Türkiye ve İran, uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlanması üzerinde anlaştı

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu kabul etti (EPA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu kabul etti (EPA)
TT

Türkiye ve İran, uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlanması üzerinde anlaştı

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu kabul etti (EPA)
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu kabul etti (EPA)

İran ve Türkiye, kapsamlı ve uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlanması konusunda anlaştılar. İki komşu ülkeden İran’ın Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile de dün başkent Tahran'da bir araya gelen Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun görüşmesinde bölgesel ve uluslararası gelişmeler ele aldılar.  Çavuşoğlu, kapsamlı ve uzun vadeli iş birliği için yol haritası hazırlanması konusunda mutabık kalındığını, Afganistan ve Suriye dahil olmak üzere bölgesel konuları ele aldıklarını ve İran Dışişleri Bakanı ile İran-Türkiye Yüksek İşbirliği Konseyi'nin yedinci toplantısının hazırlıklarına değinildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yıl bitmeden İran'ı ziyaret edeceğine işaret eden Çavuşoğlu, dün Tahran'a yaptığı ziyarette iki ülkenin cumhurbaşkanları arasında yapılacak olan zirvenin hazırlıklarının da ele alındığını ifade etti.
Çavuşoğlu dünkü görüşmesinin ardından Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “İran Cumhurbaşkanı Reisi'yle ticaret, yatırımlar ve terörle mücadele dahil ikili ilişkilerimiz ile bölgemizdeki son gelişmeleri ele aldık. İlişkilerimizi daha da geliştirme yönündeki karşılıklı irademizi teyid ettik” ifadelerini kullandı. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ise Türkiye ile yakın ilişkilerin bölgede barış ve istikrara hizmet ettiğini söyleyerek iki komşu ülke arasındaki bölgesel iş birliğinin uluslararası iş birliğine dönüştürülmesi çağrısında bulundu. Öte yandan İranlı mevkidaşı ile dün yaptıkları görüşmenin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında Çavuşoğlu, İran'a yönelik yaptırımları ‘haksızlık’ olarak nitelendirdi. Çavuşoğlu, Viyana’daki nükleer anlaşma müzakerelerinin bir sonraki turunun iyi sonuçlar vermesini umduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İran ziyareti için İranlı mevkidaşıyla Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın gerçekleştirileceği bir tarih belirlemek üzere fikir alışverişinde bulunduklarını belirten Çavuşoğlu, "(Toplantıyı) Bu sene içinde gerçekleştirmeyi arzu ediyoruz” dedi. Toplantı için gerekli düzenlemeleri yapmaları gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, Tahran ziyaretini İran ile yapılması planlanan toplantıya ilişkin dosyaların ele alınması için gerçekleştirdiğini söyledi. Çavuşoğlu, ülkesinin Irak'ın istikrarından yana olduğunu, Suriye konusunda ise üst düzey görüşmeler yapmayı umduklarını sözlerine ekledi.
İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ise, İran ile Türkiye arasındaki ortak yatırımları, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve konsolosluk konularını görüştüklerini söyledi. İranlı Bakan, ülkesinin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının yansımalarına rağmen Türkiye ile ticari ilişkilerini sürdürmeye çalıştığını vurguladı.
Abdullahiyan, "İnşaallah uzun vadeli iş birliği anlaşması Sayın Erdoğan'ın gelecekte yapacağı Tahran ziyareti sırasında iki ülke cumhurbaşkanlarının huzurunda imzalanır” şeklinde konuştu.
Öte yandan İran ve bölgedeki diğer ülkeler arasındaki iş birlikleriyle de ilgilendiklerini ifade eden Abdullahiyan, “Yemen’deki savaşın sona ermesini umuyoruz. Lübnan'daki durumun endişe verici olarak görüyoruz. Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi’yi hedef alan son saldırıyı şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı. Çavuşoğlu ile yaptıkları görüşmede Afganistan'daki gelişmelere değindiklerine ve Batı Asya'da istikrarı artırma konusunda anlaştıklarına dikkat çeken Abdullahiyan, Irak'ta güvenlik ve istikrarın sağlanmasını umduğunu dile getirdi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, Bakan Çavuşoğlu’nun ikili, bölgesel ve uluslararası konuların ele alındığı ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi çerçevesinde gerçekleştiğini açıkladı. Ziyaretin, sınırlar ve ortak su kaynaklarının yönetimi konularında ayrıntılı tartışmalara tanık olunduğuna işaret eden Hatibzade,  bu bağlamda, Türkiye’nin Dicle Nehri üzerinde inşa ettiği Ilısu Barajı'nın bölgesel ve yerel düzeyde alınacak herhangi bir karar karşısında diğer ülkeleri de etkilediğine değindi. İnsani ve çevresel yönlere ve diğer ülkelerin su haklarına yönelik endişelere dikkat çeken Hatibzade, tüm bölge üzerinde uzun vadeli etkiler bırakan konularda uluslararası hukuk çerçevesinde düşünülmesi ve ortak kararlar alınması gerektiğini vurguladı. Bakanlık Sözcüsü, Türkiye'nin Dicle Nehri üzerinde bir baraj inşa etmesinin su yönetimine yönelik küresel yaklaşımla uyumlu olması gerektiğinin de altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Cumartesi günü, Mardin’de Dicle Nehri üzerindeki Ilısu Barajı'nın açılışını yaptı. Erdoğan, daha önce yaptığı bir konuşmasında, “Su kaynaklarımızı tükenme sınırına ulaşmadan korumak, verimli kullanmak ve doğru yönetmek artık tercih olmaktan çıkıp zorunluluk haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.