Toplumların umutlarını tazeleyen bir gençlik filmi: Sesini Yükselt

74. Cannes Film Festivali'ne katılan tek Arap filmi olan Sesini Yükselt, umutları yeşerten bir gençlik filmi.

Film, Faslı gençlerin umutlarını gözler önüne seriyor.
Film, Faslı gençlerin umutlarını gözler önüne seriyor.
TT

Toplumların umutlarını tazeleyen bir gençlik filmi: Sesini Yükselt

Film, Faslı gençlerin umutlarını gözler önüne seriyor.
Film, Faslı gençlerin umutlarını gözler önüne seriyor.

Sesini Yükselt (Casablanca Beats), Mağrip bölgesi ülkelerinin gerçeklerinden ilham alan hikayesiyle hareketli bir gençlik filmi. MC Şirketi’nin daveti üzerine gazeteciler, filmin bugün Beyrut’taki gösterimine katıldılar.
Film aslında bir şekilde Faslı yönetmen Nebil Ayuş’un sanatsal yeteneğini geliştirmek için gittiği bir merkezdeki hikayesini yansıtıyor. Ayuş da tıpkı filmdeki gençler gibi Paris'te benzer bir merkeze giderek yönetmenlik kariyerine başlamış bir isim. Hatta filmin kahramanları bile Fas'ın kuzeyindeki Kazablanka kentinin Sidi Mümin Mahallesi'nde Ayuş’un kurucu ortağı olduğu merkezin öğrencileri arasından seçildi. Faslı yönetmene göre kişiliklerini somutlaştırmak ve fikirlerini tercüme etmek için buradaki gençlerden daha iyisi bulunamazdı.
Film, Kazablanka’nın popüler bir semtinde birinde bir yetenek geliştirme merkezine öğretmen olarak atanan eski bir rapçinin hikayesini anlatıyor. Öğretmen, merkezde henüz olgunlaşmamış fikirleri dağınık ve zor ekonomik koşullar altında yaşayan bir grup gençle tanışır. Gençler, yeni öğretmenin yardımıyla kendilerini hip-hop ile ifade etmeye çalışırlar. Sorunlarına farklı şekilde meydan okumaya başlayan gençler, sanatsal performansları nedeniyle toplumları tarafından dışlanma sorunuyla karşı karşıya kalırlar.
Sesini Yükselt, başta Cannes Film Festivali’nde olmak üzere birçok önde gelen sinema etkinliğinde aday gösterilerek 2021 yılında uluslararası etkinliklere katılan tek Arap filmi oldu.
Film, İngiliz yönetmen Alan Parker'ın 1980'li yıllarda yapılan ve büyük bir hit olan Şöhret (Fame) filmini hatırlatıyor. Sesini Yükselt, gençlik ağırlıklı bir film olması, hip-hop, dans ve şarkılara odaklanması nedeniyle Şöhret filmi ile benzer bir tarza sahip. Şöhret, New York'ta sahne sanatlarında yetenekli öğrencilere özel bir liseye giden birkaç gencin hayatını anlatıyor. Sesini Yükselt ise Fas’’taki bir sanat geliştirme merkezi öğrencilerinin hikayelerini izleyiciyle buluştururken bu gençlerin sorunlarını hip-hop ve rap ile ifade etmeye çalıştıklarını gözler önüne seriyor.
Sesini Yükselt, kaliteli görüntüsü ve parlak renkleri ile olduğu kadar merkezdeki öğrencilerin çoğunluğunun yaşadığı yoksullukla da henüz ilk sahnelerinden itibaren sizi içine çekiyor.
Ayuş’un film hazırlıkları yaklaşık üç yıl sürdü. Bunun yaklaşık bir yılını öğrencilerini daha iyi tanımak ve fikirlerini kavramak amacıyla merkezde geçirdi.
Film boyunca gençlerin değişim arzularına ne kadar bağlı kaldıklarını ve bunu başarmak için seslerini yükselttiklerini görüyoruz. Film aynı zamanda sadece Fas toplumunu değil, Arap dünyasındaki ve hatta Avrupa'daki toplumları da anlatıyor. Yönetmen, filmle ilgili yaptığı bir açıklamasında “Fas’taki merkezde, Paris'teki benzer bir merkezde tanık olduğum hikayelere çok benzeyen hikayelere dokundum” ifadelerini kullandı.
Filmin başarısının sırrı, yönetmeninin karakterlerde olduğu kadar konu açısından da benimsediği gerçekçilikte yatıyor. Din, özgürlükler, eşitlik, kadın hakları ve günlük hayattaki diğer konuları diyaloglar ve farklı görüşlerin paylaşımı ile zenginleştirerek ele alıyor.
Yönetmenin filme sağladığı farklılık ve oyuncularının performansı, izleyicilerine gençliklerini hatırlatan dozlarda umut aşılıyor. Hayal gücü, geleneklere karşı ayaklanmaları körükleyen birçok gençlik hareketinin patlak verdiği zamanına ve ‘The Beatles’ grubu ile tanışmasına kadar uzanıyor.
Kamerasıyla bu sanatsal yetenekleri kucaklayan kenar mahallelere dalan Nebil Ayuş’un objektifinden gençlerin hayatlarını, değişim arayışlarının ilk itici gücü olan hip-hop aracılığıyla görüyoruz.
Ailelerinin geri kalanıyla aynı odada uyuyan bu gençler ya evlerinde sessizce ya da binalarının kirli çatılarında rap şarkıları söylüyorlar. Şarkılarında ise hayatlarındaki bu gerçeklikten ve bu durum yüzünden çektikleri ıstıraptan bahsediyorlar. Çevrelerini saran modası geçmiş fikirlerle mücadele eden bu gençlerin şarkılarının ilham kaynaklarını, büyük kardeşlerinin kendilerine karşı haksız uygulamaları, yetiştirilme şekillerine egemen olan dini engeller ve diğer sorunlar oluşturuyor.
Filmi izleyenler, Nebil Ayuş’un işini layığı ile yerine getirdiğini ve toplumsal geleneklerine bağlı kalarak gençlerin fikir ve kaygılarını karşı tarafa aktarmakta başarılı olduğunu görebilirler. Filmde oldukça spontane görünen diyalogların seçimi de mükemmel. Filmdeki olaylar, insanlık ve bağımsızlık mesajları taşıyor. Film ayrıca izleyicinin sinema salonundan çıkarken istemsizce tekrarlayacağı birçok şarkı ve müzik keyfi sunuyor.
Ayuş, 74. Cannes Film Festivali'nde kırmızı halıda kendisine eşlik eden filmin kahramanlarını, özellikle Fas dışına ilk kez seyahat ettiklerinden, Batılı izleyicilerle buluşturmakta oldukça gayretliydi.
Ünlü Faslı rapçi Anas Basbousi, filmin geçtiği yetenek geliştirme merkezinde öğretmen karakterini üstlendi. Filmde yaşları 12 ile 18 arasında değişen Meryem Nekkach, Nouhaila Arif, Abdelilah Basbousi, Zineb Boujemaa, Mehdi Razzouk ve Amina Kannan adlı merkezden bir grup öğrenci rol aldı. Faslı oyuncu İsmail Adouab da merkezdeki bir öğrenci olarak filmde oynadı ve performansıyla göz doldurdu.
Sesini Yükselt, izleyicilere samimi bir şekilde hitap eden, ilginç bir diyaloglar, etkileyici ve heyecan verici olaylarla örülmüş bir film.



Kenya'daki "madamlar" 13 yaşındaki çocukları hedef alıyor

Kenya'daki "madamlar" 13 yaşındaki çocukları hedef alıyor
Kenya'daki "madamlar" 13 yaşındaki çocukları hedef alıyor
TT

Kenya'daki "madamlar" 13 yaşındaki çocukları hedef alıyor

Kenya'daki "madamlar" 13 yaşındaki çocukları hedef alıyor
Kenya'daki "madamlar" 13 yaşındaki çocukları hedef alıyor

BBC yaptığı özel haberle Kenya'nın Maai Mahiu bölgesindeki çocuk istismarını gözler önüne serdi.

Başkent Nairobi'ye yalnızca 50 kilometre mesafede olan bölgenin yalnızca ulaşım değil, fuhuş merkezi olarak da bilindiği aktarıldı.

13 yaşındaki çocukların dahi, kentte "madamlar" diye bilinen kadınlar tarafından fuhşa sürüklendiği bildiriliyor.

Bu haber için kimliklerini gizleyen iki muhabir, kendilerinin de "madam" olmak istediğini belirterek 2025 başında sahaya indi. 

Nyambura ve Cheptoo adlarındaki iki madamın videolarını gizlice çeken muhabirler, onların kendilerini fuhşa sürüklenmiş kız çocuklarıyla tanıştırdığını söyledi.

Kız çocuklarından biri "Bazen birden fazla kişiyle ilişkiye giriyoruz. Müşteriler bizi akıl almaz şeyler yapmaya zorluyor" dedi. 

Aylarını harcayan muhabirler, madamların çocukları nasıl ayarttığını da ortaya koydu. 

Kendini Nyambura diye tanıtan madamın "Onlar hâlâ çocuk, onları sadece şekerle kandırmak bile mümkün" dediği gizli kamera görüntülerinde duyuluyor.

Bölgenin önemli bir ulaşım merkezi olduğunu hatırlatan Nyambura şu ifadeleri de kullanıyor:

Fuhuş, Maai Mahiu için bir ihracat ürünü, kamyoncular besliyor. Maai Mahiu'da bu normalleştirilmiş durumda. Çocuklarla iş yaptığınızda risk çok büyüyor. Onları güpegündüz dolaştıramıyorsunuz. Geceleri büyük bir gizlilikle onları çıkarıyorum.

Tehdit edilen çocukların herhangi bir korunma önlemi almadan cinsel ilişkiye girdiği de vurgulandı.

Çocukların birçoğunun ebeveynleri olmadan büyüdüğü ya da evde istismara uğradığı haberde bildirildi. 

Kenya polisine martta sunulan kanıtlar, herhangi bir tutuklanmayla sonuçlanmadı. Bunun en önemli nedeninin, çocukların güvenli bir şekilde ifade vermesinin güçlüğü olduğu belirtildi.

Kenya'da çocukların fuhşa sürüklenmesinin cezası 10 yıldan müebbet hapse kadar değişiyor.

Afrika ülkesindeki fuhşa sürüklenen çocuk sayısına dair güncel bir rakam yok. Ancak 2012'de ABD Dışişleri Bakanlığı'nın yerel kaynaklardan bilgi alarak yaptığı tahmine göre, bu rakam 30 bini buluyordu. 

Bu hayatı geçmişte bırakmak isteyen çocuklar, kendileriyle aynı yoldan geçmiş bir kadından destek görüyor. 

"Bebek" diye tanınan eski seks işçisi, onlara barınacak yer ve mesleki eğitim sağlıyor. Ancak Donald Trump yönetiminin USAID fonlarını kesmesiyle birlikte bu çabalar da tehdit altında. 

Independent Türkçe, BBC, AP