Mozambik'te dişi fillerin çoğunun dişsiz doğmasının sebebi kaçak avlanma olabilir

Araştırmacılar, Afrika'nın güneydoğusunda yer alan Mozambik'te dişi fillerin büyük bir çoğunluğunun, kaçak avlanma nedeniyle dişsiz doğduğunu belirtti.

AA
AA
TT

Mozambik'te dişi fillerin çoğunun dişsiz doğmasının sebebi kaçak avlanma olabilir

AA
AA

CNN'deki habere göre, bilim insanları, Mozambik'teki Gorongosa Milli Parkı'ndaki dişi fillerin önemli bir kısmının dişsiz doğmasının, ülkedeki iç savaş sırası ve sonrasında fillerin dişleri için vahşice öldürülmesine evrimsel bir tepki olduğunu belirtti.
Gorongosa Milli Parkı'ndaki veriler ve parktaki eski video görüntülerinin analizi, dişsiz dişi fillerin oranının 1972-2000 döneminde üç kattan fazla arttığını ortaya koydu.
Araştırmada 28 yıllık dönemde dişsiz dişilerin hayatta kalma olasılığının, dişleri olanlara göre beş kat daha fazla olduğu belirtilerek, Gorongosa'da 1970'lerde dişi fillerin yüzde 18,5'inin dişsiz doğduğu, bu rakamın otuz yıl sonra yüzde 51'lere çıktığı kaydedildi.
Idaho Üniversitesi Vahşi Yaşam Bilimleri Bölümünden araştırmacı Ryan Long, fil popülasyonunun söz konusu dönemde yaklaşık 2 binden 250'lere düştüğüne işaret ederek, "Savaş sırasında Gorongosa, çatışmanın coğrafi merkeziydi. Bölgede çok sayıda asker vardı. Silah ve mühimmat satın almak için filleri öldürdüler. O dönem kaçak avcılık seviyesi oldukça yüksekti." ifadesini kullandı.

Dişsiz dişilerin sağ kalma olasılığının çok daha yüksek 
Çalışmanın yazarlarından Long, dişsiz dişilerin sağ kalma olasılığının çok daha yüksek olması nedeniyle genlerini bir sonraki nesile aktarmak için çok daha büyük potansiyele sahip olduklarını vurguladı.
Dişilerde iki X kromozomunun olması nedeniyle bunlardan biri mutasyona uğramazsa, taşıdığı genlerin hala normal şekilde çalışacağına ve filin sağlıklı olacağına işaret eden Long, ancak erkeklerin sadece bir X kromozomu olduğu için bu mutasyonun onu miras alan tüm erkekler için ölümcül olacağını belirtti.
Araştırmanın sonuçları "Science" dergisinde yayımlandı.



Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
TT

Uzmanlar uyardı: Yaşlanmaya ilgili yaygın bir varsayım yanlış olabilir

Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)
Yeni bir çalışma yaşlanmanın, iltihaplanmanın nedeni olmayabileceğini öne sürdü (Unsplash)

Yeni bir çalışma, vücudun yaşlanmaya verdiği doğal tepkiye dair uzun süredir kabul gören bir inanışın yanlış olabileceğini öne sürüyor.

Yaşa bağlı iltihaplanma (inflammaging), ilerleyen yaşla birlikte gelişen kronik, düşük dereceli bir iltihaplanma şeklidir. İltihaplanma vücudu yaralanma veya enfeksiyona karşı korur.

Kronik iltihaplanmanın yaşlanma sürecini hızlandırdığı ve Alzheimer hastalığı, artrit, kanser, kalp hastalığı ve Tip 2 diyabet gibi çeşitli sağlık sorunlarına katkıda bulunduğu düşünülüyor.

Araştırmacılar çoğu yaşlı kişinin yaşlandıkça iltihaplanmadan muzdarip olacağına uzun zamandır inanıyor.

Ancak bu hafta Nature Aging'de yayımlanan çalışma, sanayileşmemiş bölgelerdeki insanların kentsel bölgelerdekilerden farklı şekilde iltihaplanma deneyimlediğini ve bunun arkasında başka bir neden olabileceğini tespit etti.

Araştırmacılar, Bolivya Amazonları'ndan Tsimane ve Malezya Yarımadası'ndan Orang Asli olmak üzere sanayileşmemiş iki yerli nüfusun yaşantısını İtalya ve Singapur'dan iki grupla karşılaştırdı. 4 gruptan 18 ila 95 yaşındaki yaklaşık 2 bin 800 yetişkinden alınan kan örneklerini karşılaştırdılar.

Kronik enflamasyonun net bir şekilde yaşlanmayla bağlantılı olmayabileceğini, bunun yerine beslenme biçimi, yaşam tarzı ve çevresel faktörlerin önceden  sanılandan daha büyük rol oynadığını buldular.

Çalışma ayrıca sanayileşmemiş gruplardaki iltihaplanmanın, katılımcılar yaşlandıkça artmadığını da gösterdi.

Columbia Üniversitesi'nde çevre sağlığı bilimleri doçenti ve çalışmanın ortak yazarı Alan Cohen bulguların, iltihaplanmanın "şu anda anladığımızdan daha karmaşık" olduğuna işaret ettiğini söylüyor.

The Independent'a konuşan Cohen, "Tsimane ve Orang Asli tüm bu yönlerden bizden farklı" diyor. 

Çalışmamızın anlamı, daha aktif olmamız gerektiğini söylemekten ziyade biyolojiyi iyi anladığımız ve onu hher yönüyle kontrol edebileceğimiz düşüncesine meydan okumak. Yani bu bir uyarıdır: Özellikle iltihaplanmayı azaltmak için belirli gıdaları tüketmekten ve haftalık popüler sağlık trendlerini takip etmekten kaçının.

Öte yandan diğer uzmanlar bu çalışmadan yola çıkarak kesin yargılara varmadan önce bir uyarıda bulunuyor.

Yale Yaşlanma Araştırmaları Merkezi Direktörü Vishwa Deep Dixit, New York Times'a yaptığı açıklamada kirliliğe daha az maruz kalan kişilerde kronik hastalık oranlarının daha düşük çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor. Virginia Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden farmakoloji alanında öğretim üyesi olan Bimal Desai ise bulguların değerli tartışmalara yol açması gerektiğini ancak "yaşa bağlı iltihaplanma anlatısını baştan yazmadan önce" daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu ekliyor.

Independent Türkçe