İngiltere'de benzin fiyatı litre başına 1,42 sterlinle rekor seviyeye yükseldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İngiltere'de benzin fiyatı litre başına 1,42 sterlinle rekor seviyeye yükseldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İngiltere'de ortalama benzin fiyatının 1,42 sterlinle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bildirildi.
İngiliz araç sigorta şirketi RAC tarafından yapılan açıklamada, ülkede ortalama benzin pompa fiyatının 24 Ekim itibarıyla litre başına 1,42 sterlinle rekor seviyeye yükseldiği belirtildi.
Açıklamada, bir aile aracının 55 litrelik deposunu doldurmak için yapılan harcamanın son 12 ayda 15,6 sterlin artışla 63 sterinden 78,6 sterline yükseldiği ifade edildi.
Ülkede benzin fiyatları en son 2012 yılının nisan ayında bu seviyelere yaklaşmıştı.
Açıklamada, "Bu, (akaryakıt fiyatlarındaki yükseliş) hane halkının bütçesini sarsacak ve hiç şüphesiz daha geniş anlamda ekonomi üzerinde domino etkisi yaratacak" ifadesi kullanıldı.
Ülkede son dönemde akaryakıt pompa fiyatlarındaki artışa gerekçe olarak petrol fiyatlarındaki küresel artış, arz-talep dengesizlikleri, rafinerilerdeki yetersiz üretim ve kur hareketleri gösterildi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen RAC Sözcüsü Sue Williams, "Bu, sürücüler için gerçekten kara bir gün. Bu, 2012 yılının nisan ayında görülen yüksek fiyatlardan sonra bir daha görmeyi beklemediğimiz bir an" değerlendirmesinde bulundu.
Williams, "Önemli olan soru ise şu; Bu yükseliş nerede duracak? Petrol fiyatları en son hangi noktaya ulaşacak? Eğer petrol fiyatları varil başına 100 dolar seviyesine ulaşırsa, İngiltere'de benzin fiyatlarının çok rahat bir şekilde litre başına 1,5 sterlin seviyesine ulaştığını görebiliriz" ifadelerini kullandı.

 



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal