İsrailli askeri yetkililer, ülkelerinin İran’a saldırı kabiliyetinden şüphe duyuyor

İsrail’e ait bir F-35 savaş uçağı (Reuters)
İsrail’e ait bir F-35 savaş uçağı (Reuters)
TT

İsrailli askeri yetkililer, ülkelerinin İran’a saldırı kabiliyetinden şüphe duyuyor

İsrail’e ait bir F-35 savaş uçağı (Reuters)
İsrail’e ait bir F-35 savaş uçağı (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, İran’ın nükleer programını engellemeye yönelik diplomatik çabalar sürerken, güçlerine Tahran’a karşı askeri bir seçeneğe hazırlanmaları talimatını verdi ve Viyana’daki müzakerelerin İran’ı yeterince kısıtlamaması halinde İsrail’in meseleyi tek başına ele alacağı konusunda uyardı.
New York Times’ın haberine göre, İsrailli birçok mevcut ve eski askeri yetkili, Tel Aviv’in Tahran’ın nükleer programını yok edebilecek, hatta önemli ölçüde geciktirebilecek bir saldırı düzenleme yeteneğinden yoksun olduğunu düşünüyor.
Yetkililer, İran’ın nükleer programının bazı bölümlerine zarar verebilecek, ancak tamamen devre dışı bırakmayacak veya sonlandırmayacak küçük çaplı saldırıların olabileceğini dile getirdi.
Bunun yanı sıra, düzinelerce nükleer tesisi yok etmeye yönelik daha geniş kapsamlı çabaların, İsrail Silahlı Kuvvetleri’nin sahip olduğu mevcut yetenek ve kaynakların ötesinde olduğunu vurguladı.

1981’de Irak nükleer tesisine yapılan saldırıda pilot olan emekli İsrail Hava Kuvvetleri Generali Rilke Şafir konuya ilişkin şu yorumu yaptı;
“İran’ın tüm bu nükleer tesislerine ciddi şekilde zarar verecek bir saldırı başlatmak çok zor, hatta imkansız. İran’ın düzinelerce nükleer tesisi var, bunların bazıları yer altının derinliklerinde, İsrail füzelerinin buralara hızla nüfuz etmesi ve yok etmesi zor. İsrail Hava Kuvvetleri’nin sığınakları delen füzeleri taşıyacak kadar büyük savaş uçakları yok. Buralara zarar vermek için daha az etkili füzelerle sık sık vurmaları gerekiyor ki, bu günler hatta haftalar sürebilen bir süreç. Şu anda yalnızca ABD Hava Kuvvetleri bu saldırıları gerçekleştirebilir.”
İsmi açıklanmayan üst düzey bir İsrail güvenlik yetkilisi ise, İran’ın nükleer projesine ciddi zarar verebilecek bir saldırıya hazırlanmanın en az iki yıl süreceğini söyledi.
Mevcut başka bir yetkili ise, İsrail’in şu anda Natanz ve Fordo bölgelerindeki yeraltı nükleer tesislerine önemli bir hasar verme kabiliyetine sahip olmadığını dile getirdi.
Böyle bir çabanın, yakıt ikmal uçaklarının olmaması nedeniyle karmaşık olacağına işaret eden yetkili, “İsrail’in saldırısı için yakıt ikmal istasyonu olmak istemeyen Arap ülkelerini geçerek, gidiş-dönüş 2 bin milden fazla seyahat etmesi gerekebilecek bir saldırı için yakıt ikmali yeteneği çok önemlidir” dedi.

İsrail, havada yakıt ikmali için Boeing’den 2,4 milyar dolarlık 8 yeni KC-46 tanker uçağı sipariş etti, ancak onları 2024 sonlarına kadar teslim alması pek mümkün değil.
Ancak diğer bazı askeri uzmanlar, İsrail’in yeni uçak ve teçhizat olmadan bile bazı önemli İran nükleer hedeflerini ortadan kaldırabileceğini öne sürüyor.
1981 saldırısına katılan eski bir Hava Kuvvetleri Generali olan Amos Yadlin, “Yakıt ikmali kabiliyetimiz var. Sığınakları delebilecek füzelerimiz var. Dünyanın en iyi hava kuvvetlerinden birine sahibiz. İran konusunda çok iyi istihbaratımız var. Büyük saldırılar yapabiliriz. ABD Hava Kuvvetleri bunu daha iyi yapabilir mi? Kesinlikle. Daha yetenekli bir hava kuvvetleri var. Ama iradeleri yok” diye konuştu.

Yadlin, İran’a yönelik bir saldırının ‘son çare’ olması gerektiğine inandığını da sözlerine ekledi.
İsrailli yetkililer, İran’ın askeri bir saldırıyı meşru kılmak için geçmesi gereken kırmızı çizgileri tartışmayı reddediyor.
Ancak üst düzey bir savunma yetkilisi, İran’ın silah sınıfı yakıt olarak yüzde 90 saflıkta uranyumu zenginleştirmeye başlaması halinde İsrail’in karşı önlemlerini artırmak zorunda kalacağını söyledi.
ABD’li yetkililer, İran’ın şu anda yüzde 60’a kadar uranyum zenginleştirdiğini bildirdi.



Raporlar: Amerika'nın askıya aldığını açıkladığı silah sevkiyatı İsrail'e ulaştı

Lübnan sınırına top atışı yapan Bir İsrail askeri (DPA)
Lübnan sınırına top atışı yapan Bir İsrail askeri (DPA)
TT

Raporlar: Amerika'nın askıya aldığını açıkladığı silah sevkiyatı İsrail'e ulaştı

Lübnan sınırına top atışı yapan Bir İsrail askeri (DPA)
Lübnan sınırına top atışı yapan Bir İsrail askeri (DPA)

Arap Dünyası Haber Ajansı'na göre İsrail medyası dün (Perşembe), Amerika'nın birkaç gün önce İsrail'e sevkiyatını askıya aldığını açıkladığı silah sevkiyatının çoktan ulaştığını duyurdu.

Axios haber sitesi 5 Mayıs'ta İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İsrail'e mühimmat sevkiyatını durdurduğunu duyurdu.

Sitenin haberine göre Washington, 7 Ekim saldırısından bu yana İsrail ordusuna yönelik bir silah sevkiyatını ilk kez durdurmuştu.

Beyaz Saray, çarşamba günü ABD Başkanı Joe Biden'ın, İsrail'e savunma silahları göndermesini zorunlu hale getirecek olan Cumhuriyetçi Parti liderliğindeki yasa tasarısını karşı veto edeceğini duyurdu. CNN'e göre tasarı, Biden'ın, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah şehrine büyük çaplı bir saldırı düzenlemesine ilişkin endişeler nedeniyle İsrail'e silah sevkiyatını askıya alma kararının ardından, Kongre'nin olumsuz tepki verdiği bir dönemde sunuldu.


İsrail Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını iptal edeceğini açıkladı

  İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich (Reuters)
  İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich (Reuters)
TT

İsrail Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını iptal edeceğini açıkladı

  İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich (Reuters)
  İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich (Reuters)

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e ihracatı durdurma kararına karşılık olarak İsrail'in, Türkiye ile serbest ticaret anlaşmasını iptal edeceğini ve Türkiye'den yapılan diğer ithalatlara yüzde 100 gümrük vergisi uygulayacağını söyledi.

Reuters’ın haberine göre Smotrich, tasarının onay için kabineye sunulacağını belirtti.

Türkiye iki hafta önce Filistin topraklarında "kötüleşen insani trajediyi" gerekçe göstererek, İsrail'den tüm ithalat ve ihracatı durdurduğunu açıklamıştı.

Türkiye Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "İsrail'e ilişkin ihracat ve ithalat işlemleri, tüm ürünler dahil olmak üzere durdurulmuştur" ifadesi kullanıldı.

Açıklamada ayrıca "Türkiye, İsrail hükümeti Gazze'ye kesintisiz ve yeterli insani yardım akışına izin verene kadar bu yeni tedbirleri katı ve kararlı bir şekilde uygulayacaktır" denildi.


Eleştirmenlerin hayran kaldığı 95 puanlı film, Netflix'i kasıp kavuruyor

Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)
Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)
TT

Eleştirmenlerin hayran kaldığı 95 puanlı film, Netflix'i kasıp kavuruyor

Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)
Eleştirmenler Hayallerin Peşinde için "olağanüstü performanslarla hayat bulan iyi hissettiren bir macera" yorumunu yapmıştı (Roadside Attractions)

Hayallerin Peşinde (The Peanut Butter Falcon) sinemalarda gösterime girmesinden 5 yıl sonra Netflix'in ABD'deki en çok izlenenler listesine girdi. 

Tyler Nilson ve Michael Schwartz'ın yazıp yönettiği ilk film olan Hayallerin Peşinde, Down sendromlu genç Zak'in gerçek hikayesini anlatıyor ve Amerikan güreşçisi olma hayalini gerçekleştirmek için kaldığı bakımevinden kaçışını merkeze alıyor. 

Eleştirmenler çok beğenmişti

Zak ve bu yolculuğunda ona eşlik eden balıkçı Tyler'la Eleanor'un dokunaklı hikayesini anlatan filmin oyuncu kadrosunda Shia LaBeouf ve Dakota Johnson'ın yanı sıra Zack Gottsagen, John Hawkes, Bruce Dern, Jon Bernthal ve Thomas Haden Church yer alıyor.

Eleştirmenlerin büyük beğenisini kazanan drama, izleyiciyle sinemalarda buluşmasından 5 yıl sonra Netflix'in ABD'deki en çok izlenen filmleri arasına girdi. 

Hayallerin Peşinde, 6-12 Mayıs haftasında ABD'de Netflix'te en çok izlenen 10. film oldu. 

Prömiyerini South by Southwest'te yapan drama, iç açıcı yolculuğu, olağanüstü oyunculukları ve Huckleberry Finn'in modern yeniden anlatımıyla eleştirmenlerce övülmüştü.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 95 gibi kusursuza yakın bir puan elde etmeyi başaran film, sinemaseverlerin de beğenisini kazanmıştı. 

Kaliforniya merkezli yapım ve dağıtım şirketi Roadside Attractions, South by Southwest festivalindeki övgü dolu eleştirilerin ardından filmin haklarını satın almıştı. 

Gişede sürpriz başarı

Hayallerin Peşinde, 6 milyon dolarlık küçük bütçesine ve sınırlı sayıda salonda gösterime girmesine rağmen beklentileri aşarak gişede 23 milyon doların üzerinde hasılat elde etmiş ve 2019'un en yüksek hasılat yapan bağımsız filmi olmuştu. 

LaBeouf, Zack Gottsagen'le birlikte çalışmakla ilgili Channel 4'a şöyle demişti:

İçimdeki çocuk öldü ve tüm bunları aştım. Bu hız treni bir süre sonra eğlenceli gelmemeye başadı. Aynı hız trenine bindiğinizde çekiciliğini yitiriyor. Sonra, daha önce binmemiş biriyle biniyorsunuz ve bir şekilde yeniden kıvılcımlanıyor.

Hayallerin Peşinde, Netflix Türkiye'de gösterime girmedi. 

Independent Türkçe, ScreenRant, Looper, Channel 4


Yayın platformunda hit olan aksiyonun devamı geliyor

SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)
SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)
TT

Yayın platformunda hit olan aksiyonun devamı geliyor

SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)
SAS: Red Notice'in çekimleri Budapeşte, Paris ve Londra'da gerçekleşmişti (Sky Cinema)

Yapımcı, yönetmen ve senarist Laurence Malkin'in 2021 yapımı aksiyon gerilimi SAS: Red Notice'in devamı geliyor.

Devam filminin geliştirme finansmanı Sky Original Films tarafından sağlanırken aksiyonun konusuyla ilgili ayrıntılar gizli tutuluyor. 

Filmin yürütücü yapımcılığını Sky'ın film direktörü Julia Stuart üstlenecek. 

"İlk filmin başarısı bana ilham verdi"

Yapımcı ve yönetmen Laurence Malkin, "İlk filmin dünya çapındaki başarısı bana SAS evrenini genişletme ve gizli operasyonlar konusundaki anlayışımızı derinleştirme konusunda ilham verdi" diyerek ekledi:

Hem iyi hem de kötü psikopatların kullanımı ilk filmde değindiğimiz bir konuydu. Bu kez onların zihinlerine gireceğiz ve her şeyi bambaşka bir seviyeye yükselterek daha da içgüdüsel aksiyon sahneleri sunacağız. Son derece psikopatça bir dokunuşa sahip büyük, düzgün bir aksiyon filmi olacak.

Britanya'nın meşhur yayın platformu Sky Cinema'da hit olarak büyük bir izleyici kitlesine ulaşan aksiyonun yönetmenliğini Magnus Martens üstlenmişti.

Devam filminin oyuncu kadrosuna ilişkin detaylar henüz açıklanmadı.

Andy McNab'in aynı adlı romanından uyarlanan SAS: Red Notice'te Sam Heughan, Ruby Rose, Andy Serkis, Hannah John-Kamen, Tom Hopper, Anne Reid ve Tom Wilkinson rol alıyordu.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 50 puan alan ve sinema yazarlarınca "vasat bir aksiyon" diye tanımlanan film, kötü yorumlara rağmen izleyicileri ekran başına çekmeyi başarmıştı. 

SAS: Red Notice, Grace Lewis liderliğindeki iyi eğitimli suçlulardan oluşan küçük bir ordunun, Manş Denizi'nin derinliklerinde bir treni kaçırmasını konu alıyordu.

Independent Türkçe, Variety, Cinema Express


Kara delik çevresinde ilk kez tespit edilen bölge, Einstein'ın teorisini nihayet doğruladı

Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)
Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)
TT

Kara delik çevresinde ilk kez tespit edilen bölge, Einstein'ın teorisini nihayet doğruladı

Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)
Bir kara delik, yoldaş bir yıldızdan kendisine madde çekiyor (NASA/CXC/M. Weiss)

Bir kara deliğin etrafında "dalma bölgesi" gözlemleyen araştırmacılar, Albert Einstein'ın kütleçekimle ilgili temel tahminlerinden birini nihayet doğruladı.

Kara delikleri daha iyi anlamak için X-ışını verilerini kullanan Oxford Üniversitesi'nden bir ekip, kütleçekimi "mümkün olan en güçlü halinde" gözlemledi.

Einstein'ın teorisinde, parçacıkların bir kara deliğe yaklaşınca dairesel yörüngelerini güvenli bir şekilde takip etmesinin imkansız hale geldiği belirtiliyor. Bunun yerine parçacıklar, ışığa yakın bir hızla cisme doğru süratle dalıyor; dalma bölgesinin adı da buradan geliyor.

Oxford Üniversitesi Fizik Bölümü'nden Dr. Andrew Mummery, "Einstein'ın teorisi bu son dalmanın var olduğunu öngörüyordu ama bunun gerçekleştiğini ilk kez gösterebildik" diyor.

Bunun kara deliklerin incelenmesinde heyecan verici yeni bir gelişmeyi temsil ederek etraflarındaki bu son bölgeyi araştırmamıza imkan tanıdığını düşünüyoruz. Ancak o zaman kütleçekim kuvvetini tam olarak anlayabiliriz.

Araştırmacılar, dalma bölgesi denen yerin tespit edilip edilemeyeceğine dair astrofizikçiler arasında onlarca yıldır çok fazla tartışma yaşandığını söylüyor.

Son birkaç yılını bu bölge için modeller geliştirmekle geçiren Oxford ekibi yeni yayımlanan çalışmada, X-ışını teleskopları ve Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan alınan verileri kullanarak bulunan ilk doğrulanmış tespiti ortaya koydu.

Dr. Mummery, ikinci bir Oxford ekibinin bu yılın ilerleyen zamanlarında daha büyük ve daha uzak kara deliklerin ilk görüntülerini çekmeye yaklaşmayı umduğunu söylüyor:

Asıl heyecan verici şey şu; galakside çok sayıda kara delik var ve artık bunları kullanarak bilinen en kuvvetli kütleçekim alanlarını inceleyecek güçlü ve yeni bir tekniğe sahibiz.

Bulgular, The Monthly Notices of the Royal Astronomical Society'de perşembe günü yayımlanan "Continuum emission from within the plunging region of black hole discs" (Kara delik disklerinin dalma bölgesinin içinden sürekli spektrum salımı) başlıklı bir çalışmada detaylandırıldı.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

Independent Türkçe


Squid Game'in yıldızı müjdeyi verdi

Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
TT

Squid Game'in yıldızı müjdeyi verdi

Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
Güney Kore dizisinin realite şov spinoff'u Squid Game: The Challenge da ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)

Netflix'in rekortmen dizisi Squid Game'den haber var. Dizinin baş karakteri Gi-hun'u canlandıran Emmy ödüllü aktör Lee Jung-jae, ikinci sezonun ne zaman izleyiciyle buluşacağını açıkladı. 

Hwang Dong-hyuk tarafından yaratılan hayatta kalma geriliminin, ölümcül rekabet hikayesinin ötesinde anlatacak çok daha fazla şeyi var. 

Squid Game'in ilk sezon finalinde Lee'nin canlandırdığı Gi-hun, çarpık rekabeti durdurma umuduyla harekete geçmişti. Bu heyecanlı final iki yılı aşkın süredir izleyicilerin nefeslerini tutarak beklemesine neden olmuştu. Ancak son açıklamalar yeni bölümler için bekleyişin neredeyse sona erdiğini doğruluyor.

"Aralıkta" dedi

Lee, bir tercüman aracılığıyla Business Insider'a yaptığı açıklamada Squid Game'in ikinci sezonunun bu yıl sonunda gösterime gireceğini doğruladı. 

51 yaşındaki oyuncu, dizinin hayranlarına müjdeyi şu sözlerle verdi:

Aralıkta gösterime girecek.

Aktörün yaklaşan Yıldız Savaşları (Star Wars) dizisi The Acolyte'teki rolünü tanıtırken yaptığı yorumlar, Squid Game'in 2024'ün ikinci yarısında geri döneceğini belirten Netflix CEO'su Ted Sarandos'un önceki açıklamalarıyla aynı doğrultuda.

Netflix, rekortmen dizinin ilk sezonunu Eylül 2021'de gösterime sokmuştu. 

Sürükleyici dizi, 456 oyuncunun bir dizi çocuk oyunu oynayarak 45,6 milyar won (yaklaşık 3,3 milyon dolar) ödül için yarıştığı bir yarışmayı konu alıyordu. 

2022'de 14 dalda Emmy'ye aday gösterilen Squid Game, bunların 6 tanesini kazanmayı başarmıştı. 

Dizi, Haziran 2022'de ikinci sezon onayını almış ve geçen yılın sonunda realite şov formatıyla yarışmaya uyarlanarak ekranlara gelmişti.

Squid Game ve Squid Game: The Challenge halen Netflix'te izlenebilir.
 

Independent Türkçe, ScreenRant, Hollywood Reporter, Business Insider


Tarih yazan tartışmalı film bir ilke daha imza atacak

Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
TT

Tarih yazan tartışmalı film bir ilke daha imza atacak

Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
Bölünmüş bir Amerika'yı anlatan 50 milyon dolar bütçeli İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)

Alex Garland'ın büyük beğeni toplayan filmi İç Savaş'ın (Civil War) Çin'de vizyona gireceği kesinleşti. 

Çin'de gösterime girecek ilk A24 yapımı olma özelliği taşıyan film, 7 Haziran'dan itibaren sinemalarda olacak.

Filmin Çin haklarını Huahua Media aldı. Teknoloji ve eğlence devi Alibaba da gösterim boyunca Huahua'yla ortaklık yapacak.

Zamanla yarış

Yok Oluş (Annihilation) ve Ex Machina'yı çeken 53 yaşındaki Garland'ın yazıp yönettiği film, (Ay Işığı) Moonlight, Uncut Gems ve Ayin (Hereditary) gibi filmlerin yapım ve dağıtımını üstlenen bağımsız prodüksiyon şirketinin bugüne kadar gösterime soktuğu en pahalı film oldu. 

Distopik bir gelecekteki Amerika'yı gözler önüne seren film, gazetecilerin hayatlarının en büyük hikayesini anlatmaya çalışmasını merkeze alıyor.

Filmde bir grup gazeteci, isyancı gruplar Beyaz Saray'a saldırmadan önce Washington DC'ye ulaşmak için zamana karşı yarışıyor.

İç Savaş'ta Akademi Ödülü adayı Kirsten Dunst'ın başını çektiği ve Cailee Spaeny, Nick Offerman, Stephen Henderson ve Wagner Moura'nın da aralarında bulunduğu bir oyuncu kadrosu yer alıyor.

A24 yapımı film, dünya prömiyerini ABD'deki South by Southwest festivalinde yaptı. 

Hasılatı 110 milyon dolara yaklaştı

Geçen ay ABD'de rekor bir açılışla vizyona giren yapım, küresel gişede 100 milyon doları aşarak A24'ün en çok hasılat elde eden filmlerinden biri oldu.

Film, aralarında Brezilya, Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika ve Finlandiya'nın da bulunduğu pek çok ülkede dişe dokunur bir kazanç elde etmeyi başardı.

Kuzey Amerika'da 25,7 milyon dolarla A24'ün en iyi açılış hasılatını elde eden İç Savaş, geçen pazara kadar dünya çapında 108,9 milyon dolar kazandı.

"Esasen bir korku filmi"

Sinema yazarları İç Savaş'tan çoğunlukla övgüyle bahsediyor ancak filmin "rahatsız edici" olduğunu öne sürenler de var.

Hollywood Reporter, "Alex Garland'ın son filmini izlemek zor çünkü insanlara destekleyecekleri (ya da karşı çıkacakları) açıkça tanımlanmış taraflar vermiyor" diye yazdı.

Seattle Times ise filmin "rahatsız edici" olduğuna katılarak şu ifadeleri kullandı:

Alex Garland'ın İç Savaş'ı esasen bir korku filmi ve bu filmdeki dehşet insanı rahatsız edici derecede etkiliyor.

Koronavirüs pandemisi sonrasında pek çok Hollywood filmi Çin'de önceki gösterim performanslarına ulaşmakta zorlanıyor. 2023'te Çin yapımı olmayan filmler ülkenin toplam gişesinin yalnızca yüzde 15'ini oluşturabildi.

İç Savaş, Türkiye'de 19 Nisan'da gösterime girdi.

Independent Türkçe, Variety, Deadline


ABD: Rusya, nükleer silah testi için uzaya uydu gönderdi

Rusya, nükleer bir uydusavar sistemi geliştirdiklerine dair iddiaları reddedmişti (Reuters)
Rusya, nükleer bir uydusavar sistemi geliştirdiklerine dair iddiaları reddedmişti (Reuters)
TT

ABD: Rusya, nükleer silah testi için uzaya uydu gönderdi

Rusya, nükleer bir uydusavar sistemi geliştirdiklerine dair iddiaları reddedmişti (Reuters)
Rusya, nükleer bir uydusavar sistemi geliştirdiklerine dair iddiaları reddedmişti (Reuters)

ABD, Rusya'nın nükleer başlık taşıyabilen bir uydusavar silahı test etmek için Ukrayna savaşından önce uzaya uydu fırlattığını öne sürdü.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen ABD'li yetkililer, ülkenin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal'a (WSJ), Cosmos-2553 adlı uydunun 5 Şubat 2022'de yörüngeye gönderildiğini savundu. 

Ukrayna savaşıysa 24 Şubat 2022'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in talimatıyla başlamıştı. 

Amerikalı yetkililer, Cosmos-2553'ün nükleer silah taşımadığını söyledi. Ancak uydunun, Rusya'nın nükleer uydusavar silahı programının bir parçası olduğu ileri sürüldü. Rus yetkililerse iddiaları reddederek, Cosmos-2553'ün araştırma uydusu olduğunu savundu.

Yetkililere göre bu silahın geliştirilip kullanılması halinde, Alçak Dünya Yörüngesi'ndeki yüzlerce uydu nükleer bir patlamayla yok edilebilir. Bu yörünge, Dünya'nın etrafında 160 ila 2 bin kilometre yüksekliğe denk geliyor. 

Yok edilebilecek uydular arasında, teknoloji milyarderi Elon Musk'ın şirketi SpaceX'in yörüngeye gönderdiği cihazlar da yer alıyor. WSJ, SpaceX'in iddialarla ilgili yorum talebine yanıt vermediğini aktardı. 

Gazete, bu yörüngede faaliyet gösteren en fazla uydunun ABD'ye ait olduğuna dikkat çekti. Uzay verisi firması LeoLabs'e göre nisan itibarıyla bölgede ABD'ye ait yaklaşık 6 bin 700 uydu yer alıyor. Bunların bir kısmı Pentagon tarafından da kullanılıyor. Rusya'ya ait uydu sayısıysa 149.

Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi'nin direktörü Mike Turner, şubattaki açıklamasında Rusya'nın programını "ciddi bir ulusal güvenlik tehdidi" diye nitelemişti. Beyaz Saray da Kremlin'in yürüttüğü çalışmaların endişe verici olduğunu bildirmişti.

Diğer yandan Putin, aynı ay yaptığı açıklamada iddiaların asılsız olduğunu savunarak "Uzaya nükleer silah yerleştirilmesine daima karşı çıktık" demişti.

Gazete, ABD İstihbarat Topluluğu ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nin uyduyla ilgili yorum talebini reddettiğini yazdı.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Arms Control Association


Türkiye'nin İsrail boykotu: Her iki ülkedeki Yahudiler de etkileniyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Türkiye'nin İsrail boykotu: Her iki ülkedeki Yahudiler de etkileniyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD merkezli haber ajansı Yahudi Telgraf Ajansı (JTA), Türkiye'nin İsrail'e uyguladığı ticaret boykotunun etkilerini inceledi.

"Türkiye'nin İsrail'le ticareti aniden durdurması her iki ülkedeki Yahudileri de etkiliyor" başlıklı analizde, İsrail'in koşer gıdalarından inşaat malzemelerinin tedarikine kadar birçok kalemde Türkiye'ye ihtiyacı olduğu belirtildi. 

JTA'nın İstanbul muhabiri David Klein'ın kaleme aldığı analizde, Ankara'nın ticareti durdurmasının "İsrail'deki fiyatlar üzerinde baskı yaratarak koşer gıda için önemli bir ticaret yolunu kestiği" ifade edildi. 

Türkiye'de yaşayan ve İsrail'e inşaat malzemesi sattığını söyleyen Rami Simon, "Son iki haftadır her şey durdu. Normal şekilde iş yapamıyoruz" dedi.

Simon, artık İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması gerektiğini vurgulayarak "Savaş bu şekilde 5 ya da 6 ay daha sürerse gerçekten çok ciddi sıkıntılar yaşayacağız" dedi. 

Ticaret Bakanlığı'ndan 2 Mayıs'ta yapılan açıklamada, İsrail'le ticaretin tamamen durdurulduğu bildirilmişti. Bakanlık geçen ay da 54 ürün grubunun İsrail'e satışını kısıtlamıştı.

Haberde, boykotun Gazze savaşında "İsrail'e karşı herhangi bir ülke tarafından atılan en kapsamlı adımlardan biri olduğu" belirtildi. 

Yazıda, dünyanın en büyük 7. gıda üreticisi olan Türkiye'nin özellikle makarna ve çikolata gibi ürünlerde İsrail pazarına birçok ürün sattığına işaret edildi. 

Ayrıca Türkiye genelinde İsrail'e ürün satan 300'den fazla koşer sertifikalı fabrika olduğu bildirildi. Ticaret boykotundan önce İsrailli koşer sertifikasyon uzmanlarının bu fabrikaları denetlemek için Türkiye'yi düzenli ziyaret ettiği belirtildi.

Yahudilik inancı gereğince tüketilmesinde dinen sakınca bulunmayan ürünlere koşer adı veriliyor. JTA'nın aktardığına göre bu gıdaların üretildiği fabrikaların belirli aralıklarla düzenli şekilde uzmanlar tarafından denetlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde ürünlerin tedariki mümkün olmuyor.

Türkiye doğumlu Yahudi akademisyen Hay Eitan Cohen Yanarocak, iki ülke arasındaki coğrafi yakınlığın önemine dikkat çekerek şunları söyledi: 

Bir sipariş verdiğinizde genelde birkaç gün içinde elinize ulaşıyordu. Dolayısıyla bu, daha uzaktaki ülkeler yerine Türkiye'yle iş yapmayı tercih eden İsrailli iş insanları için büyük bir artı.

Tel Aviv Üniversitesi'nde görev yapan Yanarocak, İsrail'de özellikle domates fiyatlarında artış yaşanmasından endişelenildiğini belirtti. Akademisyen, İsrail'in son dönemde Türkiye'den yılda yaklaşık 40 milyon dolarlık domates ithal ettiğini aktardı. 

İç piyasada fiyatların artmasıyla İsrail'in üretim politikalarının da değişebileceğine dikkat çeken Yanarocak şöyle devam etti: 

İsrail hükümetinin bundan bazı sonuçlar çıkaracağını, sadece Türkiye'ye değil, diğer ülkelere olan bağımlılığımızı en aza indirmek için her şeyi yapmamız gerektiğini göreceğini varsayıyorum. Bu nedenle ulusal üretimde bir artış görmeyi bekliyorum.

Akademisyen ayrıca Türkiye'nin boykotu sonlandırıp İsrail piyasasına tekrar ürün satmasının epey zor olacağını savundu. 

Independent Türkçe, JTA, Times of Israel


20 yıllık veri: Bitki temelli beslenme ömrü uzatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

20 yıllık veri: Bitki temelli beslenme ömrü uzatıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Son 20 yılda yayımlanan yaklaşık 50 çalışma üzerine yapılan yeni bir incelemeye göre vejetaryen ve vegan beslenme biçimleri, daha iyi sağlıkla ilişkili ve buna kalp hastalıkları, kanser ve ölüm riskinin daha düşük olması da dahil.

Önceki çalışmalar bitkisel ürünler açısından fakir ve et, rafine tahıllar, şeker ve tuz bakımından zengin bir beslenme biçiminin daha yüksek ölüm riskiyle bağlantılı olduğunu göstermişti.

Araştırmalar hayvansal ürünlerin tüketiminin azaltılması ve bitki temelli beslenme biçiminin artırılmasının kalp hastalığı ve kanser riskini düşürebileceğini de ortaya koyuyor.

Öte yandan bu tür beslenme biçimlerinin bütünüyle sağladığı faydalar belirsizliğini koruyordu.

Ocak 2000'le Haziran 2023 arasında yayımlanan 48 çalışmanın değerlendirildiği yeni bir araştırma incelemesinde bitki temelli diyetler, kalp sağlığı ve kanser riski arasındaki bağlantılar hakkında daha önce yapılan çeşitli çalışmalardan elde edilen kanıtlar derlendi.

Son inceleme genel olarak vejetaryen ve vegan beslenme biçimlerinin; metabolik hastalıklar, kanser ve ölümle bağlantılı kan basıncı ve şeker gibi bir dizi risk faktöründe daha iyi sağlık durumuyla "sağlam istatistiksel ilişkiye" sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu beslenme biçimlerinin kalp hastalığı, gastrointestinal ve prostat kanseri riskinin azalmasıyla bağlantılı olduğunu tespit etti.

Bulgular, bitki temelli diyetlerin sağlık açısından önemli faydalarla ilişkili olduğuna işaret ediyor.

Öte yandan araştırmacılar, değerlendirilen çalışmalar arasında takip edilen beslenme rejimleri, hasta demografisi ve çalışmanın süresi bakımından birçok farklılık olduğundan, incelemede tespit edilen bağlantıların gücünün sınırlı olabileceğine dair uyarıyor.

Bilim insanları, bazı bitki temelli beslenme biçimlerinin bazı kişilerde vitamin ve mineral eksikliklerine yol açabileceği uyarısındada da bulunuyor.

Daha fazla araştırma tamamlanana kadar bitki temelli beslenme biçimlerinin geniş çapta tavsiye edilmemesi uyarısı yapıyorlar.

Araştırmacılar şöyle yazıyor: 

Kısıtlayıcı olma ihtimali taşıyan rejimlerle ilişkili potansiyel risklerin yanı sıra büyük bir çalışmanın yol açtığı heterojenlik nedeniyle, çalışma sonuçlarının kanıt gücü kayda değer derecede sınırlandığından, A/AFPD'lerin (hayvan ve hayvansal ürün içermeyen diyet -çn.) benimsenmesini geniş çapta önermeden önce dikkatli olunmalı.

Öte yandan hayvan içermeyen beslenme biçimlerinin kalp sağlığı ve kanser riski üzerindeki farklı etkilerini değerlendiren inceleme, vejetaryen bir diyetin insan sağlığına fayda sağlayabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar böyle bir beslenme biçiminin "21. yüzyılda insan sağlığı üzerinde en çok etki yaratan iki kronik hastalığı önlemede etkili stratejilerden biri olabileceğini" söylüyor.

Independent Türkçe