Hama Katliamı'nın kilit ismi Rıfat Esed'in 37 yıl sonra Şam'a döndüğü ileri sürüldühttps://turkish.aawsat.com/home/article/3234816/hama-katliam%C4%B1n%C4%B1n-kilit-ismi-r%C4%B1fat-esedin-37-y%C4%B1l-sonra-%C5%9Fama-d%C3%B6nd%C3%BC%C4%9F%C3%BC-ileri
Hama Katliamı'nın kilit ismi Rıfat Esed'in 37 yıl sonra Şam'a döndüğü ileri sürüldü
Beşşar Esed'in amcası Rıfat Esed (AP)
Ankara/AA
TT
TT
Hama Katliamı'nın kilit ismi Rıfat Esed'in 37 yıl sonra Şam'a döndüğü ileri sürüldü
Beşşar Esed'in amcası Rıfat Esed (AP)
Fransa'da kamuya ait fonları kötüye kullanmak ve kara para aklamaktan 4 yıl hapis cezası onanan, Beşşar Esed'in amcası Rıfat Esed'in 37 yıl aradan sonra Şam'a döndüğü iddia edildi.
Suriye'de Esed rejimine yakınlığıyla bilinen Vatan Gazetesi, Suriye'deki rejimin lideri Beşşar Esed'in, Fransa'da hapis cezası onanan amcası Rıfat Esed'in Suriye'ye dönüşüne onay verdiğini ileri sürdü.
Gazetenin haberinde, dün 37 yıl sonra Şam'a dönen Rıfat Esed'in Suriye'de rejim içerisinde herhangi bir görev üstlenmeyeceği belirtildi.
Paris Temyiz Mahkemesi, Paris Ceza Mahkemesinin Rıfat Esed'e 1996-2016 döneminde kamuya ait fonları kötüye kullandığı ve kara para akladığı gerekçesiyle verdiği 4 yıl hapis cezasını 9 Eylül'de onamıştı.
Mahkeme, duruşmaya katılmayan Esed'in, Fransa'daki mal varlıklarına da el koyma kararı almıştı
Rıfat Esed, Suriye devlet fonlarını yasa dışı yollardan kullanarak emlak imparatorluğu kurmaktan da suçlu bulundu. Amca Esed'in Fransa'daki mal varlığının 90 milyon avro olduğu belirtiliyor.
Paris Ceza Mahkemesi, 17 Haziran 2020'de Esed'e 4 yıl hapis cezası vermiş, Esed'in avukatı bu karara itiraz etmişti.
Avrupa’da çok sayıda lüks emlak sahibi
Paris Savcılığı, 2016'da Rıfat Esed hakkında "kamuya ait fonları kötüye kullanma" ve "kara para aklama" suçlamasıyla soruşturma açmıştı.
Rıfat Esed'in Paris ve Lyon kentlerinin pahalı semtlerinde çok sayıda lüks emlakin sahibi olduğu biliniyor.
Fransa'da mali suçları araştıran Sherpa Derneği, amca Esed'in 100 milyon avroyu aşan servetinin şaibeli olduğunu öne sürmüştü.
Rıfat Esed, kardeşi Hafız Esed hükümeti döneminde 1982'deki Hama Katliamı'nın kilit isimlerinden biri olarak biliniyor.
Suriye İnsan Hakları Ağının (SNHR) raporuna göre, Hama il merkezinde 2-28 Şubat 1982'de gerçekleşen katliamda en az 30 bin sivil can verirken alıkonan en az 17 bin kişiden haber alınamadı.
Katliamdan, rejimin ikinci ismi ve dönemin Genelkurmay Başkanı Rıfat Esed sorumlu tutuluyor.
Hama Katliamı'ndan 2 yıl sonra Rıfat Esed, kardeşi Hafız Esed'i devirmeye çalışmış ve Suriye'den sürülmüştü.
84 yaşındaki Esed'in dönem dönem Paris, Londra ve İspanya'nın Marbella kentlerinde bulunduğu biliniyor.
600 günlük savaştan sonra İsrail zafer ilan edemezhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5148595-600-g%C3%BCnl%C3%BCk-sava%C5%9Ftan-sonra-i%CC%87srail-zafer-ilan-edemez
600 günlük savaştan sonra İsrail zafer ilan edemez
İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
7 Ekim 2023'te Hamas saldırısıyla başlayan ve sadece Hamas'a değil tüm Gazzelilere yönelik çılgınca bir misillemeyle devam eden savaşın üzerinden 600 gün geçmesine rağmen, Başbakan Binyamin Netanyahu ve bakanları da dahil olmak üzere tüm İsrailliler savaşın hedeflerine ulaşmadığı konusunda hemfikir.
Hamas'ın elinde halen 58 İsrail vatandaşı var ve hareket Gazze Şeridi'nde varlığını sürdürüyor. Gazze Şeridi’nde önemli miktarda silahı olan Hamas, onlarca (bazı tahminlere göre yüzlerce) kilometrelik yeraltı tünelinin kontrolünü elinde tutuyor. Sadece İsrail değil, ABD de Hamas'a bir müzakere ortağı olarak davranıyor.
İsrailli esirlerin aileleri 12 Mayıs'ta Tel Aviv'de gösteri düzenledi. (EPA)
Hamas elbette bu sonucu kutlayamaz. Tüm Gazze Şeridi harap oldu, yaklaşık 60 bin kişi öldürüldü, 120 bin kişi fiziksel olarak yaralandı, 2 milyon kişi psikolojik olarak yaralandı. Hamas kaynaklarının çoğunu, seçkin askeri liderlerini, finans, sağlık, eğitim ve belediye işlerinden sorumlu olanları kaybetti ve bunların çoğu aileleriyle birlikte öldürüldü.
Öte yandan İsrail de zaferden söz edemiyor. Kendisini askeri, istihbari ve bilimsel olarak dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak gören İsrail, Hamas gibi küçük bir silahlı hareketle 20 ay süren bir savaşı, son teknoloji yıkım silahlarını, İsrail, Amerikan ve diğer Batı silahlarını kullanmasına rağmen bitiremedi. İsrail aynı zamanda, en son teknolojik teknikleri, uydu gözetlemesini kullandı ve mutlak Amerikan desteğinden yararlandı.
Geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bombardıman sonucu oluşan yıkım ve duman bulutlarının yanından geçen Filistinliler (AFP)
Savaşta İsrail ve Filistinlilerin kayıplarını karşılaştırmanın bir yolu olmamasına rağmen, İsrail 858'i asker olmak üzere bin 907 kişi kaybetti, 10 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 130 bin kişi evlerinden oldu ve önemli ölçüde uluslararası izolasyona maruz kaldı. 58 kişi ise halen Hamas tarafından Gazze Şeridi’nde esir tutuluyor.
Ordu Gazze'de gerçekten savaşıyor mu?
Netanyahu, geçtiğimiz nisan ayında tam bir zafer vaat etmiş ve “Tam zafere ulaşmamıza ramak kaldı” demişti. Ardından ordu yönetimini başarısızlıkla suçladı ve kendisinin saldırgan ve cesur bir adam olduğunu vurgulamaya hevesli Eyal Zamir'i Genelkurmay Başkanlığı görevine getirdi.
Zamir, ordunun hareket tarzını ve savaş planlarını daha saldırgan olacak şekilde değiştirme sözü vererek oyuna dahil oldu ve atanmasından iki hafta sonra ateşkesi bozarak savaşı yeniden başlattı. Üç aydır görevde ve bu süre zarfında bombardımanı bir gün bile durdurmadı, yedek ordunun tamamını (450 bin kişi) seferber etmeye karar verdi, Gazze Şeridi'ne beş tümen getirdi ve yıkımı yoğunlaştırmaya başladı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde bildiğimiz anlamda savaşmıyor gibi görünüyor; uzaktan hava, deniz ve kara saldırıları düzenliyor, kitlesel suikastlar gerçekleştiriyor ve ciddi bir çatışmayla karşılaşmıyor. Bu yüzden eski İsrailli generaller bunun ‘savaş için savaş’ olduğunu söylüyor.
Gazze Şeridi sınırında bir tankın üzerinde oturan İsrail askerleri (AFP)
Gazze Şeridi'nde bulunan yetkililer, ‘bunun gereksiz ve anlamsız bir savaş olduğunu düşündüklerini’ yinelerken, çoğu uzman da ‘asıl amacın Filistinliler için hayatı çekilmez hale getirmek olduğunu, böylece göçün onlar için en iyi çözüm haline geldiğini’ kabul ediyor. Sözde ‘insani’ yardımlar bile insanlık dışı. İnsan hakları değerlendirmeleri bu yardımların amacının ‘insanları aşağılamak ve açlıktan ölmelerini engellemek için canlarını kurtararak kaçmalarını sağlamak’ olduğu sonucuna varıyor.
Ya yerinden etme başarılı olursa?
İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli bir araştırmacı olan Udi Dekel, savaşın 600. Günü münasebetiyle İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü podcastinde şu soruyu sordu: “Diyelim ki Gazze Şeridi'nden bir milyon Filistinliyi çıkarmayı başardık ve uluslararası baskıya dayandık. Sonuç ne olur?”
Yerlerinden edilmiş Filistinliler salı günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli bir kuruluştan gıda yardımı alıyor. (AFP)
Dekel, “İşgalciler olarak Gazze Şeridi'nin çamurunda boğulacağız ve Gazze Şeridi'nde kalanları beslemek zorunda kalacağız. Filistinliler bizden daha da nefret edecek ve bizi avlamakla meşgul yalnız kurt hücrelerine dönüşecekler” ifadelerini kullandı.
Dekel, “Filistinlilerin elindeki silahların çoğu İsrail yapımı ve başka silahlar yapma konusunda da uzmanlıkları var. Şimdi liderlikleri parçalanmışken, roketler ve patlayıcılar üretiyorlar” dedi.
Dekel sözlerini şöyle sürdürdü: “600 kanlı ve ölümcül gün geçirdik ama ödenen yüksek bedele değecek hiçbir şey elde edemedik. Bu savaşı yürüten siyasi liderlik başarısızdır. Süreç Filistinlilerin Hamas'a olan nefreti üzerine inşa ediliyorsa, işe yaramayacaktır. Filistinliler zaten Hamas'a kızgın ve onun kendilerine iyi haberler getirdiğini düşünmüyorlar ama İsrail'den daha da fazla nefret ediyorlar ve onu ‘en büyük suçlu’ olarak görüyorlar.”