Yeni araştırma: SpaceX'in Starlink uyduları GPS'e alternatif olabilir

SpaceX, yörüngeye yerleştirmeden önce 60 Starlink uydusunun tamamının görüntülerini paylaşmıştı (SpaceX)
SpaceX, yörüngeye yerleştirmeden önce 60 Starlink uydusunun tamamının görüntülerini paylaşmıştı (SpaceX)
TT

Yeni araştırma: SpaceX'in Starlink uyduları GPS'e alternatif olabilir

SpaceX, yörüngeye yerleştirmeden önce 60 Starlink uydusunun tamamının görüntülerini paylaşmıştı (SpaceX)
SpaceX, yörüngeye yerleştirmeden önce 60 Starlink uydusunun tamamının görüntülerini paylaşmıştı (SpaceX)

Yeni bir çalışma, SpaceX'in Starlink uydularının gelecekte navigasyon ve GPS için kullanılabileceğini öne sürüyor.
The Independent'ın haberine göre, Ohio Eyalet Üniversitesi'nden mühendisler, Dünya üzerindeki bir konumu tespit etmek için Starlink uydularının yaydığı sinyalleri kullanacak bir araç geliştirdi. 
Sistem ilk kez SpaceX dışındaki bilim insanları tarafından kullanılıyor ve araştırmacılar uydular aracılığıyla gönderilen gerçek verileri değil, yalnızca uyduların hareketi ve konumuyla ilgili verileri kullandıklarını söylüyor.
Ohio Eyalet Üniversitesi'nden Çoklu-Mod Garantili Otomatik Araçlar Araştırma Merkezi (Center for Automated Vehicles Research with Multimodal Assured Navigation / CARMEN) Direktörü Zak Kassas, "Sinyale kulak misafiri olduk ve ardından konumumuzu belirlemek için karmaşık algoritmalar tasarladık ve bunun büyük bir doğrulukla çalıştığını gösterdik" dedi. 
"Starlink navigasyon amaçlı tasarlanmasa da sistemin parçalarını navigasyon için kullanacak kadar iyi öğrenmenin mümkün olduğunu gösterdik. Buradaki önemli nokta, bu uydular üzerinden gönderilenleri 'dinlemememiz'. Sinyalleri, onları yalnızca navigasyon amacıyla kullanacak kadar iyi öğrendik."
Araştırmacılar, algoritmalarını kullanarak Irvine'deki Kaliforniya Üniversitesi kampüsünde bir anteni yaklaşık 7,7 metrelik bir doğruluk payıyla tespit edebildi. Fakat bunun kesinliği, alan tespitini 0,3 metre ve 5 metre arasında bir doğrulukla yapan GPS'ten hâlâ önemli ölçüde daha az. Araştırmacılar diğer alçak Dünya yörüngesi sistemlerini kullanarak da 23 metrelik bir doğruluk payıyla alan tespiti yapabildi. 
SpaceX'in şu anda yörüngede iki binden az uydusu var ama 40 binden fazla uydu fırlatmayı planlıyor. Araştırmacılar, uydu takımı büyüdükçe sistemin doğruluğunun artacağını söylüyor.
Sonuç olarak, bu araştırmanın GPS'in daha güvenli, alternatif bir versiyonu olarak kullanılabileceğine inanılıyor. Zira küresel konumlandırma sistemleri, uzaklıklarından dolayı, alçak Dünya yörüngesindeki uydu takımlarının yaydığı sinyallerden daha zayıf.
Ek olarak, GPS iyi bilinen sinyalleri kullanıyor ama bu, söz konusu sinyalleri kullanan ekipmanları üreten şirketler için bir avantaj olsa da sistemi yanıltma veya yayın bozma saldırılarına karşı savunmasız kılıyor. Bazı durumlarda bu saldırılar, askeri insansız hava araçlarının veya deniz taşıtlarının kontrolünün kötü niyetli kişilere geçmesine bile neden olabiliyor.



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging