AB sınırlarındaki gerilim, askeri çatışma endişesine neden oluyor

Brüksel, Belarus'a yaptırım uygulamak üzere

Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)
Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)
TT

AB sınırlarındaki gerilim, askeri çatışma endişesine neden oluyor

Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)
Belarus ile Polonya arasındaki sınırdaki göçmenler endişeye sebep olurken askeri bir çatışmadan korkuluyor (AFP)

Avrupa Birliği (AB) mültecileri Avrupa'ya yönelik bir ‘bayağı bir hamle’ olarak kullanmasına misilleme olarak birkaç gün içinde Belarus'a karşı ek yaptırım kararı almaya hazırlanıyor.
Polonya'ya girmek isteyen binlerce göçmen mevcut. Sınırdaki gerilimler ise iki ülkenin şuanda silahlı kuvvetlerini konuşlandırdığı AB sınırında bir çatışma çıkacağı endişesine neden oluyor. Başbakan Mateusz Morawiecki’nin ifade ettiğine göre Polonya, AB’den Belarus sınırlarındaki mevcut durumu tartışma yönünde acil bir zirve düzenlemesini istiyor. Almanya ise Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko rejimine karşı ek yaptırımları destekliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, dün, Belarus ile Polonya sınırındaki mülteci krizi konusunda Belarus Devlet Başkanı üzerindeki etkisini kullanmaya ikna etmek için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ofisinden yapılan açıklamaya göre Merkel, “Belarus ile Polonya sınırında yaşananlar ve Belarus rejiminin AB’ye karşı mülteci adımı insanlık dışıdır, kabul edilemez” ifadelerine başvurdu.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet ise dün yaptığı açıklamada, iki ülke sınırındaki benzeri görülmemiş göçmen krizini ‘kabul edilemez’ şeklinde değerlendirerek mültecilerin iki ülke arasında bir gece daha mahsur kalmamaları gerektiğini vurguladı. Bachelet aynı zamanda, “İlgili ülkeleri, tırmanışı durdurmak ve bu kabul edilemez durumu çözmek için acil adımlar atmaya çağırıyorum. Belarus-Polonya sınırında çok sayıda göçmen ve mültecinin sıfıra yakın derecelerde umutsuz bir şekilde beklemesi dehşet verici” vurgusunda bulundu.
Avrupalılar, Belarus Devlet Başkanı Lukaşenko’yu göçmenlere vize vererek gerilimi körüklemekle, 2020 seçimleri ardından muhalif hareketini bastırdığı için ülkesine uygulanan Avrupa yaptırımlarına misilleme olarak mültecileri sınıra yığmakla suçluyor. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Belarus sınırındaki manzara ürkütücü. Lukaşenko, gerilimi tehlikeli bir şekilde artırmaya, sığınma arayan insanları, gücünü kanıtlamak için vicdansızca rehine olarak kullanmaya devam ediyor. Ancak AB bu şantaja boyun eğmeyecek” açıklamalarında bulundu. Yaptırımları ekonomiyi de kapsayacak şekilde kapsamlı hale getirme tehdidinde bulunan Maas, Lukaşenko’nun hesaplamalarının doğru olmadığının farkında olması gerektiğine dikkat çekti. Polonya ise Rusya'yı Lukaşenko’yu desteklemekle suçluyor.
Dün Kremlin, Polonya Başbakanı’nın, Polonya-Belarus sınırında binlerce göçmenin mahsur kaldığı göç krizinden Moskova'yı sorumlu tutan suçlamalarına karşı çıktı. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, basın toplantısında yaptığı açıklamada, Polonya Başbakanı’nın Rusya'nın bu durumdan sorumlu olduğuna dair açıklamalarını tamamen sorumsuzca ve kabul edilemez buluyoruz” ifadelerine başvurdu. Dün yaptığı açıklamada, Batı'yı Minsk'e yeni yaptırımlar uygulamak için Polonya sınırında bir göç krizi yaratmakla suçlayan Belarus Dışişleri Bakanı Vladimir Makey ise “Bahsettikleri beşinci tur yaptırımlar ışığında bu kez kullanılan bahane ise AB’nin ve Belarus ile sınır paylaşan üye devletlerinin yarattığı göç krizidir” vurgusunda bulundu. Belarus’u hedef alan ‘düşmanca eylemlere’ karşı koymak için ana müttefiki Rusya ile ‘çalışmaları’ artırmayı umduğunu da sözlerine ekledi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da Minsk ve Moskova'nın, Washington ile Avrupalı ​​müttefiklerinin uluslararası örgütler aracılığıyla başlattığı Belarus karşıtı kampanyaya karşı koyma yönündeki işbirliğini aktif olarak artırdığını söyledi.
Geçtiğimiz Eylül ayından bu yana Irak, Suriye gibi ülkeler ile arasındaki uçuş sayısını önemli ölçüde artırarak haftada 40 uçuşa çıkaran Belarus, polis tarafından Polonya ile kara sınırına itilen Iraklılar ile Suriyeliler için giriş işlemlerini kolaylaştırıldı. Polonya Savunma Bakanlığının bildirdiğine göre Almanya’ya ulaşarak sığınma talebinde bulunmak için hafta başından bu yana Polonya sınırından topluca geçmeye çalışan binlerce mülteci, 12 bin asker tarafından korunan demir çiti kesmeye çalıştı.
Almanya’nın 2015'teki büyük mülteci dalgasından bu yana görülmemiş rekor sayıda mülteci kaydetmesi ülke dahilinde endişelere neden oldu. Eski İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Belarus sınırı boyu bir ayrım duvarı inşasını hızlandırmak için Polonya'yı destekleme ihtiyacına vurguda bulundu. Almanya Dışişleri Bakanı’nın bildirdiğine göre mültecilerin Belarus'a gelmek için geçtiği ve geldikleri ülkelerle, aynı zamanda mültecileri taşıyan havayollarıyla iletişim kuracak olan Berlin, kendi deyimiyle Lukaşenko’nun ‘insanlık dışı davranışını’ kolaylaştırmak için işbirliğinde bulunan herkese yaptırım uygulamakla tehdidinde bulundu. Bakan aynı zamanda mültecilerin Belarus ormanlarında mahsur kalmak için binlerce dolar ödeyerek yalan vaatlere kurban gittiklerini de vurguladı.
Lukaşenko rejimi, Ryanair’e ait bir yolcu uçağını içerisinde muhalif gazeteci Roman Pratasevich’in bulunması dolayısıyla geçtiğimiz yaz durdurması ve aktivistin tutuklanarak Minsk’e indirilmesi ardından AB tarafından yaptırımlara tâbi tutuluyor. Nitekim Belarus rejimine uygulanan yaptırımlarda rejime yakınlığı ile bilinen 166 kişi ve bağlantılı 15 şirket hedef alınıyor.
Almanya'da yayın yapan Bild gazetesinin haberine göre Lukaşenko, AB'nin daha fazla yaptırım tehdidi ve mülteci krizi yaratma suçlamalarına bir Rus dergisine verdiği röportajda Avrupalı ​​yetkililere hakaretler ederek ve ‘nükleer savaş’ tehdidinde bulunarak yanıt verdi. Natsionalnaya Oborona dergisine verdiği demeçte “En ufak bir hatada dünyanın en büyük nükleer gücü Rusya hemen devreye girecek” ifadelerini kullanan Lukaşenko, sınırdaki gelişmelerin kendi deyimiyle mültecileri korkutmayı amaçlayan ordu helikopterlerinin de dahil olduğu ‘Polonya provokasyonları’ nedeniyle aktif bir çatışmaya yol açmasından korktuğunu dile getirdi.
Söz konusu kriz başladığı sırada Polonya Başbakanı Morawiecki, Lukaşenko’nun tek başına değil de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in desteğiyle hareket ettiğini söylemişti. Belarus ile aynı sınırı paylaşan Letonya Dışişleri Bakanı ise birkaç hafta önceki açıklamasında daha az mültecinin sınırı geçmeye çalıştığını söyleyerek “Mültecilerle birlikte geçmeye çalışanlardan bir kısmının yıllardır Belarus veya Rusya'da yaşadığına, bazılarının terör örgütleriyle bağlantılı olduğuna dair bir veriler var. Bu da güvenlik endişeleri olduğu anlamına geliyor” ifadelerini kullanmıştı. Yetkililer ise Rusya'nın casuslarını mülteciler arasından Avrupa'ya sokmaya çalıştığını söylemişti.
Almanya, Rusya'nın ise gaz kartını AB’ye daha fazla baskı yapmak için kullanacağından endişe ediyor. Almanya ve Avrupa ülkeleri, Gazprom'un Almanya'ya pompaladığı Rus gazının kıtlığı nedeniyle üçte biri Rusya'dan ithal edilen doğal gaz fiyatında önemli bir artış kaydediyor.



İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

TT

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu kara harekâtı kapsamında Gazze şehrinin merkezine doğru ilerliyor

İsrail ordusu Gazze'de genişletilmiş operasyonun başladığını duyurdu ve şehir sakinlerini güneye gitmeye çağırdı.

Bir İsrail askeri yetkilisi bugün, ordunun Gazze şehrini kontrol altına almak için başlattığı operasyonda ‘ana’ harekâta başladığını belirterek, kara kuvvetlerinin şehrin derinliklerine ve merkezine doğru ilerlediğini kaydetti.

Ordunun Hamas'ı yenmek için gerekli olduğu sürece operasyonlara devam etmeye hazır olduğunu ifade eden yetkili, Hamas mensuplarının sayısının ‘2 bin ila 3 bin arasında’ olduğunun tahmin edildiğini belirtti.

Yetkili, “Ordu, Gazze şehrinde hızlı ama güvenli bir şekilde operasyonlar yürütmeyi planlıyor ve rehinelerin ve sivillerin güvenliğini öncelikli tutuyor... İsrail, nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının şimdiden Gazze Şeridi'nin güneyine göç ettiği şehirdeki güçlerini kademeli olarak artıracak ve insani yardım çabalarını genişletecek” ifadelerini kullandı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee bu sabah X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, kuzey Gazze'yi hedef alan ve en az 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan şiddetli hava saldırılarının ardından İsrail operasyonunun genişletileceğini duyurdu.

İsrail, Gazze'de askeri operasyon hazırlıkları kapsamında geçtiğimiz ay Gazze şehri sakinlerine tahliye çağrısı yapmıştı. Ancak birçok kişi Gazze'nin güneyindeki aşırı kalabalık ve yüksek ulaşım maliyetleri nedeniyle şehirden ayrılamadıklarını söyledi.

Adraee’nin X platformundaki paylaşımında şu ifadeler yer aldı: “Gazze sakinleri… İsrail Savunma Kuvvetleri Gazze şehrindeki Hamas altyapısını yok etmeye başladı. Gazze şehri tehlikeli bir savaş bölgesi ve bu bölgede kalmak sizi tehlikeye atıyor. Er-Reşid Caddesi üzerinden Gazze Vadisi'nin güneyindeki bölgelere araçla veya yürüyerek mümkün olan en kısa sürede gidin. Güvenliğinizi ve sevdiklerinizin güvenliğini sağlamak için, şehri terk eden bölge sakinlerinin yüzde 40'ından fazlasına katılın.”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.


İsrail ordusu Gazze şehrine kara harekâtı başlattı ve bölge sakinlerine güneye doğru gitme talimatı verdi

Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrine kara harekâtı başlattı ve bölge sakinlerine güneye doğru gitme talimatı verdi

Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)
Gazze şehrinde bugün meydana gelen patlamanın ardından yükselen dumanlar (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün Gazze şehrinde ‘yoğun bir operasyonun’ başladığını duyurdu. Şehri kontrol altına almak için kara harekâtı başlattığını açıklayan İsrail ordusu, şehir sakinlerine ve Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki sakinlere ‘mümkün olduğunca çabuk’ güneye gitmeleri konusunda uyarıda bulundu.

İsrailli bir askeri yetkili kara operasyonunun ana aşamasının başladığını bildirirken, İsrail medyası ordudan aldığı bilgiye dayanarak 162. ve 98. tümenlerin Gazze şehrinin batı kesiminde operasyon yürüttüğünü bildirdi.

İki İsrailli yetkili daha önce CNN'e yaptıkları açıklamada, ordunun Gazze şehrine kara harekâtı başlattığını doğrulamıştı. CNN, yetkililerden birinin Gazze şehrindeki kara operasyonunun başlangıçta ‘kademeli’ olacağını söylediğini aktardı.

AFP'ye konuşan görgü tanıklarına göre, Gazze şehri bu sabah erken saatlerde İsrail'in yoğun bombardımanına maruz kaldı. Bu olay, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Yahudi devletine ABD'nin ‘sarsılmaz’ desteğini ifade etmek için İsrail'i ziyaret etmesinden bir gün sonra meydana geldi.

Filistin devlet televizyonu, şafak vakti itibarıyla İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 38 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

fvgt
Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail'in kara ve hava operasyonları sırasında yıkılan binaların üzerinden uçan İsrail füzeleri (AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail ordusuna ait tankların yaklaşık iki yıldır Gazze'nin kuzeyinde görülmemiş bir savaş sahnesinde şehrin merkezine girdiğini bildirdi.

The Jerusalem Post'a göre, Gazze şehrine yönelik hava saldırılarının haftalarca sürmesi ve çok katlı yüksek binaların yıkılmasıyla birlikte, İsrail ordusu daha geniş çaplı bir kara harekâtı için dönüm noktasına ulaşmış görünüyor.

dffr
Sahil yolunu takip ederek Gazze'nin kuzeyinden güneye doğru ilerleyen yerlerinden edilmiş Filistinliler (AP)

Dün erken saatlerde tahmini 300 bin Gazze sakini Gazze şehrinden güneye kaçmak zorunda kaldı, ancak yaklaşık 700 bin kişi şehirde kaldı.

İsrail ordusu, Refah'ta olduğu gibi, İsrail kara kuvvetleri şehre ilerlemeye başladığında Gazze'deki sivillerin çoğunun kaçacağını umuyordu.

Güvenlik muhalefeti

Şarku’l Avsat’ın The Jerusalem Post’tan aktardığına göre, Gazze şehrinin işgali, İsrail savunma kurumları içinde de tartışma yaratıyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de dahil olmak üzere çoğu güvenlik yetkilisi bu harekete karşı çıkıyor.

vfd
Gazze sınırının İsrail tarafında bulunan tanklar (Reuters)

Ancak Zamir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun işgale devam etme emrini vermesinin ardından istifa etmeyi reddetti. Gazeteye göre Zamir bu kararını, saldırının şiddetini ve İsrailli rehineler, İsrailli askerler ve Filistinli siviller üzerindeki etkisini hafifletme kabiliyetiyle gerekçelendirdi.

Netanyahu, Gazze şehrinin işgalinin Hamas'a son iki yılda uğradığı ağır yenilgilerden daha büyük bir yenilgi yaşatacağını belirtti.

Ağır bombardıman

Şehrin sakinlerinden Ahmed Gazal, AFP'ye yaptığı açıklamada, “Gazze şehrine yönelik yoğun ve sürekli bombardıman var ve tehlike artıyor… Bu sabah erken saatlerde yeri sarsan korkunç bir patlama duyduk. İsrail ordusu, birçok ailenin evlerinin bulunduğu bir binayı hedef aldı. Yıkılan evlerin çoğunda insanlar yaşıyordu. Çok sayıda vatandaş enkaz altında kaldı” ifadelerini kullandı.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal ise Gazze şehrine yönelik yoğun bombardımanın devam ettiğini; ölü ve yaralı sayısının arttığını bildirdi. Bugün şafak vakti İsrail uçaklarının eş-Şeva Meydanı yakınlarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alması sonucu enkaz altında ölü, yaralı ve kayıplar olduğunu ifade eden Basal, saldırıyı ‘büyük bir katliam’ olarak nitelendirdi.

‘Gazze yanıyor’

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Filistin topraklarına yönelik yoğun hava saldırılarının ardından bugün yaptığı açıklamada, Gazze'nin ‘yandığını’ söyledi ve ülkesinin ‘geri adım atmayacağını’ bildirdi.

Katz, İsrail ordusunun ‘terörün altyapısını demir yumrukla vurduğunu ve askerlerin rehinelerin serbest bırakılması ve Hamas'ın yenilgisi için gerekli koşulları yaratmak amacıyla cesurca savaştığını’ belirtti. Katz, “Misyonumuzu tamamlayana kadar durmayacağız ve geri adım atmayacağız” dedi.

vfd
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Tel Aviv'den ayrılırken basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. (AFP)

Bu gerginlik, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun İsrail'i ziyaretinden bir gün sonra ortaya çıktı. Bakan, ziyaretinde, Amerika'nın İsrail'in Gazze'deki hedeflerine ulaşması için sarsılmaz desteğini sürdüreceğini taahhüt ederek, Hamas'ın ortadan kaldırılması çağrısında bulundu.

Rubio, İsrail'in saldırısının ardından Washington'un Doha'ya desteğini göstermek için bugün Katar'ı ziyaret edecek.

Geçtiğimiz hafta İsrail, Katar'daki Hamas liderlerinin kaldığı binaya hava saldırısı düzenleyerek Ortadoğu'nun çeşitli bölgelerine yayılan askeri operasyonlarını genişletti. 9 Eylül'de Doha'ya düzenlenen saldırıda, Hamas liderlerinden Halil el-Hayye'nin oğlu ve Katarlı bir güvenlik yetkilisi dahil altı kişi yaşamını yitirdi.

dfv
Gazze Şeridi sınırında ilerleyen İsrail zırhlı personel taşıyıcısı, 16 Eylül 2025 (Reuters)

Trump rehinelerin serbest bırakılmasını istiyor... Aileler Netanyahu'yu sorumlu tutuyor

ABD Başkanı Donald Trump da Truth Social platformu üzerinden yaptığı bir paylaşımda, rehinelerin karşı karşıya olduğu tehlikeyi kabul etti.

Trump dün Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Hamas'ın rehineleri İsrail'in kara saldırısına karşı canlı kalkan olarak kullanmak için bölgeden uzaklaştırdığına dair bir haber okudum. Umarım Hamas liderleri böyle bir şey yaparlarsa neyle karşı karşıya kalacaklarını anlarlar. Bu, daha önce çok az kişinin tanık olduğu bir insani zulüm. Bunun olmasına izin vermeyin, yoksa her şey biter. Tüm rehineleri hemen serbest bırakın!”

(Truth Social gönderisi)

Öte yandan Rehine ve Kayıp Aileleri Forumu, dün gece geç saatlerde yayınladığı açıklamada, Gazze şehrinde askeri operasyonların yoğunlaştırılması kararını eleştirdi.

Açıklamada, “Teröristler tarafından 710 gece esaret altında tutulan rehineler için bu gece son gece olabilir… Onların cesetlerini bulup onurlu bir şekilde defnetmek için son şansımız olabilir” denildi.

vfdb
İsrailli rehine Matan Zangauker'in annesi Einav Zangauker, İsrail Başbakanı’nın konutunun önünde rehinelerin derhal serbest bırakılmasını talep eden bir protesto eyleminde diğer rehinelerin aileleriyle birlikte oturuyor. (Reuters)

Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, rehinelerin kaderinden kişisel olarak sorumlu. Bu çok açık” ifadeleri yer aldı.

Forum ayrıca, Einav Zangauker, Ophir Braslavsky ve Anat Angrist dahil olmak üzere rehinelerin ailelerinin Kudüs'teki Başbakanlık Konutu’na gittiğini bildirdi.


BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
TT

BM, İsrail'in Katar'a yönelik saldırısını kınadı: Uluslararası hukukun şok edici ihlali

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk (EPA)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in geçtiğimiz hafta Katar'daki Hamas liderlerine yönelik saldırısının bölgesel barış ve istikrarı tehdit ettiğini belirterek, ‘yargısız infazların sorumlularının hesap vermesi’ gerektiğini vurguladı.

Volker Türk, BM İnsan Hakları Konseyi'nde saldırıyla ilgili oturumun açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “İsrail'in 9 Eylül'de Doha'daki müzakerecilere yönelik saldırısı, uluslararası hukukun şok edici bir ihlali, bölgesel barış ve istikrara yönelik bir saldırı ve dünya çapındaki arabuluculuk ve müzakere süreçlerinin bütünlüğüne yönelik bir darbedir.”

Katar, BM İnsan Hakları Konseyi'nden Doha'ya yönelik bombardıman için İsrail'i sorumlu tutmak üzere adımlar atmasını istedi.

Diğer yandan dün düzenlenen Doha Zirvesi’nde liderler, Katar devletine, güvenliğine, istikrarına, egemenliğine ve vatandaşlarının emniyetine koşulsuz desteklerini yinelediler. İsrail'in, Katar'ın egemenliğine açık bir ihlal, uluslararası hukuka bariz bir aykırılık ve bölgesel barış ve güvenliğe ciddi bir tehdit olarak gördükleri acımasız saldırısını kınayarak, Katar ile birlik içinde olduklarını ifade ettiler.

Doha'da düzenlenen olağanüstü Arap Birliği - İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Zirvesi, tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı eylemi olan İsrail'in hain saldırısına karşı Katar ile dayanışmayı vurguladı. Ayrıca Katar'ın, BM Şartı hükümlerine uygun olarak, güvenliğini, egemenliğini, istikrarını ve vatandaşlarının emniyetini sağlamak için bu saldırganlığa yanıt vermek üzere atacağı tüm adım ve önlemlerde yanında olunacağı taahhüt edildi.

Nihai bildiride, Gazze Şeridi'nde ateşkesi sağlamak, savaşı sona erdirmek ve rehineleri serbest bırakmak için kilit arabulucu rolünü üstlenen Katar'ı hedef almanın, tehlikeli bir adım ve barışı yeniden tesis etmek için yapılan diplomatik çabalara yönelik bir saldırı olduğu belirtildi. Bildiride, “tarafsız bir arabuluculuk merkezine yönelik bu tür bir saldırganlık, Katar devletinin egemenliğini ihlal etmekle kalmayıp, uluslararası arabuluculuk ve barış sağlama çabalarını da baltalamaktadır ve bunun tüm sorumluluğu İsrail'e aittir” vurgusu yapıldı.