‘Özel ilişkiden’ taktiğe Anglo-Sakson ittifakı

Biden ve Johnson, anlaşmazlıklara rağmen uluslararası sahnede konumlarını güçlendirmek için birbirlerine ihtiyaç duyuyorlar

Beyaz Saray'da gerçekleşen ABD Başkanı Joe Bidenn ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson görüşmesinden bir kare (AFP)
Beyaz Saray'da gerçekleşen ABD Başkanı Joe Bidenn ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson görüşmesinden bir kare (AFP)
TT

‘Özel ilişkiden’ taktiğe Anglo-Sakson ittifakı

Beyaz Saray'da gerçekleşen ABD Başkanı Joe Bidenn ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson görüşmesinden bir kare (AFP)
Beyaz Saray'da gerçekleşen ABD Başkanı Joe Bidenn ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson görüşmesinden bir kare (AFP)

Ahmed Mustafa
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, bu hafta ABD ziyareti sırasında, gazetecilerin, kendisine Joe Biden ile ilişkilerine dair yönelttikleri sorulara, tek ortak noktalarının trene binme sevgisi olduğunu söyleyerek yanıt verdi.
Washington ile Londra arasındaki ilişkiyi, Anglo-Sakson ittifakının gücünü vurgulamak için sık sık ‘özel bir ilişki’ olarak tanımlayan Johnson, Başkan Biden ile görüşmek için Beyaz Saray’a giderken yolda ve daha sonrada New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarının oturum aralarında gazetecilere yaptığı açıklamalarda “Bakın, Joe Biden ile telefonda, (G7 Zirvesi’nin yapıldığı) Carbis Bay'de ve ardından NATO'da uzun uzun konuştum. Bu, uzun ve bir o kadar da harika bir ilişki. Gerçekten harika. Hemen hemen her konuda hemfikiriz. Ortak bir noktamız mı? O (Biden) da benim gibi trenleri seviyor. Trenleri seviyorum, çünkü iyiler” ifadelerini kullandı.
Fakat ‘her konuda hemfikiriz’ ifadesi, tamamen doğru olmayabilir. Sky News’in siyasi editörü, Beyaz Saray'daki toplantıda, Biden'a, İngiltere’nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması (Brexit) anlaşmasında Kuzey İrlanda sorunuyla ilgili düşüncelerini sordu. ABD Başkanı’nın yanıtı, gazeteciye değil, Johnson'a yönelikti. Biden, Kuzey İrlanda ile ilgili Brexit uygulamalarının durdurulması gerektiğini söyledi. İrlanda asıllı olan Biden’ın, Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasında sınır olmasını istemediği biliniyor.

Anlaşmazlık noktaları
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, Biden ve Johnson'ın üzerinde anlaşamadığı tek konu Brexit değil. Biden'ın aksine Brexit konusunda istekli bir tutum sergileyen eski ABD Başkanı Donald Trump ile Johnson arasındaki güçlü ilişki de göz ardı edilemez. ABD’li demokratlar, Johnson'ın daha önce ABD’nin demokrat yönetimi hakkında yaptığı yorumları unutmuş değiller. Johnson bir keresinde eski demokrat Başkan Barack Obama'yı Kenya asıllı olması nedeniyle ‘Britanya İmparatorluğu'na düşman’ olmakla suçlamıştı. Ayrıca yine demokrat bir isim olan eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton hakkında ‘akıl hastanesindeki sadist bir hemşire gibi’ ifadelerini kullanmıştı.
Biden ise daha önce Johnson'ı Trump'ın ‘hem bedenen hem de ruhen bir klonu’ olarak tanımlamıştı.
Amerikan medyasında yer alan çok sayıdaki analizde, Biden döneminde Beyaz Saray ile Johnson döneminde Downing Street arasındaki anlaşmazlık noktalarına değinildi.‘Politico’ adlı ünlü haber sitesine göre bu anlaşmazlıkların en sonuncusu Afganistan'daki askerlerin geri çekilmesiyle ilgiliydi. Başkan Biden, Londra’nın Afganistan’dan çekilme konusundaki tavsiyelerini görmezden gelerek askerlerin geri çekilmesi konusunda ısrar etti. Johnson, ABD ziyareti sırasında, bir televizyon kanalına verdiği röportajda, Afganistan’dan çekilme şekline yönelik eleştirisini “Daha iyi olabilirdi” diyerek yumuşattı ve daha önce İngiltere’den Washington'ın son çekilme tarihini ertelemeyi reddetmesine yönelik yapılan eleştirileri tekrarlamadı.
İngiltere ile ABD arasındaki serbest ticaret anlaşmasına ilişkin ortak bir vizyona ulaşılamaması, Brexit düzenlemelerindeki Kuzey İrlanda meselesi ve hatta Afganistan’dan geri çekilme meselesinden daha önemlidir. Johnson hükümeti, AB’den resmen ayrıldıktan sonra Trump’ın başkanlık dönemi sona ermeden evvel bir an önce serbest ticaret anlaşması imzalamayı umuyordu. Ancak Trump’ın birtakım öncelikleri vardı ve bu anlaşmanın hemen imzalanması konusunda pek hevesli sayılmazdı.
Biden ve ekibinin bu yılın başlarında göreve başlamadan önce yaptıkları açıklamalara bakıldığında onların da bir an önce anlaşmaya varma konusunda hevesli olmadıkları görülüyor. Johnson, ABD ziyaretinin başında gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlarda bunu bizzat dile getirdi ve iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşmasının, ABD Başkanı ile yapacağı görüşmenin gündeminde olmadığını belirtti. Johnson, “FTA'ya (Serbest Ticaret Anlaşması)  gelince, Joe'nun (Biden) ilgilenmesi gereken çok şey var. Elinde altyapının geliştirilmesine yönelik büyük bir plan ve 'Daha İyi Bir Dünyayı Yeniden İnşa Et' girişimi var. Biz bir anlaşmaya varmak istiyoruz, ama iyi bir anlaşma istiyoruz. Ben İngiltere için aceleyle yapılmış bir anlaşmadan ziyade daha çok fayda sağlayacak bir anlaşma yapılmasından yanayım” ifadelerini kullandı.

Anlaşma noktaları
İngiltere Başbakanı’nın ABD Başkanı ile yalnızca New York'ta BM toplantılarının oturum aralarında değil, ayrıca Beyaz Saray’da da resmi olarak buluşmasının kimin tarafından organize edildiğine dair farklı açıklamalar yapıldı. İngilizler Johnson'ı davet edenin Beyaz Saray olduğunu söylerken, Amerikalılar Washington'da resmi bir görüşme talebinde ısrar edenin İngilizler olduğunu söylediler.
Protokolle ilgili detaylar ne olursa olsun Biden, Johnson'la ‘anlaşmazlık’ istemiyor. Çok sayıdaki Amerikalı analist ve yorumcu da iki ülke arasındaki anlaşma noktalarından bahsediyor. Politico'ya göre Biden, ‘Johnson'ın önüne İngiltere'yi savunma tatbikatlarına dahil etmek gibi bazı kemikler attı’. Ayrıca Avustralya, Fransa'yla yaptığı denizaltı satış sözleşmesini feshedip ABD ile nükleer enerjili denizaltı satışı için yaptığı AUKUS Paktı'nı imzalamıştı. Biden ayrıca Kasım ayında İngiltere'nin ev sahipliğinde yapılacak uluslararası iklim zirvesine destek sözü verdi.
İngiliz Dış Politika Grubu'nun direktörü Sophie Gaston’a göre, siyasi pragmatizm, anlaşmazlıklardan bağımsız olarak güçlü transatlantik ilişkilerin sürdürülmesine mecbur bırakıyor.
Gaston, konuyla ilgili şu yorumu yaptı:
“Şu an hem Biden hem de Johnson için ülkelerinin uluslararası rolünü yeniden ortaya koymak ve küresel itibarlarını artırm ak büyük önem taşıyor. Olağandışı olan da budur. Bu ortak çıkarın farkında oldukları ve buna göre hareket ettikleri açıktır. Biden, Johnson'ın ‘Küresel Britanya’ sloganıyla ilgili olarak ülkesindeki iç durum üzerinde güçlü bir etkisi olacağının ve bu yüzden bazı önlemler alması gerektiğinin farkında. Washington'ın stratejisi de bunu, İngiltere'yi ilişkileri geliştirmek ve güçlendirmek için ciddi bir konuma sokacak şekilde yapmaktır.”
ABD ve İngiltere'de en azından medya üzerinden verilen tepkilerden, siyasi pragmatizmin, Londra ve Washington arasındaki ilişkileri, herkesin daha önce gurur duyduğu ‘özel ilişkilerden’ daha zayıf olsa da koruduğu anlaşılıyor. İki taraf, aralarındaki gün yüzüne çıkmamış anlaşmazlıklara rağmen, ortak bir cephe oluşturmaya istekliler. İngiltere, bu durumdan, ABD ile güçlü ilişki stratejisini sürdürerek yararlanırken ABD, merkezinde İngiltere ile ilişkilerin olduğu daha geniş kapsamlı bir ‘Batı ittifakını’ yeniden inşa etme yönelimini güçlendirerek yararlanıyor.

 


Zelenskiy'den AB zirvesinde İsrail örneği üzerinden "hava savunma desteği" sitemi

Ukrayna'nın kuzeyindeki Çernihiv kentinde yıkım (AFP)
Ukrayna'nın kuzeyindeki Çernihiv kentinde yıkım (AFP)
TT

Zelenskiy'den AB zirvesinde İsrail örneği üzerinden "hava savunma desteği" sitemi

Ukrayna'nın kuzeyindeki Çernihiv kentinde yıkım (AFP)
Ukrayna'nın kuzeyindeki Çernihiv kentinde yıkım (AFP)

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Avrupa Birliği (AB) liderlerine İsrail'e verilen hava savunma desteğinin ülkesi için bir aciliyet olduğu mesajını verdi.

Zelenskiy, Brüksel'de düzenlenen AB zirvesinin Ukrayna bölümüne video konferans yöntemiyle bağlandı.

Rusya'nın dün Çernigiv'e düzenlediği füze saldırısında 14 kişinin öldüğünü anımsatan Zelenskiy, şunları kaydetti:

"Biz Ukrayna'da ne yazık ki birkaç gün önce Orta Doğu'da gördüğümüz savunma düzeyine sahip değiliz. Müttefiklerin ortak gücü sayesinde İsrail'e yönelen neredeyse tüm füzeleri ve insansız hava araçlarını düşürmeyi başardılar. İsrail ve diğer bölge ülkelerinin semalarında olduğu gibi, Avrupa'yı balistik füzelerden ve "Şahed"lerden, seyir füzelerinden ve bombalardan korumamız gerektiğine inanıyoruz. Bizim gökyüzümüz ve komşularımızın gökyüzü aynı güvenliği hak ediyor."

ABD ve İngiltere'nin yanı sıra AB üyesi Fransa da İran'ın İsrail'e 13 Nisan'daki hava saldırısının önlenmesine destek vermişti.

- Liderler, aciliyetin altını çizdi

Öte yandan AB zirvesinin dış ilişkiler oturumunda ele alınan Ukrayna başlığının ardından, sonuç bildirisinin ilgili bölümü kabul edildi.

Bildiride "AB, son zamanlarda enerji sektörüne yönelik olanlar da dahil olmak üzere, Rusya'nın Ukrayna'nın sivillerine ve sivil altyapısına yönelik devam eden hava ve füze saldırılarını güçlü bir şekilde kınıyor." ifadesi yer aldı.

AB ve üye ülkelerinin jeneratörler ve güç transformatörleri gibi ekipmanlar ile insani ve sivil koruma için yardım malzemeleri göndermeye devam edeceğinin aktarıldığı bildiride, "AB, Ukrayna'ya acilen hava savunması sağlanması, topçu mühimmatı ve füzeler de dahil olmak üzere gerekli tüm askeri yardımın sağlanmasının hızlandırılması ve yoğunlaştırılması ihtiyacının altını çiziyor." değerlendirmesi yapıldı.


G7, İran yaptırımları ve dondurulan Rus varlıkları konusunda iş birliği sözü verdi

G7 Dışişleri Bakanları Zirvesi Genel Merkezi’nin önündeki İtalyan polisleri (EPA)
G7 Dışişleri Bakanları Zirvesi Genel Merkezi’nin önündeki İtalyan polisleri (EPA)
TT

G7, İran yaptırımları ve dondurulan Rus varlıkları konusunda iş birliği sözü verdi

G7 Dışişleri Bakanları Zirvesi Genel Merkezi’nin önündeki İtalyan polisleri (EPA)
G7 Dışişleri Bakanları Zirvesi Genel Merkezi’nin önündeki İtalyan polisleri (EPA)

Yedi büyük sanayileşmiş ülkeden maliye yetkilileri, İran'ın İsrail'e yönelik saldırısını kınadı ve Ukrayna'ya yardım etmek amacıyla dondurulan Rus egemen varlıklarını kullanmak için "mümkün olan tüm yollar" üzerinde çalışmaya devam etme sözü verdi.

Grubun ülkelerinin maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının katıldığı toplantı sonrasında yayınlanan ortak bildiride, "İran'ın istikrarsızlaştırıcı bölgesel faaliyetlerini desteklemek için silah üretimi ve transfer yeteneğini engellemeye yönelik her türlü eylemi yakından koordine etme sözü verdikleri" belirtildi.

Ayrıca Gazze'deki krizle ilgili endişelerini dile getirerek, bölgede genel olarak istikrar çağrısında bulundular.


Washington, Venezuela'ya petrol yaptırımlarını yeniden uygulayacak

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
TT

Washington, Venezuela'ya petrol yaptırımlarını yeniden uygulayacak

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AFP)

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Amerikalı yetkililer dün (Çarşamba), Başkan Nicolas Maduro'nun muhalifleri "bastırmaya" devam etmesi nedeniyle ABD'nin Venezuela'ya petrol yaptırımlarını yeniden uygulayacağını doğruladı.

Joe Biden'ın yönetiminden yetkililer, Caracas'ın Maduro'ya karşı rakiplerin başkanlık seçimlerine katılmasını engelledikten sonra, ilerleme sağlamak için Washington tarafından belirlenen son tarih olan 18 Nisan itibarıyla taahhütlerini yerine getirmediğini belirtti.


Hizbullah, milislerinin öldürülmesine ‘yanıt olarak’ bir İsrail askeri karargâhının bombalandığını duyurdu

Demir Kubbe sistemi, Hizbullah'ın Cuma akşamı Lübnan'dan İsrail'e fırlattığı roketleri önledi. (Reuters)
Demir Kubbe sistemi, Hizbullah'ın Cuma akşamı Lübnan'dan İsrail'e fırlattığı roketleri önledi. (Reuters)
TT

Hizbullah, milislerinin öldürülmesine ‘yanıt olarak’ bir İsrail askeri karargâhının bombalandığını duyurdu

Demir Kubbe sistemi, Hizbullah'ın Cuma akşamı Lübnan'dan İsrail'e fırlattığı roketleri önledi. (Reuters)
Demir Kubbe sistemi, Hizbullah'ın Cuma akşamı Lübnan'dan İsrail'e fırlattığı roketleri önledi. (Reuters)

Hizbullah bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, dün (Salı) Lübnan'ın güneyindeki iki kasabayı hedef alan İsrail saldırılarında üç savaşçısının öldürülmesine ‘yanıt olarak’ İsrail'in kuzeyindeki bir askeri karargâhı roket ve insansız hava araçlarıyla (İHA) vurduğunu duyurdu.

AFP'nin haberine göre Hizbullah yaptığı açıklamada, savaşçılarının ‘düşmanın Ayn Baal ve eş-Şehabiyye'de bir dizi direnişçiyi öldürmesine yanıt olarak’ Arab el-Aramşe köyündeki İsrail karargahına güdümlü füzeler ve İHA’larla saldırı düzenlediğini söyledi.

İsrail i24 News televizyonu, İsrail'in kuzeyindeki Arab el-Aramşe'de bir binayı vuran saldırıda biri ağır olmak üzere beş kişinin yaralandığını bildirdi. Daha fazla ayrıntı verilmedi.

Şarku’l Avsat’ın Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığı habere göre Hizbullah bugün erken saatlerde, aralarında Meron Üssü’ndeki güdümlü füzelerin bulunduğu hava kontrol biriminin de yer aldığı, İsrail'in kuzeyindeki askeri mevkileri hedef alan beş operasyon gerçekleştirdiğini duyurdu.

İsrail ordusu ve Hizbullah, 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde savaşın başlamasından bu yana neredeyse her gün sınır ötesi bombardıman gerçekleştiriyor.


Kremlin Ortadoğu'da itidal çağrısında bulundu

Moskova'da Rusya Devlet Başkanlığı'nın merkezi olan Kremlin (AFP)
Moskova'da Rusya Devlet Başkanlığı'nın merkezi olan Kremlin (AFP)
TT

Kremlin Ortadoğu'da itidal çağrısında bulundu

Moskova'da Rusya Devlet Başkanlığı'nın merkezi olan Kremlin (AFP)
Moskova'da Rusya Devlet Başkanlığı'nın merkezi olan Kremlin (AFP)

Kremlin bugün (Çarşamba) İran'ın İsrail'e yönelik saldırısı konusunda Moskova'nın önceden uyarı alıp almadığını doğrulamaktan ya da yalanlamaktan kaçınırken, Ortadoğu'daki tüm tarafları çatışmadan geri adım atmaya çağırdı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün (Salı), tüm tarafları yeni bir çatışmayı kışkırtacak her türlü eylemden kaçınmaya çağırarak, bunun bölge için yıkıcı sonuçları olacağı uyarısında bulundu.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov bugün, Moskova ile yakın ilişkilere sahip Tahran'ın Cumartesi günü İsrail'e yönelik saldırılar öncesinde Rusya'yı uyarıp uyarmadığı sorusuna, bu konuda söyleyecek bir şeyi olmadığını söyledi.

Peskov, “Bu çatışmanın tırmandırılması hakkında konuşmak bile istemiyoruz. Bu İsrail'in, İran'ın ve tüm bölgenin çıkarlarına aykırı. Rusya, İran ile yakın ve yapıcı ilişkiler sürdürüyor. İsrail ile de yapıcı ilişkilerimiz var. Gerilimi azaltma ihtiyacı üzerine görüşmeler yapıyoruz. Bölgedeki tüm ülkeleri makul ölçülerde itidalli davranmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Gazetecilere yaptığı açıklamada durumun ciddi olduğunu ifade eden Peskov, “İsrail ile İran arasında doğrudan bir çatışmadan bahsediyoruz. Zira bir ülkenin konsolosluğu tahrip edildiğinde, bunu dolaylı bir çatışma olarak tanımlamak zordur” dedi.


Ukrayna lideri Zelenski'den Batı'ya çağrı: "İsrail için sergilediğiniz birliği bize de gösterin"

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de başlattığı savaşta Ukrayna, Batılı müttefiklerinden askeri yardımları artırmasını istiyor (AP)
Rusya'nın 24 Şubat 2022'de başlattığı savaşta Ukrayna, Batılı müttefiklerinden askeri yardımları artırmasını istiyor (AP)
TT

Ukrayna lideri Zelenski'den Batı'ya çağrı: "İsrail için sergilediğiniz birliği bize de gösterin"

Rusya'nın 24 Şubat 2022'de başlattığı savaşta Ukrayna, Batılı müttefiklerinden askeri yardımları artırmasını istiyor (AP)
Rusya'nın 24 Şubat 2022'de başlattığı savaşta Ukrayna, Batılı müttefiklerinden askeri yardımları artırmasını istiyor (AP)

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, İsrail'e gösterilen desteğin ülkesi için de sağlanmasını istedi.

Zelenski, Telegram hesabından pazartesi günü yaptığı açıklamada, uluslararası kamuoyundan Rusya'ya karşı "birlik sergileyerek Ukrayna'ya daha kuvvetli destek vermesini" talep etti. 

Ukrayna lideri, açıklamasında "Özgür dünya, İsrail'i savunarak böyle bir birlikteliğin sadece mümkün değil, aynı zamanda yüzde 100 etkili olduğunu da kanıtladı" ifadelerini kullandı.

Zelenski, müttefik ülkelerden "siyasi irade" göstermelerini isteyerek, "Aynı şey, İsrail gibi NATO üyesi olmayan Ukrayna'yı terörden korumak için de mümkün" dedi. 

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba da İsrail için gösterilen dayanışmadan övgüyle bahsederek, "Müttefikler çok koordineli şekilde hareket ettiğinde, tek bir füzenin bile hedeflere düşmediğini, İsrail'deki hedeflere ulaşmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına hava saldırısı düzenlenmişti. İsrail'in resmen üstlenmediği olayda, İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan ikisi general rütbesinde toplam 7 kişi ölmüştü. 

Bunun üzerine İran, 13 Nisan'ı 14 Nisan'a bağlayan gece, 360 drone, seyir füzesi ve balistik füzeyle İsrail'e misilleme yapmıştı. 

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) füze ve drone'ların yaklaşık yüzde 99'unun hava savunma sistemleriyle etkisiz hale getirildiğini belirtmişti. ABD donanmasına ait gemiler üç balistik füze ve 70 kamikaze drone'u vurmuştu. Fransa, Ürdün ve Birleşik Krallık (BK) da İsrail'in savunmasına destek vermişti.

5 saat süren saldırıda, 7 yaşındaki Amina el Hasoni adlı bir kız çocuğu, İsrail'in attığı önleme füzesi kaynaklı şarapnelden ağır yaralanmıştı. 

Diğer yandan Gazze savaşı ve İran-İsrail çatışmaları nedeniyle ABD'nin Ukrayna'ya desteğinde eskiye kıyasla azalma görülmüştü. ABD Başkanı Joe Biden'ın 60 milyar dolarlık askeri yardım paketi, özellikle Cumhuriyetçi parlamenterlerin itirazları nedeniyle Kongre'ye takılmıştı.

Independent Türkçe, RT, AFP


AB'den 35 bin gence ücretsiz Avrupa turu: İşte Türk vatandaşlarının da başvurabileceği programın şartları

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

AB'den 35 bin gence ücretsiz Avrupa turu: İşte Türk vatandaşlarının da başvurabileceği programın şartları

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, “DiscoverEU” programı kapsamında, aralarında Türkiye vatandaşlarının da bulunduğu 35 bin genç için trenle ücretsiz Avrupa turu düzenleyecek.

BBC Türkçe’den Yusuf Özkan’ın haberine göre; başvuru sonucu tura katılma hakkı elde eden gençler, 1 Temmuz 2024 ile 30 Eylül 2025 arasında, 30 gün boyunca trenle Avrupa’nın birçok kentini ücretsiz dolaşabilecek.

Gençler, gittikleri ülkelerde toplu taşıma, kültürel etkinlikler, konaklama, yemek, spor ve diğer alanlarda 40 binden fazla indirim olanağı sunan bir indirim kartına da sahip olacak.

Ücretsiz Avrupa turu için kimler başvurabilecek?

Trenle ücretsiz Avrupa turu için başvurular dün başladı. Başvuru süresi, 30 Nisan Salı günü TSİ 13.00’te sona erecek.

Tur için, 1 Temmuz 2005-30 Haziran 2006 tarihleri arasında doğan AB üyesi ülke vatandaşları ile Türkiye, İzlanda, Lihtenştayn, Kuzey Makedonya, Norveç, Sırbistan’dan gençler başvurabilecek.

Başvurular nasıl yapılacak?

Başvurular, “Avrupa Gençlik Portalı” (European Youth Portal) üzerinden yapılacak. AB ile ilgili toplam altı sorunun bulunduğu bir testi yanıtlayan gençler, başvuru hakkı elde edecek.

Gençler, tek başlarına seyahat edebilecekleri gibi, başvuruya uygunluk sağlayan dört arkadaşıyla da programa katılabilecek.

Testi doğru yanıtlayan gençlerden 35 bini trenle ücretsiz Avrupa seyahati kazanacak.

Avrupa turuna katılanlar nereleri görebilecek?

Tura katılma hakkı elde eden gençler, AB ülkelerinin tümü de dahil, istedikleri rotayı belirleyebilecek.

İsteyenlerse, geçen yıl başlatılan Yeni Avrupa Bauhaus ilkeleri doğrultusunda AB’yi güzel, sürdürülebilir ve kapsayıcı kılan kent ve bölgeleri içeren farklı güzergahları seçebilecek.

Ücretsiz tur, mimarlık, müzik, güzel sanatlar, tiyatro, moda ve tasarım gibi çeşitli kültürel noktaları birleştiren DiscoverEu Kültür Rotası ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Avrupa Kültür Başkentlerini de kapsıyor.

Ücretsiz tura katılan engelli veya sağlık sorunu bulunan gençlere özel destek sağlanacak.

AB Komisyonu tarafından 2018 yılında başlatılan DiscoverEU programına, 1 milyondan fazla aday, 284 bin ücretsiz seyahat kartı için başvuruda bulundu.

 

BBC Türkçe


Birleşik Krallık'ta 2009'dan sonra doğanlara sigara satışı yasaklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Birleşik Krallık'ta 2009'dan sonra doğanlara sigara satışı yasaklandı

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşik Krallık yeni neslin hayat boyu sigaraya erişimini yasaklayacak tasarı parlamentoda onaylandı.

Böylece “sigarasız nesil” yaratma girişimi kapsamında, 1 Ocak 2009’dan sonra doğanlara sigara satışı yasaklandı.

Salı akşamı onaylanan yasa ile bu yıl 15 yaşına giren çocuklar, hayatları boyunca sigara alamayacak.

Avam Kamarası'nda yasa tasarısı 383 milletvekilinin onayıyla geçti, 67 milletvekili yasaya karşı çıktı.

Yasa iktidardaki Muhafazakar Parti içinde tartışma yaratmıştı. İktidar partisi parlamentodaki oylama sırasında vekillerin istedikleri oyu kullanmakta özgür olacağını vurguladı. Buna karşın yasanın ana muhalefetteki İşçi Partisi ve Liberal Demokrat Parti vekillerinin oylarıyla geçmesi bekleniyordu. Yasa sigara içmeyi değil, sigara ürünlerinin satışının yasaklanmasını içeriyor.

"Yasa özgürlük karşıtı"

Tütün kullanımı, ülkede önlenebilir ölüm sebepleri arasında en başta yer alıyor.  Kalp krizi, felç, akciğer kanseri gibi sigara kullanımına bağlı nedenlerle hemen hemen her dakika bir kişi hastaneye yatırılıyor.

Sağlık Bakanı Victoria Atkins yasa ile binlerce hayat kurtarılacağı gibi ülkedeki sağlık sistem üzerindeki baskının da azalacağını savundu.

Atkins, “Gerçek şu ki tütün kullanımının güvenli bir seviyesi yok. Gerçekten çok zararlı ve bu nedenle gelecek nesilleri korumak için bu adımı atıyoruz” dedi.

Yasa ile sahada kontrol yapacak yetkililere, çocuklara tütün ya da elektronik sigara sattığı tespit edilen marketlere anında 100 sterlin ceza kesme yetkisi tanınıyor. Bu cezalardan elde edilecek gelir, yasanın işlerliğini sıkılaştırmak için kullanılacak.

İktidardaki Muhafazakarlar arasında bazı vekiller bu yasaya “işlemeyeceği” düşüncesiyle karşı çıkıyordu.

Eski başbakan Boris Johnson, yasa için “delice” ifadesini kullanmayı seçmişti.

Johnson sonrası başbakanlık koltuğuna oturan ve ülkenin en kısa süre başbakanlık yapan ismi olan Liz Truss ise yasanın “özgürlük” karşıtı olduğunu savundu.

Independent Türkçe, BBC Türkçe


Myanmar'ın devrik lideri Su Çi ev hapsine alındı

Cuntaya karşı 2021'de düzenlenen protestolarda göstericiler, devrik lider Su Çi'nin partisi Ulusal Demokrasi Birliği'nin bayrağını taşımıştı (Reuters)
Cuntaya karşı 2021'de düzenlenen protestolarda göstericiler, devrik lider Su Çi'nin partisi Ulusal Demokrasi Birliği'nin bayrağını taşımıştı (Reuters)
TT

Myanmar'ın devrik lideri Su Çi ev hapsine alındı

Cuntaya karşı 2021'de düzenlenen protestolarda göstericiler, devrik lider Su Çi'nin partisi Ulusal Demokrasi Birliği'nin bayrağını taşımıştı (Reuters)
Cuntaya karşı 2021'de düzenlenen protestolarda göstericiler, devrik lider Su Çi'nin partisi Ulusal Demokrasi Birliği'nin bayrağını taşımıştı (Reuters)

Myanmar'ın devrik lideri Ang San Su Çi'nin ev hapsine alındığı bildirildi.

Cunta sözcüsü Tümgeneral Zaw Min Tun, dün yaptığı açıklamada Su Çi'nin "sıcak çarpması riski" nedeniyle ev hapsine alındığını belirtti.

Min Tun, hapiste tutulan 78 yaşındaki eski başbakanın nereye nakledildiğine dair bilgi paylaşmadı. Diğer yandan 72 yaşındaki eski Myanmar Devlet Başkanı Win Myint'in de ev hapsine alındığı bildirildi.

Myanmar ordusu, 8 Kasım 2020'deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddiaları sonrasında 1 Şubat 2021'de yönetime el koymuştu. Su Çi ve Myint de o dönemde gözaltına alınmıştı.

Su Çi, pandemi yasaklarına karşı gelmekten seçim kurallarını ihlal etmeye kadar 14 suçtan toplamda 27 yıl hapse mahkum edilmişti. Myint ise aynı gerekçeyle 8 yıl hapis cezası almıştı. Su Çi, başkent Nepido'da, Myint ise Bago bölgesindeki Tangoo şehrinde hapis yatıyordu.

Birleşik Krallık'ın tanınmış gazetelerinden Guardian, Myint'in hazirandan beri adı açıklanmayan bir hastalıktan ötürü özel tedavi gördüğünü aktardı. 

Su Çi'nin oğlu Kim Aris de eylülde annesinin bir diş eti hastalığına yakalandığını ve neredeyse hiç yemek yiyemediğini söylemişti.

Cunta karşıtlarının kurduğu Ulusal Birlik Hükümeti'nden (NUG) yapılan açıklamada, Su Çi ve Myint'in derhal serbest bırakılması talep edildi. 

Açıklamada, eski liderlerin 40 dereceye varan sıcaklıklar yüzünden ev hapsine alındığına dair açıklamanın inandırıcı olmadığı savunularak, "Myanmar'daki cunta liderlerinin sahtekarlıkla dolu bir geçmişi olduğunu biliyoruz. Myanmar halkı, seçilmiş liderleriyle ilgili gerçek durumu bilmeyi hak ediyor" dendi. 

Diğer yandan darbe yönetiminden bugün yapılan açıklamada, geleneksel yeni yıl tatili dolayısıyla 3 bin 303 tutuklu için af kararı çıkarıldığı duyuruldu. Ayrıca bazı mahkumların cezalarının hafifletildiği bildirildi. 
 

Myanmar'da darbe

Ordunun yönetime el koymasının ardından birçok protesto gerçekleşmişti. 

Birleşmiş Milletler verilerine göre darbe yönetiminin eylemcilere ve isyancı gruplara silahlı müdahalesi sonucunda şimdiye dek 1900 kişi hayatını kaybetti. Darbeden bu yana yaklaşık 13 bin kişi gözaltına alınırken, 10 binin üzerinde kişiyse halen hapiste tutuluyor. Askeri mahkemeler, ikisi çocuk 114 mahkum hakkında idam kararı da vermişti.

Ayrıca darbe karşıtları, "Üç Kardeşler İttifakı" adı altında birleşerek cuntaya karşı 27 Ekim'de silahlı mücadele başlatmıştı. İttifakta Myanmar Ulusal Demokratik İttifak Ordusu, Arakan Ordusu ve Ta'ang Ulusal Kurtuluş Ordusu yer alıyor.

Independent Türkçe, Guardian, CNN, Reuters


İsrail, Magazi Mülteci Kampı'nı vurdu: 7'si çocuk en az 13 kişi öldü

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)
TT

İsrail, Magazi Mülteci Kampı'nı vurdu: 7'si çocuk en az 13 kişi öldü

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Magazi Mülteci Kampı'nı ağır bombardımana tutuyor (AFP)

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ndeki Magazi Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıda en az 13 kişinin öldüğü aktarıldı. 

Gazze'deki Şüheda El Aksa Hastanesi'nden yetkililer, salı günü düzenlenen saldırıda öldürülen kişilerden 7'sinin çocuk olduğunu bildirdi. 

Yetkililer, ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN'e yaptıkları açıklamada, saldırıda 25 kişinin yaralandığını söyledi.

dfergt

Kampta yaşayan görgü tanıklarından Nihat Ovdetallah, bombaların 30 ila 40 metre yakınına düştüğünü belirtti.

Ovdetallah, "Sesi duyunca hemen ne olduğunu görmek için yürüdüm. Yerde cesetler buldum. Herkes bağırıyordu, çocuklar çığlık atıyordu. Yerde ölü çocuklar vardı. Sadece langırt oynuyorlardı, sonra şehit oldular" dedi. 

Rabat ve Washington merkezli İngilizce yayın yapan Morocco World News sitesinin haberindeyse öldürülen çocuk sayısının 11 olduğu belirtildi.

CNN, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) saldırıyla ilgili yorum talebini reddettiğini aktardı.

Diğer yandan 6 yaşındaki Hind Receb ve 15 yaşındaki kuzeni Leyan Hamade'nin, onları kurtarmaya çalışan sağlık görevlileriyle birlikte nasıl öldürüldüğünün detayları da ortaya çıktı.

29 Ocak'ta Gazze şehrinde yaşanan olayda Receb ve yakınlarının yer aldığı araca ateş açılmıştı. 

Saldırı sırasında Hamade ve Receb, merkezi Batı Şeria'da yer alan Filistin Kızılay Derneği'ni (PCRS) arayarak yardım istemişti. Bunun üzerine sağlık ekipleri aynı gün yola çıkmıştı. Fakat PCRS yetkilileri, 4 Şubat'ta ekiplerden halen haber alınamadığını bildirmişti.

10 Şubat'ta yetkililer, Hind'in yanı sıra dayısı, onun eşi ve üç çocuğunun cesetlerine ulaşmıştı. Ayrıca Hamade'nin de öldürüldüğü belirtilmişti. Olay yerine gönderilen Filistin Kızılayı ambulansına ateş açıldığı, sağlık görevlileri Yusuf Zeyno ve Ahmed Medhun'un öldürüldüğü duyurulmuştu. 

5hy6j7
(Soldan sağa) Hind Recab, dayısı Beşar Hamade, kızı Leyan Hamade, Yusuf Zeyno ve Ahmed Medhun, saldırıda yaşamını yitirmişti (Filistin Kızılay Derneği)

PCRS, 14 Şubat'taki açıklamalarında İsrail'in ambulansın girişine izin vermesine rağmen saldırıyı kasten düzenlediğini savunmuştu.

IDF'den yapılan açıklamada, yürütülen ön soruşturma sonucunda olayın yaşandığı yerde İsrail askeri bulunmadığı iddia edilmişti.

ABD'nin tanınmış gazetelerinden Washington Post'un (WP) yaptığı araştırmada, uzman görüşleri alındı, uydu görüntüleri incelendi ve ses kayıtları analiz edildi. 

Haberde, olay yerine yakın noktada İsrail ordusuna ait zırhlı araçların olduğu bilgisi paylaşıldı. 

Ambulansın, Hamade ailesinin aracının yaklaşık 50 metre uzağında bulunduğu belirtildi. Otomobil ve ambulanstaki mermi izlerine ek olarak ses kayıtlarındaki kurşun seslerini inceleyen uzmanlar, bunların da İsrail ordusunun kullandığı silahlara ait olduğunu bildirdi. 

Araştırmada ayrıca Filistin Kızılayı'na ait ambulansın, İsrail Savunma Bakanlığı'na bağlı Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi'nin (COGAT) belirlediği rota üstünde vurulduğu tespit edildi.

COGAT, IDF'yle koordineli şekilde ambulanslara ek olarak yardım ve arama kurtarma araçlarının geçişini organize ediyor. WP, COGAT'tan yetkililerin yorum talebini reddettiğini aktardı.

IDF ise WP'ye açıklamasında, COGAT yetkilileriyle iletişime geçilmediğini savunurken, bölgede olay sırasında İsrail askeri olmadığı iddiasını yineledi.

PCRS, çocukların yetkililerden yardım istediği ses kaydını paylaşmıştı. Haberde görüşleri alınan uzmanlar, kayıtta 6 saniye içinde en az 62 el ateş edildiğini belirledi. Atış hızının, genellikle Hamas militanlarının kullandığı Kalaşnikof türü silahlarla uyumlu olmadığı vurgulandı. Ses analizi sonuçlarının, mermilerin yüksek ihtimalle İsrail ordusuna ait silahlardan çıktığına işaret ettiği belirtildi.

Görüntü analizlerindeyse Hamade ailesinin aracının yaklaşık 500 metre yakınında İsrail ordusuna ait en az 10 zırhlı aracın bulunduğu ifade edildi. 

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, WP'ye yaptığı açıklamada, olayın aydınlatılması için İsrail'den soruşturma talep ettiklerini hatırlattı. Miller, haberdeki veri ve analizlerden yola çıkarak inceleme yapılması için tekrar İsrailli yetkililerle irtibata geçeceklerini belirtti.

Independent Türkçe, CNN, Washington Post, Morocco World News