İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Bahreyn’i ziyaret edecek

İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasının yıldönümü vesilesiyle Tel Aviv'deki BAE Büyükelçiliği yakınlarında barış mesajı taşıyan reklam panosu

İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Bahreyn’i ziyaret edecek
TT

İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Bahreyn’i ziyaret edecek

İsrail Dışişleri Bakanı Lapid Bahreyn’i ziyaret edecek

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid, Bahreyn’e ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı. Lapid’in Manama temasları, İki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin ardından bir İsrailli bakanın Bahreyn’e yapacağı ilk ziyaret olacak.
Lapid, bu ziyareti Cuma günü, İbrahim Anlaşmalarını imzalayan ülkelerin Dışişleri Bakanları ve ABD Dışişleri Bakanı'nın katıldığı çevrimiçi toplantıda duyurdu.
Manama'da bir büyükelçilik açmak için Bahreyn'e gideceğini söyleyen Lapid, “İsrail bölge ülkeleriyle diplomatik ilişkilerini genişletmek istiyor. İbrahim Anlaşmaları yeni üyelere açık" dedi.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif ez-Zeyani, işbirliğinin faydalarını vurgulamak için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Zeyani, “Gerçek bölgesel barışın, karşılıklı güvenin ve refahın tüm Orta Doğu halklarının günlük yaşamları için pratikte ne anlama gelebileceğini göstermemiz gerekiyor” dedi.
BAE ve Fas Dışişleri Bakanları, ekonomik ilişkileri güçlendirmeye yönelik bir dizi anlaşmaya ek olarak, elçiliklerin açılması ve doğrudan uçuşların başlatılmasıyla sonuçlanan anlaşmalara yönelik övgü dolu sözler sarf ettiler.
Yetkililer, yeni ilişkilerin derinleşeceği ve diğer ülkelerin de aynı yolu izleyeceği umudunu dile getirdiler.
Lapid daha önce BAE’yi geçen Haziran ayında ve Fas'ı da geçen Ağustos ayında ziyaret etmişti.
ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın yönetimi himayesinde imzalanan İbrahim Anlaşmaları’nı güçlendirme sözü verdi.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ise normalleşme anlaşmalarının birinci yıldönümünde gerçekleşen çevrimiçi toplantıda, yönetiminin diğer Arap ülkelerini İsrail'i tanımaya çağıracağını söyledi.
Blinken, “Daha fazla ülkeyi BAE, Bahreyn ve Fas örneğini takip etmeye teşvik edeceğiz. İbrahim Anlaşmaları bölge halklarına fayda sağladı. Barışçıl diplomasi çemberini genişletmek istiyoruz. İsrail'e diğer tüm ülkeler gibi davranılması bölge ülkelerinin ve dünyanın çıkarınadır. Normalleşme daha fazla istikrar getirecek. Orta Doğu'daki barış süreci kayda değer bir ilerlemeye tanık oldu. BAE, İbrahimi Anlaşmaları’nın sonuçlarına dayanarak yatırım ve kalkınma adımları attı. Barış Treni, İbrahim Anlaşmaları'nın imzalanmasından bu yana önemli istasyonları geçerek kısa sürede rekor başarılara imza attı” dedi.
Blinken sözlerini şöyle sürdürdü: “BAE, İsrail'in Filistin topraklarını ilhakını durdurmayı başardı, bu da Filistin topraklarının yüzde 30'unun ve sınır dışı edilen 100 binden fazla Filistinlinin kurtarılması, 6 yıllık açmazın sona ermesi ve bir Filistin'in kurulması için umutların sürmesi anlamına geliyor. ABD, ayrıca İsrail'in Mısır ve Ürdün ile ilişkilerini güçlendirmek için çalışacak.”
15 Eylül 2020'de BAE ve Bahreyn, İsrail ile ilişkilerini alenen normalleştiren ilk Körfez ülkeleri oldu. Daha sonra Fas ve Sudan da aynı adımı attı.
Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, İsrail'in aktif bir oyuncu olacağı yeni bir bölgesel düzen çağrısında bulundu. Cezayir'e atıfta bulunarak İsrail ile normalleşmenin “düşmanlığa” yol açmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Faslı Bakan, “Örneğin ne yazık ki komşu bir ülke, başka konuların yanı sıra İsrail ile normalleşmeyi gerekçe göstererek Fas ile ilişkilerini kesmeye karar verdi" dedi.
Bourita, anlaşmaların çoklu faydalarının altını çizdi ve Rabat ile Tel Aviv arasındaki ticaret alışverişlerinin bu yılın ilk altı ayında yüzde 50 arttığını söyledi. Bourita, bu yıl ülkesine gelen İsrailli turist sayısının yaklaşık bir milyona ulaşmasını beklediğini dile getirdi.
Bourita, “İki ülke arasında işleyen iki havayolu şu anda 20 hava yolu üzerinde uçuş gerçekleştiriyor” dedi.
İsrail ile normal ilişkiler kurmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Fas dışişleri bakanı, “İsrail artık yabancı bir ülke değil. Menfaatlere bakmalı, bölgedeki durum hakkında yeni bir değerlendirme yapmalı ve istikrarı artırmak için fırsatları değerlendirmeliyiz. Fas bugün, durumu iyileştirmek için herkesin adım atmasının önemini bölgeye ve dünyaya gösterdi. Emin olun, Fas bölgenin istikrarı için verdiği sözlere bağlı kalmaya devam edecektir" şeklinde konuştu.
Bourita, Fas ve İsrail'in siber ve askeri güvenlik de dahil olmak üzere birçok alanda işbirliği yaptığını ve ortak askeri tatbikatlara katıldığını da sözlerine ekledi.
Faslı bakan, "İki ülke arasındaki iletişimi yeniden kurmanın çok önemli. Bu ilişkileri sürdürmek en büyük zorluklardan biri” dedi.
Üç Arap bakan ayrıca diplomatik süreç dondurulmasına rağmen bir Filistin devletinin kurulması yönünde ilerleme çağrısında bulundu.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş, "İbrahim Anlaşmaları, nihai hedef olarak düşündüğümüz iki devletli bir çözüme ulaşmak için barış sürecine daha fazla katkı sağlamamıza izin veriyor" dedi.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.