İkinci el online oto pazarında satışlar ve fiyatlar yükseldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İkinci el online oto pazarında satışlar ve fiyatlar yükseldi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında satışlar, ekimde bir önceki aya göre yüzde 6 artarken, araç fiyatları yaklaşık yüzde 5,4 yükseldi.
AA muhabirinin Indicata'nın ikinci el online pazar raporundan derlediği verilere göre, Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında ekim ayı satışları, eylül ayına kıyasla yüzde 6 artarak 121 bin 149 (ilandan tamamen kaldırılan araçlar satılmış kabul edildiğinde) oldu.
Geçen yılın ekim ayı ile kıyaslandığında satışlarda yüzde 42, Ocak-Ekim 2020'ye göre ise yüzde 27 azaldı.
Ekimde ikinci el online satışlar içinde binek araçların payı yüzde 82, hafif ticari araçların payı yüzde 18 olarak belirlendi.

Ekimde ilana çıkan araçların yüzde 51'i satıldı
Geçen ay ikinci el online binek ve hafif ticari pazarında ilana çıkan araç adedi 239 bin 319 ile eylüle göre yüzde 12 azaldı. İlana çıkan araçların yüzde 51'i satıldı.
Bu yılın 10 aylık döneminde ikinci el online pazarında 2 milyon 970 bin 762 adet tekil ilan yayınlanırken, ilanı yayınlanan araçların yüzde 44'ü satıldı.

Hibrit otomobil satışı bin 466 adet
Türkiye ikinci el online binek ve hafif ticari pazarı motor tipine göre değerlendirildiğinde, ekimde en yüksek payı 76 bin 372 satış ve yüzde 63,04 payla dizel otomobiller aldı.
Dizel otomobilleri, 41 bin 336 satış ve yüzde 34,12 payla benzinli, 1.466 satış ve yüzde 1,21 payla hibrit otomobiller takip etti.
Otogazlı otomobillerin payı 1.357 satışla yüzde 1,12 ve elektrikli otomobillerin payı da 618 satışla yüzde 0,51 olarak belirlendi.
Ekim ayında 39 bin 921 adetle en çok C segment araç satıldı. C segmentinden sonra en çok satış 22 bin 412 adetle B segmentinde gerçekleşti.
2021 Ekim ayında 2.el online binek ve hafif ticari araç pazarında en çok 12 bin 994 adet ile 4 yaş ve 11.603 adetle 5 yaş araçların satışı gerçekleşti. Bu da pazarın yüzde 20'sini oluşturdu.

Fiyatlar 10 aylık dönemde yaklaşık yüzde 14 arttı
İkinci el pazarında en çok satışı gerçekleşen ilk 28 markanın 200 modeline ait 1.200 varyantın 15 farklı model yılındaki 39 bin 105 ilanının fiyat değişimleri incelenerek yapılan analize göre, ekimde ikinci el online binek ve hafif ticari araç pazarında bir önceki aya göre ortalama yüzde 5,44'lük fiyat artışı gözlendi.
Bu yılın 10 aylık döneminde ortalamada yüzde 13,8'lik fiyat artışı belirlenirken en çok fiyat artışı 17,9 puanla hafif ticari araç grubunda gerçekleşti. Bunu, 15,7 puanla A ve 14,1 puanla B segmentleri izledi.
İnternetten kaldırıldığında "satış" olarak sınıflandırılıyor
Makine öğrenmesi, yapay zeka ve büyük verinin birleşmesinden oluşan iş zekası seti Indicata, Türkiye'deki ikinci el online araç pazarını tarayarak günlük 450 binden fazla ikinci el araç datasını analiz ediyor.
Rapordaki satış verileri, ikinci el ticareti yapan kurum ve kuruluşların online pazarda verdikleri ilan verilerine dayanırken, bu verilerin içinde bireysel araç ilanlarına ait veriler bulunmuyor.
Online platformda ikinci el ticareti yapan kurumlar, iki sebeple satışa sundukları araçların ilanlarını geri çekiyor. Birincisi, değişen pazar koşullarına göre ilandaki araçların fiyatını revize ederek yeniden ilanı yayınlıyor.
Bu ilanların yeniden ne zaman yayınlandığı da Indicata tarafından takip ediliyor.
İkinci olarak, ticaret yapan kurum, aracını sattığı için ilandan çekiyor ve yeniden satışa sunacağı bir aracının ilanını yayınlıyor. Bu ikinci grup araç ilanları, yani ilandan tamamen kaldırılan araçlar, satış olarak kabul ediliyor.



Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Trump kabul etmez ama Çin'le ticaret savaşında gözünü ilk kırpan o oldu

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

ABD Masters Turnuvası'nda golf izleme, bu oyunu bizzat oynama, masaları gezme ve Mar-a-Lago'da yemek yiyenleri selamlama arasında Donald Trump'ın Bertrand Russell'ı incelemek için çok az zaman bulduğunu tahmin etmek makul olur.

Bu üzücü çünkü Britanyalı filozofun 1922'de yayımlanan Çin Sorunu kitabını özümsemek, sadece bu pasajla bile ona ve Amerika'ya fayda sağlayabilir:

Çin ulusu dünyadaki en sabırlı ulus, yüzyılları diğer ulusların on yılları gördüğü gibi görüyor. Temelde yok edilemez ve beklemeye gücü yeter.

Mandarin dilinde Donald Trump'ın bile dikkatini çekebilecek bir başka kısa ifade de var: Birebir çevrildiğinde "Acı yemek" anlamına gelen "chi ku", şikayet etmeden acı çekmek manasında kullanılıyor.

Russell'ın gözlemlediği gibi, Çin'in kültürünü ve yaklaşımını böyle özdeyişler tanımlar. Bugün Pekin'in, ABD'nin dünyanın en kalabalık ülkesiyle ekonomik rekabetini çarpıcı bir şekilde tırmandırmasına karşı kullandığı stratejinin ardında onlar yatıyor.

ABD Başkanı halihazırda göz kırptı ya da göz kırpıyormuş gibi göründü. Cuma günü Çin, ABD'den ithal edilen mallara uygulanan vergiyi yüzde 84'ten yüzde 125'e çıkararak Trump'ın tarifelerine karşılık verdi. Hafta sonu ABD'nin akıllı telefonları, bilgisayarları ve diğer tüketici elektroniği ürünlerini kendi vergi artışlarından muaf tuttuğu açıklandı. Bu bir geri adım gibi görünüyordu.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick ise "Hayır" dedi. Bu ürünler belirli ülkelere uygulananların haricindeki vergilerle yakında karşılaşacaktı. Daha sonra Trump, bir sosyal medya paylaşımında bu ürünlere muafiyet tanınmadığını iddia ederek kararlı bir tavır sergiledi. Büyük harfler ortaya çıktı:

Tarifelere yönelik yürüteceğimiz ulusal güvenlik soruşturmalarında Yarı İletkenlere ve TÜM ELEKTRONİK TEDARİK ZİNCİRİNE bakıyoruz.

Yine de mevcut muafiyet, bir geri adım gibi görünüyordu.

Başkan Şi her zamanki gibi hiçbir şey söylemedi. Gelecek günlerde ve haftalarda daha fazlasını bekleyebiliriz: Bir tarafta kas gösterme ve bağırma, karşı cephede sakin metanet.

Bu, Çin'in sarsılmayacağı anlamına gelmiyor. Trump ve çevresinin hesaplarına göre Çin'in ABD'ye ihtiyacı var. Trump'ın sürekli atıfta bulunduğu bu devasa ticaret dengesizliği olmadan, Çin'in ihracatı için buna denk bir pazar yok. Şi ve çalışma arkadaşlarının, ülkelerinin hızla artan refahı, nüfusunu beslemesi ve aynı zamanda şişen orta sınıfın servetindeki artışı körüklemesi için ABD'ye bel bağladığını düşünüyorlar.

Ticaret söz konusu olduğunda, ABD-Çin mücadelesi yeni bir mesele değil. Hatta Trump ilk döneminde ikisi arasındaki eşitsizliğin üstesinden gelmeye çalıştı. Çin, dış ticareti teşvik etmeyi sürdürürken iç tüketimi ve kendi kendine yetmeyi artırma anlamına gelen "ikili dolaşım" veya "yeni kalkınma modeliyle" yanıt verdi.

Trump ikinci kez şansını deniyor. Ancak daha az odaklanmış bir şekilde, üç hedefi tek bir saldırıya dönüştürüyor: Federal geliri artırmak, Kanada ve Meksika gibi ülkeleri uyuşturucu tedariki gibi finansal olmayan nedenlerle cezalandırmak ve daha eşit bir ticaret dengesi sağlamak. Bu, üç danışman grubunu içeriyordu ve bir karmaşa reçetesi oluşturdu.

Aynı zamanda ekonomiyi siyasetle harmanlamaya çalıştı ve tarifeler söz konusu olduğunda ikisi birbiriyle kaynaşmıyor. Ekonomistlere her zaman tarifelerin kötü bir fikir olduğu, dayatılmaması ve bunlara cevap verilmemesi gerektiği öğretilir. Ancak Trump, Amerika'nın siyasi onayını aldığına ve çoğu Amerikalının kendisini destekleyeceğine inanıyor.

Trump bu hamlenin yaklaştığının sinyalini defalarca verdi. Çinliler hazırlık yapabilmiştir. Trump ilk salvoyu yaptığına göre, Amerika'nın üç hedefi vurmak için bir füze ateşlemeye çalışmasını izleyebilirler.

Trump, Çin'in ticaret fazlasına odaklanırken, ABD yönetiminin kendilerine önemli miktarda borçlu olmasından kaynaklanan kilit bir karta sahip olduklarının bilincindeki Çin, öncesinde Trump'ı ikinci bir devlet ziyaretine davet ederek muhtemelen eldeki tek kartını oynayan Birleşik Krallık'ın aksine, metanetini koruyup güvende kalabilir.

Çin, Amerikan dolarlarını doğrudan elden çıkarmasa da sertliğini başka yollarla ifade edebilir: ABD yatırımlarını yavaşlatarak, daha az yatırım yaparak ve sermayeyi başka yerlere yönlendirerek. Çin'in elindeki bir diğer güvence de üretimdeki küresel hakimiyetinin Amerika'nın finansal hizmetler ve yapay zekadaki hegemonyasıyla eşleşmesi. Dağınık ABD yaklaşımının artırdığı bölünmeden de faydalanabilirler. Avrupa, Pekin'e yaklaşmaya hazırlanma işaretlerini halihazırda gösteriyor.

Her iki süpergücün de canı yanacaktır, bunu yapmayacak kadar birbirlerine bağımlılar. Ancak ABD'nin yüksekten atmasını da bir zafer olasılığı gibi yorumlamak da bir hata olabilir. Bir uzlaşma sağlamak zorundalar. Bunun her iki lidere de itibar kaybettirmeden başarılması kritik önemde.

Trump ne söylerse söylesin ve Şi de ne söylemezse söylemesin, rekabetlerinin nereye varacağı neredeyse kesin.

Independent Türkçe