Rus savaş uçakları Halep-Lazkiye yolu çevresine yönelik bombardımanlarına hız verdi. Saldırı alanlarını genişleten Ruslar Suriye’nin kuzeydoğusundaki Gerginliği Azaltma Bölgesi’ni de bir kez daha bombaladı. İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye ve batısındaki Cisr eş-Şuğur bölgelerindeki siviller, rejim güçleri ve onlara destek veren yabancı milisler tarafından yaşadıkları bölgeleri ele geçirmeye yönelik askeri operasyon düzenleme ihtimali dolayısıyla endişeli.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Rus savaş uçaklarının cuma sabah saatlerinde İdlib’in batısındaki Cisr eş-Şuğur yakınında yer alan El-Gassaniyye ve El-Aliye köylerinin çevresine vakum bombalarıyla 4 hava saldırısı düzenlediğini bildirdi. Ancak saldırılarda herhangi bir can kaybı meydana gelip gelmediğine ilişkin bilgi vermedi. SOHR, bölgeye yönelik operasyonların Suriye rejim güçleri ve onlara destek veren İranlı milislerin karadan düzenlediği saldırıların gerilediği ve göreceli bir sükunet ortamının hakim olduğu bir dönemde geldiğine dikkat çekti. Son hava saldırılarıyla birlikte Suriye’nin kuzeybatısında İdlib kenti, Halep, Lazkiye ve Hama kırsallarını kapsayan Gerginliği Azaltma Bölgesi’ni hedef alan Rus hava saldırılarının sayısının 185’e ulaştığını, rejim ve bağlı İran milislerinin bölgeye karadan düzenlediği saldırılarda aralarında kadın ve çocukların bulunduğu onlarca sivilin yaşamını yitirdiğini aktardı.
Cisr eş-Şuğur sakinlerinden 48 yaşındaki Yunus Mustafa, Rus savaş uçaklarının Cisr eş-Şuğur kırsalında yer alan El-Gassaniye ve El-Aliye köylerinin çevresine düzenlediği hava saldırılarına dikkat çekti. ‘Rus hava saldırılarının İdlib’in batı kırsalında yeni alanlara doğru genişleyeceğine dair net ve tehlikeli bir işaret’ olduğunu belirtti. Mustafa sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uluslararası yol (Halep-Lazkiye) veya M4 olarak bilinen yolun kuzey tarafına düşen Cisr eş-Şuğur ilçesi ve civar köylerdeki halk, Rus savaş uçaklarının, yaşadıkları bölgeleri bombalamasından endişe ediyor. Böyle bir adım, iki yılı aşkın bir süredir nispeten güvenli bir ortamın hakim olduğu bu bölgelerde yaşayan ve Suriye’nin çeşitli bölgelerinden göç ederek gelen yaklaşık 60 bin insanın hayatını tehdit eder. Bu bölgede daha önce Cebel Zaviye’nin köylerinde yaşayan ancak havadan ve karadan düzenlenen saldırılar nedeniyle İdlib’in güneyine göç edenler de bulunuyor.”
Aktivist Said El-İdlibi de yaşananlara dair şunları aktardı:
“İdlib’in güneyindeki Cebel Zaviye’ye bağlı kasaba ve köylerin halkından oluşan 4 binden fazla sivil, rejim güçleri ve Rus savaş uçakları tarafından düzenlenen askeri operasyon nedeniyle evlerinden kaçtı. İdlib’in kuzeybatısında, Türkiye sınırındaki Harem bölgesi yakınında gelişigüzel bir biçimde kurulan kamplardaki akrabalarının ve dostlarının yanına sığındılar. Yaşam şartları ve insani koşulların oldukça zor olduğu bu göçmen kamplarında koronavirüs salgını nedeniyle yüzlerce çocuğun hayatı ciddi anlamda tehlikede.”
El-İdlibi kamplarda ortalama her aileden iki kişinin koronavirüse yakalandığını ve hastanelere ya da karantina merkezlerine sevk edildiğini belirtti. Suriye’nin kuzeybatısındaki göçmen kamplarında insani yardım, temizlik araçları ve sterilizasyon konularında sıkıntıların yaşandığı süreçte Cebel Zaviye’ye bağlı kasaba ve köylerdeki halkın bu kamplara sığındığını ancak insani durumun daha da karmaşıklaştığını vurguladı.
Kensafra köyünden olan, Sermada-Harem yolu üzerindeki El-Medinetü’l Münevvere Kampı’ndaki akrabalarının yanına sığınan 61 yaşındaki Ebu Hüseyin ise yaşadıklarını şu kelimelerle aktardı:
“Ölüm bile artık çare değil. Rejim ve müttefiki Rusların Cebel Zaviye’deki köylerimize düzenlediği şiddetli saldırılara iki buçuk aydan uzun bir süredir direnmeye ve evlerimizi terk etmemeye çalıştık. Ancak hayat şartlarının zorlaşması ve yaşamsal araçların olmaması en sonunda bizi kaçmaya ve nispeten güvenli olduğu söylenen Suriye’nin kuzeydoğusundaki akrabalarımızın veya daha önce tanıştığımız insanların yanına sığınmaya zorladı.”
Aile bireylerinin daha önce El-Medinetü’l Münevvere Kampı’na taşınan bir akrabasının yanına sığındığını, ardından da Suriye’nin çeşitli bölgelerinden gelen, yüzlerce ailenin yaşadığı kamptaki göçmenler arasında koronavirüs salgının yayılmaya başladığını belirten Ebu Hüseyin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kampta iki hafta geçirdikten sonra 18 yaşındaki kızım koronavirüs semptomlarından şikayet etti. Ardından Harem Hastanesi’ne sevk edildi. Halihazırda yoğun bakım ünitesinde ölümle boğuşuyor. Ben ve ailenin geri kalan 6 üyesi kamp içinde, karantina altındayız. Kamptaki çok sayıda aile de aynı durumu yaşıyor.”
Türkiye-Rusya-İran üçlüsü Mayıs 2017’de Astana’da düzenlenen Suriye konulu toplantıda, Suriye’nin kuzeybatısında Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin kurulması üzerinde anlaşmaya vardı. Bu bölge, İdlib kentinin büyük bir bölümünü ve Hama, Lazkiye ile Halep kırsallarının bir bölümünü kapsıyor. Bununla birlikte Suriye rejim güçleri onları destekleyen milisler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 5 Mart 2020’de imzaladığı ateşkes anlaşmasına rağmen Suriyeli muhaliflerin kontrol ettiği ve sivillerin yaşadığı bölgeleri bombalıyor. Rejim ve Rusya’nın Suriye’nin kuzeybatısındaki Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde bulunan alanlara yönelik havadan ve karadan düzenlediği saldırıların sayısı son aylarda arttı. Söz konusu saldırılarda onlarca sivil yaşamını yitirirken yüzlerce aile Türkiye sınırı yakınındaki kamplara göç etti. Gözlemciler, rejim ve Rusya’nın bu saldırılarla Türkiye’yi Suriye konusunda taviz vermeye zorlamayı amaçladığını öne sürüyorlar.
Rus savaş uçakları, Suriye’nin kuzeybatısındaki Halep-Lazkiye yolu çevresini bombaladı
Rus savaş uçakları, Suriye’nin kuzeybatısındaki Halep-Lazkiye yolu çevresini bombaladı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة