James Webb Uzay Teleskobu kağıt gibi açılıyor: NASA antenin konuşlandırıldığını açıkladı

Gelmiş geçmiş en güçlü uzay teleskobu, Dünya'ya Ay'dan 4 kat daha uzak olacak

Uzay ajansının hazırladığı görselde James Webb'in açılan anteni daire içinde görülüyor (NASA)
Uzay ajansının hazırladığı görselde James Webb'in açılan anteni daire içinde görülüyor (NASA)
TT

James Webb Uzay Teleskobu kağıt gibi açılıyor: NASA antenin konuşlandırıldığını açıkladı

Uzay ajansının hazırladığı görselde James Webb'in açılan anteni daire içinde görülüyor (NASA)
Uzay ajansının hazırladığı görselde James Webb'in açılan anteni daire içinde görülüyor (NASA)

NASA'nın yeni James Webb Uzay Teleskobu, görev için son derece önemli olan bir anteni başarıyla konuşlandırdı.
Teleskop 25 Aralık’ta Avrupa Uzay Ajansı'nın Ariane 5 adlı kargo roketiyle fırlatılmıştı. Antenin açılarak konuşlandırılması ise fırlatmadan sadece bir gün sonra, 26 Aralık’ta gerçekleştirildi.

Teleskop, origamiyle katlandı
Gelmiş geçmiş en güçlü uzay teleskobu, devasa boyutları nedeniyle rokete sığmamış ve bu yüzden origami gibi katlanmıştı.
Teleskobun gözlem yaparken kullanacağı ana aynası, 18 adet altıgen aynanın birleşmesiyle oluşuyor. Ana aynanın çapı 6,5 metre. Teleskobun altındaki 5 katlı Güneş kalkanının boyutları ise 22 metreye 12 metre.
NASA'nın eski yöneticilerinden James Webb'in adını taşıyan teleskop, konuşlanacağı noktaya varmak üzere bir ay boyunca yol alacak ve bu kısa seyahat boyunca yavaş yavaş açılacak. Antenin açılması ve planlandığı noktaya yerleştirilmesi, açılma sürecinin ilk adımlarından biri oldu.
Teleskop, Dünya'dan 1,5 milyon kilometre uzaktaki L2 noktasına konuşlandırılacak. Bu da aracın gezegene Ay'dan 4 kat daha uzak olacağı anlamına geliyor.

Anten ne işe yarayacak?
Anten düzeneği, James Webb'in gözlemlerini Dünya'ya ışınlamaktan sorumlu, yüksek hızda veri iletebilen bir çanağı taşıyor.
NASA yetkililerinden gelen açıklamada, "Bu anten, gözlemevinden günde iki kez en az 28,6 GB veri göndermek için kullanılacak" ifadeleri yer aldı:
"Ekip şimdi anten tertibatını serbest bıraktı ve test etti. Tüm süreç yaklaşık bir saat sürdü."
NASA'ya göre antenin açılmasının yanında teleskobun sıcaklık ve gerinim ölçerleri de ilk kez etkinleştirdi. Bu ölçümler, ilerleyen günlerde teleskobun sıcaklığının ve genel durumunun takibini sağlayacak.

James Webb uzayda ne yapacak?
Yenilikçi uzay aracı, 1990’da fırlatılan Hubble Uzay Teleskobu’nun yerini alacak. Gökbilimciler daha Hubble'ın fırlatıldığı yıllarda onun yerini alacak, güçlü bir teleskop arayışına girmişti. Tartışmaların ve planların sonunda 2004'te James Webb Uzay Teleskobu'nun inşa süreci başladı.
Projede 10 binden fazla kişi çalıştı ve bütçesi giderek artarak, yaklaşık 10 milyar dolara ulaştı.
Teleskop, "Dünya benzersiz mi?", "Ona benzer başka gezegen sistemleri var mı?" ve "Evrende yalnız mıyız?" gibi çok temel sayılan ama henüz tam olarak yanıtlanamamış soruların peşinden gidecek.
Uzay aracı, birbirinden epey farklı ötegezegenleri inceleyecek, yaşamın yapı taşlarını bulma umuduyla, Dünya'nınkine benzer atmosferleri araştıracak ve başka gezegenlerde organik moleküller saptamaya çalışacak.
Teleskobun bir diğer amacı da yıldızların evriminin daha iyi anlaşılmasını sağlamak. Kızılötesi ışıkta gözlem yapan araç, bir zaman makinesi görevi görecek.
Güçlü teleskopları kullanarak çok uzaktaki gök cisimlerini inceleyen bilim insanları, ilgili gök cisminden gelen ışığın Dünya'ya ulaşma süresi uzadığı için "zamanda geriye bakma" imkanı yakalıyor.
James Webb Uzay Teleskobu ise 13,5 milyar yıl öncesini, yani evrenin yeni oluştuğu zamanı gözlemleyebilecek kadar güçlü.
 
Independent Türkçe, NASA, Space



Yapay zekaya yöneltilince çevreye en çok zarar veren sorular belirlendi

Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
TT

Yapay zekaya yöneltilince çevreye en çok zarar veren sorular belirlendi

Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)
Tablet ekranında ChatGPT ve DeepSeek sohbet botlarının logoları görülüyor (AFP)

Yeni bir araştırmaya göre OpenAI'ın ChatGPT'si gibi yapay zeka sohbet botlarının mantıklı düşünmesini ve akıl yürütmesini gerektiren sorgular, diğer soru türlerine göre daha fazla karbon salımına yol açıyor.

ChatGPT gibi geniş dil modellerine (GDM) yazılan her sorgu enerji gerektiriyor ve karbondioksit salımına yol açıyor. Almanya'daki Münih Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nden araştırmacılar bu emisyon seviyelerinin sohbet botuna, kullanıcıya ve konuya bağlı olarak değiştiğini söylüyor.

Hakemli dergi Frontiers'ta yayımlanan araştırma, 14 yapay zeka modelini karşılaştırarak karmaşık akıl yürütme gerektiren cevapların, basit cevaplara göre daha fazla karbon salımı yaptığını ortaya koydu.

Soyut cebir veya felsefe gibi uzun uzun muhakeme gerektiren sorgular, lise tarih dersi gibi daha dolambaçsız konulara göre 6 kat daha fazla emisyon üretiyor.

Araştırmacılar yapay zeka sohbet botlarını sık kullananların, karbon emisyonlarını sınırlamak için sordukları soruların türünü ayarlamasını öneriyor.

Çalışma, farklı konularda bin standart soru üzerinden 14 GDM'yi değerlendirerek karbon salımlarını karşılaştırdı.

Çalışmanın yazarı Maximilian Dauner, "Eğitimli GDM'lere sorulan soruların çevresel etkisi, bunların muhakeme yaklaşımına büyük ölçüde bağlı ve doğrudan akıl yürütme süreçleri, enerji tüketimini ve karbon salımlarını önemli ölçüde artırıyor" diyor.

Akıl yürütme özelliğine sahip modellerin, yalın yanıt veren modellere kıyasla 50 kata kadar daha fazla karbondioksit salımına yol açtığını gördük.

Bir kullanıcı yapay zeka sohbet botuna soru sorduğunda, sorgudaki kelimeler veya kelime parçaları bir dizi sayıya dönüştürülerek model tarafından işleniyor. Bu dönüştürme ve yapay zekanın diğer hesaplama süreçleri karbon salımlarına neden oluyor.

Çalışma muhakeme becerisine sahip modellerin soru başına ortalama 543,5 jeton (token) oluştururken, yalın modellerin sadece 40 jeton gerektirdiğini belirtiyor.

Makalede "Daha yüksek jeton ayak izi, her zaman daha yüksek CO2 emisyonu anlamına gelir" ifadeleri kullanılıyor.

Örneğin yaklaşık yüze 85 doğruluk oranına ulaşan Cogito, en isabetli modellerden biri. Yalın cevaplar veren benzer boyutlardaki modellere göre üç kat daha fazla karbon emisyonu üretiyor.

Dr. Dauner, "Şu anda GDM teknolojilerinin doğasında, doğruluk ve sürdürülebilirlik arasında bir taviz verme ilişkisi görüyoruz" diyor. 

Emisyonları 500 gram karbondioksit eşdeğerinin altında tutan modellerin hiçbiri, bin soruyu doğru cevaplamada yüzde 80'in üzerinde doğruluk oranına ulaşamadı.

Karbondioksit eşdeğeri, çeşitli sera gazlarının iklim değişikliği üzerindeki etkisini ölçmek için kullanılan bir birim.

Araştırmacılar yeni bulguların, insanların yapay zeka kullanımı hakkında daha bilinçli kararlar almasını sağlayacağını umuyor.

Araştırmacılar bir örnek vererek DeepSeek R1 sohbet botundan 600 bin soruyu yanıtlamasını isteyen sorguların, Londra'dan New York'a gidiş-dönüş uçuşuna eşdeğer karbon emisyonu yaratabileceğini söylüyor.

Buna karşılık Alibaba Cloud'ın Qwen 2.5'i, benzer doğruluk oranlarıyla üç kat daha fazla soruya cevap verirken aynı emisyon seviyelerine ulaşıyor.

Dr. Dauner, "Kullanıcılar, yapay zekadan yalın cevaplar vermesini isteyerek veya yüksek kapasiteli modellerin kullanımını, gerçekten bu gücü gerektiren görevlerle sınırlayarak emisyonları önemli ölçüde azaltabilir" diyor.

Independent Türkçe