Etiyopya iç savaşı ve Nahda Barajı

Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır savaşı cephesinde Nahda Barajı meselesi de bulunuyor (Reuters)
Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır savaşı cephesinde Nahda Barajı meselesi de bulunuyor (Reuters)
TT

Etiyopya iç savaşı ve Nahda Barajı

Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır savaşı cephesinde Nahda Barajı meselesi de bulunuyor (Reuters)
Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır savaşı cephesinde Nahda Barajı meselesi de bulunuyor (Reuters)

Amani et-Tavil
Bir yandan Etiyopya iç savaşının tırmanışına ve Etiyopya devleti üzerindeki yansımalarına, diğer yandan da iç ve dış stratejik düzeylerde bu savaşla ilgili kayıplara rağmen Arap ve yabancı uydu kanallarında akla gelen ve var olan soru şu; Etiyopya’daki olaylarının Nahda (Rönesans) Barajı üzerindeki etkileri nelerdir? Etiyopya’daki herhangi bir yeni siyasi rejim, bu devasa projeyi tamamlayacak mı? Proje, büyük ölçekli bir bölgesel çatışma mekanizması yerine bir iş birliği mekanizması olarak mı değişiyor? Peki Etiyopya çökerse dış güçler projeyi koruyacak mı? Mısır ve Sudan, Nahda Barajı ile ilgili çıkarları uyarınca Etiyopya olaylarına nasıl yaklaşıyor?

Üç taraf
Bu çeşitli sorular ve diğerleri, üç taraf arasındaki etkileşimler düzeyinde siyasi ve medya platformlarında görünmez olmasına rağmen, Nahda Barajı meselesini gündeme getiriyor. Nahda Barajı’nın doğrudan ilgi odağında olmaması, Mısır’ın özellikle ve kesin olarak bu meseleyi siyasi gündeminin en üstüne yerleştirdiği gerçeğini değiştirmez. Öyle ki bu mesele, Kahire’nin tüm dünya başkentleriyle olan tüm etkileşimlerinde ve Mısır’ın içindeki ve dışındaki siyasi ve ekonomik olaylarda yerini alıyor. Bu konu, Kasım ayı başlarında Kahire ve Washington arasındaki stratejik diyalogda da ağırlık sahibiydi. Öyle ki söz konusu diyalogda, Mısır Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Dışişleri Bakanı Sameh Şukri Kahire ile ABD arasındaki stratejik çıkarların nasıl yönetileceğini ele aldı.
Elbette ABD’nin çıkarları, ABD’nin bölgeden çekilmesi ve Yakın Doğu’da yeniden konumlanmasıyla birlikte Ortadoğu bölgesinin istikrarıyla bağlantılı görünüyor.

Mısır’ın çabaları
Aynı şekilde Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’nin ABD’li Senatör Chris Van Hollen ve diğer Kongre üyeleri ile yaptığı görüşmeler de dahil olmak üzere Mısır’ın bu konuda ABD Kongresi’nde çabaları var.
Bu çerçevede Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Etiyopya İç Savaşı’nın patlak vermesinden bu yana Avrupa ülkelerinin liderleriyle yaptığı tüm zirve toplantılarında, ‘özellikle de su kıtlığının bir sonucu olarak Kuzey Afrika’daki yüksek yoksulluk düzeylerinin yansımaları ve bunun sonucunda ortaya çıkan yasadışı göç olmak üzere’ bu konunun, Afrika bölgesel güvenliği ve Avrupa güvenliği üzerindeki doğrudan yansımalarına değinildi. Bu konu, yakın zamanda Kahire’de Mısır Dışişleri Bakanı ve Avrupa Birliği’nin (AB) Afrika Boynuzu Özel Elçisi Annette Weber’in de yer aldığı bir toplantıda masaya yatırıldı.

Savaş alanında Nahda Barajı da var
Sudan açısından ise Nahda Barajı meselesi, Addis Ababa’nın genellikle Nahda Barajı meselesi hususunda Hartum’a baskı yapmak için kullandığı bir cephe olan, Etiyopya ve Sudan arasındaki sınır savaş cephesinde de mevcut. Mart 2020 itibarıyla ve Etiyopya Federal Ordusu ve Amhara milislerinin savaştığı çok sayıda cephede bile durmayan askeri baskıların uygulanmasıyla söz konusu iki mesele arasında bir bağlantı bulunuyor. Bununla birlikte, gerçekçi olarak Sudan Silahlı Kuvvetleri, geçen yıl içinde geri alınan topraklarını korumada etkili ve yetenekli olduğunu kanıtladı.
Etiyopya’nın iç düzeyine gelince Nahda Barajı ile ilgili etkileşimlere dair birtakım senaryolar var. İlki, Etiyopya’nın tam bir çöküş durumuna kaymasını ve savaşın uzamasını önleme yeteneği ile ilgili. Başka bir deyişle, siyasi diyalog aracılığıyla siyasi sistemin ve hükümetin değişmesiyle ilgili. Ancak bu gelişme, Etiyopya milletlerinin silahlı kolları arasında 3 Ekim 2021 tarihli anlaşmasının uygulanması için koşullardan biri olacak. Bu da bölgede siyasi kararın bağımsız olacağı anlamına geliyor. Yani 1902 Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirdiğini söyleyen Sudan gibi Benişangul Kurtuluş Cephesi’nin de isteği uyarınca, Sudan’a katılmak mümkün olabilir.

‘Yarısı Sudanlı’
Benişangul’un Sudan’a dahil edilmesi senaryosu, bölgenin nüfus yoğunluğunun zayıf olduğunu ve nüfusun yarısını Sudanlıların oluşturduğunu düşündürebilir. Ayrıca burası, özerk bir devletin istikrar koşullarına ve iki büyük ülke olan Etiyopya ve Sudan arasında bir konfederasyona sahip olmayabilir.
İkinci senaryo ise Etiyopya devletinin çöküşü ve iç savaşın genişlemesi, ki bu senaryo Nahda Barajı’nı rüzgârın estiği yöne iten bir senaryo. Bu durumdan belirli bir taraf sorumlu değil. Belki de beklenen bu bozulma, Çin’in mevcut Etiyopya hükümetine verdiği desteği açıklayabilir. Öyle ki Çin, bu baraja büyük yatırımlar yaptı ve barajın tamamlanamaması nedeniyle Çin, büyük kayıplar elde edecek.
Etiyopya devletinin çöküş senaryosu, ABD’nin Cibuti’de büyük bir askeri üsse sahip olduğu düşünüldüğünde, başta ABD müdahaleleri olmak üzere barajı korumak için yabancı askeri müdahalelere kapı açabilir. Cibuti’deki askeri üssün komutanı BBC’ye verdiği bir röportajda, bu müdahalenin ABD tarafından stratejik yönler olarak açıklananlardan farklı hesaplara sahip olacağını, yani dünyanın herhangi bir bölgesinde ABD askeri müdahalesinin olmayacağını belirtti. Bu noktada Somali’deki ABD Umut Operasyonu’nu hatırlayabiliriz. Operasyon, ABD’de ve bölgede hala bir utancı simgeliyor.

İç savaş senaryoları
Nahda Barajı ile ilgili üçüncü senaryo, Etiyopya iç savaşı senaryosunun üzerinden atlamak ve Etiyopya devleti için iki yıl içinde bir istikrar durumuna ulaşmaktır. Bu noktada Tigray milliyetçiliğinin siyasi ağırlığı, büyük ve etkili olacak.
Barajın yönetimi ve işletilmesi konusunda üç ülke arasında iş birliği çatısı çerçevesinde bir anlaşmaya varılması daha muhtemel. Belki de konu, Nahda Barajı gölünün depolama hacminde değişiklik yapmaya uzanabilir. Öyle ki devasa depolama hacmi, Sudan’ı varoluşsal bir şekilde tehdit ettiğini, gelişmeler ve bilimsel incelemelerle kanıtlıyor.
Özetle Etiyopya iç savaşı ve Nahda Barajı sendromunun nispeten uzun süre devam edecek bir durum olduğu söylenebilir. Bunun üç geniş bölgedeki (Nil Havzası, Kuzey Afrika ve Afrika Boynuzu) genel siyasi ve insani durum üzerinde de bir etkisi olacak ve bu geniş etkiye göre, bu bölgede acilen bir uluslararası faaliyet gerekiyor.



İsrail'in gizli çalışmalar yürüten Birim 504’ü işte bunu yapıyor

Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)
Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)
TT

İsrail'in gizli çalışmalar yürüten Birim 504’ü işte bunu yapıyor

Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)
Birim 504, 30 Haziran 1948 tarihinde İsrail ordusu istihbarat teşkilatı bünyesinde kuruldu (İsrail ordusu resmi internet sitesi)

Emel Şehade

İsrail, Aksa Tufanı Operasyonu’nun ilk gününden itibaren askeri ve istihbarat araçlarını kullanarak faaliyetlerini, özellikle istihbarat alanında, yoğunlaştırdı. Bilindiği üzere 7 Ekim 2023 tarihindeki olaylar, Gazze Şeridi’nin güneyine doğru en güvenli sınırların ihlal edilmesini engelleyemeyen büyük bir istihbarat başarısızlığıyla sonuçlanmış ve ardından henüz sona ermeyen bir savaş patlak vermişti.

Bu yılın başlarından bu yana, bir yandan Lübnan ile ateşkes anlaşmasına varılması ve diğer yandan Suriye’de Beşşar Esed rejiminin çöküşüyle İsrail'in kuzeyinde bulunan bu iki bölge, İsrail istihbarat teşkilatlarının hedefine girdi. Bu istihbarat teşkilatları, İsrail'in düşman olarak gördüğü ve halkının güvenliği ile sınırları için tehlike arz eden örgütlerin liderlerini ortadan kaldırmak ve bu örgütlerin kapasitelerini zayıflatmak ve yok etmek gibi hedeflerini gerçekleştirmek için çalışıyorlar.

Savaşın patlak vermesinden bu yana 21 aydan fazla bir süredir, bazıları açık, bazıları gizli olan birimler, belirli operasyonların, özellikle de İsrail'in gerçekleştirdiği suikastların yürütülmesini sağlamak için bilgi toplama, rapor hazırlama ve örgütlerin hareketlerini izleme çalışmaları yürütüyor. Bu birimlerin başında faaliyet gösterdiği yıllar boyunca ‘Birim 154’, ‘İstihbarat 10’, ‘Sessizlik Birimi’ ve ‘İnsan İstihbarat Grubu’ gibi çeşitli isimlerle anılan ‘İnsan ve İstihbarat Soruşturma Birimi - Birim 504’ (HUMINT 504) geliyor. Askeri istihbarat bölümünün seçkin birimi olarak kabul edilen bu birimin görevleri arasında İsrail dışında İsrail adına çalışacak gizli ajanlar bulunması ve çalıştırılması da bulunuyor.

Birim 504, son iki ayda, İsrail'in son derece başarılı bulduğu birçok operasyona imza attı. Bunların sonuncusu pazartesi gecesi Suriye'de gerçekleşti. İsrail ordusu, İran'a bağlı olduğunu ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Kudüs Tugayı tarafından yönlendirildiğini iddia ettiği bir hücreyi çökertti.

Ayrıntılı araştırmada, Birim 504'ün bir süredir Suriye'nin güneyindeki çeşitli bölgelerde faaliyet gösterdiği ortaya çıktı. İsrail ordusu, bir yandan İsrail sınırlarını tehdit eden düşman örgütlerin bu bölgede faaliyet göstermesine izin vermeyeceğini, diğer yandan azınlıkları, özellikle de Dürzileri korumak için bu kararı aldığını açıkladı.

ghyjuıko
Birim 504, 300 Filistinlinin tutuklanmasında görev alırken sorguları sırasında tüneller, depolar ve askeri çalışma yöntemleri hakkında bilgi edindi (İsrail ordusu resmi internet sitesi)

Birim 504, görevleri kapsamında, hem güney Suriye'de saha araştırmacılarını görevlendirerek hem de ajanlarını çalıştırarak bu hücre hakkında bilgi ve ayrıntılar topladı. Uygulanan prosedüre göre birim çeşitli kaynaklardan bilgi toplar ve bu bilgileri Suriye, Lübnan veya diğer ülkelerde operasyonlar yürütecek askeri ekipler veya tugaylara yardımcı olmak için orduya aktarır.

Pazartesi Gecesi Operasyonu’nda, 210. Tümen komutasındaki Aleksandroni Tugayı, Birim 504 tarafından iki ayı aşkın bir süre boyunca toplanan bilgilere dayanarak harekete geçti.

Bu operasyon, diğer birimler gibi bilinmeyen istihbarat biriminin arkasında duran onlarca operasyondan biriydi. İsrail ordusu, bu birimin en doğru bilgileri sağladığını ve ajanların operasyonun başarısında büyük rol oynadığını belirtti.

Haganah’ın kökleri

Suriye'nin güneyindeki hücrenin çökertilmesi, bir haftadan kısa bir süre içinde gerçekleştirilen ve Birim 504’ün istihbarat raporlarına dayanan ikinci operasyondu. Birim 504, İsrail'e tehdit oluşturdukları gerekçesiyle aranan kişiler hakkında kesin bilgiler sağladı. İsrail ordusu, Birim 504’ün de katkıda bulunduğu ve farklı örgütlerin en fazla sayıda üyesine ulaşılmasının amaçlandığı bu operasyonlar sonucunda tutuklanan Suriyelilerin sayısını açıklamadı.

Birim 504, Lübnan ve Suriye'deki operasyonların yoğunlaşmasının ardından son aylarda İsrail manşetlerine taşındı. Bu süreçte İsrail, önemli askeri görevlerle görevlendirilmiş kişilerin yanı sıra İsrail ordusuna karşı savaşan hücrelerin de öldürüldüğünü duyurdu.

Birim 504, 30 Haziran 1948'de ordu istihbaratı bünyesinde kuruldu. Bir yıldan kısa bir süre sonra doğrudan askeri istihbarat bölümüne bağlı hale geldi ve ‘İstihbarat 10’ adını aldı. Çok önemli istihbarat bilgileri toplamayı başardı.

Şarku’l Avsat’ın Indpedent Arabia’dan akatardığı habere göre Birim 504, İsrail’in kurulmasından önce faaliyet gösteren paramiliter grup Haganah’ın (İbranice'de ‘savunma’ anlamına gelir) kökleri olarak kabul ediliyor. Haganah, İsrail'in kurulmasını engellemeye çalışan Filistinliler ve isyancılarla savaşmak için Yahudi gençleri silah altına alan bir örgüttü.

frgfr
İsrail ordusu, baskılar sonucu bu yılın başlarında bu birimde görev yapmak üzere kadın askerleri de kabul etmeye başladı (İsrail ordusu resmi internet sitesi)

Birim 504, diğer İsrail istihbarat kurumlarıyla koordineli olarak çalışır ve İsraillilerin “birimin saha araştırmacıları” olarak adlandırdıkları kişilerin faaliyetlerinin yanı sıra, çevre ülkelerde ve Batı Şeria'da ajanlar edinip, onları yönetiyor.

İsrail ordusuna göre birim gizli ajanları işe alıyor ve kendi elemanları ile buluşarak onlara bilgi edinme konusunda eğitim veriyor.  Ordunun verdiği bilgiye göre bu birimdeki subay ile ajan arasındaki ilişki, yıllarca süren güvene dayanıyor. İsrailli birçok subay, bu ilişkinin ordunun saha operasyonlarını destekleyen benzeri görülmemiş istihbarat başarılarına katkıda bulunduğunu vurguladı.

Bu birime katılmak için başvuran onlarca asker, birimlerinin seçiminin son derece özenli ve dikkatli bir şekilde yapıldığını vurgulayan ordu tarafından reddediliyor. Bu birime girenler, önce Golani Elit Tugayı'nda bir ön eğitimden geçiyor. Ardından bu eğitimler arasında ordunun terörle mücadele ve İsrail içinde ve dışında gizli operasyonlar olarak adlandırdığı faaliyetler de bulunuyor.

İstihbarat çalışmaları ve saha araştırmalarının yanı sıra, birim üyeleri sahadaki her istihbarat operasyonunun ilk aşamasını oluşturur. Öncelikle, operasyon için gerekli bilgileri toplamada en başarılı ajanlar aranır, ardından subaylar onlara eşlik ederek, ordunun operasyonu başlatmasından sonuna kadar konumun belirlenmesini ve iletişim araçlarının koordinasyonunu sağlarlar.

Bu yılın başlarında, askerlerin aylarca süren savaşın yarattığı baskıya maruz kalması nedeniyle, İsrail tarihinde daha önce görülmemiş bir durum yaşandı. İsrail ordusu, ilk kez bu birimde görev yapmak isteyen kadın askerleri kabul etti. Kadın askerler, subaylarla birlikte askeri istihbarat bölümündeki savaş birimleri ve araştırma bölümlerine, iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet’e ve hava ve deniz kuvvetlerinin istihbarat ekiplerine istihbarat sağlamada görev alıyor.

İzinsiz girişler ve belge toplama

Öte yandan Birim 504’ün saha çalışmalarının yanı sıra bir grup müfettiş, savaş sırasında esir alınan Filistinli, Lübnanlı ve Suriyelilerle ilgili soruşturmalarını yoğunlaştırarak, hedeflerine ulaşmak için hayati bir kaynak oluşturdu.

Bu birimin, İsrail dışındaki son derece hassas yerlerde gizli baskınlar ve belge toplama operasyonlarına da katkıda bulunduğu ve bunun ayrıntılarının askeri istihbaratın çok gizli dosyalarında saklandığı açıklandı.

İsrail ordusunun iddiasına göre 7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı Operasyonu’yla savaşın patlak vermesinden bu yana Birim 504’ün en önemli operasyonlarını şöyle sıralayabiliriz:

- Hamas, Hizbullah ve Suriye'deki savaşçıların tutuklanması ve sorgulanması.

- Operasyon alanında yapılan doğrudan soruşturmalar, 300 Filistinlinin tutuklanmasındaki katkısı. Tutuklanan Filistinliler soruşturma sırasında tüneller, depolar ve çalışma yöntemleri hakkında bilgi verdiler.

- On yılı aşkın bir süre sonra Gazze'deki ajan ağının etkinleştirilmesine katkıda bulunmanın yanı sıra ajan edinme ve istihbarat çabalarının genişletilmesi.

Son olarak Birim 504’ün yöneticileri son dönemde tuğgeneral yardımcılığına terfi edilerek ödüllendirildi.