Prens Harry'nin ardından Prens William da program çekti

Prens William, 16 Haziran 2020'de Birleşik Krallık'taki Peterborough kentinde Garden House of the Light Projesi'nde ziyaretçilerle konuşmuştu (AFP)
Prens William, 16 Haziran 2020'de Birleşik Krallık'taki Peterborough kentinde Garden House of the Light Projesi'nde ziyaretçilerle konuşmuştu (AFP)
TT

Prens Harry'nin ardından Prens William da program çekti

Prens William, 16 Haziran 2020'de Birleşik Krallık'taki Peterborough kentinde Garden House of the Light Projesi'nde ziyaretçilerle konuşmuştu (AFP)
Prens William, 16 Haziran 2020'de Birleşik Krallık'taki Peterborough kentinde Garden House of the Light Projesi'nde ziyaretçilerle konuşmuştu (AFP)

Prens William, Apple Fitness+'ın hazırladığı Time to Walk programına konuk olacak. 39 yaşındaki Cambridge Dükü, Apple ekibiyle birlikte 6 Aralık'ta yayımlanacak özel bir bölüm kaydetti. 
Prens William ve Apple işbirliği pek çok kişiyi tatillerde biraz zaman ayırarak yürümeye teşvik etmeyi amaçlıyor. 
Apple Music'teki Apple Music 1 radyo kanalında ücretsiz yayımlanacak program dinleyenleri daha fazla yürümeye teşvik etmek için etkili ünlülerin kişisel hikayelerine yer veriyor. Apple Fitness+'taki programları beğenen Prens William burada yer almak için Apple'a başvurmuş. 
Her bölümde konuk ünlünün hayatını değiştiren, onun ders çıkarmasını sağlayan, anlamlı anılar dinleyicilere aktarılıyor.  
Prens William programı için Kraliçe'nin Norfolk'taki Sandringham Malikanesi'nden St. Mary Magdalene Kilisesi'ne geçerek eşi Kate Middleton'la yaşadığı kır evine yürüyor. 
Bölüm boyunca Cambridge Dükü zihinsel olarak formda kalmanın öneminden bahsediyor. Prens William ayrıca üç favori şarkısını seçerek bu parçaların kendisi için öneminden bahsediyor. 

Instagram hesabında cuma Prens William şu ifadeleri kullandı:
"Yürümek, iyi ve kötü zamanlarda, yağmurda ya da güneşte hayatımın bir parçası olageldi. Zihnimi temizlemek ve bakış açısı kazanmak için fırsat sunuyor. Akıl sağlığımı düzenlememin önemli bir parçası."
Programda daha önce yer alanlar arasında Dolly Parton, Shawn Mendes, Uzo Aduba, Anderson Cooper, Misty Copeland, Nick Jonas gibi isimler bulunuyor.
Prens William'ın kardeşi Prens Harry de daha önce Netflix ve Spotify gibi platformlarla yaptığı anlaşmalarla gündeme gelmişti. 
Independent Türkçe, People, Apple



Ünlü yıldızın Frankestein'daki tanınmaz hali izleyicileri şaşırttı

Fotoğraf: Netflix
Fotoğraf: Netflix
TT

Ünlü yıldızın Frankestein'daki tanınmaz hali izleyicileri şaşırttı

Fotoğraf: Netflix
Fotoğraf: Netflix

Netflix kullanıcıları, yeni Frankenstein filmindeki oyuncu seçiminden ötürü kafa karışıklığı yaşıyor.

Eksantrik bilim insanı Victor Frankenstein rolünde Oscar Isaac ve yarattığı yaratık rolünde Jacob Elordi'nin yer aldığı Guillermo del Toro'nun son filmi, 8 Kasım Cuma günü yayın platformuna geldi.

Ancak izleyicileri asıl şaşırtan, Mia Goth'un canlandırdığı karakterler oldu. Zira izleyiciler, Pearl ve MaXXXine oyuncusunun iki rolde oynadığını yeni fark etti.

Goth, filmin büyük bölümünde Victor Frankenstein'ın kardeşi William'ın (Felix Kammerer) nişanlısı Leydi Elizabeth Harlander rolünde yer alıyor. Ancak dikkatli izleyiciler, geçmişi gösteren sahnede Frankenstein'ın annesi Barones Claire'i canlandırarak filmin çok daha başlarındaki bir sahnede karşımıza çıktığını hemen fark etti.

Haberi öğrenen bir kişi X'te, "İlk rolde onu hiç tanıyamadım" diye yazdı.

Bir başkası, "Şaka mı bu? Filmi üç kez izledim, ikisi sinemada, biri evde ama yine de anneyi oynadığını bilmiyordum" dedi.

Bir başka hayran, "Bunu tam olarak az önce izledim ve anneyi canlandırdığını hiç anlamadım, aman Tanrım" diye yazdı.

efrt
Mia Goth, Frankenstein'da genç Victor'un annesi rolünde (Netflix)

Diğerleriyse Goth'un filmde iki rolde oynayacağını bildiklerini ancak yine de onu tanımakta zorlandıklarını söyledi.

Goth'un rolleri karakterlerin kostümleriyle ayırt edilebiliyor. Claire koyu kırmızı, Elizabeth ise yeşil renk kıyafetler giyiyor.

Isaac, The Independent'a Goth'un her iki rolde de oynamasının Oidipus çağrışımları taşıdığını söyledi; filmde Victor, Elizabeth'e aşık oluyor.

Gördüğü tek kadının annesi olması, yani, gerçekten aynı kişiye benzeyip benzemediğini bilmiyoruz çünkü hikayeyi anlatan o. Sanırım benzemiyordu. Ama onun aklında aynı kişiler.

yuı
Mia Goth, Guillermo del Toro'nun Frankenstein'daki ikinci (Elizabeth Harlander) rolünde (Netflix)

Del Toro, Mary Shelley'nin 1818 tarihli gotik romanından uyarlanan filmde Andrew Garfield'ın yerine geçen Elordi'yi yakın zamanda övdü.

Yaratığı Garfield canlandıracaktı ancak Hollywood yazar grevinin neden olduğu program çakışmaları nedeniyle çekimlerin başlamasına 9 hafta kala projeden ayrılmak zorunda kaldı.

Del Toro'nun uzun süredir birlikte çalıştığı, Suyun Sesi'nin (The Shape of Water) makyaj sanatçısı Mike Hill, Saltburn oyuncusu Elordi kadroya girmeden önce Garfield'ın karakterinin görünümünü mükemmelleştirmek için 9 ay harcamıştı.

Ancak Del Toro ve Hill'e göre, bu gelişme en iyi şekilde sonuçlandı.

Sinemacı, Vanity Fair'e, "Andrew Garfield'ın çıkıp Jacob'ın gelmesi, yani, Jacob yaratık için en mükemmel oyuncu gibiydi" dedi:
 

efrty
Mia Goth ve Jacob Elordi, Guillermo del Toro'nun Frankenstein'ında (Netflix)

Aramızda olağanüstü bir bağ var. Çok az kelime yetiyor. Çok az şey söylüyorum ve o da gerçekleştiriyor.

Frankenstein halihazırda Netflix'ten izlenebiliyor.

Independent Türkçe


Trump'la dalga geçen South Park'ın reytingleri ikiye katlandı

ABD Başkanı Donald Trump, South Park'ta böyle tasvir ediliyor. Dizinin yaratıcıları, bu sezon siyaseti görmezden gelmenin imkansız olduğunu söyledi (Paramount/Comedy Central)
ABD Başkanı Donald Trump, South Park'ta böyle tasvir ediliyor. Dizinin yaratıcıları, bu sezon siyaseti görmezden gelmenin imkansız olduğunu söyledi (Paramount/Comedy Central)
TT

Trump'la dalga geçen South Park'ın reytingleri ikiye katlandı

ABD Başkanı Donald Trump, South Park'ta böyle tasvir ediliyor. Dizinin yaratıcıları, bu sezon siyaseti görmezden gelmenin imkansız olduğunu söyledi (Paramount/Comedy Central)
ABD Başkanı Donald Trump, South Park'ta böyle tasvir ediliyor. Dizinin yaratıcıları, bu sezon siyaseti görmezden gelmenin imkansız olduğunu söyledi (Paramount/Comedy Central)

South Park'ın son sezonunda ABD Başkanı Donald Trump defalarca alay konusu oldu ve küçümsendi. Dizinin politikaya odaklanması, seyirci sayısında muazzam bir artışla ödüllendirildi.

27. sezonun ilk bölümü, bu yıl Comedy Central kablo kanalı ve Paramount+ dijital yayın hizmetinde 5,9 milyon izleyiciye ulaşarak South Park'ın 2022'den bu yana en iyi sezon prömiyeri reytingini elde etti. Reytingler sezon boyunca yükselmeye devam etti ve Nielsen'ın son 4 aydaki izlenme verileri, dizinin yeni sezonunun yayımlandığı 2023'e kıyasla iki katına çıktı.

Dizinin ortak yaratıcıları Matt Stone ve Trey Parker, New York Times'a verdikleri röportajda, konudan kaçınmanın imkansız olduğunu belirtti.

Parker, "Mesele tamamen politik olmamız değil, siyasetin popüler kültür haline gelmesi" dedi.

Stone, Trump yönetimine karşı konuşmanın "tabu" haline geldiğini ekledi ve şöyle devam etti:

Trey ve ben buna sineklerin bala çekildiği gibi çekiliyoruz. Ah, tabu orada mı? Şurada mı? Tamam, o zaman biz de oradayız.

Görsel kaldırıldı.
Trump'ın Şeytan karakteriyle cinsel ilişkisi, bu yılki bölümlerde sürekli işlenen bir konu (Comedy Central)

South Park, Trump'ı ilk kez hedef aldığında Beyaz Saray, Variety'ye şu açıklamayı yapmıştı:

Solun ikiyüzlülüğünün gerçekten sonu yok; yıllardır South Park'ı 'hakaret' diye nitelendirdikleri içerikler yüzünden hedef alıyorlar ama aniden diziyi övmeye başlıyorlar.

Rogers, "Tıpkı South Park'ın yaratıcıları gibi, Sol'un da hakiki veya özgün bir içeriği yok, bu yüzden popülerlikleri rekor düşük seviyelere inmeye devam ediyor" diye eklemişti.

Bu dizi 20 yılı aşkın süredir gündemde değil ve umutsuz bir ilgi çekme çabasıyla yavan fikirlerle pamuk ipliğine bağlı. Başkan Trump, ülkemiz tarihindeki diğer tüm başkanlardan daha fazla vaadi sadece 6 ayda yerine getirdi ve hiçbir 4. sınıf dizi Başkan Trump'ın yükselişini rayından çıkaramaz.

New York Times röportajında ​​Parker, hedeflerinin siyasi yelpazenin her yerinden olabileceğini açıkladı.

"Biz sadece orta yolcuyuz" dedi.

Her türden aşırılıkçıyla dalga geçiyoruz. Bunu yıllardır duyarcılık meselesiyle yaptık. Bu bizim için çok komikti. Ve bu da bizim için çok komik.

Dizinin Cadılar Bayramı'nda yayımlanan son bölümü, Trump'ın Beyaz Saray'ın Doğu Kanadı'nı yıkmasıyla dalga geçiyordu.

"Şapkalı Kadın" başlıklı bölüm, Doğu Kanadı'nı yıkan Trump'a bir "varlığın" musallat oluşunu konu alıyor.

Gerçek hayattaki Doğu Kanadı, başkanın daha önce "mevcut binaya müdahale etmeyeceği" yönündeki açıklamasına rağmen, Trump'ın 300 milyon dolarlık balo salonuna yer açmak için geçen ay yıkıldı.

South Park bölümünde, "varlığın", geçen ay Birleşik Krallık'a yaptığı resmi ziyarette giydiği kıyafetin bariz bir parodisi olarak yüzünü kapatan dev bir mor şapka takan first lady Melania Trump olduğu ortaya çıkmıştı.

Independent Türkçe


Mide ekşimesini daha da kötüleştiren ancak yaygın olarak tüketilen 5 yiyecek ve içecek

Mide ekşimesini daha da kötüleştiren ancak yaygın olarak tüketilen 5 yiyecek ve içecek
TT

Mide ekşimesini daha da kötüleştiren ancak yaygın olarak tüketilen 5 yiyecek ve içecek

Mide ekşimesini daha da kötüleştiren ancak yaygın olarak tüketilen 5 yiyecek ve içecek

Reflü (mide ekşimesi) rahatsızlığını zaman zaman yaşamak nadir bir durum olmasa da bazı kişiler neredeyse her yemek yedikten sonra yanma hissi, şişkinlik ve geğirme gibi şikayetlerde bulunurlar. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20'si, doktor tarafından teşhis edilen kronik bir reflü hastalığı olan gastroözofageal reflü hastalığından (GERD) şikayetçi.

GERD

Eğer reflü şikayetiniz varsa bunun ne kadar rahatsız edici olabileceğini en iyi siz bilirsiniz. Yanma hissi, rahatsızlık ve ara sıra ortaya çıkan ağrı genellikle günlük hayatınızı olumsuz etkiler. Neyse ki, mide asidi üretimini artıran belirli yiyeceklerden kaçınmaya ve reflüyle mücadeleye yönelik bir diyet uygulayarak bu semptomların çoğunu kontrol altına alabilirsiniz. Diyet, reflü semptomlarını kontrol etmede önemli bir rol oynar ve GERD şikayeti olan kişiler için ilk tedavi yöntemi budur.

Hangi yiyeceklerden kaçınmanız gerektiğini bilerek ve bunların mide asidi üretimini nasıl artırdığını anlayarak, GERD semptomlarınızın sıklığını ve şiddetini azaltabilir, yaşam kalitenizi artırabilir ve sindirim sağlığınızı kontrol altına alabilirsiniz.

Şimdi gelin reflü diyetinde kaçınılması gereken temel gıdalara ve akıllı gıda seçimleri yapmanın yollarına daha yakından bakalım:

Ancak GERD için diyet ve kaçınılması gereken yiyecekleri incelemeden önce, GERD'in ne olduğunu ve özofajit (yemeklerin ağızdan mideye kadar taşınmasını sağlayan, yemek borusu astarının çeşitli nedenlerle iltihaplanması) oluşumundaki rolünü anlamak büyük önem taşıyor.

Reflü, mide asidinin ağız ile mideyi birbirine bağlayan boru olan yemek borusuna geri akmasıyla ortaya çıkar. GERD olarak bilinen bu geri akış, tahrişe ve mide ekşimesi olarak bilinen belirgin bir yanma hissine neden olur.

Normalde, yemek borusu ile midenin birleştiği yerde bulunan bir kas halkası olan alt yemek borusu sfinkteri (LES), asidin yükselip yemek borusuna ulaşmasını engeller. Bununla birlikte LES zayıflarsa veya uygunsuz bir şekilde gevşerse, asit yemek borusuna sızabilir.

Asit reflüsüne neden olabilecek birçok faktör olsa da beslenme önemli bir rol oynar. Bazı yiyecekler LES’i gevşetir veya mide asidi üretimini artırarak semptomlara yol açar.

dfgth
Yemek borusunu tahriş eden besinler arasında kahve ve çikolata da yer alıyor

Yemek borusunu tahriş eden yiyecek ve içecekler

İşte yemek borusunu tahriş eden en önemli yiyecek ve içecekler, bunlar aynı zamanda en sık tüketilen yiyecek ve içecekler arasında. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

1- Kızarmış yiyecekler

Kızartılmış yiyecekler sindirimi yavaşlatarak mide asiditesini artırır. Midedeki sindirim yavaşladığında ve yiyecekler ince bağırsağa geçmediğinde, yağlı ve kızartılmış yiyeceklerin sindirimi daha uzun sürer ve mide içinde daha uzun süre kalır. Bu uzun süre, midenin daha fazla mide asidi üretmesine neden olur ve mide asidinin yemek borusuna geçme olasılığını artırır.

Ayrıca, asidin yemek borusuna geri akmasını önleyen kaslı bir kapak olan LES’i gevşeten kolesistokinin (CCK) adlı hormonun salınımını da uyarır. Bu kas gevşediğinde veya zayıfladığında, asidin yemek borusuna geri akma olasılığı artar ve bu da mide ekşimesi ve GERD’in diğer semptomlarına neden olur.

Aynı şekilde yağ oranı yüksek diyetler de kilo almaya sebep olabilir ve bu durum karın ve mideye ek baskı uygulayarak mide içeriğinin yemek borusuna yükselmesini kolaylaştırır.

2- Nane

Nane, LES’i gevşeterek reflüyü olumsuz etkileyebilir. Çünkü nanenin içeriğinde LES kaslarını gevşeten mentol bulunur ve mentol, mide asidinin yemek borusuna geri dönmesine ve mide ekşimesine yol açar.

Nane bazen hazımsızlık veya huzursuz bağırsak sendromunu tedavi etmek için kullanılır, ancak reflü veya GERD şikayeti olan kişilere genellikle semptomları önlemek için çay ve şekerlemeler gibi nane içeren ürünlerden kaçınmaları tavsiye edilir.

Nanenin reflü üzerindeki etkisi kişiden kişiye değişir ve bazıları, diğerlerine göre belirli nane türlerinin yemek borusunda daha fazla rahatsızlığa neden olduğunu fark edebilir. Diğerleri ise nane çayını, örneğin salatalarda nane yaprağı yemekten daha rahatsız edici bulabilir yahut taze nanenin tatlılardaki nane veya çikolata ile karıştırılmış naneden daha hafif olduğunu düşünebilir.

3- Sarımsak ve soğan

Sarımsağın özellikle çiğ tüketildiğinde, sağlıklı kişilerde mide ekşimesi ve mide rahatsızlığına neden olduğu bilinir. Doğal olarak reflüsü olan kişilerde daha fazla sorunlara neden olma olasılığını artırır. Çiğ soğan da midede asit üretimini uyarır. Bu fazla asit, mide ekşimesi riskini artırır.

Aslında, araştırmalar Allium familyasından olan bitkiler ile reflü semptomlarının artışı arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Sarımsak, soğan ve pırasa gibi sebzeler Allium familyasındandır. Bu familyadan gelen bitkilerin reflü ile bağlantılı olmasının nedeni, soğan ve sarımsağın midede üretilen asit miktarını artırması ve ayrıca LES gevşemesine neden olmasıdır. Ayrıca, yüksek asitli sebzeler oldukları için yemek borusunu doğrudan tahriş ederler. Özellikle soğan, yüksek düzeyde fruktoz içerir ve bu da bazı kişilerde dolaylı olarak asit reflü semptomlarına yol açabilir.

Reflü yanma hissi, rahatsızlık ve ara sıra ağrıya neden olur.

4- Çikolata

Çikolata, LES gevşemesine ve mide asiditesinin artmasına neden olarak mide içeriğinin yemek borusuna sızmasını ve mide ekşimesine yol açmasını kolaylaştıran kafein, kakao bileşikleri ve bitkisel yağlar gibi üç maddeyi içerir.

Kafein, teofilin ve teobromin gibi metilksantinler (kafein), kakaoda bulunan doğal maddelerdir. Mide ve LES, hidroklorik asit ve pepsin salgısını doğrudan artırarak ve LES’i gevşetir, bu da GERD, mide bulantısı ve karın ağrısı gibi diğer sindirim semptomlarına yol açabilir.

Bu etki, daha yüksek dozlarda daha belirgindir ve siklik adenozin monofosfat (cAMP) yıkımının inhibisyonu (vücudun uyarılara karşı göstermiş olduğu aşırı bir reaksiyon) gibi mekanizmalarla bağlantılı olabilir. Hücre içi cAMP’ın artması, hidrojen ve klorür taşınımının artmasına ve ardından aşırı asit üretimine yol açar.

Kafein ayrıca bağırsak hareketlerini uyarabilir ve mide ağrısı ve mide bulantısına neden olabilir.

Çikolatanın içeriğindeki yağ oranı genellikle yüksek olur ve yağlı yiyecekler midenin boşalmasını geciktirebilir. Bu da mide üzerindeki baskıyı artırabilir ve reflüye neden olabilir.

Her tür çikolata dikkatli tüketilmeli, ancak bazı kaynaklara göre bitter çikolata sütlü çikolatadan biraz daha iyi olabilir.

Vücudunuzun tepkisini ölçün. Çikolata reflünüzü tetikliyorsa sık reflüden kaynaklanan rahatsızlığı ve yemek borusuna verebileceği potansiyel zararı önlemek için çikolata tüketimini azaltmanız veya tamamen kesmeniz gerekebilir.

5- Kahve

Kahvenin etkisi kişiden kişiye değişir. Bazı kişilerde herhangi bir sorun görülmezken, diğerleri oldukça hassastır. Temel olarak, Amerikan Gastroenteroloji Koleji (American College of Gastroenterology/ACG) asit reflüsüne neden olabilecek yiyecek ve ilaçlardan kaçınılmasını öneriyor ve kafein de bu listede bulunuyor. Zira kafein, mide paryetal hücrelerindeki acı tat reseptörleri aracılığıyla bir tepkiyi tetikleyerek mide asidi salgısının artmasına neden olabilir.

Kafein içeriği, kahve çekirdeğini kavurma türüne göre değişir. Kavurma ne kadar koyu olursa, her bir çekirdeğin kafein içeriği o kadar az ve kahvenin asitliği o kadar düşük olur. Bunlar genellikle ‘kahvaltı kahvesi’ olarak adlandırılan açık kavurma kahvelerdir. Bu yüzden kafeinin semptomlarınızı şiddetlendirdiğini fark ederseniz, koyu kavurmayı tercih edebilirsiniz. Soğuk demleme kahve de daha az kafein içerir ve asitliği daha düşük olabilir, bu da onu asit reflü sorunu olanlar için daha uygun bir seçenek haline getirir. Aynı şekilde soğuk demlenmiş kahveler de daha az kafein içerir ve asitliği daha düşük olabilir, bu da onu asit reflü veya mide ekşimesi olanlar için daha kabul edilebilir bir seçeneğe dönüşür.

Ancak, kahvenin neden olduğu reflü semptomları, kafein ve kahve çekirdeklerinin asitliği dışında kahvenin diğer bileşenlerinden kaynaklanabilir.

Kahve, midenizi normalden daha fazla asit üretmeye itebilir ve LES’i gevşetebilir. Bu artan asit üretimi, reflüden şikayet eden kişilerde mide ekşimesi semptomlarını önemli ölçüde kötüleştirebilir.