Mikati hükümeti, Beyrut Limanı soruşturmalarını erteledi

Lübnan Parlamentosu yeniden düzenlemelerde bulunmak için müdahale yaptı.

Mikati hükümeti, Beyrut Limanı soruşturmalarını erteledi
TT

Mikati hükümeti, Beyrut Limanı soruşturmalarını erteledi

Mikati hükümeti, Beyrut Limanı soruşturmalarını erteledi

Lübnanlı yetkililer, Emel Hareketi, Hizbullah ve Marada Hareketi bakanlarının ‘limandaki patlama konusuna ilişkin adli soruşturmayı durdurma talepleri karşısında hükümet bileşenleri arasındaki bölünmeyi ve gerginliği kontrol altına almaya çalışıyor. Söz konusu durumla eş zamanlı olarak yaşanan gelişmede, Temsilciler Meclisi’nin İçişleri Bakanlığı’na yönelik ‘yargı sürecini düzeltme’ hamlesine paralel şekilde hükümet oturumu ertelendi. Başkan ve bakanları çağırmanın ‘Yüksek Konsey’in yetkisi olduğu vurgulandı.
Lübnan makamları, Yargıç Tarık el-Bitar’ın bakanları çağırmasına ilişkin anlaşmazlıkların hız kazanması olasılığını, ‘siyasi ve parlamenter’ olmak üzere iki adımlı eylemle ele aldı. 8 Mart’a yakın parlamento kaynaklarının aktardığına göre siyasi blok çözüm formülüne ulaşmak için  temaslarına devam ediyor. Meclisin hamlesi, Temsilciler Meclisi Genel Sekreterliği aracılığıyla geldi.
Temaslar, Şii İkili (Emel Hareketi ve Hizbullah) ve Marada Hareketi bakanlarının ‘soruşturmayı siyasallaştırmakla suçlanan Bitar’ın elini çekmesi ve yerine başka bir yargıcın atanması’ talepleri üzerine yoğunlaştı. Ardından görüşmelerin tamamlanması için, 13 Ekim’de öğleden sonra yapılması planlanan kabine toplantısı ertelendi.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Mişel Avn ile Başbakan Necib Mikati arasındaki istişarelerin ardından kabine toplantısının ertelenmesine karar verildiğini duyurdu. Başbakanlık da oturumun Başbakan Mikati’nin talebi üzerine daha sonra belirlenecek bir tarihe ertelendiğini bildirdi.
Söz konusu karar öncesinde soruşturma için arananlardan biri olan milletvekili Ali Hasan Halil aracılığıyla, Şii İkili tarafından atılan adımlar hızlandı. Öyle ki Halil, Bitar meselesinin görüşülmesinin kabine oturumunun ilk maddesi olduğunu belirtti. Bu konunun, hükümet içerisinde ve dışında siyasi bir gerilime ve sokakta bir tırmanışa işaret ettiğini söyleyen Hasan Halil, “Tüm seçenekler ortada” dedi. Milletvekili ayrıca soruşturmanın seyrinin Lübnan’ı ‘iç savaşa’ itmekle tehdit ettiğini vurguladı.  
Bitar meselesinde Şii İkili bakanları ile cumhurbaşkanlığına bağlı bakanlar arasında bir çıkış yolu üzerinde anlaşma sağlanacağı düşünülüyordu. MTV kanalına göre Şii bakanlar, hükümet veya Yüksek Yargı Konseyi aracılığıyla Bitar’in elini çekmesini talep ettiler. Ancak Cumhurbaşkanı ve Adalet Bakanı Henry Huri bunu kabul etmedi. El-Cedid kanalı ise Bakan Huri’nin, adli soruşturmaya ilişkin tüm gözlemleri yürütme makamı aracılığıyla değil, yargı yoluyla dikkate aldığını açıkladı.
Parlamento kaynaklarına göre ‘bakanların çağrılmasının adli yargısının yetki alanına mı yoksa Başkanlar ve Bakanları Yargılama Yüksek Kurulu’nun yetki alanına mı girdiği konusundaki hukuki görüş farklılıkları’ bulunuyor. Bu nedenle Temsilciler Meclisi Genel Sekreterliği, ‘yargılamalar için geçerli mercileri belirleyerek, çağrılmayla ilgili yargı sürecini yeniden düzenledi.
Temsilciler Meclisi Genel Sekreterliği, İçişleri ve Belediyeler Bakanlığı’na yazdığı mektupta, meclisin ‘Beyrut Limanı’ndaki patlama suçuna ilişkin gerekli tedbirleri almaya başladığını’ belirtti. Bu konunun, adli yargı yetkisi kapsamına girmediği belirtilen mektupta cumhurbaşkanları, bakanlar ve milletvekillerinden herhangi biri hakkında ortaya koyulan bir işlemin yetki ihlali olduğu belirtildi.
Mektup, adli müfettişin milletvekili Ali Hasan Halil için gıyaben tutuklama emri çıkarmasından bir gün sonra geldi.

Siyasi gerilim
Yargıç Bitar’ın çağrısı, dini mercilerin dahil olduğu siyasi anlaşmazlığı derinleştirdi. Caferi Müftüsü Mümtaz Şeyh Ahmed Kablan, Yargıç Bitar’ın ülkeye bilinmeyen bir şekilde girdiğini, devleti tünele soktuğunu, hükümeti adeta barikat haline getirdiğini, Lübnan’ıve sokağı felakete sürüklediğini ifade etti. Müftü, Yargıç Bitar’ın derhal görevden alınması çağrısı yaparken, ‘ateşle oynamaya’ karşı da uyardı.
Hizbullah milletvekili Hasan Fadallah, ABD’yi Yargıç Bitar’ı desteklemekle suçladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“ABD Dışişleri Bakanlığı, siyasileşmeyi kabul etmeyenlere karşı yaptığı açıklamalarla ve adli soruşturmacının benimsediği politikaları destekleyerek liman patlaması felaketinin soruşturmasına bir kez daha müdahale ediyor. Bu, soruşturmaları yasal yollarına döndürmelerini ve siyasallaşma çemberinden çıkarmalarını engellemek amacıyla Lübnanlı yetkililerin gözünü korkutmaya yönelik açık bir girişimdir.”
Diğer yandan Beyrut Limanı’ndaki patlamanın kurbanlarının aileleri tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Biz kanın bekçileriyiz. Davamız çağın suçudur. Partizan ve mezhepsel kavgalardan kaçınılmalıdır. Beyrut Limanı’ndaki patlama suçu, tüm grupları ve kesimleri etkilemiş, taraflar arasında, Lübnanlılar veya yabancılar ayrım gözetmemiştir.”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.