımına açık olmasının önemini vurguladı. Yemenli Bakan, Sana Uluslararası Havalimanı'nın silah ve uzman kaçakçılığı, çatışmayı tırmandırma koridoru ya da darbe ve İran yayılmacı projesinin karşıtlarının tutuklanması için bir geçit haline getirilmeyeceğini belirtti.



Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
TT

Filistin Yönetimi, Netanyahu ve Trump'ın açıklamalarından sonra Gazze Şeridi'nin devletleşmesi ve yönetilmesi konusunda ısrarcı

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)
ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray’da bir araya geldi. (DPA)

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa dün yaptığı açıklamada, İsrail'in bir Filistin devletinin kurulmasını ve Filistin Yönetimi’nin Gazze Şeridi’ne geri dönmesini engelleme planının başarılı olamayacağını belirtti.

Bakanlar Kurulu toplantısının başında yaptığı açıklamada Mustafa, “Kesin resmi pozisyonumuz, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım sağlayabilmemiz ve uzun zamandır beklenen bağımsız Filistin devletinin somutlaşmasına yol açacak yeniden inşa sürecini kolaylaştırabilmemiz için tek bir siyasi sistem, birleşik ulusal kurumlar ve tek bir güvenlik kurumu altında herkesin iş birliğini gerektiren Filistin topraklarında Filistin devletinin somutlaştırılmasıdır” dedi.

Mustafa sözlerine şöyle devam etti: “İsrail tarafı bu vizyonla savaşıyor. Tüm kurum ve kuruluşları ulusal otoriteyi zayıflatmak, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza karşı sorumluluklarını yerine getirmemesi için mali abluka altına almak ve geniş bir uluslararası mutabakatın konusu haline gelen Filistin devletinin kurulmasını engellemek için çalışıyor… İsrail planının desteklenmesi başarılı olamayacak. Zira halkımızın iradesi güçlü. Tüm gücümüz ve kararlılığımızla ulusal görevlerimizi yerine getirmek için sorumluluklarımızı üstlenmeye kararlıyız.”

Mustafa, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sırasında ‘bir Filistin devletinin kurulmasına izin vermeyeceğini’ açıklamasının ardından Filistin Yönetimi'nin bir Filistin devleti kurma ve Gazze Şeridi'ndeki sorumluluklarını üstlenme konusundaki ısrarından bahsetti. Mustafa ayrıca, Netanyahu’nun Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri kabul etmek için bir dizi ülkeyle iletişim halinde olduğunu ifade etti.

cdfgthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'daki yemekte ABD Başkanı Donald Trump'ı Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteren mektubun bir kopyasını elinde tutuyor. (DPA)

Netanyahu'ya Washington ziyaretinde eşlik eden üst düzey bir yetkili, İsrail'in bir süre daha Gazze Şeridi'nde kalabileceğini doğruladı. Yetkili, Netanyahu'ya eşlik eden gazetecilere yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'nde Filistin Yönetimi'nin olmayacağını söyledi.

‘Ertesi gün’ meselesi

Maariv gazetesi ve Walla internet sitesine göre Netanyahu ve Trump, ‘Gazze Şeridi'nde ertesi gün’ gibi merkezi ve karmaşık bir meseleyi görüştü. Görüşmenin ardından bir siyasi yetkili, “Ertesi gün elbette Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak” dedi.

Maariv, toplantının ardından yalnızca Amerikalı gazetecilerin içeri alınmasına izin verilmesinin ardından Netanyahu'nun, İsrailli gazetecilerin üst düzey bir yetkili tarafından brifing verilmek üzere çağrılmasını istediğini bildirdi.

scdfgrthy
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu pazartesi akşamı Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'la yediği yemekte konuşuyor. (EPA)

Yetkili, ertesi gün ile ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Ana ve gerekli koşul Gazze Şeridi'nde Hamas'ın olmamasıdır. Hamas silahsızlandırılmalı ve liderleri sürgün edilmeli. Başka bir güç Gazze Şeridi'ni kontrol etmeli ve silah kullanımını engellemeli.”

Hangi gücü kastettiği sorulduğunda ise “Bunu tartışıyoruz. İsrail ordusu her türlü tehdidi engellemek için her zaman hazır bulunacak. Gazze Şeridi'nde güvenlikten İsrail sorumlu olacak” yanıtını verdi.

Yetkili, Gazze Şeridi’nin sivil kontrolü konusunda şunları söyledi: “Gazze Şeridi'nde gündelik hayatı yöneten bir hükümet sistemi olmalı. Belki belli bir süre için orada olacağız ve bu konuda endişelenmemeliyiz. Eğer ilk aşamada orada olmazsak, iktidarı başka bir tarafa devredebileceğimizden emin olamayız. Gazze Şeridi'ndeki yönetim sistemi Filistinliler tarafından yürütülecek. Kesinlikle Filistinliler olacak ama Filistin Yönetimi olmayacak. Filistin Yönetimi Gazze Şeridi'ni yönetmeyecek.”

Üçüncü görüşme

Trump ile Netanyahu arasında pazartesi akşamı Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşme, Trump'ın geçtiğimiz ocak ayında başkanlık koltuğuna oturmasından bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Filistinlilerle barış istediğini ifade eden İsrail Başbakanı, Filistinlilerin gelecekte kuracakları bağımsız bir devleti İsrail'in yıkımı için bir platform olarak tanımladı ve bu nedenle egemen güvenlik yetkisinin İsrail'de kalması gerektiğini savundu.

dfrgty
ABD Başkanı Donald Trump, pazartesi akşamı Beyaz Saray'da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte (DPA)

Trump, gazetecilerin iki devletli bir çözümün mümkün olup olmadığı sorusuna “Bilmiyorum” dedi ve soruyu Netanyahu'ya yönlendirdi.

Netanyahu soruyu, “Filistinlilerin kendi kendilerini yönetmek için tüm yetkilere sahip olmaları gerektiğine inanıyorum, ancak bizi tehdit edecek herhangi bir yetkiye değil” diye yanıtladı.

Netanyahu ayrıca, Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden çıkarılması konusuna da değinerek, İsrail ve ABD'nin, savaştan zarar gören Gazze Şeridi'nden ayrılmak isteyen Filistinlileri kabul edecek ‘birkaç ülke bulmaya yakın’ olduğunu söyledi.

Netanyahu, “Başkan Trump'ın seçim özgürlüğü diye harika bir vizyonu var. Eğer insanlar kalmak istiyorlarsa kalabilirler ama gitmek istiyorlarsa da gidebilmeliler” şeklinde konuştu.

Üst düzey bir İsrailli yetkili yemekten sonra yaptığı açıklamada, İsrail'in Trump'ın Gazzelileri gönüllü olarak göç etmeye teşvik etme konusunda ciddi olduğuna ikna olduğunu belirtti.

Söz konusu açıklamaların ardından Filistin Yönetimi'nden bir kaynak Şarku’l Avsat'a şunları söyledi: “Onların tutumu biliniyor. Ancak biz siyasi bir süreç başlatmak için uğraşıyoruz. Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bir devlet kurma hakkımızdan taviz vermeyeceğiz.”