Prens Andrew ve Prens Charles arasındaki tuvalet kavgasında kardeşleri Kraliçe ayırmış

Prens Andrew'un kamuoyunda görünmemesi kararının arkasındaki kişinin Prens Charles olduğu belirtilmişti (AFP)
Prens Andrew'un kamuoyunda görünmemesi kararının arkasındaki kişinin Prens Charles olduğu belirtilmişti (AFP)
TT

Prens Andrew ve Prens Charles arasındaki tuvalet kavgasında kardeşleri Kraliçe ayırmış

Prens Andrew'un kamuoyunda görünmemesi kararının arkasındaki kişinin Prens Charles olduğu belirtilmişti (AFP)
Prens Andrew'un kamuoyunda görünmemesi kararının arkasındaki kişinin Prens Charles olduğu belirtilmişti (AFP)

Kraliçe II. Elizabeth'in oğulları Prens Andrew ve Prens Charles bir keresinde banyo kavgasına tutuştuğunda anneleri olaya müdahale etmek zorunda kalmış.
The Sun'ın haberine göre 1999 Noeli'nde Londra'nın kuzeydoğusundaki Sandringham Malikanesi'nde o dönem 39 yaşında olan Prens Andrew, 51 yaşındaki abisi Prens Charles'a tahsis edilmiş banyodaki tuvalet malzemelerini çıkarmayı reddettiğinde kavga patlak vermiş.
O dönem Buckingham Sarayı'nda hizmetçi olarak çalışan ve Kraliyet ailesiyle seyahat eden Janette McGowan kavgaya dair şu ifadeleri kullandı:
"O banyoda hiçbir şeyi hareket ettirmememiz ve hiçbir şeye dokunmamamız söylendi çünkü devam eden bir durum vardı. Kraliyet ailesi üyeleri Sandringham'a seyahat ettiğinde her birine oda ve banyo tahsis edilir."
McGowan ayrıca şunları dile getirdi:
"Ancak Prens Andrew, Galler Prensi için ayrılan banyoyu aldı ve kımıldamadı ve eşyalarını çıkarmayı reddetti. Tuhaf bir anlaşmazlığa dönüştü."
Eski Kraliyet çalışanı duruma Kraliçe II. Elizabeth'in müdahale etmek zorunda kaldığını belirtti. McGowan, Prens Andrew'a dair şunları söyledi:
"O dönem neredeyse 40 yaşındaydı. O yaşta biri için çok tuhaf bir davranıştı."
Kraliçe, Prens Andrew'la konuştuktan ve diğer banyoyu kullanması gerektiğini söyledikten sonra York Dükü geri adım atmış. 
Prens Andrew halihazırda hakkındaki cinsel saldırı iddialarıyla gündemde. ABD'de pedofil milyarder Jeffrey Epstein'in mağdurlarından Virginia Giuffre, Prens Andrew'un kendisini taciz ettiğini öne sürerek geçen sene New York'ta dava açmıştı. Giuffre, 17 yaşındayken Prens Andrew'un cinsel saldırısına uğradığını öne sürmüştü.
Söz konusu davayla ilişkili olarak yakın zamanda Prens Andrew'un Kraliyet unvanları elinden alınmıştı. Öte yandan York Dükü'ne yakın bir kaynak, Prens Andrew'un davayı kazanması durumunda unvanlarını geri alabileceğini iddia etti. 
York Dükü'nün duruşmasının sonbaharda görülmesi bekleniyor. 
Independent Türkçe, The Sun, Page Six, Daily Mail



Bel ağrısı için yürüyüşün hızı değil, mesafesi önemli

Araştırmacılar cuma günü, kronik sırt ağrısı riskini azaltmak için daha fazla yürümenin ne kadar hızlı yürüdüğümüzden daha önemli bir faktör olduğunu söyledi. Ayrıca her gün 100 dakika veya daha fazla yürümenin bu riski yüzde 23 oranında azaltabileceğini buldular (AFP)
Araştırmacılar cuma günü, kronik sırt ağrısı riskini azaltmak için daha fazla yürümenin ne kadar hızlı yürüdüğümüzden daha önemli bir faktör olduğunu söyledi. Ayrıca her gün 100 dakika veya daha fazla yürümenin bu riski yüzde 23 oranında azaltabileceğini buldular (AFP)
TT

Bel ağrısı için yürüyüşün hızı değil, mesafesi önemli

Araştırmacılar cuma günü, kronik sırt ağrısı riskini azaltmak için daha fazla yürümenin ne kadar hızlı yürüdüğümüzden daha önemli bir faktör olduğunu söyledi. Ayrıca her gün 100 dakika veya daha fazla yürümenin bu riski yüzde 23 oranında azaltabileceğini buldular (AFP)
Araştırmacılar cuma günü, kronik sırt ağrısı riskini azaltmak için daha fazla yürümenin ne kadar hızlı yürüdüğümüzden daha önemli bir faktör olduğunu söyledi. Ayrıca her gün 100 dakika veya daha fazla yürümenin bu riski yüzde 23 oranında azaltabileceğini buldular (AFP)

Yürümek uzun süreli kronik bel ağrısı riskini azaltmada faydalı olsa da uzmanlar, asıl önemli olanın nasıl yürüdüğünüz olduğunu söylüyor.

Norveçli araştırmacılar cuma günü, daha fazla yürümenin ne kadar hızlı yürüdüğümüzden daha önemli bir faktör olduğunu belirtti.

JAMA Network Open adlı akademik dergide yayımlanan çalışmada, "Bulgularımız, kronik bel ağrısı riskini azaltmada günlük yürüyüş miktarının ortalama yürüyüş yoğunluğundan daha önemli olduğunu gösteriyor" diye yazdılar.

Yazarlar ayrıca, günde 100 dakikadan (1 saat 40 dakika) fazla yürüyüş yapmanın, günde 78 dakikadan az yürüyüş yapmaya kıyasla kronik bel ağrısı riskini yüzde 23 azalttığını buldu. Günde 125 dakika veya daha fazla yürüyüş yapmak da riski yüzde 24 azalttı.

Çalışma, Trøndelag Sağlık Çalışması'na katılan 20 yaş ve üstü 11 binden fazla hastanın verilerini içeriyordu.

Katılımcıların sağlık durumları ilk olarak 2017'yle 2019 arasında değerlendirildi. Yazarlar daha sonra 2021'le 2023 arasında takip çalışması yaptı. Katılımcılar çalışmanın başlangıcında kronik bel ağrısı yaşamıyordu. Yürüyüşlerini ölçmek için ivmeölçerler taktılar.

4 yılı aşkın süre sonra, 1659 katılımcı kronik bel ağrısı yaşadığını bildirdi.

Yazarlar, daha fazla yürüyen katılımcıların daha sık egzersiz yapma eğiliminde olduğunu ve kronik bel ağrısı riskindeki azalmanın günde 100 dakika yürüyüşün ötesinde sabitlendiğini belirtti.

dfvgthy
Yürüyüş, omurgayı destekleyen kasları güçlendirmeye yardımcı olabilir. Doğada aktif olmak da işe yarar (AFP)

Yine de bu bulguların gelecekte bu maliyetli rahatsızlıkla ilgili politikaların belirlenmesinde yardımcı olabileceğini vurguladılar.

Bu bulgular, aktifliğin kronik bel ağrısını hafifletmenin bir yolu olduğunu belirleyen önceki araştırmalardan sonra ortaya çıktı. Bel ağrısı, Amerikalıların dörtte birinden fazlasını etkiliyor. UCLA Health'e göre, geçen yıl yapılan başka bir araştırmada, haftanın 5 günü 30'ar dakika yürüyen kronik bel ağrısına sahip kişilerin, yürümeyenlere göre iki kat daha uzun süre ağrısız yaşadığı ortaya çıktı. Avustralyalı araştırmacılar, bireylerin yaklaşık yüzde 70'inin bir atak geçirdikten sonra 12 ay içinde bel ağrısının nüksettiğini buldu.

Healthline'a göre yürüyüş, omurgayı destekleyen kasları güçlendirmeye, dolaşımı ve eklem hareketliliğini artırmaya yardımcı olabilir.

Bu, ABD'de en maliyetli 6. rahatsızlık ve inanılmaz derecede zayıflatıcı olabilir, hatta ayakta durmayı veya işte oturmayı bile zorlaştırabilir.

Araştırmacılar, "Gelecekteki araştırmalarla doğrulanırsa, bu sonuçlar kronik bel ağrısını önlemeye yönelik halk sağlığı stratejilerine bilgi sağlayabilir ve fiziksel aktiviteyi ikincil bir önleme aracı olarak rapor eden mevcut kılavuzları tamamlayabilir" dedi.

Independent Türkçe