Mısır-İspanya zirvesinde ilişkilerin güçlendirilmesi görüşüldü

Sisi ve Sanchez, Müşterek Çalışma Konseyi’nin kurulduğunu duyurdu

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’i ağırladı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’i ağırladı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır-İspanya zirvesinde ilişkilerin güçlendirilmesi görüşüldü

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’i ağırladı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’i ağırladı (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır’ın başkenti Kahire dün (Çarşamba) Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in bir araya gelmesi ile ikili işbirliğini geliştirme ve derinleştirme yollarının yanı sıra bölgesel ve uluslararası konuların ele alındığı bir zirveye tanık oldu.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, İspanya Başbakanı Sanchez ile gerçekleştirdiği görüşmelerin ardından düzenlediği ortak basın toplantısında, İspanya’nın Mısır için birincil bir ortak olduğunu söyledi. İki ülke arasındaki işbirliğinin Bakanlar Forumu aracılığıyla yürütüldüğüne dikkat çeken Sisi, Sanchez ile gerçekleştirdiği görüşmelerin, iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmeye yönelik ortak vizyonlarının uyumunu yansıttığını açıkladı.
Mısır Cumhurbaşkanı, ülkesinin, ihracatlarının İspanya pazarına girişi için fırsatlar sağlanması yoluyla karşılıklı ticaretin artırılması ihtiyacını dile getirdi. Görüşmeler sırasında, Mısır’daki, başta Luksor, Asuan, Şarm El-Şeyh olmak üzere turistik yerlere yönelik İspanyol turizminin teşvik edilmesinin de ele alındığını, bu çerçevede Mısır’ın Kovid-19’un yayılmasını önlemek için aldığı sağlık önlemlerine de değinildiği belirtildi.
Mısır Cumhurbaşkanı, açıklamasında “İki ülke arasındaki köklü ve seçkin dostluk kapsamında, ekonomi, ticaret, yatırım, kültür, turizm ve savunma alanlarında ikili ilişkileri güçlendirme yollarını gözden geçirdik” ifadelerine yer verdi. Cumhurbaşkanı iki ülkenin, İspanya’nın Mısır için temel bir ortak haline gelmesini sağlayacak şekilde, ikili işbirliğinin daha da artırılması amacıyla ikili ilişkilerin başlatılmasına yönelik kararlılığını vurgulayarak, kalkınma ve gelişme yolunda sağlam adımlarla yürüdüklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı, Sanchez ile Mısır’daki İspanyol yatırımlarının artırılması konusunda ortak çalışmanın öneminin yanı sıra ulaşım, yenilenebilir enerji, tarım ve diğer alanlarda ülkenin çeşitli noktalarında gerçekleştirilen geniş kapsamlı ulusal projelerin sunduğu büyük fırsatlardan istifade etme konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Cumhurbaşkanı görüşmede, tarafların ticaret konusunda dengenin sağlanmasına yönelik çalışmalarına paralel olarak, iki ülke arasındaki karşılıklı ticaret oranlarının artırılması gerekliliğini ve bunun Mısır ihracatlarının İspanya pazarına girişinin artırılması yoluyla yapılmasının vurgulandığını belirtti.
Sisi, Mısır-İspanya birçok önemli yatırım ve gelişim projesine yönelik işbirliğine övgüde bulundu. Ayrıca, İspanya Başbakanı’nın Mısır ziyareti sırasında, Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin ve iki ülkenin özel sektör temsilcileri olan işadamlarının katılımı ile yeni ufukların açılmasının beklendiğini bir forumunun düzenleneceğini, forumun her iki tarafın özel sektördeki bağların güçlendirilmesi açısından yapıcı bir adım olacağını, özellikle de ekonomi sektöründe işbirliği için yeni alanlar açılmasını sağlayacağını belirtti.
Sisi’nin açıklamasına göre, söz konusu görüşmelerde, Kovid-19 pandemisinin sağlık, ekonomi ve sosyal yansımaları da ele alındı. Bu bağlamda, Mısır’ın Kovid-19’u yayılmasını kontrol altına almak amacıyla ihtiyati önlemleri uygulanması ile, pandeminin ekonomik ve sosyal alanlardaki olumsuz etkilerinin giderilmesi için ekonomik aktivitenin sürdürülmesinin sağlanması ve sosyal koruma sistemlerinin aktif hale getirilmesi arasında “hassas bir denge” kurarak krizi ele alma çabalarına değinildi.
Sisi görüşmeler sırasında, Akdeniz havzasındaki stratejik durum da dahil olmak üzere ortak önem teşkil eden bölgesel ve uluslararası konuların ele alınmasında istekli olunduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı, istikrarı yeniden sağlama, ülkelerin halklarının güvenlik ve özgürlük içinde yaşama imkanlarını artırma ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlama yoluyla bölgedeki gerilim kaynaklarını ele almak üzere çalışmanın önemine yönelik Mısır vizyonunu vurguladığı da belirtti.
Mısır Cumhurbaşkanlığı Resmi Sözcüsü Bassam Radi’nin aktardığına göre, İspanya Başbakanı ülkesinin, Mısır’ın Ortadoğu ve Akdeniz’de güvenlik ve istikrarın temellerinin kurulmasında üstlendiği kilit rolün yanı sıra Akdeniz’de yasa dışı göç olgusu, terörizm ve aşırılıkçı ideolojilere karşı mücadelesi ve hoşgörü ile bir arada yaşama ve inanç özgürlüğüne saygı duyulan bir kültürü yaymadaki rolü sebebiyle Mısır ile tüm alanlarda ikili işbirliğini geliştirmek için yapılacak çalışmaları sabırsızlıkla beklediğini belirtti.
Sözcü yaptığı açıklamada, görüşmelerde iki ülke arasındaki ekonomi, ticaret ve yatırımlar açısından işbirliği ilişkilerini geliştirmek amacıyla Mısır-İspanyol Müşterek Çalışma Konseyi’nin kurulmasının da ele alındığını söyledi. Aynı zamanda, altyapı, enerji, su arıtma, turizm, Mısır’daki ulaşım sektörün yanı sıra Kovid-19 karşıtı aşı üretimi ve kan plazması türevlerinin toplanması ve üretilmesi konusu başta olmak üzere sağlık sektörü dahil olmak üzere birçok alanda ikili ortaklıkların artırılması konusu görüşüldü.



Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
TT

Türkiye: Libya Genelkurmay Başkanı'nın uçağı düşmeden önce elektrik arızası bildirdi

Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)
Dibeybe hükümetine bağlı kuvvetlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad, Ankara'da Savunma Bakanı ile yaptığı görüşmede, (Türk Savunma Bakanlığı)

Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkanı Burhanettin Duran, bugün yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı'nı taşıyan özel uçağın Ankara yakınlarında düşmeden önce elektrik arızası bildirdiğini ve acil iniş talebinde bulunduğunu söyledi.

Açıklamada ayrıca, Dassault Falcon 50 tipi uçağın dün TSİ 17:17'de Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan Trablus'a doğru havalandığı ve TSİ 17:33'te elektrik arızası nedeniyle hava trafik kontrolüne acil durum bildirdiği belirtildi.

Libya ve Türk yetkililer, kazada üç mürettebat da dahil olmak üzere 8 kişinin öldüğünü açıkladı.

Duran, hava trafik kontrolünün uçağı Esenboğa Havalimanı'na yönlendirdiğini ve acil durum prosedürlerinin uygulandığını, ancak uçağın iniş sırasında 17:36'da radar ekranlarından kaybolduğunu ve iletişimin kesildiğini söyledi.

gthyu
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün Ankara'da Libya Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali el-Haddad ile görüşmesi sırasında (Türkiye Savunma Bakanlığı- X)

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya daha önce yaptığı açıklamada, uçağın Ankara'nın Haymana ilçesi üzerinde uçarken acil iniş talebinde bulunduğunu ve enkazın daha sonra aynı ilçenin Kesik Kavak köyü yakınlarında bulunduğunu belirtmişti.

Duran, İçişleri Bakanlığı'nın operasyonu başlatmasının ardından arama kurtarma ekiplerinin kaza yerine ulaştığını ve kazanın nedenine ilişkin soruşturmanın tüm ilgili makamların katılımıyla devam ettiğini kaydetti.

Uluslararası alanda tanınan Libya hükümeti, ölenler arasında Ordu Genelkurmay Başkanı Muhammed Ali Ahmed el-Haddad, Kara Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı, Askeri Üretim Otoritesi Direktörü, Libya Ordusu Genelkurmay Başkanının danışmanı ve Genelkurmay Başkanının medya ofisinden bir fotoğrafçının bulunduğunu açıkladı.

Libyalı yetkililer, uçağın Malta'dan kiralandığını ve orada kayıtlı olduğunu belirterek, olayla ilgili soruşturma kapsamında uçağın sahipliği, önceki sorun kayıtları ve teknik özellikleri gibi bilgilerin inceleneceğini ifade etti.


Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

TT

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Sudan hükümeti ‘bin günlük savaşı’ sona erdirmek için girişimde bulundu

Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘tarif edilemez ölçüde büyük insani acı’ uyarıları yaptığı bir dönemde, Sudan’da geçiş hükümetinin başbakanı Kâmil İdris, ülkesinde bin gündür süren savaşı sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir barış girişimini BM Güvenlik Konseyi üyelerine sundu. Aynı zamanda ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’yu (Hamideti) derhal insani ateşkesi kabul etmeye çağırdı.

Burhan ile Hamideti’nin bu önerileri kabul edip etmeyeceği henüz netlik kazanmazken, HDK’nin geçtiğimiz kasım ayı başında bir insani ateşkesi kabul ettiği hatırlatıldı.

İdris, pazartesi akşamı New York’ta düzenlenen BM Güvenlik Konseyi oturumunda yaptığı konuşmada, “Sudan, savaş nedeniyle varoluşsal bir krizle karşı karşıya” dedi. Söz konusu girişimin ‘bir yanılsamadan değil, bir zorunluluktan; bir zaferden değil, bir sorumluluktan’ doğduğunu ifade eden İdris, planın BM, Afrika Birliği (AfB) ve Arap Birliği gözetiminde ateşkes ilan edilmesini, HDK’nin kontrol ettiği tüm bölgelerden çekilmesini, kamplara taşınmasını ve silahsızlandırılmasını öngördüğünü belirtti.

Zorunlu değil

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır’dan oluşan Uluslararası Dörtlü’nün desteklediği ateşkese dolaylı bir gönderme yapan Kâmil İdris, hükümetin önerisinin ‘yerel olarak hazırlandığını ve dışarıdan dayatılmadığını’ vurguladı. HDK’nin kamplarla sınırlandırılmaması halinde ateşkesin ‘başarı şansının olmadığını’ belirten İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesine girişimine destek çağrısında bulundu. İdris, “Bu girişim, Sudan’ın uçurumun kenarından geri döndüğü ve uluslararası toplumun tarihin doğru tarafında yer aldığı bir an olabilir” dedi. İdris, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘çöküşün tanığı olarak değil, toparlanmanın ortağı olarak anılması gerektiğini’ ifade etti.

frgt
New York'taki Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi oturumundan (BM)

Öte yandan, İdris’ten önce BM Güvenlik Konseyi üyelerine hitap eden ABD’nin BM Daimî Temsilci Yardımcısı Jeffrey Bartos, Trump yönetiminin ilerlemenin yolu olarak insani ateşkes önerdiğini söyledi. Bartos, “Savaşan iki tarafı bu planı ön koşulsuz ve derhal kabul etmeye çağırıyoruz” dedi. Bartos, Trump yönetiminin Darfur ve Kordofan bölgelerindeki dehşet verici şiddeti ve Sudan ordusu ile HDK tarafından işlenen, hesap sorulması gereken vahşetleri şiddetle kınadığını belirtti.

Bu açıklamalar, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun geçtiğimiz cuma günü yaptığı değerlendirmeleri de hatırlattı. Rubio, yeni yılın Sudan’da insani ateşkes için bir fırsat sunduğunu belirterek, “Odaklanmamızın yüzde 99’u bu insani ateşkese ve ona mümkün olan en kısa sürede ulaşmaya yönelik” dedi. Yeni yılın iki taraf için de anlaşmaya varmak adına büyük bir fırsat oluşturduğunu ifade eden Rubio, bu yönde azami çaba gösterdiklerini söyledi. Rubio, “Orada yaşananlar dehşet verici, gerçekten korkunç” diye konuştu.

sxdcfg
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında (AFP)

Silah tedariki konusunda Rubio, “Bu konuda bazı ilerlemeler kaydedebileceğimizi umuyoruz, ancak ilerleme kaydetmek için dış aktörlerin nüfuzlarını kullanmaları gerektiğini biliyoruz” dedi.

Silah tedariki

BM Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Halid Hıyari, gelişmiş silahların kesintisiz sevkiyatıyla körüklenen Sudan’daki savaşa ilişkin artan endişelerini dile getirdi. Hıyari, silah tedarikini durdurmayı reddeden ülkeleri eleştirirken, uzlaşmaya yanaşmayan ve gerilimi düşürme iradesi göstermeyen hükümet güçleri ile yarı askerî unsurları da hedef aldı.

Hıyari, “Bu ülkeler petrol gelirlerini korumak için çatışmaları durdurmayı başarabildi, ancak kendi halklarını korumak söz konusu olduğunda bunu yapmayı başaramadı” dedi. Her iki tarafın destekçilerine nüfuzlarını ‘katliamı durdurmaya yardımcı olmak için kullanmaları’ çağrısında bulundu.

Son gelişmelerin, ‘çatışmanın giderek daha karmaşık bir nitelik kazandığını ve bölgesel boyutlarının genişlediğini’ gösterdiği uyarısında bulunan Hıyari, bu eğilimlere müdahale edilmemesi halinde Sudan’ın komşularının ülke içinde ve çevresinde bölgesel bir çatışmaya sürüklenebileceğini söyledi. Çatışmanın özellikle kaygı verici yönlerinden birinin, her iki tarafın da insansız hava araçlarını (İHA) yoğun şekilde kullanarak rastgele saldırılar düzenlemesi olduğunu belirten Hıyari, bunun çok sayıda sivil can kaybına yol açtığını ifade etti. Silah akışının, daha gelişmiş ve daha ölümcül hâle gelerek sürmesinin çatışmanın temel itici gücü olmaya devam ettiğini vurgulayan Hıyari, “Bu akışın durdurulması yönündeki çağrılar görmezden gelindi ve kimse hesap vermedi” dedi.

Hıyari, durumun daha fazla kötüleşmesini önlemek, Sudan’ın birliğini ve toprak bütünlüğünü korumak için ‘hızlı ve eşgüdümlü bir hareketin’ gerekli olduğunu kaydetti.

BM Genel Sekreteri’nin Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra’nın, şiddeti azaltmaya ve sivillerin korunmasını güçlendirmeye yönelik somut ve uygulanabilir tedbirler üzerinde görüşmeler yapılması için çatışmanın taraflarıyla temas hâlinde olduğunu bildiren Hıyari, odağın şu anda AfB öncülüğünde yürütülecek kapsamlı bir Sudan diyaloğuna destek vermek olduğunu söyledi. Bu sürecin, sivil liderliğinde güvenilir ve kapsayıcı bir siyasi geçişin önünü açmasının hedeflendiğini ifade etti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Operasyonlar ve Savunuculuk Bölümü Direktörü Edem Wosornu ise “Bu çatışmanın vahşeti sınır tanımıyor” diyerek, Kordofan eyaletinin şiddet ve acının yeni merkezi hâline geldiğine dikkat çekti. Wosornu, BM’nin, HDK’nin el-Faşir’i ele geçirmesi sırasında ve sonrasında uluslararası insancıl hukukun ağır ihlallerine ilişkin yeni raporlar almaya devam ettiğini, bunlar arasında toplu katliamlar ve cinsel şiddet vakalarının da bulunduğunu söyledi.

BAE'nin pozisyonu

BAE'nin BM Daimî Temsilcisi Muhammed Ebu Şihab, insani ateşkesin derhal hayata geçirilmesi ve buna en acil şekilde ihtiyaç duyan Sudanlı sivillere yardımların ulaştırılması için acil bir fırsat bulunduğunu söyledi. Tarihten çıkarılan dersler ile mevcut gerçeklerin, savaşan taraflardan herhangi birinin tek başına yürüteceği çabaların sürdürülebilir olmadığını ve yalnızca savaşın uzamasına yol açacağını ortaya koyduğunu vurguladı. Ebu Şihab, insani ateşkesin ardından kalıcı bir ateşkes sağlanması ve ‘çatışan taraflardan bağımsız, sivil yönetime giden bir sürecin’ başlatılması gerektiğini ifade etti.


Ukrayna'da esir alınan iki Kuzey Koreli savaş esiri Güney Kore'de "yeni bir hayat" arıyor

İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
TT

Ukrayna'da esir alınan iki Kuzey Koreli savaş esiri Güney Kore'de "yeni bir hayat" arıyor

İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)
İki askerin Seul'deki bir insan hakları örgütüne yazdığı mektup, (AFP)

AFP'nin bugün gördüğü bir mektuba göre, Ukrayna'da esir tutulan iki Kuzey Koreli savaş esiri, Güney Kore'de "yeni bir hayata" başlama arzusunu dile getirdi.

İki asker, ekim ayı sonlarında Seul merkezli bir insan hakları örgütüne yazdıkları mektupta, "Güney Kore halkının desteği sayesinde yeni hayaller ve özlemler yeşermeye başlıyor" ifadelerine yer verdi.

Güney Kore ve Batı istihbarat teşkilatları, Kuzey Kore'nin, Rusya'nın yaklaşık dört yıldır süren Ukrayna işgalini desteklemek için binlerce asker gönderdiğini bildiriyor. Daha önceki haberler, ocak ayında Kiev tarafından savaşta yaralandıktan sonra gözaltına alınan iki kişinin Güney Kore'den sığınma talebinde bulunduğunu belirtmişti.

Mektupta, iki adam kendileri adına çalışanlara "bizi cesaretlendirdikleri ve bu durumu bir trajedi olarak değil, yeni bir hayatın başlangıcı olarak gördükleri için" teşekkür ettiler. "Yalnız olmadığımıza inanıyoruz ve Güney Kore'dekileri babalarımız ve kardeşlerimiz olarak görüyoruz ve onlara yönelmeye karar verdik" ifadelerini kullandılar.

Mektup, güvenlikleri için isimleri açıklanmayan iki asker tarafından imzalanmıştı.