Araştırma: Sihirli mantarlar, zihinsel bozuklukları tedavi etmek için kullanılabilir

Anestezik ilaç Psilosibin, sihirli mantarların aktif maddesi. (Shutterstock)
Anestezik ilaç Psilosibin, sihirli mantarların aktif maddesi. (Shutterstock)
TT

Araştırma: Sihirli mantarlar, zihinsel bozuklukları tedavi etmek için kullanılabilir

Anestezik ilaç Psilosibin, sihirli mantarların aktif maddesi. (Shutterstock)
Anestezik ilaç Psilosibin, sihirli mantarların aktif maddesi. (Shutterstock)

Araştırmalar, sihirli mantar olarak bilinen halüsinojen mantarlardaki aktif bileşenin, travma sonrası stres bozukluğu da (TSSB) dahil olmak üzere akıl sağlığı bozukluklarının tedavisinde yardımcı olabileceğini ortaya koydu.
İngiltere merkezli Daily Mirror gazetesine göre, bilim insanları, sihirli mantarlarda bulunan küçük dozlarda anestezik Psilosibin'in dozlarının sadece tedaviye dirençli bozuklukları hafifletmede değil, aynı zamanda sağlıklı insanlarda kısa veya uzun vadeli yan etkileri olmadan da etkili sonuçları olduğunu bildirdi.
Psikiyatri, Psikoloji ve Sinirbilim Enstitüsü tarafından yürütülen çalışmada araştırmacılar, söz konusu ilacın altı hastaya kadar 10 mg veya 25 mg'lık dozlarda güvenle uygulanabileceğini ifade etti.  
Compass Pathways Enstitüsü ile ortaklaşa yayınlanan çalışmaya göre, tedaviye dirençli depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu da dahil olmak üzere bir dizi koşul için modern tedavilerin yanı sıra yeni bir tedavi olarak Psilosibin'in güvenilirliğini ve uygulanabilirliğini belirlemek uzmanlar için önemli bir ilk adım oldu.
Ön araştırmalar, mantarı umut verici bir tedavi olarak gösterse de henüz insanlar üzerinde etkisini kapsamlı bir şekilde ortaya koyan bir deney gerçekleştirilmedi.
Deneye katılmak için son bir yılda Psilosibin isimli ilacı kullanmayan 89 katılımcıdan oluşan bir örneklem kullanıldı. Daha sonra kontrollü bir laboratuvar ortamında 10 mg veya 25 mg ilaç almak üzere rastgele 60 kişi seçildi.
Hastalar, dozları aldıktan sonra eğitimli psikoterapistlerden bireysel destek aldı. Kontrol grubu rolünü oynayan kalan 29 katılımcıya plasebo ve psikolojik destek verildi.
12 hafta boyunca takip edilen katılımcılar 6 ila 8 saat aralığından yakından izlendi.
Bu süre zarfında, dikkat kontrolü, hafıza ve planlama dahil olmak üzere olası değişikliklerin sayısını ve duyguları tedavi yetenekleri yakından takip edildi.
Çalışmanın başyazarı ve Ulusal Sağlık Araştırmaları Enstitüsü Klinik Bilim Adamı Dr. James Rucker “Bu titiz çalışma, Psilosibin’in eşzamanlı uygulanmasının daha fazla araştırılabileceğinin önemli bir ilk göstergesidir” dedi.
Onaylandığı takdirde Psilosibin tedavisinin gelecekte nasıl verilebileceğini düşünürsek, aynı anda birden fazla kişiye verilmesinin fizibilitesini ve güvenliğini göstermek önemli kabul ediliyor. Böylece tedavinin kapsamını nasıl genişletebileceği üzerinde düşünülebilir.



Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
TT

Japonya'daki çocuk nüfusu, 44 yıldır düşüyor

Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)
Her yıl Tokyo'da düzenlenen geleneksel Nakizumo festivalinde bebeklerin ağlamasının onlara sağlık getireceğine inanılıyor (AFP)

Ciddi bir nüfus krizinin yaşandığı Japonya'da sorunun daha da kötüleştiğini bildiren bir veri daha açıklandı. 

İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı, ülkedeki çocuk nüfusunun bu sene de düştüğünü bildirdi. 

14 yaş ve altındaki çocuklar 1 Nisan 2025'te 13,66 milyon olarak ölçüldü. Geçen sene bu rakam, 350 bin daha fazlaydı.

Dün kamuoyuna duyurulan veriler, bu trendin 44 yıldır kesintisiz sürdüğünü ortaya koyuyor.

Japonya'da toplam nüfusun yalnızca yüzde 11,1'ini çocuklar oluşturuyor. ABD'de bu oran yüzde 21,7, Çin'deyse 17,1. 

5 Mayıs'taki Çocuk Bayramı öncesinde yapılan bu açıklama, düşen doğum oranları ve hızla yaşlanan nüfusa dair endişeyi büyüttü. 

Nüfusun istikrarlı bir şekilde devamı için kadınların doğum ortalamasının 2,1 olması gerekiyor. Ancak Japonya'da bu rakam son yıllarda 1,3 civarında dolaşıyor. 

Bu da ölüm sayılarının doğumları geçmesiyle birlikte ülke nüfusunun azalmasına neden oluyor. Örneğin 2014'te 1,62 milyon kişinin öldüğü ülkedeki doğumlar, bu rakamın yarısından da azdı. 

Nüfusun yüzde 20'sinden fazlası da 65 yaşının üstünde. 

fdgh
"Nakizumo" ya da "ağlayan sumo bebek yarışması" diye bilinen geleneksel festivalde ringe çıkan bebekler arasında ilk ağlayan kazanıyor (Reuters)

Düşen nüfus; işgücü, ekonomi, toplumsal yapı ve sosyal yardım sistemindeki sorunların büyümesi anlamına geliyor.

Ülkedeki evlilik teşvik edilse de önceki seneye göre artış 10 binde kaldı. Boşanma rakamlarında da artış var. 

Uzmanlar nüfus düşüşünün en az 20-30 yıl daha sürmesini bekliyor. 2024'te 123,4 milyon olan Japonya nüfusunun 2065'te 88 milyona gerileyeceği tahmin ediliyor. 

Doğum oranlarının artırılması amacıyla 4 gün çalışma düzenine geçmek, evlilik ve çocuk teşviki, çocuk bakımevlerini artırmak gibi tedbirler alınıyor. Ancak hayat pahalılığı, düşük maaşlar, iş koşullarının zorluğu ve ülkenin yaşam alanlarının dar olması gibi sorunlar bu teşvikleri gölgeliyor. 

Bölgedeki Çin, Hong Kong, Tayvan, Güney Kore gibi ülkeler de benzer bir şekilde nüfus sorunuyla boğuşuyor. 

İspanya ve İtalya gibi Avrupa ülkelerinde de aynı sıkıntı yaşansa da göç yoluyla çözüm bulunabilliyor.

Independent Türkçe, CNN, Reuters