Cezayir’de İslami kanattaki zayıflama yerel seçimler öncesinde hız kazandı

Cezayir halkında oy kullanma konusunda isteksizlik hâkim.

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, seçimlerin şeffaf ve adil biçimde gerekleştirileceği sözü verdi. (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, seçimlerin şeffaf ve adil biçimde gerekleştirileceği sözü verdi. (DPA)
TT

Cezayir’de İslami kanattaki zayıflama yerel seçimler öncesinde hız kazandı

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, seçimlerin şeffaf ve adil biçimde gerekleştirileceği sözü verdi. (DPA)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, seçimlerin şeffaf ve adil biçimde gerekleştirileceği sözü verdi. (DPA)

Cezayir’de gelecek cumartesi günü düzenlenmesi planlanan yerel seçimler için rekabet sürüyor. İslami kanatta yaşanan zayıflama sürecinde daha fazla gözle görülür hale geldi. Söz konusu durumun nedeni İslami partilerin çalışma şekillerinde olumlu bir değişikliğin meydana geleceği yönünde beklentilerin düşük olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca İslami kanattaki çok sayıda parti üyesinin siyasi faaliyetten geri çekilmesi de söz konusu zayıflamayı perçinliyor.
Barış Toplumu Hareketi ülkedeki diğer partilerin aksine, otoritenin son yıllarda İslamcılarla sürdürdüğü yeniden yapılanma girişimleri karşısında adeta kenetlenmiş durumda. Birçok siyasi lider yıllar önce Barış Toplumu’ndan çekilmişti. Bunların başında, 2019 yılında cumhurbaşkanı adayı olan Ulusal Bina Hareketi lideri Abdulkadir bin Karine vardı. Ayrıca şu an yolsuzluk suçlamasıyla tutuklu bulunan Cezayir’in Umudu İçin Birlik Partisi Başkanı Ömer Gül ve kısa süre önce sahneden kaybolan Değişim Cephesi’nin eski lideri Abdulmecid Manasara da söz konusu isimler arasında yer alıyor.
Hareketin diğer liderleri ise partinin yönetiminden duydukları memnuniyetsizliği dile getiriyor. Söz konusu isimler arasında Devlet Bakanı ve Barış Toplumu’nun eski başkanı Ebu Cerra Sultani ve eski Çalışma Bakanı Haşimi Cabub var.
Ancak bu bölünmelere rağmen Abdurrezzak Makri liderliğindeki muhalefetteki İslami Parti, ağırlıklı olarak militanlar arasındaki prestijini koruyor.
Halkın oy verme konusundaki isteksizliğine rağmen militanlar, Şura Konseyi’nin aldığı bir karara dayanarak 12 Haziran’daki genel seçimlerde ve belediye seçimleri kampanyasında çatışmıştı. İki yıl önce de cumhurbaşkanlığı seçimlerini boykot kararı almışlardı.
Şeyh Abdullah Caballah’ın partisi ‘Adalet ve Kalkınma Cephesi’, seçimlere katılarak siyasi açıdan adeta intihar etmek üzere görünüyor. Partizan olmayan İslamcı isimler, yasama seçimlerinde yaşanan hayal kırıklığının ardından, iktidardaki otoriteye alternatif güçlü bir İslami oluşum kurmak için kırk yıldan fazla süren girişimlerin ardından Caballah’a siyasetten çekilmesi çağrısında bulundular. Caballah partisinin zayıflığını, tüm seçim süreçlerini takip eden ‘yolsuzluğa’ ve hükümetin bizzat partiyi hedef almasına bağlıyor. Ayrıca kendisini, 1992 yılında İslami Kurtuluş Cephesi’nin dağılmasından bu yana iktidarla mücadele eden tek İslamcı olarak görüyor.
Caballah tarafından 1980’lerin sonlarında kurulan Nahda Hareketi, adayları için imza toplayamaması nedeniyle seçimlere katılmamıştı. Çok sayıda lider, 1998 yılında Caballah’a karşı yapılan darbeden sonra hareketten ayrıldı. Aynı şekilde yönetim, Brüksel’e büyükelçi olarak atadığı Abdulvahab Derbal ve kendisine bakanlık verilen ve ardından Abdulaziz Buteflika döneminde cumhurbaşkanlığı danışmanı olan Ali Bugazi gibi birçok lideri de kendine çekti.
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un Ulusal Reform Hareketi Başkanı Filali Guenni’yi bir Arap ülkesine büyükelçi olarak atamasından bu yana neredeyse tükenmek üzere olan hareket de yerel seçimlere katılamadı. İslami Parti, özellikle Buteflika’nın politikalarına ve beşinci dönemi için yürüttüğü kampanyasına destek verdikten sonra, kurucusu Caballah’ın 2004’te görevden alınmasından bu yana yolunda büyük bir karışıklık olduğunu göstermiş oldu. Cumhurbaşkanının hareketin baskısı ile istifasının ardından Guenni, Tebbun’a bağlılık beyan eden partilere katılmaktan çekinmedi.
Hükümete bir bakanla katılan ‘Bina Hareketi’, çok sayıda destekçi ve seçmen kazanmak amacıyla ‘ılımlı ulusal İslami akım’ içerisinde yüzmeye çalışıyor. Ancak gözlemcilere göre İslamcıların bilinenden farklı olarak otoriteye yönelik söyleminde keskinlik olmaması ve lideri Süleyman Şanin’in Libya’ya büyükelçi olarak atanması, İslami akıma öncülük etme şansını azaltıyor.



İsrail askerleri Batı Şeria'da ‘cesetleri çatılardan aşağı atmakla’ eleştiriliyor

TT

İsrail askerleri Batı Şeria'da ‘cesetleri çatılardan aşağı atmakla’ eleştiriliyor

İsrail askerleri Batı Şeria'da Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına askeri operasyon düzenledi. (Reuters)
İsrail askerleri Batı Şeria'da Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına askeri operasyon düzenledi. (Reuters)

ABD merkezli haber ajansı Associated Press (AP), İsrail ordusuna bağlı askerlerin, Batı Şeria'nın Kabatiye kasabasında gerçekleştirdikleri bir operasyon sırasında ‘cesetleri evlerin çatılarından aşağı attığını’ gözlemledi. Bu durum eleştirilere yol açtı ve İsrail ordusunun olayı ‘insani değerlerle bağdaşmayan ciddi bir olay’ olarak tanımlayarak, ‘inceleme altında’ olduğunu duyurmasına neden oldu.

Şarku’l Avsat’ın Sky News'ten aktardığı habere göre AP'den bir gazeteci, operasyon sırasında askerlerin üç cesedi çatılardan attığına tanık olduğunu ve bir askerin de cesetleri tekmelediğini söyledi.

Aynı gazeteci, gözleri bağlı, göğsü açık bir Filistinlinin İsrail ordusuna ait bir cipin ve silahlı askerlerin önünde diz çöktüğünü gördüğünü de belirtti.

Olay yerindeki diğer gazeteciler, cesetlerin çatılardan atıldığına tanık olurken, ölenlerin kimlikleri ve ölüm nedenleri bilinmiyor.

Görgü tanıklarının aktardığına göre İsrail ordusuna ait bir buldozer, cesetlerin atıldığı binaların yakınında ilerliyordu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada olayın ‘inceleme altında’ olduğu belirtildi. Ayrıca açıklamada, “Bu, değerlerimize ve askerlerimizden beklentilerimize uymayan ciddi bir olaydır” denildi.

dsfv
İsrail askerleri Batı Şeria'da Cenin yakınlarındaki Kabatiya kasabasına askeri operasyon düzenledi. (Reuters)

İsrail, operasyonlar sırasında dört militanın öldürüldüğünü açıklarken, Ramallah'taki Filistin Sağlık Bakanlığı kasabada bir kişinin öldüğünü ve on kişinin de hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

Uluslararası hukuka göre askerler, düşman cesetleri de dahil olmak üzere cesetlere uygun şekilde muamele edilmesini sağlamakla yükümlüdür.

İnsan hakları örgütleri, İsrail ordusunun Filistinlilere zarar verdiği bildirilen vakalarda askerleri nadiren kovuşturduğunu söylüyor.

Filistin Sağlık Bakanlığı'na göre 7 Ekim'den bu yana Batı Şeria'da 700'den fazla Filistinli İsrail ateşiyle öldürüldü.