Irak’ta etkili siyasi partiler seçimlerin boykot edilmesini bekliyor

Bağdat’ta bir seçim afişi (AFP)
Bağdat’ta bir seçim afişi (AFP)
TT

Irak’ta etkili siyasi partiler seçimlerin boykot edilmesini bekliyor

Bağdat’ta bir seçim afişi (AFP)
Bağdat’ta bir seçim afişi (AFP)

Irak’ta artık ‘Ekim kazanımı’ olarak isimlendirilen ve 3 binden fazla adayın rekabet ettiği 10 Ekim’deki seçimlere yaklaştıkça mağazalara, köprülere, yol kavşaklarına ve hatta dar sokaklara aday fotoğraflarını asma süreci hız kazanıyor.
Bir adayın Meclis’teki 329 sandalyeden birini almak için ödediği ağır maliyetleri hesaplamak için çok karmaşık hesaplar yapmaya gerek yok. Adaylar seçim afişlerinin yanı sıra televizyona verdikleri reklamlar için de yüklü miktarda paralar ödüyor. Seçmenlerin oylarını satın almak için bazıları yüzlerce koyun kesip dağıtırken, bazıları da para verme yolunu seçiyor. Özellikle geçtiğimiz 4 dönem boyunca milletvekillerine tanınan ayrıcalıkların son dönemde kısıtlanması ve verilen maaşlarının düşürülmesine rağmen adayların bu kadar masrafa girmesi akıllarda soru işaretine sebep oluyor.
Halihazırda meclis çatısı altında görev yapmaya devam eden adaylar, aldıkları yüksek maaş ve sahip oldukları ayrıcalıkların, vekil olmayan ya da daha düşük seviyelerde görevlerde bulunan adaylar ile arasında büyük bir farka sebep olduğu için eleştiriliyorlar. Bunların başında bakanlar ve yüksek makamlarda bulunanlar geliyor. Bu gruba tüm milletvekillerini dahil etmek mümkün değil. Zira bazı vekiller büyük imkanlara sahip olan siyasi parti ve gruplara mensupken, bazı vekiller ise bağımsız veya çok sınırlı imkanları bulunan bir partiye mensup olabiliyor.
Burada en büyük adaletsizliği ise azınlıklar için ayrılan milletvekilliği kotasından yararlanarak Meclis’e giren vekiller yaşıyor. Nitekim bu vekiller yürütme otoritesindeki pastadan mahrum bırakılıyorlar. Bu pasta genellikle Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis Başkanlığı ile yürütme makamları arasında bulunan bakanlıklar, bağımsız heyetlerin başkanları, özel mevkilerdeki kişiler, bakanlıklara bağlı mali ajanslar, büyükelçiler ve genel müdürler arasında paylaştırılıyor. 
Bundan önceki 4 parlamento seçimi Anayasa’ya uygun olarak 4 yıl aralıklarla yapıldı. Ancak bu seferki seçim ilk kez anayasal süreye 6 aydan fazla bir zaman kala düzenlenecek. Bu erken seçimlerin düzenlenmesi kararı, Ekim 2019’daki halk hareketinin (Ekim Ayaklanması, Ekim Gösterileri veya Ekim Devrimi olarak da isimlendirilir) ardından alındı. Zira söz konusu gösterilerde yaklaşık 600 kişi hayatını kaybetti, 24 binden fazla kişi yaralandı. Bu gösterilere katılanlar için ‘Ekimciler’ nitelemesi kullanıldı.
Ülkedeki siyasi kararları elinde tutan yönetimdeki partilerden ‘Ekimciler’ için ‘başkalarının maşası’ veya ‘büyükelçiliklerin evlatları’ şeklinde sıfatlara başvurdu. Bu sıfatlar, ‘Ekimcileri’ batılı güçlerden destek almakla suçlamak amacıyla kullanılıyor. Bağdat’taki göstericilerin kullandığı tek slogan ise “bir vatan istiyoruz” oldu. Kendilerine yapılan suikast, adam kaçırma ve tüm baskılara rağmen göstericiler Adil Abdulmehdi hükümetini düşürerek, yeni bir denklemin oluşturulmasını zorunlu kılmayı başardılar. Bu denklem kapsamında yeni bir Seçim Yasası kabul edildi. Yeni Seçim Yasası, tek seçim bölgesine değil, çoklu seçim bölgelerine dayanıyor. Bu denklem gereğince ayrıca Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği kadroları değişti ve ülke yönetimindeki siyasi parti elitleri erken seçim yapmak zorunda kaldı. Ancak tüm bileşenlerden (Şii, Sünni ve Kürt) oluşan ve para, güç, nüfuz sahibi yönetimdeki partiler, protesto hareketlerinin taleplerinin büyük bir kısmını atlatmayı başardı ve değişim arayan sokağa güç ve nüfuz sahibi yeni bir otorite denklemi dayattı.
Söz konusu gösterilerin ardından gelen Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi, seçimler için uygun bir zemin hazırladı ve siyasi dengelerin değişmesi sürecini kolaylaştırmak için çalışıyor. Kazimi’nin bu çabası karşısında köşeye sıkışan siyasi partiler ise elindeki basın ve medya gücünü kullanarak Kazimi’yi ülkede son 18 yıldır yaşanan sorunların sorumlusu olarak lanse etmek için çalışmaya başladı.
Irak’ta seçimler için geri sayım başlarken, seçimlerde yönetimdeki partilerin adayı olmayan Kazimi başta olmak üzere yürütme otoritesi, büyük halk kitlelerinin mevcut denklemi değiştirmek için sandık başına gitmesini bekliyor.
Buna karşılık, son 4 seçimde Meclis’te büyük gruplar kuran etkili partiler ise Irak’ın kısa seçim tarihinde ilk kez garip bir biçimde seçimlerin boykot edilmesini ve seçimlere katılım oranının zayıf olmasını bekliyor. Nitekim bu partilere bağlı “maaşlı trol” grupları sanal ortamda dolaşıma koydukları gerçek dışı söylentilerle seçmen kitlelerini boykota teşvik etmek için çalışıyor. Bu gruplar seçimlerde büyük şaibelerin yaşanacağı ve halkın seçimi boykot edeceği iddialarını yaymaya çalışıyor.
Söz konusu gruplar ayrıca ülkedeki durumun eskisi gibi devam edeceğini ve seçimlere katılmanın bir faydasının olmayacağı yönünde algı oluşturmaya çalışıyorlar. Etkili siyasi partilerin özellikle seçim propagandalarına yüklü miktarlarda para ayırmalarına rağmen böyle bir hedef için çalışmaları garip görünse de aslında bunun arkasında bu partilerin sadece kendi seçmen tabanını sandığa götürme hedefleri bulunuyor. Bununla birlikte Irak’ta çoğunlukta olan kararsız seçmenlerin seçime katılması, yönetimdeki partileri daima düşman olarak gören sokağın lehine olacak şekilde denklemin değişmesi anlamına gelebilir.



Sudan'ın el-Ubeyd şehrinde HDK'nın her an saldırabileceği korkusu hakim

Sudan'ın el-Faşir sokaklarında silahlı HDK üyeleri (HDK’nın Telegram hesabı/AFP)
Sudan'ın el-Faşir sokaklarında silahlı HDK üyeleri (HDK’nın Telegram hesabı/AFP)
TT

Sudan'ın el-Ubeyd şehrinde HDK'nın her an saldırabileceği korkusu hakim

Sudan'ın el-Faşir sokaklarında silahlı HDK üyeleri (HDK’nın Telegram hesabı/AFP)
Sudan'ın el-Faşir sokaklarında silahlı HDK üyeleri (HDK’nın Telegram hesabı/AFP)

Güney Sudan'ın el-Ubeyd şehri sakinleri, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) kentlerine saldırı hazırlığında olduğu yönündeki haberlerin ardından endişelerini dile getirirken, Sudan ordusu dün HDK'nın kente bir insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği saldırıyı önlediğini duyurdu.

Kuzey Kordofan eyaletinin yönetim şehri olan ve başkent Hartum'un yaklaşık 400 kilometre güneybatısında yer alan el-Ubeyd, 2023 yılının nisan ayından bu yana Sudan ordusu ile devam eden savaşta bu bölgeleri ele geçirmeleri halinde HDK için stratejik bir kazanca dönüşecek.

gthy
Darfur'un Kordofan bölgesine komşu kesiminde ordu ile HDK arasında çıkan çatışmaların yol açtığı yıkımdan bir kare (arşiv - AFP)

HDK, geçtiğimiz perşembe günü uluslararası arabulucuların sunduğu ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak Birleşmiş Milletler (BM) daha sonra ‘gerginliğin azaldığına dair herhangi bir işaret bulunmadığını’ belirterek gelecekte daha fazla çatışma yaşanabileceği konusunda uyardı.

El-Ubeyd şehrinin Karima Mahallesi sakinlerinden Suad Ali, HDK'nın 18 aylık kuşatmanın ardından Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesindeki şehri el-Faşir’in kontrolünü ele geçirmesine atıfla “Özellikle el-Faşir’de yaşananlardan sonra mevcut durum bizi endişelendiriyor” dedi.

HDK'nın el-Faşir'i ele geçirmesinin ardından, toplu katliamlar, cinsel şiddet, kaçırma ve yağma olayları bildirildi. Bu olaylar uluslararası kamuoyunda kınama dalgasına yol açarken, çatışmaların petrol zengini Kordofan bölgesine sıçrayabileceği endişesi doğdu.

Darfur ile Hartum'u birbirine bağlayan önemli bir ikmal yolunun üzerinde yer alan el-Ubeyd şehrinde bir de havaalanı bulunuyor.

BM, pazartesi günü şehirdeki bir cenaze törenine düzenlenen saldırıda 40 kişinin öldüğünü açıkladı.

HDK geçtiğimiz hafta el-Ubeyd şehrinin kuzeyindeki Bara'yı ele geçirdi. BM’ye göre altı gün içinde 36 binden fazla kişi Bara beldesinden ve Kuzey Kordofan'daki diğer dört beldeden kaçtı.

HDK, geçtiğimiz hafta el-Ubeyd’e ilerlemek için Bara'da harekete geçtiğini duyururken sivillere askeri hedeflerden uzak durmalarını tavsiye etti.

El-Ubeyd şehrinin el-Kuba Mahallesi’nde yaşayan bir kişi, kimliğinin gizli tutulması şartıyla Fransız Haber Ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada, “Yetkililerin güven verici açıklamalarına rağmen, Bara'da yaşananlar korkularımızı artırıyor” dedi.

HDK’nın arabulucuların ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladıktan bir gün sonra BM, Sudan'da ‘çatışmaların yoğunlaşması için açıkça hazırlıklar yapıldığı’ konusunda uyardı.

fhy
El-Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinin ardından kentten kaçan Sudanlılar tarafından kurulan geçici barınakların yer aldığı Ummu Yankur Mülteci Kampı (AFP)

Öte yandan BM İnsan Hakları Komiseri Volker Turk, Kordofan'da yaşanan olaylarla ilgili sert uyarıda bulundu.

Turk, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“El Faşir'in ele geçirilmesinden bu yana sivil kayıplar, yıkım ve kitlesel yerinden edilme vakaları artıyor. Gerginliğin azalacağına dair hiçbir işaret yok.”

Bir askeri kaynak cumartesi günü AFP’ye medyaya konuşma yetkisi olmadığı için isminin açıklanmamasını isteyerek şunları söyledi:

“Hava savunma sistemi bugün, Kuzey Kordofan eyaletinin yönetim şehri el-Ubeyd’de HDK’ya ait bir İHA’yı düşürdü.”

HDK, el-Faşir'i de eline geçmesiyle artık Darfur'daki beş yönetim şehrinin tamamını kontrol etmeye başlarken bu durum Sudan'ın doğusu ile batısı arasında bir bölünme yaşanacağına dair endişeleri artırıyor.

Sudan ordusu, başkent Hartum dahil olmak üzere kuzey, doğu ve merkezin çoğunu kontrol ediyor.

El-Faşir’in düşmesinden bu yana, 80 binden fazla kişi şehirden ve çevresinden kaçtı.

BM Uluslararası Göç Örgütü (IOM), bu kişilerden bazılarının yakınlardaki Tola, Kabkabiya, Malit ve Kutum beldelerini sığındığını açıkladı.

Bir sivil toplum örgütü olan Darfur Yerinden Edilmiş Kişiler ve Mülteciler Koordinasyon Komitesi’nden dün yapılan açıklamaya göre 16 binden fazla kişi Tavile'ye gelirken acil olarak gıda, su ve tıbbi bakıma ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

HDK'nın kontrolü ele geçirmesinden önce el-Faşir’de yaklaşık 260 bin kişi yaşıyordu.

gthy
HDK savaşçıları Darfur bölgesindeki el-Faşir sokaklarında kutlama yapıyor (AFP)

İletişimin büyük ölçüde kesildiği şehirde mahsur kalan binlerce kişinin akıbeti hakkında bilinenler oldukça sınırlı.

Sudan'daki Norveç Mülteci Konseyi'nden insan hakları savunucusu Matilde Fo, AFP’ye yaptığı açıklamada, Tavile'ye gelen birçok ailenin beraberlerinde ‘kendilerine ait olmayan çocuklar’ ile geldiğini söyledi.

Fo, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu, yol boyunca ebeveynleri ölmüş, kaybolmuş, kaos içinde ortadan yok olmuş, tutuklanmış veya öldürülmüş çocuklarla gelmek zorunda kaldıkları anlamına geliyor.”

AFP’ye konuşan hayatta kalan kişiler,  el-Faşir’den ayrılmaya çalıştıklarında kadınlar ve erkeklerin birbirlerinden ayrıldığını ve yakın kasabalarda yüzlerce erkeğin tutuklandığını söyledi.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan dün, el-Faşir'den kaçan mültecileri, yaklaşık bin kilometre kuzeydeki ed-Daba beldesinde ziyaret etti.

Sudan’ın ordu yanlısı hükümeti, HDK'nın geçtiğimiz yıl nisan ayında el-Faşir'i kuşatmaya başlamasından bu yana 50 binden fazla kişinin ed-Daba'ya kaçtığını açıkladı.


Suriye Cumhurbaşkanı Şara, resmi ziyaret için ABD'de

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, resmi ziyaret için ABD'de

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)

Suriye resmi haber ajansı SANA, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’nın dün resmi bir ziyaret kapsamında ABD'ye gittiğini bildirdi. Bir Suriye cumhurbaşkanının Beyaz Saray'a yaptığı ilk ziyaret olacak olan bu tarihi ziyaret sırasında Şara’nın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi planlanıyor.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın açıkladığı gibi bu ziyaret sırasında, Şam'ın Washington liderliğindeki DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyon’a (DMUK) katılmak için bir anlaşma imzalaması bekleniyor.

Suriye’nin 14 yıllık yıkıcı bir savaşın ardından yeniden inşası için finansman aranıyor. Dünya Bankası, yeniden inşanın maliyetinin 216 milyar dolardan fazla olacağını tahmin ediyor.

ABD, Şara’yı Washington ziyaretinden birkaç gün önce ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) tarafından kendisine uygulanan yaptırımların kaldırmasının ardından, cuma günü resmi olarak küresel terörist yaptırım listesinden çıkardı.

Şara, New York'ta düzenlenen BM Genel Kurul toplantılarına katılmak üzere ilk kez ABD'yi ziyaret etti ve burada bir konuşma yaptı, ancak Washington ziyareti Suriye cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştirilen ilk ziyaret oldu.

Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump ile Şara'nın Suriye yönetimi ile İsrail arasında doğrudan müzakereleri ele alması bekleniyor.

Trump, geçtiğimiz mayıs ayında Suriye Cumhurbaşkanı Şara’yı, 2020 yılında birçok Arap ülkesinin İsrail ile ilişkilerini normalleştiren Abraham (İbrahim) Anlaşmaları’na katılmaya çağırmıştı.

Şara ise geçtiğimiz eylül ayında İsrail ile yapılan müzakerelerin, İsrail'in Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra askeri olarak ilerleme kaydettiği Suriye'nin güneyindeki bölgelerden çekilmesi ve hava saldırılarını durdurması şartıyla bir güvenlik anlaşmasına varılmasını amaçladığını açıkladı.


Suriye’den DMUK’a katılması öncesinde DEAŞ’a karşıtı operasyon

Cuma günü Brezilya'da düzenlenen iklim zirvesi sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Şara ve Dışişleri Bakanı Şeybani, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ile bir araya geldi (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Cuma günü Brezilya'da düzenlenen iklim zirvesi sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Şara ve Dışişleri Bakanı Şeybani, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ile bir araya geldi (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
TT

Suriye’den DMUK’a katılması öncesinde DEAŞ’a karşıtı operasyon

Cuma günü Brezilya'da düzenlenen iklim zirvesi sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Şara ve Dışişleri Bakanı Şeybani, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ile bir araya geldi (Suriye Cumhurbaşkanlığı)
Cuma günü Brezilya'da düzenlenen iklim zirvesi sırasında Suriye Cumhurbaşkanı Şara ve Dışişleri Bakanı Şeybani, Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ile bir araya geldi (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

Suriye İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada DAEŞ ile bağlantılı terörist hücrelerin çökertildiği ve çeşitli illerde çok sayıda DEAŞ üyesinin tutukladığı duyuruldu. Bu operasyon, Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın Washington'a yapacağı ziyaretin arifesinde, DEAŞ’a karşı yürütülen geniş çaplı kampanya çerçevesinde gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Şara’nın ABD ziyareti sırasında ülkesinin Washington liderliğindeki DAEŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyon’a (DMUK) katılacağını açıklaması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Humus’taki güvenlik kaynakları, güvenlik güçlerinin Humus şehri, kırsal bölgesi ve geniş banliyölerinde DEAŞ hücrelerini hedef alan ve Şam ile Halep'in (kuzey) kırsal bölgelerini kapsayan bir operasyon yürüttüğünü bildirdi.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye Cumhurbaşkanı Şara'nın pazartesi günü Başkan Donald Trump ile görüşmek üzere Washington'a yapacağı ziyaret sırasında ülkesinin DMUK’a katılacağını açıklamasını beklediğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), perşembe günü Suriye Cumhurbaşkanı Şara’yı, DAEŞ ve El Kaide'ye yönelik yaptırımlar listesinden çıkardı. ABD Dışişleri Bakanlığı bunu ‘Suriye'nin siyasi tarihinde yeni bir sayfa açtığının ve giderek daha fazla kabul gördüğünün güçlü bir siyasi işareti’ olarak değerlendirdi. BMGK, kayıp Amerikalıları aramak ve terör ve uyuşturucuyla etkili bir şekilde mücadele etmek için yoğun çaba sarf eden yeni Suriye yönetiminin çabalarını övdü.