Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge Şarku’l Avsat’a konuştu: Avrupa’da koronavirüs vakalarındaki artışın ardında iki faktör bulunuyor

Prag’da maske takan turistler (EPA)
Prag’da maske takan turistler (EPA)
TT

Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge Şarku’l Avsat’a konuştu: Avrupa’da koronavirüs vakalarındaki artışın ardında iki faktör bulunuyor

Prag’da maske takan turistler (EPA)
Prag’da maske takan turistler (EPA)

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, Avrupa kıtasındaki epidemiyolojik sahnenin gidişatı ve ona eşlik eden, aşılar konusunda yanlış ve uydurma bilgileri ve haberleri içeren ‘medya pandemisi’ ile ilgili endişelerini dile getirdi. Kluge, Şubat ayına kadar Avrupa’da yarım milyondan fazla insanın yeni tip koronavirüse (Kovid-19) bağlı olarak hayatını kaybetmesinden endişelendiğini belirtti.
Avrupa Bölge Direktörü Kluge, bu hafta Barselona’nın ev sahipliği yaptığı Dünya Hastaneler Konferansı’na katılımı sırasında Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, “Çoğu ülkenin Kovid-19’a yönelik korunma ve sınırlama önlemlerini hafiflettiği, bazı ülkelerin aşılama kapsamı seviyelerinde hala çok düşük olduğu bir zamanda, Avrupa kıtasının tekrar salgının küresel bir odak noktası haline geldi” ifadelerini kullandı.
Avrupa’daki yeni vaka sayılarının, 4 haftadan kısa bir süre içerisinde yüzde 55 artmasının nedenlerine yönelik Kluge şu yanıtı verdi:
“İki nedeni bulunuyor. Bunlardan ilki, çoğu Avrupa ülkesinde aşı kampanyalarında görülen aslında tam tersi olması gerekirken durgunlaşmadır. İkincisi ise, yeni vaka sayılarında istikrarlı bir artış gözlemlenen ülkelerde önleyici tedbirlerin ve sosyal kısıtlamaların hafifletilmesidir.” Kluge, birinci nedenle ilgili olarak, konunun artık aşı eksikliğiyle sınırlı olmadığını, aşıların etkinliği ve aşıdan kaynaklanabilecek olası etkilere yönelik şüphe duyulması ile de ilgili olduğunu açıkladı. Ayrıca Kovid-19’a karşı aşı yaptırmayı reddeden kişileri ele alacak bir Avrupa çalışma grubu kurmayı planladığını bildirdi.
Kluge aşı karşıtı hareketlerin yaydıkları iddialarını ve asılsız haberlerin çürütülmesine ve vatandaşları önleyici tedbirlerin kamu özgürlüklerine herhangi bir saldırı teşkil etmediğini aksine bundaki amacın, katı izolasyon ve kapanma önlemlerinin uygulamalarına dönüşten kaçınmak olduğuna ikna etmeye yönelik çalışmaların iki katına çıkarılması çağrısında bulundu.
Kluge “Seattle Sağlık Bilimleri Enstitüsü ile ortaklaşa yürüttüğümüz son değerlendirmenin sonuçları endişeleri artırıyor. Değerlendirmede, Rusya ve eski Sovyet Birliği ülkeleri de dahil olmak üzere 53 ülkeyi içeren Avrupa bölgesinin, Şubat ayının ilk gününe kadar Kovid-19’a bağlı olarak yarım milyon daha can kaybı öngörülüyor. Ancak hangi önlemleri almamız gerektiğini biliyoruz. Etkili tedavilerin yakında kullanılabilir olacağını umarak, aşılmaya hızlı ve yoğun bir şekilde devam edilmesi, koruyucu maske kullanımı, evlerin ve kapalı kamu alanların havalandırılması gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Avrupa'daki aşı oranlarında, Bulgaristan’da yüzde 22, Romanya’da yüzde 30, İspanya’da yüzde 80 ve Malta’da yüzde 95 olarak gözlemlenen büyük farklılıkla ile ilgili olarak, Kluge şu ifadeleri kullandı: “Yakın zamanda insanların aşıyı reddetme nedenlerini öğrenmek amacıyla, WHO’da davranışsal çalışmalar birimi kurduk. Çalışma sonunda bu ülkelerdeki tutumların aynı olmadığını ve farklılık gösterdiği ortaya çıktı. Ancak her ülke için değil, her bölge için politikalar oluşturmak ve uygun stratejiler geliştirmek için güvenilir bilimsel verilere ve kanıtlara ihtiyacımız var.”
Aşı isteksizliğinde vatandaşların sağlık makamlarına veya siyasi otoritelere olan güvensizliğinin de etkisi olduğunu kabul eden Kluge, “Politika belirleyen tarafların, bilim adamlarını dinlediği ülkelerdeki epidemiyolojik sahneler daha iyiyken, siyasi çatışmaların veya rekabetlerin baskısı altında, kontrol veya sınırlama kararlarının uygulandığı ülkelerde ise durum tam tersidir. Bu hassas tarihi aşama, tüm siyasi partilerin ortak çalışmasını gerektiriyor. Zira pandemiyi yok etmenin tek yolu, politikacılar, bilim adamları ve vatandaşlar arasında aynı yönde ilerlemek üzere büyük bir fikir birliğinin oluşmasından geçiyor” şeklinde konuştu.

Medya pandemisi ile karşı karşıyayız
WHO Avrupa Bölge Direktörü, aşı karşıtı hareketlerin sağlık otoriteleri için büyük bir zorluk oluştururken, hükümetlerin salgını kontrol altına alma çalışmalarında da ciddi bir engel oluşturduğunu belirtti. Kluge “Bir sağlık pandemisi ve medya pandemisi ile karşı karşıyayız. Birçok kişi etkisi altında kalırken birçok kişi de bunu kurban gidiyor. Aşıyı reddedenler arasındaki, toplam nüfusun yüzde 2’sini geçmeyen tutucu kişilerin ne kadar ikna etmeye çalışsak da fikirlerinin asla değiştirmeyeceklerini biliyoruz. Bu nedenle, Kovid-19’a karşı aşıların şu anda salgın bizi kurtaracak tek araç olduğunun anlaşılması için, doğru ve anlaşılması kolay bir şekilde, aşı konusunda tereddütlü veya şüpheci kişilerin bilgilendirilmesine odaklanılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
Kluge, WHO’nun Avrupa’daki Bölge Ofisi’nin önümüzdeki birkaç gün içinde ünlü kişilerin katılımıyla, üç ana mesaja dayalı bir kampanya başlatacağını söyledi. Söz konusu mesajlardan ilki aşıların hayat kurtardığı, ikincisi kapalı mekanlarda ve sosyal mesafenin korunması mümkün olmayan noktalarda koruyucu maske kullanılması üçüncüsü ise evlerin ve kapalı kamu alanlarının havalandırılması olduğunu belirtti. Kluge bunun yanı sıra, çalışmalarda elde edilen ön sonuçlara göre ölüm oranını yüzde 50 azalttığı gözlemlenen tedavi edici ilaçlar için Avrupa İlaç Ajansı’dan (EMA) onay beklediklerini açıkladı.
Yeni varyantların, özellikle de son zamanlarda Delta varyantının İngiltere’de ortaya alt varyantı ile ilgili olarak, Kluge “Söz konusu varyant şu ana kadar endişe kaynağı olmadı ancak virüsün bulaşma hızının yükselmesinin daha fazla mutasyon için verimli bir zemin oluşturduğunu biliyoruz. Bu nedenle aşılara odaklanılırken, yeni varyantın aşılara dirençli olması durumunda ortaya çıkacak tedavi ihtiyacını karşılama konusuna da odaklanılması gerekiyor. WHO, aşıların etkinliğinin bu varyantlara karşı mücadele etmek için yeterli olduğu belirtiyor. Kurum her gün, çoğu endişeye neden olmayan 100’den fazla varyantı takip ediyor” açıklamasında bulundu.

Son çare zorunlu aşı
Zorunlu aşı uygulanması ile ilgili de Kluge şu ifadeleri kullandı: “Şu anda aşı zorunluluğunu uygulamayı düşünen ülkeler var. Bu her ülkenin kendi toplumsal kültürüne ve yasal çerçevesine göre değişiyor. Zorunlu aşılamanın bazen istenen sonuçların tam tersi koşullara yol açabileceğini ve aşılara karşı şüpheleri artırabileceğini biliyoruz. Bu tür bir kararın diğer tüm önlemlerin uygulanmasının ardından ve uygulamaya konulmasında lojistik bir engel bulunmadığından emin olunduktan sonra, son çare olması gerektiğini düşünüyorum.”
Yoksul ülkeler umutsuz bir şekilde aşılara ihtiyaç duyarken, zengin ülkelerin vatandaşlarına üçüncü dozu uygulaması ile ilgili de Kluge şu değerlendirmede bulundu: “Bu noktada bir yanlış anlaşılma ile karşı karşıyayız. Üçüncü doz bir lüks değildir, aşının sağladığı bağışıklığın zamanla düşmesi sebebiyle aşı kriterlerinin bir parçasıdır. Yaşlılara ek dozlar uygulanmazsa, salgının ilk aşamalarında olduğu gibi can kayıplarında artışa tanık olacağız. Bununla birlikte üçüncü dozları vermek, zengin ülkelerin aşı bağışlamasına engel olmuyor zira bu ülkelerin çoğunda süresi dolmak üzere olan çok sayıda kullanılmamış aşı dozu bulunuyor.”
Kluge, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajı sonlandırırken, solunum yolu virüslerinin kapanma ve izolasyon önlemleri nedeniyle son derece düşük oranlarda görüldüğü geçen yıla kıyasla, bu yıl daha fazla oranda yayılması beklendiği için, Kovid-19’un üçüncü dozunun yanı sıra mevsimsel grip aşısı olunması çağrısında bulundu.



Netanyahu: İsrail zafere kadar savaşacak

Netanyahu: İsrail zafere kadar savaşacak
TT

Netanyahu: İsrail zafere kadar savaşacak

Netanyahu: İsrail zafere kadar savaşacak

Binyamin Netanyahu, Hamas'ın yeni bir geçici ateşkes önerisini reddetmesinin ardından İsrail ordusuna Filistinli militan grubun üzerindeki baskıyı artırma talimatı verdi.

İsrail Başbakanı gece geç saatlerde televizyonda yayımlanan konuşmasında savaşın ağır bir bedeli olduğunu ancak İsrail'in "varlığı için zafere kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını" söyledi.

İsrail geçen ay 38 rehinenin serbest bırakıldığı geçici ateşkesi uzatmak istemesinin ardından ateşkesten vazgeçmişti. Mısırlı arabulucular ateşkesi yeniden sağlamak için çalışıyor.

Fakat Hamas kalan rehineleri ancak 17 aydır süren savaşı sona erdirecek bir anlaşmayla serbest bırakacağını söyledi. İsrail ise sadece geçici bir duraklamayı kabul edeceğini söylüyor.

İsrail ateşkesin bozulmasından bu yana Gazze'yi hava saldırılarıyla vuruyor. Filistinli sağlık yetkilileri cumartesi günü düzenlenen saldırılarda en az 50 Filistinlinin öldüğünü açıkladı.

0gtyjukı
İsrail cumartesi günü Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'a hava saldırısı düzenledi (AFP)

İsrail saldırılarını yeniden başlattığından bu yana Gazze'nin büyük bölümünü ele geçirdi ve Filistinlilerin korktuğu gibi toprakların kalıcı olarak boşaltılmasına yönelik adımla yüz binlerce sakinin tahliyesini emretti. Gazze Sağlık Bakanlığı son bir ay içinde 1600 kişinin öldürüldüğünü açıkladı.

Filistinli sağlık yetkilileri, ordunun Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını artırdığını ve son 48 saat içinde en az 92 kişinin öldüğünü söyledi.

sa
İsrail'in Mazor kentinde kaçırılan tüm rehinelerin serbest bırakılması için düzenlenen protesto gösterisine katılanlar (Reuters)

Cuma günü İsrail ordusu önceki gün boyunca Gazze'de yaklaşık 40 hedefi vurduğunu açıkladı. Ordu cumartesi günü 35 yaşında bir askerin Gazze'deki çatışmalarda öldüğünü duyurdu.

Hamas cumartesi günü ayrıca İsrailli rehine Elkana Bohbot'un tarihsiz ve düzenlenmiş bir videosunu yayımladı. Hamas savaş boyunca serbest bırakılmak için yalvaran rehinelerin yer aldığı çok sayıda video yayımladı. İsrailli yetkililer geçmişteki videoları propaganda diye nitelemişti.

Videonun yayımlanmasının ardından Bohbot'un ailesi yaptığı açıklamada "derinden sarsıldıklarını ve yıkıldıklarını" belirterek Bohbot'un zihinsel ve fiziksel durumundan endişe duyduklarını ifade etti.

"Daha ne kadar beklemesi ve 'güçlü kalması' beklenecek?" diye soran aile, Gazze'de hâlâ tutulan 59 rehinenin tamamının eve getirilmesi çağrısında bulundu.

Savaş, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği, İsrail rakamlarına göre 1200 kişinin öldüğü ve 251 kişinin Gazze'de rehin alındığı saldırıyla tetiklenmişti.

Yerel sağlık yetkililerine göre o tarihten bu yana İsrail saldırısında 51 binden fazla Filistinli öldürüldü.

Independent Türkçe