Libya Yüksek Seçim Komisyonu, Kaddafi'nin oğlunun cumhurbaşkanlığı yarışına dönüşüne itiraz edecek

ABD ve İngiltere’den, Libya seçimlerini engelleyenlerin cezalandırılmasına yönelik öneri

Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Saih, dün Trablus'ta UNSMIL’in seçim dosyasından sorumlu yetkilisiyle görüştü (Yüksek Seçim Komisyonu)
Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Saih, dün Trablus'ta UNSMIL’in seçim dosyasından sorumlu yetkilisiyle görüştü (Yüksek Seçim Komisyonu)
TT

Libya Yüksek Seçim Komisyonu, Kaddafi'nin oğlunun cumhurbaşkanlığı yarışına dönüşüne itiraz edecek

Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Saih, dün Trablus'ta UNSMIL’in seçim dosyasından sorumlu yetkilisiyle görüştü (Yüksek Seçim Komisyonu)
Libya Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Saih, dün Trablus'ta UNSMIL’in seçim dosyasından sorumlu yetkilisiyle görüştü (Yüksek Seçim Komisyonu)

Libya Yüksek Seçim Komisyonu, ülkenin güneyindeki Sebha kentinde bir mahkemenin, Muammer Kaddafi'nin ikinci oğlu Seyfulislam Kaddafi’nin 24 Aralık’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olmasının önünü açan kararına itiraz için temyiz başvurusunda bulunacağını duyurdu. Öte yandan ABD'nin Trablus Büyükelçiliği, Libya'daki siyasi geçiş sürecinin başarıyla tamamlanmasını engelleyen ve baltalayanların cezalandırılması için yargı makamlarının etkinliğini artırmaya yönelik bir öneriyi görüştüklerini açıkladı.
Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı İmad es-Saih, yerel basına yaptığı açıklamada, Sebha Mahkemesi'nin Seyfulislam Kaddafi'nin komisyon tarafından gerekli adaylık koşullarını karşılayamadığı gerekçesiyle adaylığının reddedilmesine yönelik itirazını kabul etmesi ve seçim yarışına geri dönmesi kararına itiraz edeceklerini duyurdu.
Dün Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) seçim dosyasından sorumlu yetkilisi ile 24 Aralık’ta yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine uluslararası toplumdan daha fazla destek almanın yollarını görüşen Saih, Komisyon tarafından adaylığı reddedilen ve mahkeme kararlarıyla yeniden seçim yarışına dönen adayların itirazlarının kabul edildiği mahkeme kararlarına itiraz sürecinin devam ettiğini söyledi.
Saih ayrıca Yüksek Seçim Komisyonu üyelerinin, temyiz aşaması önümüzdeki Salı günü sona ereceğinden kısa bir süre içinde itiraz edeceklerini belirtti. Basında yer alan haberlere göre Yüksek Seçim Komisyonu’nun tutumu ve Başkan Saih’in açıklamaları, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe’nin ülkenin doğusunda yer alan Bingazi’deki bir mahkemede Seyfulislam Kaddafi'ye karşı yaptığı temyiz başvurusu bağlamında üstü kapalı olarak uyguladığı baskıyı yansıtıyor.
Libya’da cumhurbaşkanlığına adaylık için aday hakkında herhangi bir suçtan kesinleşmiş yargı kararı olmaması ve sabıkasının bulunmaması şartı aranıyor.  Ülkede cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasına üç hafta kala temyiz sürecinin bitmesinden sonra kesin aday listesinin birkaç gün içinde açıklanması beklenirken siyaset sahnesinde tansiyon yükselmiş durumda. Bazı sandık merkezlerinde silahlı soygun yapılması ve binlerce seçmen kartının çalınması, seçimlerin güvenirliğine dair şüphe uyandırdı.
Öte yandan ABD’nin Trablus Büyükelçiliği'nden geçtiğimiz Cuma akşamı yapılan açıklamaya göre Maslahatgüzar Leslie Ordman, İngiltere'nin Avrupa Birliği (AB) misyonu ile Libya'da seçim sürecini engelleyenlere karşı yaptırım uygulanması konusunu görüştü.
Açıklamada, ABD büyükelçiliğinin geçtiğimiz günlerde seçimleri engelleyenlere karşı sert önlemler almakla tehdit ettiğine işaret edilirken uygulanması planlanan cezaların ve yaptırımların niteliği, süresi ve etkilenecek kişilerin kimliği hakkında bilgi verilmedi.

Norland, Libyalıların seçimlere katılmalarının önemini vurguladı
ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, 3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü vesilesiyle katıldığı programda, Libyalıların seçimlere ve Libya'daki ekonomik ve sosyal hayata tam olarak katılmalarının önemini vurguladı.
Norland, yaptığı açıklamada, ülkesinin, Libya’da yaklaşan ulusal seçimlerde engellilerin sandık başına gitmelerinin kolaylaştırılması için başlatılan kampanya çerçevesinde Yüksek Seçim Komisyonunu ve sivil toplum kuruluşlarını desteklemekten duyduğu gururu dile getirdi. Norland, ABD’nin herkesin oy kullanmasını sağlamak için çalışmaya devam edeceğini vurguladı.
Diğer taraftan AB, sözcüsü aracılığıyla, seçimlerin ‘özgür, adil, kapsamlı, inandırıcı bir şekilde ve zamanında’ yapılması için gerekli tüm önlemlerin alınması çağrısında bulundu.
AB Sözcüsü tarafından Twitter üzerinden yapılan açıklamada, seçimlerin herhangi bir tehdide veya yıldırmaya maruz kalmadan başarılı bir şekilde yapılmasının sabırsızlıkla beklendiği belirtildi.
Libya Yüksek Seçim Komisyonu’ndan yapılan açıklamada hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerinde aday olanların sayısının toplam 3 bin 702’ye ulaştığı ve ülke genelinde dağıtılan seçmen kartı sayısının ise 2,4 milyonu aştığı belirtildi. Buna göre 2,8 milyondan fazla Libyalının, ülke tarihinde cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçeceği seçimlerde, siyasi ve askeri isimlerin yanı sıra aktivistler ve akademisyenlerinde aralarında bulunduğu adaylar arasında oy kullanmaları bekleniyor.
Bir başka gelişmede, Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Libya yargısına ve Yüksek Seçim Komisyonu’na suç işlediğinden şüphelenilen kişilerin, haklarındaki iddialarla ilgili soruşturmalar tamamlanana kadar uluslararası hukuka uygun olarak adaylıktan men etmeleri çağrısında bulundu. UAÖ’nün dün yayınlanan açıklamasında, bu kişilerin başka ihlallerde bulunmalarına, suçlarını örtbas etmelerine, soruşturmalara müdahalede bulunmalarına veya kovuşturmalara karşı dokunulmazlık kazanmalarına imkan tanıyabilecek makamlardan uzaklaştırılmaları gerektiği vurgulandı.
Bu arada Başbakan Dibeybe, aynı zamanda Savunma Bakanı olarak Cuma günü sürpriz bir kararla, Batı Askeri Bölgesi Ortak Harekat Odası Komutanı Tümgeneral Usame Cuveyli’yi Askeri İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na atadı.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.