Biden'ın karşı karşıya olduğu zorluklar giderek artıyor: Peki bunları aşabilecek mi?

Sosyal yardım paketi, ABD Başkanının çöken popülaritesini kurtarmak için tek can simidi.

Biden’in şu anki en büyük zorluğu, tarihi bir harcama paketini yürürlüğe geçirmek için Demokratları Kongre’de nasıl birleştireceği (AFP)
Biden’in şu anki en büyük zorluğu, tarihi bir harcama paketini yürürlüğe geçirmek için Demokratları Kongre’de nasıl birleştireceği (AFP)
TT

Biden'ın karşı karşıya olduğu zorluklar giderek artıyor: Peki bunları aşabilecek mi?

Biden’in şu anki en büyük zorluğu, tarihi bir harcama paketini yürürlüğe geçirmek için Demokratları Kongre’de nasıl birleştireceği (AFP)
Biden’in şu anki en büyük zorluğu, tarihi bir harcama paketini yürürlüğe geçirmek için Demokratları Kongre’de nasıl birleştireceği (AFP)

Tarık Al Sami
İnsanlar, olaylar tarafından kontrol edildiğini hissettiklerinde ABD başkanlarının başı belaya girer. Joe Biden’ın şu anki durumu da bu. Yaklaşık 9 aylık başkanlığının ardından ABD Başkanı, hızlı bir şekilde çözme yeteneğine sahip olmadığı çok sayıda zorlu yerel ve küresel krizle karşı karşıya. Bu yüzden popülaritesi Beyaz Saray’a girdiğinden beri en düşük noktasına ulaştı.
Ancak şu anki en büyük zorluğu, altyapıyı iyileştirmek için ayrı bir yasaya paralel olarak, bir dizi sosyal fayda içeren tarihi bir harcama paketini onaylamak için Demokratları Kongre’de nasıl birleştireceğidir. Ekonomi düzeyini ve ardından ABD’lilerin yaşamlarını yükseltmek için bahse girdiği şey, çöken popülaritesini kurtarmaya yardımcı olacak. Peki Demokrat Parti’deki ilericiler ve ılımlılar arasındaki uçurumu kapatabilecek mi? Mevcut durum Demokratların gelecek yıl yapılacak ara seçimlerdeki şanslarını nasıl etkileyecek?

Zor günler
Başkan Biden, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, Ekim ayı sonlanmadan önce zor günlerle karşı karşıya. Öyle ki ayrı bir altyapı yasa taslağının onaylanmasına paralel olarak, Biden’ın gündeminin merkezinde yer alan devasa bir sosyal yardım paketini yürürlüğe koymak için çalkantılı toplantılarında kan davalı grupları bir araya getirmek üzere mücadele etmeleri gerekiyor. Her ikisi de Başkanın ‘Afroamerikalılar da dahil olmak üzere’ Demokrat seçmenler arasında bile çöken popülaritesini kurtarmak için kalan tek can simidini temsil ediyor.
Potansiyel olarak feci sonuçları olan bu ağır yük, birikmiş zorlukları azaltmak için büyük bir yasama zaferine şiddetle ihtiyaç duyuyor. Bu zorlukların başında, ‘yüksek yakıt fiyatları, artan enflasyon, devam eden işsizlik, küresel tedarik zincirlerinde aksama, ABD kuvvetlerinin Afganistan’dan aşağılayıcı şekilde çıkışı, çok sayıda Cumhuriyetçi aşılama politikasını reddederken devam eden koronavirüs salgını tehdidi, Pekin’in Tayvan üzerindeki devam eden baskısının ABD ile Çin arasındaki zaten gergin olan çok cepheli çatışmayı şiddetlendirmesi’ geliyor.

Zor zaman
Şarku'l Avsat'ın Independent Arabia kaynaklı haberine göre, 40 yılı aşkın bir süredir Washington siyasetinin içinde yer alan Biden, ekonomik patlama ve çöküş döngüsüne bağlı olarak karşılaştığı sorunların üstesinden gelinebileceği konusunda iyimser. Ancak buna rağmen birçok şeyin yanlış gittiğine dair rahatsız edici bir ulusal duygunun ortasında otoritesini dayatmasını gerektiren bir siyasi görevi var. Bu durum, Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki tarafından da dile getirildi. Psaki, gerçekten zor bir zaman olduğunu belirtti. Demokratlar, şimdiden gelecek yıl yapılacak ara seçimlerin, Meclis ve muhtemelen Senato’nun kontrolünün ellerinden gideceği konusunda endişeli. Öte yandan eski Başkan Donald Trump, gündemini destekleyen adayları desteklemek için bir dizi eyalete ziyarette bulunurken, 2024’te olası bir başkanlık kampanyası öncesinde bir kaos duygusu oluşturmaya çalışıyor.
Ayrıca Senato’daki Cumhuriyetçilerin engellenmesi, polis reformunu denemek, göçmenlik yasasını değiştirmek ve kapsamlı oy hakları yasası da dahil olmak üzere Demokratların diğer yasama öncelikleri arasında. Demokratların, 2 Kasım’da yapılması planlanan Virginia eyaleti koltuğunu kaybetmesi olası. Birçoğu, bunun partide paniğe neden olacağına inanıyor. Çünkü bu, Biden’ın Beyaz Saray hayalini gerçekleştirmesine yardımcı olan banliyölerdeki ılımlılar ve bağımsızlarla iletişim kurmakta sorun yaşadığı anlamına gelecek.

Yakın tehlikeler
Biden ayrıca, Aralık ayının sonuna kadar başka bir sorunla karşı karşıya kalacak. Öyle ki Cumhuriyetçiler, ABD borç tavanının yükseltilmesine itiraz ediyor. Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell, onayın, engelleme mekanizması kuralları uyarınca Senato'daki en az 10 Cumhuriyetçinin desteğini gerektireceğini belirtti. Bu durum, ABD hükümetinin borç faizi ve federal tahviller de dahil olmak üzere borçlu olduğu paranın çoğunu temerrüde düşürdüğü anlamına geliyor. Bu, doları rekor seviyelere indirecek ve ABD’lilerin yaşam standardını düşürecek bir ekonomik felakete işaret ediyor.
Aynı şekilde Senato’da 1,2 trilyon dolar değerinde onaylanan altyapı planının yanı sıra, Biden’ın ‘sağlık, eğitim ve iklim değişikliğine yönelik’ tarihi 3,5 trilyon dolarlık harcama paketi de dahil olmak üzere devasa siyasi gündemi duraksadı. Şaşırtıcı bir şekilde bu devasa harcama paketini engelleyen Cumhuriyetçiler değil, karşıt Demokratlar. Yani Demokratlar, bu noktada çözüm değil sorun haline gelmiş durumda.

Tehlikenin eşiğinde
Demokratlar arasındaki bölünme sorunu, 1,9 trilyon dolarlık koronavirüs yardım yasasının yürürlükten geçmesinden sonra Temsilciler Meclisi’ndeki ilericilerin tavırlarına ve gündemlerine bağlı kalarak bir güç gösterisi oynamalarıydı. Kendileri, yönetimin uzlaşmaya varmakla ilgilendiğinin farkında değillerdi. Bu, Senatör Joe Manchin ve Senatör Kyrsten Sinema gibi Senato’daki bazı ılımlı Demokratı, önerilen 3,5 trilyon dolarlık devasa harcamayı reddederek mücadele yoluna soktu. Bu da Biden’ın gündemini tehlikenin eşiğine getirdi. Çünkü bütçe değişikliği çerçevesinde 1970’lerde onaylanan uzlaşı mekanizması bağlamında yasaların geçmesi, tüm Cumhuriyetçilerin bu planı reddettiği göz önüne alındığında Senato’nun 50 Demokrat üyesinin tamamının onayını gerektiriyor.
Bu yüzden Başkan Biden’ın çok daha proaktif olması gerekebilir. Çünkü Biden’ın gevşemesi, bazılarının 2020’de kendisine yardımcı olan kayıp liderlik tarzını eleştirmesine yol açabilir. Sertliğiyle ilgili sorular, her zaman hassas bir konu olacak. Çünkü Biden, 79 yaşında ve ABD’ye liderlik eden en yaşlı başkan.

Denge oyunu
Sağlık ve sosyal paket krizini atlatmak için Nancy Pelosi, Biden’ın Oval Ofis’teki varlığını ‘Demokratların en iddialı siyasi gündemlerini ilerletmeleri için ender bir fırsat olarak’ gören liberaller ile ‘hükümet harcamalarının genişlemesine ve bundan kaynaklanan zararlara karşı uyarıda bulunan’ ılımlı, temkinli senatörlerin talepleri arasında bağlantı kurdu. Meclis Kurallar Komitesi Başkanı Jim McGovern’e göre başarısızlık bir seçenek değil.
Demokratların her iki mecliste de dar marjları göz önüne alındığında Biden ve Demokrat liderliğin herhangi bir bölünmeye tahammülü yok. Bu hafta Pelosi, zorluklarla karşılaştıklarını kabul etti. 3,5 trilyon dolarlık sosyal yardım paketinin maliyetinin, ilericileri yabancılaştırmadan ılımlı Demokratları tatmin edebilecek şekilde azaltacaklarını da dile getirdi.
Biden, 3,5 trilyon dolar yerine 2 trilyon dolar harcama yapmayı önerirken, müzakerelerin hala devam ettiği göz önüne alındığında, nihai mevzuatın tam boyutu bilinmiyor. Demokrat liderlerin, başlangıç paketindeki bazı ayrıcalıkların iptal edilmesi veya bu programların sürdürülmesi (ama daha kısa bir süre finanse edilerek veya ikisinin bir kombinasyonu yoluyla) gibi harcamaları kısmak için çeşitli stratejik seçenekleri bulunuyor.

Demokratların taktikleri
Demokratların bu tasarıyı onaylamaktan başka bir seçeneği bulunmuyor. Çünkü başarısızlık, Demokratları taktikleri nedeniyle pişman edecek. 2020’deki birçok seçmen, Biden’ı ılımlı olarak görürken Biden, Trump’ın popülist milliyetçiliği tarafından baştan çıkarılanlar da dahil işçi sınıfından ABD’lileri, ‘kendilerini görmezden geldiğine inandıkları hükümetin, hala kendilerine yardım edebileceğine’ ikna etme gerekliliği üzerine bahis oynuyor. Biden, yakın zamanda partisini birleştiremezse, 2020’de kendisini seçmiş ılımlı seçmenleri kendinden uzaklaştıracak.
Ancak Başkan, partisindeki muhalefeti ve engelleyici kafaları ezmeyi ve altyapı ve daha küçük bir sosyal harcama programını yürürlükten geçirmeyi başarırsa, kendinden öncekilerin pek çoğundan sıyrılmış bir miras inşa edecek. Daha da önemlisi salgının şiddetini hafifletmeye dayanan siyasi duruşu, çocukluk aşılarına ve yeni tedavilere bağlı olacak. Enfeksiyonu ve koronanın neden olduğu siyasi öfkeyi azaltabilirse, Kasım 2022’deki ara seçimlerden önce zaman içinde ekonomide ve istihdamda bir iyileşme olması nedeniyle popülaritesini geri kazanabilir. Salgın ise dünya genelinde gerileme yaşarsa bu durum geniş ekonomik dengesizliği tersine çevirebilir. Bu gerçekleşirse ortam, yaklaşan seçimlerde bir Cumhuriyetçi Parti veya Trump’ın 2024’te adaylığa dönmesi için olgunlaşmamış olabilir.

*Independent Arabia'da yer alan bu makalenin çevirisi Şarku'l Avsat tarafından yapılmıştır. 



Taliban'ın recm açıklaması hak örgütlerinde soğuk duş etkisi yaptı

Taliban, kadın ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağıyla da gündem olmuştu (AFP)
Taliban, kadın ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağıyla da gündem olmuştu (AFP)
TT

Taliban'ın recm açıklaması hak örgütlerinde soğuk duş etkisi yaptı

Taliban, kadın ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağıyla da gündem olmuştu (AFP)
Taliban, kadın ve kız çocuklarına getirdiği eğitim yasağıyla da gündem olmuştu (AFP)

Taliban'ın recm cezasının tekrar uygulanacağını açıklaması, hak örgütlerinden tepki topladı. 

Taliban lideri Hibetullah Ahundzade, cumartesi günü yaptığı açıklamada, şeriat kanunlarına göre zina suçu işleyen kadınların kamuya açık alanlarda taşlanarak ve kırbaçlanarak cezalandırılacağını duyurmuştu.

Ahundzade, Afganistan'ın kamu yayıncısı Ulusal Radyo Televizyonu Afganistan'da paylaşılan açıklamasında şunları söylemişti: 

Zina yapan kadınları kırbaçlayacağız. Herkesin önünde taşlayarak öldüreceğiz. Zina yapan kadınları alenen taşladığımızda ya da kırbaçladığımızda, demokratik ilkelerinizle çeliştiği için bunu kadın haklarının ihlali olarak görebilirsiniz. Ama ben Allah'ı temsil ederken siz Şeytan'ı temsil ediyorsunuz.

14 milyona yakın kadın ve kız çocuğunun yaşadığı Afganistan'da Taliban liderinin açıklaması, hak örgütlerinden eleştiri topladı. 

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden (HRW) Seher Fetrat, Afgan kadınların neredeyse hiçbir hakkı kalmadığını belirterek, "Baskıcı politikalarını teker teker test ettiler ve bu noktaya geldiler çünkü onları suiistimalleri nedeniyle sorumlu tutacak kimse yok. Durdurulmazlarsa daha da ileri gidecekler" dedi. 

Birleşik Krallık (BK) merkezli Af Örgütü'nden Samira Hamidi de "Geçtiğimiz iki buçuk yıl içinde Taliban, Afgan kadınlarına hizmet sağlayan kurumları dağıttı" dedi. 

Aktivist, Ahundzade'nin açıklamasının, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1979'da kabul edilen Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi'ni açıkça ihlal ettiğini söyledi.

ABD'nin Ağustos 2021'de ülkeden çekilmesiyle Taliban önce başkent Kabil'i daha sonra da ülkenin tamamını ele geçirmişti.

BK merkezli hak örgütü Afghan Witness'ın 30 Kasım'da aktardığına göre, Taliban kontrolündeki Yüksek Mahkeme, 26 Ekim 2022-26 Ekim 2023'te 57'si kadın 417 kişi hakkında idam ve kırbaç cezası verdi. Cezalardan kaçının infaz edildiğine dair bilgi paylaşılmadı. 

Şubatta da Gazne ve Cüzcan vilayetlerinde cinayetten hüküm giyen toplam üç kişi halka açık şekilde kurşunlanarak idam edilmişti.

Independent Türkçe, Guardian, Afghan Witness


YSK Başkanı Yener'den iftar açıklaması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

YSK Başkanı Yener'den iftar açıklaması

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, YSK'yi ziyaret eden Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Seçim Gözlem Misyonu heyetini ağırladıktan sonra, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Mahalli İdareler Genel Seçimleri sürecine ilişkin çalışmaların ne durumda olduğuna dair soru üzerine Yener, "31 Mart 2024'te gerçekleşecek olan seçimlerle ilgili olarak Yüksek Seçim Kurulu il ve ilçe seçim kurulları son hazırlıklarını yapmış ve şu an itibariyle 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşecek olan seçimlere hazır vaziyetteyiz." diye konuştu.

Yener, seçimlerin Türk halkına ve demokrasiye hayırlı olmasını dileyerek, "Bugün de Yüksek Seçim Kurulu'nda, ziyarete gelen Avrupa Parlamentosu'ndan heyeti ağırladık. Onlarla karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Şu an için bizler ve tüm ülke seçimlere hazır. Sağlık huzurlu bir seçim ortamı diliyoruz. Sorunsuz bir şekilde seçimlerin tamamlanacağını umuyoruz." ifadelerini kullandı.

YSK Başkanı Yener, 31 Mart 2019 Pazar günü yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin YSK tarafından iptal edildiği hatırlatılarak, bu seçimlerde aynı durumun yaşanmaması için alınan güvenlik önlemlerine ilişkin soruyu da şu an itibarıyla il ve ilçe seçim kurullarıyla ülke çapında seçimlerin güvenli, sağlıklı ve huzurlu bir ortamda gerçekleşmesi için tüm tedbirlerin alındığını söyledi.

Yener, "Bundan sonra vatandaşlarımızın da 31 Mart 2024 tarihinde sandığa gidip oylarını kullanmalarını diliyoruz. Şu an için söyleyeceklerimiz bunlardan ibarettir. Biz son iki günde çalışmalarımıza ve kurul toplantımıza devam ediyoruz." dedi.

İftar vaktindeki oy sayım ve döküm çalışmaları

YSK'nin, 31 Mart'taki Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin "oy sayım ve döküm işlemlerinin aralıksız yapılması gerektiğini" bildirmesine ilişkin kararı hatırlatılan Yener, 1973'deki seçimlerin de ramazan ayına denk geldiğini hatırlattı.

YSK'nin seçim mevzuatını ve yasaları uygulamakla yükümlü bir kurum olduğunu bildiren Yener, şunları kaydetti:

Yasal düzenleme de 'seçim, iş ve işlemlerinin aralıksız devam edeceğini' düzenlediği için Yüksek Seçim Kurulu da dün almış olduğu kararda, seçimler bittikten sonraki 'oy sayım ve döküm işlemlerine ara vermeksizin devam edilmesi gerektiğini' hüküm altına almış ve bu konuda il ve ilçe seçim kurullarının sandık kurullarının tereddütlerini gidermiştir. Bu durumda ramazan ayında oruçlu sandık görevlilerinin herhangi bir zorlukla karşılaşacağı sonucunun çıkarılmaması gerekir. Biz inanıyoruz ki tüm siyasi partilerimiz sandık görevlilerinin bu konudaki ihtiyaçlarını gidereceklerdir. Aynı zamanda da oy sayım işlemleri aralıksız devam edecektir.

AA 


Erdoğan'dan İmamoğlu'na: Lazım olduğunda ya tatilde ya büyükelçilerle balıkta

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Erdoğan'dan İmamoğlu'na: Lazım olduğunda ya tatilde ya büyükelçilerle balıkta

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Sultanbeyli Kent Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

İstanbul’da 30 yıl önce başlattığımız yerel yönetim hamlesi maalesef son 5 yıldır durmuş, hatta ibre tersine dönmüştür. Şehri yönetenler İstanbul’dan başka her şeyle uğraştıkları için devraldıkları sorumlulukları yönetememişlerdir. Büyükşehir Belediyesi’nden ne diyor "tam ileri", sen tam gaz geri gidiyorsun. Sultanbeyli’yi hiçbir zaman sahiplenmedin ki. Ulaşımıyla, depreme hazırlığıyla İstanbul içler acısı hale gelmiştir. Lazım olduğunda ya tatilde ya cumhurbaşkanı yardımcılığı peşinde ya büyükelçilerle Sarıyer’de balıkta. İstanbul’un yönetimi yarı zamanlı işle olacak değil.  Bu şehir hiç kimsenin atlama taşı, şahsi ihtirasları, oyuncağı, finans kaynağı haline getirilemez. İstanbul’a böyle bir zulüm yapılmasına müsaade edemeyiz. Bunun için Yeniden İstanbul diyoruz. Bu şehrin beklentisi ve ihtiyacı çoktur. Ama bazı öncelikleri vardır. Birinci önceliği depreme hazırlıktır. Son dönemde bu konuda bir çaba, proje gördünüz mü? Hayır. Çünkü depreme hazırlık için kullanılması gereken kaynaklar bavul bavul dolar oldu ve bir yere götürülüyor. Depreme hazırlık için gereken vakit DEM’le pazarlıkta, kazanma değil kaybettirme hırsıyla hareket edenleri yemlemekle harcanıyor. 

“Önümüzdeki 5 yılda İstanbul’da depreme dayanıksız yapıların hepsini dönüştürecek”

Bilim insanları İstanbul’u her gün depreme hazırlayın diye ikaz ediyor. Şimdi de emin eller Murat Kurum kardeşimle ve tüm ilçe belediyeleriyle gerçekleşecek. Önümüzdeki 5 yılda İstanbul’da depreme dayanıksız yapıların hepsini dönüştürecek. 650 bin konutun dönüşümünü 5 yıl gibi kısa bir sürede tamamlayacak. İstanbul’un ikinci gündemi artı hayatı çekilmez hale getiren trafiktir.  Mevcut yönetim bizden devraldığı metroları yapamadığı, yeni metrobüsler alamadığı için şehir adeta kilitlendi. Bir de ne diyor ‘akıllı belediyecilik tam ileri’ nasıl tam ileri? Bir yerden bir yere seyahat etmek, kayak yapmak. İstanbul bu sizin zevkinizi çekmek zorunda mı? Sultanbeyli’ye kadar ilerlemedikleri gibi uyduruk sebeplerle hastane önünden geçecek durakları iptal ettiler. Diğer pek çok proje gibi metro hatlarını da ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Beceriksizliklerini hafriyat alanına çevirdikleri metro hatlarını saymıyorum. Boğaz’ın altına yapacağımız yeni tünelle iki yaka arasındaki raylı sistem geçişlerini bir araya toparlayacağız. İstanbul’un yeni gündemi bu şehrin dezavantajlı kesimlerinin sahipsiz kalması. Biz Murat Kurum kardeşimle merkezi irade de yaptığımız gibi kimsesizlerin kimsesi olacağız.

"İstanbul'u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir"

İstanbul’un diğer anlayışı insani vizyonla çalışmasıdır. Haliç’i biz temizledik. İstanbul havalimanına faaliyete geçirip, Çamlıca Cami’yi yaparak şehre birçok eser kazandırarak bunun adımlarını attık. Biz böyle şu andaki belediye başkanı gibi değil Cumhurbaşkanınız olarak tüm bakan arkadaşlarımla hep beraber bu adımları attık, atıyoruz, atacağız. Önümüzdeki dönemde yeniden kendine değer katan böyle bir iradeye kavuşacaktır. İstanbul’u kirli pazarlıklardan uzak tutmak gerekir. Başka amaçlar için deste deste para savurmak bu şehri üzer. İstanbul'u işporta pazarına düşürmek bu şehre ihanettir. İstanbul'a bu kötülüğü yapmamak gerekir. Tüm bunları ve daha fazlasını 1 Nisan itibarıyla hemen hayata geçirmeye başlayacağız. Bunun için sizlerden 31 Mart’ta sandıkları sıkı tutmanızı, en küçük bir kayıp kaçağa meydan vermemenizi istiyorum.

Erdoğan: İsrail üzerindeki baskının artırılması için yoğun çaba harcıyoruz, Filistin'in yanında dimdik duruyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra, partisinin Sancaktepe mitingine katıldı. Burada konuşan Erdoğan'ın açıklamalrından satır başları şöyle:

Fakir fukarayı daha fazla kollamamız gereken mübarek günlerden geçiyoruz. Dünyanın birçok yerinde kardeşlerimiz sıkıntı çekiyor. İsrail'in zalim hükümeti Gazze'deki kardeşlerimizi vahşice katlediyor. Ellerimizi semayı Gazeli mazlumlar için de açıyoruz. Şimdiye kadar toplam 40 bin tondan fazla yardım malzemesi gönderdik. Dün de 8. yardım gemimizi Mısır'a sevk ettik. İsrail üzerindeki baskının artırılması için yoğun çaba harcıyoruz. Canilerin hukuk önünde hesap vermesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Biz Filistin'in yanında dimdik duruyoruz. Türkiye, tüm kurumları ile Filistin halkının yanındadır. AFAD ve Kızılay başkanımız ile görüştüm ve yoğun şekilde bu yardımları ulaştırma gayretinde olduklarını öğrendim. Erdoğan'ın her türlü bedeli göze alarak verdiği mücadelenin şahidi Filistinli kardeşlerimizin kendileridir. Türkiye Suriye, Somali, Karabağ imtihanını nasıl alnının akı ile verdi ise Gazze imtihanını da verecektir. Filistinliler özgürlüklerine, bağımsız devletine kavuşana kadar durmayacağız. Gazzeli yiğitlere terörist iftirası atanların bize söyleyecekleri tek kelamı olamaz.

“Bir tarafta taş üstüne taş koymayanlar bir tarafta hayalleri gerçeklere dönüştürenler var”

Önümüzde yine kritik bir seçim var. Vaatleri unutacak değil verdiği sözü tutacak başkanları seçeceğiz. İlimizin ilçemizin hangi zihniyet tarafından yönetileceğine sandıkta karar vereceğiz. Bir tarafta taş üstüne taş koymayanlar bir tarafta hayalleri gerçeklere dönüştürenler var. Bir tarafta temiz siyasetin temsilcileri diğer tarafta kaynağı karanlık deste deste dolarlarla eurolarla para kulesi üretenler var. Bir tarafta gerçek belediyecilik, diğer tarafta algı belediyeciliği var. Neymiş tam gaz ileri. Tam gaz ileri değil tam aksine tam gaz geri. Bir tarafta milletine hizmet edenler diğer tarafta şehrin sorunlarına çözüm geliştirenler var.

“Vatandaşımıza İstanbul'da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık”

Kırgınlıkla ve öfke ile değil sağduyu ile meseleye yakalayacağız. Oyumuzun gelecek 5 yılı etkileyeceğini aklımızdan çıkarmayacağız. İstanbul'un bir 5 yıl daha kaybetme lüksünün olmadığını biliyoruz. Sancaktepe metro kuyularını dolduranlara yürüyün demeyecek. Sancaktepeli kardeşlerimiz eser ve hizmet siyaseti ile yola devam edilecek. Biz bu aziz şehrin emanetini 30 yıl önce devraldık. Büyükşehir başkanı olarak 4 buçuk yıl şehrimize hizmet ettik. Dağ gibi birikmiş sorunlara çözüm bulduk. İstanbul'u çöp çamur çukur belasından biz kurtardık. Vatandaşımıza İstanbul'da yaşamanın eziyetini değil mutluluğunu tattırdık. Son 21 yılımız cumhuriyet tarihinin altın devri olarak kayıtlara geçti. Avrasya tünelini, Marmara'yı, Yavuz Selim Köprüsü'nü, Kuzey Marmara'yı kim yaptı.

Independent Türkçe


Pusulaya başka isimler de eklendiğinde Biden, Trump'a kaybediyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Pusulaya başka isimler de eklendiğinde Biden, Trump'a kaybediyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD çapındaki seçmenler arasında yapılan yeni bir anket, Başkan Joe Biden'ın Donald Trump'la başabaş bir mücadelede önde olduğunu ancak kendi partileri dışındaki adaylar oy pusulasına dahil edildiğinde geçmiş ve gelecekteki rakibinin kıl payı gerisinde kaldığını gösteriyor.

Quinnipiac Üniversitesi'nin çarşamba günü açıkladığı ankete göre Biden, yüzde 45'e karşı yüzde 48'le Trump'ın üç puan önünde yer alırken, bağımsız aday Robert Kennedy Jr. ve Yeşil Parti adayı Dr. Jill Stein da yarışa dahil edildiğinde yüzde 39'a yüzde 38 oranla Trump'ın gerisinde kalıyor.

Trump, Beyaz Saray için aday olduğu iki seferde de diğer rakiplere göre daha az halkoyu almıştı. Ulusal seçmenler arasında kazanacağı zafer, Trump'ın kaderinde büyük bir değişiklik anlamına gelecek.

Eski Başkan bir kez daha partisinin muhtemel adayı ancak bu kez 2020 seçim sonuçlarını tersine çevirme girişimleri, gizli belgeleri elinde tutması ve bir porno yıldızına sus payı ödemesinden kaynaklanan 91 ağır suçun gölgesi altında başkanlık için yarışıyor.

Biden da seçmenlerin yaşı ve göreve uygunluğu konusunda tarihi endişeleriyle ikinci bir dönem için yarışıyor; ayrıca birçok Amerikalının hâlâ markette ve benzinlikte acı çekmesine neden olan enflasyona karşı ağır işleyen bir savaşın yükünü taşıyor.

İki adayın da yanılma payı içinde kaldığı anket sonuçları, 2024 yarışının başabaş gittiğini gösteren ve aynı zamanda bağımsız adayların gücünü ortaya koyan uzun anketler dizisinin sadece sonuncusu.

Quinnipiac'ın verileri, Başkan'ın destekçilerinin Beyaz Saray'da ikinci bir Trump döneminin yol açabileceği gelecek göz önüne alındığında sol kesimi Biden'ın etrafında birleşmeye teşvik etmeye devam ettiği Biden-Harris kampanya merkezinde muhtemelen birkaç alarm zili çaldıracak.

Ancak bu durum aynı zamanda Biden'ın yeniden seçilebilmesi için seçmenlere ilham vermesi ya da bazı durumlarda özellikle onların oylarını kazanmak için daha fazlasını yapması gerektiğini savunan Demokrat Parti'nin ilerici kanadında kendisini eleştiren isimleri de canlandırabilir. 

Anket, 21-25 Mart'ta ABD genelinde 1407 kayıtlı seçmenin yanıtlarını içeriyor. Veriler için yanılma payı yüzde 2,6.

Independent Türkçe


İsrail'in Gazze saldırılarının başlamasından bu yana 171 BM çalışanı hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail'in Gazze saldırılarının başlamasından bu yana 171 BM çalışanı hayatını kaybetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Birleşmiş Milletler (BM), İsrail ordusunun 6 aydır saldırılarını sürdürdüğü Gazze Şeridi'nde, 171 çalışanının öldüğünü duyurdu.

BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansından (UNRWA) Gazze'deki duruma ilişkin açıklama yapıldı.

Açıklamada, İsrail'in saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'nde 171 UNRWA çalışanının yaşamını yitirdiği aktarıldı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre Gazze'deki hastanelerin üçte ikisinin hizmet dışı kaldığı aktarılan açıklamada, Gazze Şeridi'nde yaklaşan kıtlığa rağmen bölgeye ulaştırılan insani yardımların miktarında önemli bir değişim olmadığı kaydedildi.

Gazze'ye Kerem Ebu Salim ve Refah Sınır Kapılarından 1-27 Mart tarihlerinde ortalama 159 insani yardım tırının giriş yaptığı belirtilen açıklamada, bu sayının hem sınır kapılarının kapasitesinin hem günlük 500 yardım tırı hedefinin altında olduğuna dikkat çekildi.

İsrail ordusunun Gazze kentinde Şifa Hastanesi yakınında yer alan Rimal Mahallesi ve güneyde Han Yunus kenti başta olmak üzere Gazze Şeridi genelinde saldırılarını sürdürmesi nedeniyle sivillerin hayatını kaybettiği, yerinden edilmelerin yaşandığı, ev ve sivil altyapının tahrip olduğu ifade edildi.

İsrail güçlerinin, çok sayıda yerinden edilmiş Filistinliye ev sahipliği yapan Refah kentine yönelik hava saldırılarını da sürdürdüğü aktarıldı.

Açıklamada ifadelerine yer verilen BM Nüfus Fonu (UNFPA) İcra Direktörü Dr. Natalia Kanem de Gazze'de kıtlığın tetiklediği zayıflık nedeniyle yenidoğan ölümlerinin arttığına dikkati çekti.


Moskova'daki terör saldırısında onlarca hayatı kurtaran Müslüman gence hizmet madalyası

Fotoğraf: Sefa Karacan/AA
Fotoğraf: Sefa Karacan/AA
TT

Moskova'daki terör saldırısında onlarca hayatı kurtaran Müslüman gence hizmet madalyası

Fotoğraf: Sefa Karacan/AA
Fotoğraf: Sefa Karacan/AA

Rusya Federasyonu Müslümanları Dini İdaresi, Moskova’da "Crocus City Hall" konser salonunda düzenlenen terör saldırısında 100'den fazla kişiyi kurtaran 15 yaşındaki Müslüman genç İslam Halilov'u Rusya Müslümanları "Hizmet Madalyası" ile ödüllendirdi.

Moskova Merkez Camisi'nde düzenlenen törene, Rusya Müslümanları Dini İdaresi ve Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynutdin, Halilov ve ailesi katıldı.

Gaynutdin, camide Cuma namazı öncesinde Halilov’a Rusya Müslümanları "Hizmet Madalyası" takdim etti.

Gaynutdin yaptığı konuşmada, Halilov’a bu madalyayı minnettarlığın simgesi olarak verdiklerini ifade etti.

Saldırıda insanların kurtulmasına yardım eden herkese minnettar olduklarının altını çizen Gaynutdin, tahliyelere yardımcı olan bir diğer genç 14 yaşındaki Artyom Donskov'un da aynı madalyaya layık görüldüğünü bildirdi. Gaynutdin, Donskov'un törene gelemediğini aktardı.

İnsanların öncelikle hayatı tehlikeye girdiğinde genelde kendisini kurtarmaya çalıştığını belirten Gaynutdin, bazı insanların da kritik anlarda kendi hayatlarını değil, etrafındakilerin hayatlarını kurtarmaya gayret ettiğini ifade etti.

Gaynutdin, "Böyle bir genç arkadaşımız (Halilov) çıktı. Orada (terör saldırısının yapıldığı konser salonunda) yol göstererek 100’den fazla kişinin hayatını kurtardı. Elbette ödülümüz sadece bu dünyadadır. Ama asıl mükafatını bizi yaratan yüce Allah’tan alacaktır." diye konuştu.

Crocus City Hall’de yarı zamanlı olarak vestiyerde çalışan 15 yaşındaki Müslüman genç Halilov, teröristler 22 Mart akşamı konser salonuna silahlı saldırı düzenlerken 100’den fazla kişiyi doğru tahliye koridoruna yönlendirerek kontrolü eline almış, insanların binadan çıkmalarını ve güvenli bir yere ulaşmasını sağlamıştı.

Halilov’un tahliyeyi gerçekleştirdiği anlara ilişkin cep telefonu ile çektiği video görüntüleri sosyal medyada yer almıştı.

- Moskova'daki terör saldırısı

Rusya’nın başkenti Moskova'da "Crocus City Hall" adlı konser salonunda 22 Mart akşamı silahlı kişilerce terör saldırısı düzenlenmişti.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, saldırganların otomatik silahlarla salonda rastgele ateş açtıkları görülmüştü.

Terör saldırısında yaşamını yitirenlerin sayısı son olarak 144 olarak güncellenmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, saldırıyı düzenleyen 4 teröristin de içinde olduğu 11 kişinin yakalandığını bildirmişti.

Moskova’daki Basmanniy Bölge Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkarılan şüphelilerden 8’i tutuklanmıştı.


Af Örgütü: UAD'nin ek tedbir kararları Gazze'de koşulların kötüleşmeye devam ettiğini vurguluyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Af Örgütü: UAD'nin ek tedbir kararları Gazze'de koşulların kötüleşmeye devam ettiğini vurguluyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Uluslararası Af Örgütünden, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) "soykırım davası"nda İsrail aleyhine yeni tedbirlere hükmetmesine yönelik yapılan açıklamada, "Gazze'deki koşulların feci şekilde kötüleşmeye devam ettiğini vurguluyor." yorumu yapıldı.

Divan'ın yeni tedbir kararlarına ilişkin Af Örgütünün X hesabından yapılan açıklamada, "UAD'nin Güney Afrika tarafından başlatılan soykırım davasında aldığı ek tedbir kararları, Divan'ın son kararından bu yana koşulların feci şekilde kötüleşmeye devam ettiğini ve işgal altındaki Gazze'deki Filistinliler için tehdidin arttığını vurguluyor." ifadeleri kullanıldı.

İsrail'in Divan'ın açıkladığı hükümlere uymadığı belirtilen açıklamada, "UAD, Gazze'deki Filistinlilerin artık kıtlıkla karşı karşıya olmadığını, kıtlığın başladığının altını çiziyor." değerlendirmesi yer aldı.

Açıklamada UAD'nin hükümlerinin başka ülkelere de mesaj verdiği, tüm ülkelerin UAD kararlarının tamamen uygulandığından emin olması gerektiği vurgulandı.

Tüm ülkelerin Gazze'deki katliamı önlemek için elinden geleni yapması ve İsrail üzerindeki etkisini kullanması gerektiği kaydedilen açıklamada, "Acil ateşkes, Gazzelilerin acılarını dindirecek ve UAD kararlarının uygulanmasına imkan verecek en önemli çözüm olmaya devam etmektedir." ifadelerine yer verildi.

Açıklamada ateşkes çağrısı yapmayan UAD hakimlerinin Divan kararlarının uygulanması için İsrail'in askeri operasyonlarını durdurmasının gerekli olduğu yönünde açıklamalar yaptığına işaret edildi.

- UAD'nin yeni tedbirleri

UAD, "Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı kötüleşen yaşam koşullarını, özellikle de kıtlık ve açlığın yayılmasını göz önünde bulundurarak" üç yeni tedbire hükmetmişti.

Buna göre Divan, İsrail'den "Birleşmiş Milletler ile tam bir işbirliği içinde, Gazze'deki Filistinlilere gıda, su, elektrik, yakıt, barınma, giyim ve hijyen ihtiyaçlarının yanı sıra tıbbi malzeme ve tıbbi bakım da dahil olmak üzere acilen ihtiyaç duyulan temel hizmetlerin ve insani yardımın, kara geçiş noktalarının kapasitesinin ve sayısının artırılması ve gerekli olduğu sürece açık tutulması da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflarca engelsiz bir şekilde sağlanması için gerekli ve etkili tüm tedbirleri gecikmeksizin almasına" hükmetmişti.

Divan ikinci tedbir kararında İsrail ordusunun, Gazze'de ihtiyaç duyulan insani yardımın ulaştırılmasını engellememek dahil olmak üzere, Soykırım Sözleşmesi kapsamında korunan grup olan Gazze’deki Filistinlilerin haklarını hiçbir şekilde ihlal etmemesini istemişti.

Divan üçüncü tedbir kararında ise, verilen ek tedbirlere ilişkin İsrail'den aldığı önlemleri bir ay içerisinde Divan'a raporlamasına karar vermişti.


İnsan Hakları İzleme Örgütü: Rus güvenlik şirketi Wagner, Mali ordusuyla sivilleri öldürüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İnsan Hakları İzleme Örgütü: Rus güvenlik şirketi Wagner, Mali ordusuyla sivilleri öldürüyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Rus güvenlik şirketi Wagner'in Aralık 2023'ten bu yana Mali ordusuyla sivilleri hedef aldığını öne sürdü.

HRW tarafından yayınlanan "Mali: Ordu ve Wagner Grubu'nun Sivillere Karşı Zulümleri" başlıklı raporda, Wagner'in Mali'de sivilleri hedef aldığına dikkat çekildi.

Raporda, Aralık 2023'ten bu yana Rus güvenlik şirketi Wagner ile Mali ordusunun, ülkenin orta ve kuzey bölgelerinde aralarında çocukların da bulunduğu, çok sayıda sivilin ölümüne neden olduğu belirtildi.

Mali'deki sivil ölümlerinin baskınlar ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarında yaşandığına dikkat çekilen raporda, askeri darbe sonrası Rusya ile ilişkilerin geliştirildiği ve sivillerin ölümüne neden olan Rus paralı askerlerinin eşlik ettiği baskınların arttığı kaydedildi.

Raporda, İHA'larla düzenlenen saldırılarda düğün ve cenaze merasimlerinin de hedef alındığına işaret edilerek Wagner tarafından bu araçlarla 16 Ocak'ta düğün, 17 Ocak'ta ise cenaze töreninin hedef alınarak 4'ü çocuk, en az 14 sivilin ölümüne neden olunduğu kaydedildi.

HRW Sahel araştırmacılarından Ilaria Allegrozzi, yaptığı açıklamada, "Mali'nin Rusya destekli geçici askeri hükümeti yalnızca korkunç ihlaller yapmakla kalmıyor, aynı zamanda insan hakları durumuna yönelik incelemeleri de engellemek için çalışıyor." ifadesini kullandı.

Allegrozzi, Malili yetkililere, insan hakları ihlallerini izlemek ve sorumluların hesap vermesini sağlamak için acilen bağımsız uzmanlarla birlikte çalışması çağrısı yaptı.

Rus güvenlik şirketi Wagner'in paralı askerlerinin, Afrika'da birçok ülkede olduğu tahmin ediliyor. Wagner, yerel güçlere askeri eğitim veriyor, liderlere yakın koruma sağlıyor ve enerji noktalarını koruyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Mayıs 2023'te Rus güvenlik şirketi Wagner grubunun Mali'deki liderine yaptırım uygulayacağını açıklamıştı.


İsrail medyası: Mossad Başkanı'nın Gazze'de anlaşma olasılığı önerisini Netanyahu reddetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İsrail medyası: Mossad Başkanı'nın Gazze'de anlaşma olasılığı önerisini Netanyahu reddetti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İsrail merkezli Kanal 12 televizyonu, Mossad Başkanı David Barnea'nın Hamas'la esir takası anlaşması yapılması olasılığını önerdiğini ancak Başbakan Binyamin Netanyahu'nun bunu reddettiğini belirtti.

Kanal, adı açıklanmayan özel kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Barnea'nın anlaşmaya varılma olasılığına inandığını söylediğini aktarırken, Netanyahu'nun sunulan ayrıntılara itiraz ettiğini kaydetti.

Barnea'nın imzalanabileceğine inandığı anlaşmanın ayrıntıları arasında, kanala göre 40 İsrailli esirin serbest bırakılması ve Gazze'nin kuzeydeki sakinlerin başka şartlar olmaksızın evlerine dönmesi yer alıyor.

Kanal, Başbakan'ın anlaşmayı İsrail açısından "zayıf" bulduğunu belirterek, Gazze Şeridi'nin güneyinde Refah'ın işgali için hazırlık yapılması talimatını verdiği bilgisine yer verdi.

Aynı kaynağa göre, İsrail savaş kabinesi üyesi Benny Gantz ve Gadi Eisenkot, Barnea'nın pozisyonunu destekledi ancak bu Netanyahu'nun anlaşmaya karşı çıkmasını ve reddetmesini engellemedi.

- Hamas ile İsrail arasında ateşkes ve esir takası için dolaylı müzakere

Mossad Başkanı David Barnea liderliğindeki İsrail heyeti, Gazze'deki esirlerin serbest bırakılmasına ilişkin müzakerelerin yeni turu için 18 Mart'ta Katar'ın başkenti Doha'ya gitmişti.

İsrail basını, Mossad Başkanı liderliğindeki İsrail heyetinin Doha'ya ulaşmasıyla birlikte Hamas ile Tel Aviv arasında esir takası müzakerelerinin resmen başladığını duyurmuştu.

Heyette, İsrail ordusunda kaçırılanlar ve kayıp kişiler dosyasının sorumlusu Nitzan Alon'un de yer aldığı belirtilmişti.

İsrail'in Kanal 12 televizyonunun haberinde, müzakerelerin yaklaşık iki hafta sürebileceği kaydedilmişti.


ABD: Nijer'den çekilmeye ilişkin henüz bir kararımız yok

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD: Nijer'den çekilmeye ilişkin henüz bir kararımız yok

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ABD ordusunun Nijer'den ayrılmasına yönelik bir kararlarının olmadığını bildirdi.

Pentagon Sözcüsü Pat Ryder, gazetecilere Nijer'e ilişkin açıklamada bulundu.

ABD ordusunun Nijer'deki geleceği konusunda Ryder, "Bu aşamada ABD güçlerinin ayrılmasına ilişkin herhangi bir karar alınmamıştır." ifadesini kullandı.

Ryder, Nijer'in, "ABD'nin askerlerini ülkeden çıkarmak için bir plan sunacağı" değerlendirmesine ilişkin yorum yapmayacağını söyleyerek, "Bildiğim kadarıyla şu anda devam etmekte olan müzakereler var." dedi.

Nijer yetkilileri tarafından 17 Mart'ta yapılan açıklamada, ABD Savunma Bakanlığına bağlı askeri ve sivil personelin ülkede görev yapmasına izin veren askeri anlaşmanın derhal yürürlükten kaldırıldığı belirtilmişti.