Su samurlarının soğuk denizlerde ısılarını nasıl koruyabildiği ortaya çıktı

Doğada 13 farklı su samuru türü yaşıyor (Unsplash)
Doğada 13 farklı su samuru türü yaşıyor (Unsplash)
TT

Su samurlarının soğuk denizlerde ısılarını nasıl koruyabildiği ortaya çıktı

Doğada 13 farklı su samuru türü yaşıyor (Unsplash)
Doğada 13 farklı su samuru türü yaşıyor (Unsplash)

Bilim insanları, su samurlarının soğuk denizlerde vücut sıcaklığını nasıl koruyabildiğini tespit etti.
Çalışmaya ABD'deki Teksas A&M Üniversitesi, Alaska Güneydoğu Üniversitesi ve Monterey Körfezi Akvaryumu'ndan araştırmacılar katıldı.
Çoğu deniz memelisi, iri vücuda ve kalın bir yağ tabakasına sahip olduğu için vücut ısısını korumakta büyük zorluk yaşamıyor. 
Fakat su samurlarında bu iki özellik de bulunmuyor. Deniz memelilerinin en küçüğü olan su samurları, vücut ısılarını koruyabilmek için memeliler arasındaki en yoğun kürke sahip. 
Öte yandan izolasyon görevi gören bu kürkün sürekli bakıma ihtiyacı var. Su samurlarının günlük aktivitelerinin yüzde 10, bu kalın kürke bakım yapmak ve tüylerin arasında sıkışan hava katmanını koruyup ısı izolasyonunu sağlamakla geçiyor. 
Ancak bu kürk tek başına su samurlarının vücut sıcaklığını korumasında yeterli değil. Su samurlarının dinlenme halindeyken metabolik hızları, benzer boyutlarındaki diğer memelilere kıyasla üç kat daha hızlı hale geliyor.
Bu hızda gerekli enerjinin sağlanabilmesi için de su samurlarının günlük olarak vücut kütlelerinin yüzde 20'sinden daha fazla yemek yemesi gerekli. Buna kıyasla insanlar vücut kütlelerinin yaklaşık yüzde 2'si kadar yemek yiyor.
Hayvanlar yemek yediğinde, bu gıda yağ ve şeker gibi temel besleyici öğelere ayrılıyor. Bunlar daha sonra kan aracılığıyla taşınıyor ve hücreler tarafından emiliyor. 
Hücre organellerinden mitokondri, bu besleyici öğeleri adenozin trifosfat'a (ATP), yani hücre içinde biyokimyasal reaksiyonlar için gerekli kimyasal enerjiyi taşıyan nükleotitlere dönüştürüyor.
Fakat bazı "sızdıran mitokondriler"de besleyici öğeler tamamen işlenip ATP'ye dönüştürülemiyor. Bilim insanları, bu tür mitokondrilerde tam kullanılamayan besleyici öğelerin su samurunun vücut sıcaklığını sağlamak için ısı ürettiğini keşfetti. 
Buna göre enerji tüketip ısı üreten kas metabolizmalarında, "sızdıran mitokondrilerden" çok sayıda bulunduğu, bu sayede su samurlarının fiziksel aktiviteye ihtiyaç duymadan kaslarındaki ısıyı artırabildiği tespit edildi.
Independent Türkçe, Science Alert, The Conversation



Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)

Mars'ta bir zamanlar yağmur ve kar yağdığına dair bulgular ortaya çıktı. 

Bilim insanları Mars'ta bir zamanlar büyük miktarda su bulunduğunu ve çarpıcı yüzey şekillerinin bu şekilde oluştuğunu gösteren kanıtlar keşfediyor. 

Özellikle 4,1 milyar ila 3,7 milyar yıl önce Kızıl Gezegen'de su olduğu üzerinde büyük ölçüde fikir birliği sağlanmış durumda.

Ancak bu suyun nereden geldiği ayrı bir tartışma konusu. Bazı bilim insanları gezegenin her zaman soğuk ve kuru olduğunu, suyu da buz tabakalarının sağladığını savunuyor.

Öte yandan diğer uzmanlar, gezegenin yağışları mümkün kılacak kadar ılıman bir iklime sahip olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Bilim insanları bu soruya cevap vermek adına gezegenin bugünkü jeolojik yapısının nasıl meydana geldiğini anlamalarını sağlayacak bir bilgisayar modeli kullandı. 

Dünya'da yağışla şekillendiği bilinen bölgelerin Mars'ın bazı kısımlarına benzerliğinden yola çıkan ekip, yerbilimleri için geliştirilmiş bir modelden yararlandı.

Araştırmacılar yağışa dair en güçlü kanıtların bulunduğu ekvator bölgesine odaklanarak Mars arazisinin bir simülasyonunu oluşturdu. Ardından suyun birinde yağış, diğerinde buz tabaklarından geldiği iki ayrı senaryoyu yüzbinlerce yıl boyunca simüle ettiler.

Bulguları hakemli dergi Journal of Geophysical Research: Planets'ta 21 Nisan Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre iki senaryoda ortaya çok farklı iki gezegen çıktı.

Suyun buzullardan geldiği simülasyonda vadilerin en üst kısımları, buz tabakalarının yakınında, çok yüksek rakımlarda oluştu. Yağış senaryosundaysa su kaynakları çok daha geniş bir alana yayıldı. 

Colorado Boulder Üniversitesi'ne doktorasını tamamlayan Amanda Steckel, liderliğini üstlendiği çalışmayı "Buz tabakalarından gelen su, yalnızca dar bir yükseklik şeridinde vadi oluşumunu başlatıyor" diye açıklıyor: 

Oysa yağışlar geniş bir alana dağılmışsa, her yerde vadi başları oluşabiliyor.

Bilim insanları daha sonra NASA'nın Mars Global Surveyor ve Mars Odyssey araçlarının verilerini, elde ettikleri bulgularla karşılaştırdı. Buz tabakası senaryosu, bugünkü Mars'tan çok farklı bir manzara ortaya çıkarırken, yağış modeli çok daha yakın bir sonuç verdi.

Ekip bu nedenle Kızıl Gezegen'de bir zamanlar kar ve yağmur yağdığından şüpheleniyor. Steckel, "Kesin bir sonuca varmak çok zor" diyerek ekliyor: 

Ancak bu vadilerin çok farklı yüksekliklerde başladığını görüyoruz. Bunu sadece buzla açıklamak zor.

Ancak araştırmacılar, gezegende bu yüzey şekillerini oluşturacak yağışın nasıl gerçekleştiğini henüz bilmiyor.

Bulgular Mars'ın geçmişteki iklimine dair tartışmaya son noktayı koymuyor. Ancak ekip, yeni çalışmanın Dünya'nın geçmişi hakkında da fikir verebileceğini söylüyor.

Makalenin bir diğer yazarı Brian Hynek "Akan suyun yol açtığı erozyon durduğunda Mars adeta zamanda dondu ve muhtemelen 3,5 milyar yıl önceki Dünya'ya çok benziyor" diyor.

Independent Türkçe, Debrief, Phys.org, Journal of Geophysical Research: Planets