Suudi Arabistan’ın Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’ne dünyanın dört bir yanından destek

ABD'nin İklim Özel Elçisi Kerry: Yeşil Ortadoğu Girişimi, dünyadaki kritik durumu yansıtması nedeniyle farklı.

Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi'ne katılım geniş oldu. (Şarku’l Avsat)
Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi'ne katılım geniş oldu. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’ın Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’ne dünyanın dört bir yanından destek

Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi'ne katılım geniş oldu. (Şarku’l Avsat)
Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi'ne katılım geniş oldu. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında dün düzenlenen Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’ne katılan Ortadoğu, Arap ve dünyanın dört bir yanından ülkelerin hükümetleri, Suudi Arabistan’ın Yeşil Ortadoğu Girişimi’ne verdikleri desteği vurguladılar. Katılımcılar girişimin, küresel iklim değişikliğinin yansımalarını hafifletmede önemli bir rol oynayacağının, gezegeni koruma konusundaki boşlukları kapatmaya çalışacağının ve çevre ve doğada sürdürülebilirliği sağlamak için yürütülen küresel çabalara katkı sağlayacağının altını çizdiler.
ABD'nin İklim Özel Elçisi John Kerry, Yeşil Ortadoğu Girişimi'nin dünyadaki kritik durumu yansıtması nedeniyle farklı olduğunu vurguladı. Kerry, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bin Abdulaziz'in Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi'ni düzenleme ve katılımcıları bu girişime katılmalarını sağlamadaki lider rolüne de övgüde bulundu.
Suudi Arabistan'ın Paris İklim Anlaşması uyarınca sıfır karbon emisyonuna ulaşmak için güncellenen ulusal katkılar için teşekkür eden ABD’nin İklim Özel Temsilcisi, dünyanın en büyük petrol üreticisi ülkelerinden Suudi Arabistan’ın inisiyatif aldığını ancak tüm ülkelerin de bunu yapması gerektiğini söyledi.
Yükselen sıcaklıklara karşı daha büyük adımlar atılması gerektiğinin altını çizen Kerry sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu durum, ne siyasetle ne stratejik güç dengesiyle ne de ideolojiyle ilgili. Bu, 2050 yılında sıfır emisyona ulaşmak ve küresel sıcaklığı daha düşük tutmak istiyorsak, önümüzdeki 10 yıl içinde çalışmalarımızı hızlandırmamızı ve emisyonları yüzde 44 oranında azaltmamızı söyleyen bilimle ilgili bir durum. Süreçte, yeni teknolojilerin geliştirilmesine milyarlarca trilyon yatırılmalı. Bu savaşı biz kazanacağız.”

Kuveyt
Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Mişal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’nin, dünyanın sürdürülebilirlik planlarına olan ihtiyacının yanı sıra iklim, çevre ve ekonomiye özen gösterilmesinin vurgulandığı istisnai bir dönemde gerçekleştiğini söyledi. Kuveyt Veliaht Prensi, herkesin orman yangınları, sel baskınları, tarımsal ürünlerin yok olması, kuraklık, su kıtlığı, açlık, hastalık ve salgın hastalıkların yayılması gibi birçok afete maruz kalmaya neden olan iklim değişikliğinin devam ettiğinin bilincinde olduğunu vurguladı.  
Kuveyt’in Suudi Arabistan’ın çabalarını tamamen desteklediğini vurgulayan Kuveyt Veliaht Prensi, “Kardeşim, Prens Muhammed bin Salman bin Abdulaziz'in himayesinde çevresel ve hayati olan bu dosyanın en iyi şekilde yönetileceğine güvenim tamdır” ifadelerini kullandı.
Suudi Arabistan’ın söz konusu girişimi başlatmaya yönelik çağrısının, kapsamlı insani, ekonomik, iklimsel ve çevresel güvenlik kavramını oluşturmak için bölgedeki ve dünyadaki önemli ve sorumlu rolünden kaynaklandığına dikkati çeken Şeyh Mişal sözleirnin devamında şunları söyledi:
“Kuveyt, insani ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak isteyen ülkeler arasında ön saflarda yer aldı. Küresel iklim değişikliğiyle mücadele için bölgesel ve uluslararası çabaları koordine edecek tüm çabaları destekledi. Kuveyt’in, Suudi Arabistan tarafından başlatılan girişime desteği tamdır. Kuveyt, bu zirvenin amaç ve hedeflerini uygulamaya çalışanlarla ve Ortadoğu bölgesi ve çevresinin yararına hareket edenlerle omuz omuzadır.”

Yunanistan
Zirveye katılan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi'nin önemli bir dönemde ve Glasgow'da yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 26’ncı Taraflar Konferansı (COP26) öncesinde gerçekleşmesinin önemine işaret etti. Ülkesinin, Avrupa Birliği’nin (AB) bir üyesi olarak AB’nin diğer üyeleriyle birlikte Avrupa’yı 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmış bir kıta haline getirme sözü verdiğine işaret eden Miçotakis, 2030 yılına kadar karbon emisyonunun yüzde 55 oranında azaltmayı hedeflediklerini vurguladı.
Önemli hedeflere ulaşmak için 2028 yılına kadar kömürden elektrik üretiminin durdurulması gibi bir takım önemli girişimlerde bulunulduğuna dikkat çeken Miçotakis, Yunanistan'ın Akdeniz havzasında rüzgardan elektrik üretimi sağlayan ilk ülkelerden biri olmasını sabırsızlıkla beklediklerini söyledi.
Yunanistan'ın önümüzdeki haftalarda iki gigawatttan fazla rüzgar enerjisi üretme kapasitesine sahip olacağını belirten Yunan Başbakan, bir takım düzenleyici önlemler ve yasalar aracılığıyla yeşil enerjiye geçişe katkıda bulunmak için 30 milyar eurodan fazla bütçe ayırdıkları bilgisini paylaştı.

Fas
Fas Başbakanı Aziz Ahnuş, ülkesinin, Suudi Arabistan'ın çevreyi koruma çabaları çerçevesindeki Yeşil Suudi Arabistan Girişimi ve Yeşil Ortadoğu Girişimi’ni takdir ettiğini ve G20 dönem başkanlığı sırasında yaptıklarına duyduğu minnettarlığı dile getirdi.
Ahnuş, Fas'ın, yönetimi güçlendirerek ve iklim değişikliğiyle ilgili projeler için bütçe ayırarak uluslararası çabalarla uyumlu yeşil bir ekonomiye geçişi amaçlayan sürdürülebilir kalkınmaya yönelik bütüncül bir yaklaşımı gönüllü olarak benimsediğine işaret etti.
Şimdiye kadar 300 bin hurma ağacı diktiklerini ve yılda 500 bin hurma ağacı daha dikmeye devam edeceklerini söyleyen Fas Başbakanı, ancak finansman kaynaklarının, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir faktör olmaya devam ettiğini, bu yüzden yatırımları ekonomik ve sosyal hedefleri dengeleyen faaliyetlere yönlendirmek ve çevre dostu yeni yatırım araçları oluşturulması gerektiğini belirtti.

Pakistan
Pakistan Başbakanı İmran Han da ülkesinin ağaç dikme konusundaki deneyimini diğer ülkelerle paylaşacağını taahhüt ettiği açıklamasında şunları söyledi:
 “Pakistan'da yarım milyardan fazla ağaç diktik. 10 milyar ağaç daha dikmeyi hedefliyoruz. Ülkelerin yüzde 10'u dünyanın karbon emisyonlarının yüzde 80'inden sorumlu. Ne yazık ki Pakistan da bu ülkelerden biri. İklim değişikliğine karşı en savunmasız ülkelerden biriyiz. Ekonomiyi 2,3 milyar dolar etkileyen 152 aşırı hava olayı yaşadık. Devlet olarak bekamız için elimizden geldiğince gerekli tedbirleri almalıyız. Bu yüzden 2030 yılına kadar enerjinin yüzde 60'ını temiz enerjiden, yüzde 30'unu elektrikten olacak şekilde değiştirmeye karar verdik. Pakistan'da yeni kömür projesi olmayacak. İnsanlık, son 20 yılın en büyük krizlerinden biriyle karşı karşıya. Herkes bunu görmezden geliyordu. Durumun buraya varacağını düşünmedik. Kimse nelere yol açabileceğini düşünmedi. Son iki yılda çıkan yangınlar, daha önce hiç olmadığı kadar geniş alanları etkiledi.”

Tunus
Tunus Başbakanı Necla Buden Ramazan da ortaya koyulan çevresel sorunların ekonomik ve sosyal boyutlardaki etkilerini ve yansımalarını aştığını, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının başta gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler olmak üzere birçok ülkede şiddetini artırdığını vurguladı.
Tunus Başbakanı, yeşil enerjiye hızlı bir geçiş sağlamak ve yeşil bir ekonomi inşa etmek için son 8 yılda bu toparlanmanın hızını artırmak amacıyla Paris İklim Anlaşması doğrultusunda enerji sürdürülebilirliğine yanıt vermenin, enerji sürdürülebilirliğini daha iyi hale getirmenin ve sıcaklıklardaki artışı sınırlandırmanın üzerinde çalışmanın herkesin sorumluluğu olduğunu söyledi.
Başbakan Buden, temiz ve yenilenebilir enerjilere yönelerek yeşil bir ekonomiye doğru ilerlemek, bu alanda uzmanlaşmış öncü girişimlerin ve projelerin başlatılması için bilimsel araştırmaları ve yenilikleri teşvik etmek, güneş, hidrokarbon ve rüzgar enerjisi gibi enerji üretim kaynaklarını çeşitlendirmek ve sürdürülebilir enerji çözümleri geliştirmek amacıyla çabaları birleştirilmesi ve ortak çaba sarf edilmesi çağrısında bulundu. Buden, ülkesinin enerji çeşitlendirmesi için uygun bir iklime sahip olduğunun da altını çizdi.
Yeşil enerjiye geçiş için dijital teknolojinin önemine de değinen Tunus Başbakanı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 13’üncüsüne ulaşmak bölgemiz için acil bir zorunluluk haline gelmiştir. En az gelişmiş ülkelerin özel ihtiyaçlarını dikkate alarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bilgi ve deneyim paylaşımı yapılması, bölgesel ve küresel tüm düzeylerde yeşil ekonomi politikalarına yardımcı olmak için iş birliğinin geliştirilmesi gerekiyor.”

Ürdün
Zirveye katılanlardan Ürdün Veliaht Prensi Hüseyin bin Abdullah da Yeşil Ortadoğu Girişimi Zirvesi’nin önemini vurguladı. Ürdün Veliaht Prensi, gezegene karşı  bir tehdit haline gelen, dünya ülkeleri ve bölgeleri arasındaki sınırları tanımayan iklim değişikliğinin zorluklarıyla mücadele için zirvenin belirlenen hedeflere ulaşmasını ve herkes arasında iş birliğini sağlayacak çözümler bulunmasını umduğunu belirtti.
Ürdün’ün tarım, enerji, su ve atık yönetimi de dahil olmak üzere birçok sektörün katılacağı yeşil büyüme ile ilgili ulusal bir planı olduğunu söyleyen Veliaht Prens Hüseyin bin Abdullah şu ifadeleri kullandı:
“Bugün tüm katılımcıların, su kaynaklarını koruyan modern tarım yöntemlerini ve elektrikli araçları benimseyerek, atıkları bir enerji kaynağına dönüştürerek, iklim değişikliğiyle mücadele için sürdürülebilir finansman sağlayacak politikalar geliştirerek iklim değişikliğinin etkileriyle mücadele etmelerini ve yenilenebilir enerjiye geçiş için hükümetler düzeyinde politikalar uygulanması konusunda bir anlaşmaya varmalarını umuyorum.”

Irak
Irak Başbakanı Yardımcısı ve Maliye Bakanı Dr. Ali Allavi de Yeşil Ortadoğu Girişimi’nin ekonomilerinden ödün vermeden enerji sürdürülebilirliğini sağlamak için bölgenin geleceğini kademeli olarak yeşil ve sıfır emisyonlu hale getireceğini söyledi.
Suudi Arabistan’ın girişimini, insanlığın içinden geçtiği oldukça önemli bir süreçte başlattığına dikkat çeken Dr. Allavi, “İnsanlığın sürdürülebilirliğini tehdit eden en büyük zorluk olan iklim değişikliği mücadele etmeye çalışıyoruz. Buna birlikte karşı koymaktan başka seçeneğimiz yok” ifadelerini kullandı. Irak'ın gelecek nesillere daha iyi bir çevre bırakmak için katılımcılarla birlikte çalışmaya kararlı olduğunun altını çizen Dr. Allavi, zirvenin çevresel, ekonomik ve kalkınma düzeyleri üzerindeki olumlu etkilerine övgüde bulundu.

Katar
Katar Enerji Bakanı Saad el-Kaabi de Suudi Arabistan'ın başlattığı Yeşil Ortadoğu Girişimi’nin dünya genelindeki ortak çevre eylemi alanında büyük bir sıçrama olacağını söyledi. Bakan Kaabi açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İklim değişikliğinin etkileri bugün dünyamızda canlıların hayatlarındaki çeşitli alanlara gölge düşürüyor. Bunun mücadele etmenin en önemli yolu toplu iş birliğidir. Bu girişim, Ortadoğu'da bir dizi çevresel hedefe ulaşmak, çevreyi korumak ve çölleşmeyle mücadele etmek için önemli bir fırsattır.”
Kaabi, Katar'ın 2022 Dünya Kupası'ndan önce bir milyon ve 2030 yılına kadar da 10 milyon ağaç dikmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.

Cibuti
Cibuti Dışişleri Bakanı Mahmud Ali Yusuf da ülkesinin Yeşil Ortadoğu Girişimi’nin belirlenen hedeflerine ulaşmak için Suudi Arabistan ile çalışmaya hazır olduğunu vurguladı. Riyad'ı ‘girişimlerin başkenti’ olarak niteleyen Bakan Yusuf, Riyad’ın dünyanın en sürdürülebilir şehirlerinden biri olma yolunda ilerlediğine dikkat çekti.
Zorlukların ele alınmasının bölgesel ve uluslararası düzeyde uyumlu çabalar gerektirdiğini belirten Yusuf, “Girişim, iklim değişikliği karşısında büyük bir etki yaratacak ve bölgede çevrenin korunması için önemli bir bölgesel platform oluşturacaktır” dedi.

Mısır
Mısır Çevre Bakanı Dr. Yasmin Fuad da Yeşil Ortadoğu Girişimi’nin dünyanın insan ve gezegen arasındaki ilişkiden rahatsız olduğu önemli bir dönemde gerçekleştiğini belirterek yeşil büyümeye ulaşmanın, toplumun tüm kesimleriyle ortaklıklar kurarak ve politikalar uygulayarak elde edilebileceğine dikkat çekti.
Ülkesinin 2050 yılına kadarki ulusal iklim değişikliği stratejisinin tamamlandığı bilgisi veren Mısırlı Bakan, hükümetin 691 yeşil projeyi hayata geçirdiğini ve bu projelerin maliyetinin devlet yatırımlarının hacminin yüzde 15'ini oluşturduğunu söyledi. Bakan Dr. Fuad, “Hedefimizi 2024 yılına kadar hükümet projelerinin yüzde 30'unun yeşil, 2030 yılına kadar ise yüzde 100 olarak yükselttik” ifadelerini kullandı.

Cezayir
Cezayir Başbakanı Eymen bin Abdurrahman da dünyanın içinde bulunduğu Kovid-19 salgınının etkilerinden kaynaklanan mevcut koşulların, hükümetlerin ve halkların karşı karşıya oldukları zorlukları ikiye katladığını vurguladı. Başbakan Abdurrahman, gezegeni tehdit eden bu zorluklara ve tehlikelere karşı pratik çözümler bulmak için herkesin el ele vermesini gerektiğini ifade etti.
Cezayir Başbakanı, çevre sorunlarını, eşit şartlarda olmayan bir ekonomik yarışın sonucu olarak doğal kaynakların uygun olmayan ve mantıksız bir şekilde kullanılmasına bağladı. Ülkesinin çevreyi korumanın ve bunun için sürdürülebilirliği sağlamanın önemine tamamen inandığını ve iklim değişikliği, çölleşme, kuraklık ve orman yangınlarıyla mücadele sorununu araştıran ve çözüm arayan Yeşil Ortadoğu Girişimi’ni ve benzeri her türlü girişimi desteklemeye hazır olduğunu kaydetti.



Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla
TT

Çeyrek asırda Suudi Arabistan: Modern kalkınma devletinin mimarisi

Görsel: Reuters/Al Majalla
Görsel: Reuters/Al Majalla

Abdullah Faysal er-Rabih

Gözlemciler ve ekonomistler, Suudi Arabistan'ın gelecekteki büyük dönüşümlerini geriye dönüp bakarak incelediklerinde, ekonomiyi yeniden şekillendiren en önemli dönüm noktası olarak 2016 yılında başlatılan ‘Vizyon 2030'u uzun uzun ele alacaklar, onu ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendiren ve ülkeyi tek bir kaynağa bağımlılıktan çeşitlilik ve sürdürülebilirlik beklentilerine kaydıran en önemli dönüm noktası olarak değerlendireceklerdir. Ancak, modern Suudi Arabistan sahnesini yalnızca bu dönüm noktasına indirgemek, 2026’nın gelişiyle, Vizyon 2030 hedeflerine doğru yolun yarısını geride bırakırken kümülatif gelişimin bağlamını anlamada bir eksikliğe yol açabilir. Objektif bir okuma yapılması için 21. yüzyılın ilk çeyreğinin tamamını kapsayacak şekilde zamansal merceğin genişletilmesi gerekir.

Riyad, NEOM ve ülkenin tüm bölgelerinde büyük inşaat projeleri ve teknolojik ve lojistik dönüşümler açısından tanık olunanlar, birdenbire ortaya çıkan bir olgudan ziyade uzun ve dikkatle düşünülmüş bir modernleşme sürecinin meyvesidir. Bu süreç, milenyumun ilk on yılında eğitim ve altyapı temellerinin atılması aşamasından, ikinci on yılda ve sonrasında dijital dönüşümün başlatılması ve kapsamlı ekonomik çeşitlendirme aşamasına geçti. Sadece finansal politika mühendisliği yoluyla değil, aynı zamanda veri, yapay zeka (AI), turizm ve yaşam kalitesine dayalı bir petrol sonrası ekonomi kurarak kaynaklarını akıllıca yeniden yatıran bir ülkenin hikayesine tanık oluyoruz.

Bu çeyrek asırlık süreç, küresel ölçekte rekabetçi bir ekonomi inşa etme stratejik hedefi doğrultusunda birbirini tamamlayan iki aşamaya ayrılabilir. Milenyumun başlarından 2015 yılına kadar süren ilk aşama, burs programları ve üniversitelerin kurulması yoluyla insan sermayesine yapılan yoğun yatırımlarla öne çıkıyor. 2016 yılında başlayan ikinci aşama ise, bu yatırımların meyvelerinin toplandığı ve bu beyinlerin ve enerjilerin modern bir ekonomik ve teknolojik sistem kurmak için kullanıldığı, Suudi Arabistan’ın G20'nin en güçlü ekonomileri arasındaki etkili konumunun pekiştirildiği bir dönemdi.

Kaynak yönetiminden kurumsal performans verimliliğine

Bu dönüşümün altında yatan dinamikleri anlamak için, öncelikle hükümet yönetimi felsefesinde meydana gelen değişimin özünü incelemeliyiz. Gelişmeler, devlet kurumlarının kapsamlı bir rasyonalizasyonu (rationalisation) olarak tanımlanabilir. Daha önce, odak noktası geleneksel kalkınma istikrarını sürdürmek için doğal kaynaklardan elde edilen gelirlerin dağıtılmasıydı. Suudi Arabistan bugün, bu vizyonun mimarı olan Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın liderliğinde, hedef odaklı yönetim modeline (management by objectives) geçerek, başarı ve değerlendirme için temel gösterge olarak temel performans göstergelerini (KPIs) benimsedi.

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri de 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan, bu gerçeği erken dönemde fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi.

Hükümet projeleri artık sadece bütçelerinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda somut ekonomik ve sosyal etkileriyle ve sıkı zaman çizelgelerine bağlılıklarıyla da değerlendiriliyor. Yönetimde yaşanan bu radikal değişim, büyük küresel teknoloji şirketlerinin hızı ve esnekliğiyle rekabet eden dinamik bir çalışma ortamı yaratırken geleneksel bürokrasiye alternatif olarak liyakati esas alan bir sistem kurdu.

Devletin idari yapısı, merkezi planlama ve hızlı karar alınması amacıyla çok sayıda kurumun kaldırılması ve yetkilerinin biri Ekonomi ve Kalkınma Konseyi diğeri Siyasi ve Güvenlik İşleri Konseyi olmak üzere iki ana konseyde birleştirilmesi ile yeniden düzenlendi. Bu yapısal gelişme, devletin büyük bir dijital dönüşüm gerçekleştirmesini sağlayan sağlam bir temel oluşturmuş ve Suudi Arabistan’ın dijital devlet hizmetleri için küresel göstergelerin ön saflarına taşımıştı. ‘Absher’ ve ‘Tawakkalna’ gibi platformlar, teknolojiyi ekonomi ve topluma hizmet etmek için kullanmanın küresel modelleri haline gelmiş ve zaman ve kaynak israfının azaltılmasına ve ulusal üretkenliğin artırılmasına doğrudan katkıda bulunmuştu.

Tek sektöre bağlılığın sonlandırılıp ekonominin çeşitlendirilmesi

Gelecekte en büyük bir etkiye sahip olacak olan ikinci dönüşüm, petrole dayalı tek sektörlü ekonominin sonlandırılıp küresel şoklara karşı yüksek dirençli, çeşitlendirilmiş ve esnek bir ekonominin kurulmasıydı. Rakamlar, bu başarının ölçeğini gösteren en doğru gösterge olmaya devam etmektedir. Petrol dışı faaliyetler hızlı ve istikrarlı bir büyüme kaydederken, petrol dışı gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) büyümesi son üç yılda ortalama yüzde 4,5'i aşarak 2024 yılında yüzde 4'e yaklaştı. Tüm bunlar, enerji piyasalarının oynaklığından uzak yeni büyüme motorları yaratma konusunda ekonomik çeşitlendirme politikalarının başarısını yansıtıyor.

Bu dönüşümün merkezinde yer alan Kamu Yatırım Fonu (PIF), geleneksel devlet fonu işlevinin ötesine geçerek piyasa yapıcı ve etkili bir küresel yatırımcı haline gelip stratejik bir rol oynuyor.

Son veriler, fonun yönettiği varlıkların 2024 yılı sonuna kadar yaklaşık 3,4 trilyon riyal (yaklaşık 925 milyar dolar) yükseldiğini ve iç yatırım portföyünün büyüklüğünde yüzde 50'nin üzerinde dikkat çekici bir artış olduğunu gösteriyor. Bu durum, fonun ulusal ekonominin damarlarına likidite pompalamaya olan bağlılığını teyit ediyor.

sdvd
Suudi Arabistan'ın Riyad'da 2034 FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma adaylığı kapsamında düzenlenen medya turu sırasında NEOM kentindeki The Line projesinin maketi, 30 Ekim 2024 (AFP)

PIF, (Ceer ve Lucid Motors şirketleri aracılığıyla) elektrikli araç endüstrisi, temiz teknolojiler, askeri üretim, eğlence, turizm ve küresel spor yatırımları gibi Suudi Arabistan ekonomisinde daha önce hiç duyulmamış olan gelecek vaat eden sektörlere odaklandı. Bu strateji sadece finansal kazanç elde etmeyi değil, aynı zamanda teknoloji ve bilginin aktarılması ve yerelleştirilmesini ve Suudi gençler için kaliteli iş fırsatları yaratılmasını da amaçlıyor.

Dijital dönüşüm ve yapay zeka: Tüketimden ihracata

Petrol 20. yüzyılın yakıtıysa, veri 21. yüzyılın petrolüydü. Suudi Arabistan bu gerçeği erken fark etti ve yapay zeka ekonomisini kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Suudi Arabistan teknoloji ithalatıyla yetinmedi, küresel teknoloji devlerini (Google, Microsoft ve Oracle gibi) çekerek ve onlarla ortaklık kurarak bulut bölgeleri ve devasa veri merkezleri oluşturmak suretiyle bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmeyi hedefledi ve böylece üç kıtayı birbirine bağlayan dijital bir köprü olarak konumunu güçlendirdi.

Dijital göstergelerin okunması, bunların temel itici gücü olan insan faktörü dikkate alınmazsa eksik kalır. Suudi Arabistan’ın işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel bir değişimden öteye geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor.

Düzenleyici rolünün ötesine geçerek dijital dönüşümün ulusal düzeydeki başlıca destekçisi haline gelen Suudi Veri ve Yapay Zeka Kurumu’nun (SDAIA) hayati rolünü en iyi göstergesi de buydu. SDAIA, devletin kaynaklarını benzeri görülmemiş bir verimlilikle yönetmesini sağlayan sağlam bir dijital altyapı kurmayı başardı.

Karar destek platformu ‘İstişraf’ın büyük verileri analiz ederek ve hükümet harcamalarının verimliliğini artırma fırsatlarını belirleyerek 50 milyar riyali aşan mali tasarruf ve getiriye katkıda bulunması, bunun en iyi örneğiydi.

Öte yandan Suudi Arabistan'ın bu alandaki hedefleri, yurt içi kullanımın ötesine geçiyor, zira artık teknolojisini ihraç etmek ve başarılı dijital deneyimini dünyayla paylaşmak istiyor.

Suudi Arabistan’da 22 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Nefaz ve 33 milyondan fazla kullanıcısıyla kapsamlı bir ulusal uygulama veya Süper Uygulama haline gelen Tawakkalna gibi platformlar değerlerini ve yüksek güvenilirliklerini kanıtladıktan sonra, bu çözümler akıllı dijital hükümet için modeller olarak ihraç edilebilir ürünlere dönüştü.

Suudi Arabistan, belirli girişimler ve ‘Made in Suudi Arabistan’ teknoloji programı aracılığıyla kendisini 2030 yılına kadar teknoloji ve inovasyonun küresel merkezi haline getirmeyi amaçlayan iddialı bir veri ve yapay zeka stratejisiyle ulusal şirketlerin küresel pazarlarda rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyor. Bu yaklaşım, Suudi Arabistan’ın yükselen bir teknoloji gücü olarak jeopolitik konumunu güçlendirmekle kalmayıp, petrol dışı GSYİH'ye katkıda bulunacak yeni ve sürdürülebilir bir ekonomik akış da oluşturuyor.

Yaşam kalitesi ve yeni bir gerçekliği yansıtan rakamlar

Önceki kalkınma modelinde, vatandaşlar ve ekonomi arasındaki ilişki, hizmet tüketiminden kalkınma ve değer yaratmada ortaklığa doğru ilerlerken, uluslararası standartlara uygun bir yaşam kalitesi sağladı.

Devletin kronik sorunları umut verici ekonomik fırsatlara dönüştürme becerisinin parlak bir örneği olan konut programının yıllık raporundaki verilere göre vatandaşların ev sahipliği oranı, vizyonun başlatılmasından önce yüzde 50'nin altındayken, 2024 yılı sonunda yüzde 65'in üzerine çıktı. Bu rakam sadece istatistiksel bir gösterge değil, entegre ve akıllı konut projeleri inşa eden ROSHN gibi büyük şirketlerin öncülüğünde inşaat, gayrimenkul finansmanı ve kentsel gelişim sektörleri için hayati bir itici güç oldu.

sdfrg
Suudi Arabistan’ın 2034 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapma teklifi sunumundan bir kare (Reuters)

Aynı zamanda, turizm Krallığın en önemli başarı öykülerinden biri olarak öne çıkıyor. Suudi Arabistan, onlarca yıl uluslararası toplumdan tecrit edildikten sonra, engelleri aşmayı başardı ve yeni rekorlar kırdı. 2023 yılında (yerli ve yabancı) 109 milyondan fazla turist ağırlayan ülkede bu rakam 2024 yılında 116 milyona ulaşarak yükselmeye devam etti. Turizmdeki bu ivme, sadece otel ve havacılık sektörlerini canlandırmakla kalmadı, aynı zamanda 255 milyar riyali aşan gelirlerle yerel ekonominin yanında çeşitli bölgelerde binlerce mevsimlik ve kalıcı iş olanağının yaratılmasına katkıda bulundu ve tarihi şehirlerdeki ve köylerdeki yerel ekonomileri canlandırdı.

En değerli yatırım olarak işgücü

Bu rakamlar, temel itici güçleri olan insan faktörü dikkate alınmadan tam olarak anlaşılamaz. Suudi işgücü piyasasında yaşanan dönüşüm, yüzeysel değişikliklerin ötesine geçerek işin kültürel ve değer yapısını da etkiliyor. Pastoral zihniyetin ve devlete olan tam bağımlılığın yavaş yavaş ortadan kalkarak, üretkenlik ve bireysel inisiyatif kültürünün yerini aldığını görüyoruz.

İyi düşünülmüş Suudileştirme politikaları, iyileştirilmiş eğitim verimliliği ve küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen destek, bir araya gelerek yaratıcı ve girişimci bir nesil yarattı. Genç Suudilerin kariyer hedefleri artık geleneksel devlet işleriyle sınırlı değil, inovasyon, finansal teknoloji (FinTech) ve yaratıcı endüstriler gibi sektörlere de açıldı.

Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor.

Bu çerçevede kadınların güçlendirilmesi dönüşüm sürecini taçlandırdı. Devlet bu konuyu sadece insan hakları perspektifinden ele almakla kalmadı, aynı zamanda acil bir ekonomik gereklilik (womenomics) olarak da değerlendirdi. Bu vizyon, kadınların işgücüne katılımının vizyonun başlatılmasından önce yaklaşık yüzde 17'den bugün yüzde 35'in üzerine çıkmasıyla gerçeğe dönüşürken başlangıçtaki hedefleri yıllar öncesinden aştı.

Ekonomik açıdansa bu, toplumun yarısını fiili üretim döngüsüne entegre etmek, ulusal rekabet gücünü artırmak ve kalkınmanın damarlarında atıl durumda olan belirli beceri ve yetenekleri devreye sokmak anlamına geliyor.

Ekonomik bir kaynak olarak yumuşak güç olarak kültür

Gözlemciler için belki de en çarpıcı dönüşüm, kültür ve mirasın yeniden konuşlandırılmasıydı. Sessiz bir yerel mirastan, küresel bir ürüne ve karlı getiriler sağlayan bir eğlence ve turizm endüstrisine dönüştü.

Önceki dönemde, kültürel faaliyetler içe dönüklükten dolayı gölgede kalmış ve bu da Krallığı küresel turizm haritasından uzaklaştırmıştı. Ancak bugün, denklem tamamen yeniden yazıldı. Kültür, yumuşak gücün kaynağı ve stratejik bir ekonomik varlık haline geldi.

c
Suudi Arabistan'ın Riyad kentinde düzenlenen NEOM adlı yeni şehirle ilgili sergide 3D sunumu izleyen ziyaretçiler, 25 Ekim 2017 (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Devlet, cesurca bir açıklık stratejisi izlemeye başladı. Artık küreselleşmeden korkmuyor, aksine küreselleşmenin araçlarına yatırım yapıyor. Uluslararası festivaller, Riyad ve Cidde sezonları, el-Ula ve Diriya'daki tarihi mekanların restorasyonu, Suudi Arabistan’ı turizm, yatırım ve yaşam için küresel bir destinasyon haline getirmeyi hedefleyen tek bir stratejik amaca hizmet ediyor. Sanat, eğlence ve sinemaya yönelik bu açıklık, ‘geçici eğlence’ alanında değil, aksine, binlerce kişiye istihdam sağlayan ve yaşam kalitesini artıran yeni bir ekonomik sektörün temelini oluşturuyor. Esasen, bu durum doğrudan yabancı yatırımların en önemli itici güçlerinden biri. Yabancı yatırımcılar ve küresel yetenekler sadece iş fırsatları ve finansal getiri değil, aynı zamanda canlı ve çekici bir yaşam ortamı da arıyor.

Mühendislik, mega projeler ve geleceğin şehirleri

NEOM, Kızıldeniz, Qiddiya ve New Square gibi mega projelerden bahsetmeden bu tabloyu tamamlamış olmayız. Bu projeler, geleneksel gayrimenkul geliştirme kavramının ötesine geçiyor. Geleceğin endüstrisinde inovasyon için kuluçka merkezleri haline geliyor. Örneğin NEOM, sadece yeni bir şehir değil, yüzde 100 yenilenebilir enerjiden akıllı ulaşım sistemlerine ve biyoteknolojiye kadar yarının teknolojileri için bir ‘yaşayan laboratuvar’ olarak karşımıza çıkıyor. Özetle NEOM, 21. yüzyılda ‘şehir’ ve kentsel yaşam kavramını yeniden tanımlamaya yönelik cesur bir girişimdir.

Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor.

Bununla birlikte başkent Riyad da radikal bir dönüşüm geçiriyor. Yaklaşık 15 milyon kişiyi barındırmayı planlayan şehir, toplu taşıma (şehrin arterlerini birbirine bağlayacak Riyad Metrosu'nun açılmasıyla), yeşil alanlar (Kral Selman Parkı projesi gibi) ve ikonik mimari projelerle entegre edilen hareketli bir şantiyeye dönüşüyor. Bu entegre sistem, ‘ekonomiyi yerelleştirmeyi’ amaçlıyor. Devlet, vatandaşların daha iyi bir yaşam ve iş fırsatlar arayışıyla dünyanın dört bir yanındaki başkentlere göç etmelerini sağlayacak şekilde artık dünyayı onlara getiriyor.

Gelecekteki haklar ve verimlilik taahhüdü

2025 yılı sona ererken, Suudi Arabistan artık kendisini yalnızca petrol mirasıyla değil, mevcut başarıları ve gelecekteki hedefleriyle tanımlıyor. Bu bağlamda, Expo 2030'a ev sahipliği yapma yarışını kazanmak ve 2034 Dünya Kupası'nı düzenlemek için dünyanın güvenini kazanmak, ulusal sistemi (hem kamu hem de özel) sıkı zaman kısıtlamalarıyla karşı karşıya bırakırken çalışmaların en yüksek verimlilik ve disiplin standartlarıyla yürütülmesini gerektiriyor.

g
Kızıldeniz'deki mega proje NEOM şehrinin kalbinde yer alan iki adet 500 metre yüksekliğindeki paralel yapıya ilişkin önerilen tasarımı gösteren fotoğraf, 26 Temmuz 2022 (AFP)

Bu uluslararası etkinlikler, sadece kutlamalardan ibaret olmamakla birlikte altyapı çalışmalarının tamamlanmasını hızlandırmak, ulaşım ağlarını geliştirmek ve yeni şehirler kurmak için akıllı yönetim araçları ve stratejik katalizörler olarak işlev görürler. Kısacası bu, Suudi Arabistan'ın, gelişmiş ülkelerden muadillerine eşdeğer ve hatta onları aşan bir verimlilikle büyük etkinlikleri organize etme ve yönetme kapasitesine ve finansal gücüne sahip, güvenilir bir uluslararası ortak olduğunu dünyaya açıkça gösteren mesajlar.

İnovasyonda küresel bir ortak olarak Suudi Arabistan

Suudi Arabistan'ın son çeyrek yüzyılda ve son on yılda hızlanan bir şekilde tanık olduğu gelişmeler, modern kalkınma devleti kavramının kapsamlı bir şekilde yeniden kurulmasını temsil ediyor. Devlet, sınırlı doğal kaynaklara bağımlılıktan, yenilenebilir insan ve teknik kaynaklara yatırım yapmaya geçti. Geleneksel bir ekonomiden rekabetçi bir dijital ekonomiye dönüştü. İçine kapanık bir kültürden, açıklık ve inisiyatif alan bir kültüre adım attı. Bugün Suudi Arabistan, kendisini dünyaya sadece bir enerji rezervuarı olarak değil, aynı zamanda önemli bir yatırım gücü, küresel bir lojistik merkezi ve geleceğin ekonomilerini şekillendirmede aktif bir ortak olarak tanıtıyor. Rakamlar ve başarılarla bir dönüşümün hikayesi yazılırken geleceğe ve insanlara yatırım yapmanın her zaman kazançlı bir yatırım olduğu gözler önüne seriliyor.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.


Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)
TT

Suudi Arabistan, Pakistan'da polis memurlarının hedef alınmasını kınadı

Pakistan polisi (AP)
Pakistan polisi (AP)

Suudi Arabistan, Pakistan'ın Hayber Pahtunhva eyaletine bağlı Karak bölgesinde Pakistan polis memurlarını hedef alan saldırıyı kınadığını ifade etti.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, tüm terörist ve aşırılıkçı eylemleri tamamen reddettiğini, Pakistan'ın ve kardeş halkının güvenliğini ve istikrarını baltalama girişimlerini kınadığını yineleyerek, bu acı trajedide kurbanların ailelerine, Pakistan hükümetine ve halkına en içten taziyelerini ve başsağlığı dileklerini iletti ve herkes için güvenlik ve huzur diledi.