Süper Lig'in teknik direktör dönüşümü: "Yeni"ler, "eski"leri geride bırakabilir mi? Gökerman: Geç kalınmış bir süreç

Süper Lig'de bu sezon değiştirilen teknik direktör sayısı 18'e ulaştı / Fotoğraf: AA
Süper Lig'de bu sezon değiştirilen teknik direktör sayısı 18'e ulaştı / Fotoğraf: AA
TT

Süper Lig'in teknik direktör dönüşümü: "Yeni"ler, "eski"leri geride bırakabilir mi? Gökerman: Geç kalınmış bir süreç

Süper Lig'de bu sezon değiştirilen teknik direktör sayısı 18'e ulaştı / Fotoğraf: AA
Süper Lig'de bu sezon değiştirilen teknik direktör sayısı 18'e ulaştı / Fotoğraf: AA

Süper Lig'de 2021-22 sezonunda 23 hafta geride kalırken değiştirilen teknik direktör sayısı da dikkat çekti.
Son olarak Altay'da Mustafa Denizli'nin yerine göreve gelen Marcio Nobre'nin de 11 gün süren teknik direktörlük deneyiminin son bulmasıyla ligde görevine son verilen antrenör sayısı şimdiden 18'i buldu.
Bu sezon; Fatih Terim, Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ersun Yanal, Sergen Yaçın, Bülent Uygun, Yılmaz Vural gibi ligin deneyimli isimlerinin görevlerine son verilmesi veya takım çalıştırmadığı görüldü.
Diğer yandan İlhan Palut, Emre Belözoğlu, Önder Karaveli, Ömer Erdoğan, Nestor El Maestro, Francesco Farioli, Volkan Demirel ve Nuri Şahin gibi antrenörler genç neslin başarılı temsilcileri olarak ön plana çıktı.
Şu ana kadar ligde Abdullah Avcı, Hikmet Karaman ve Rıza Çalımbay ise sezon başından bu yana aynı takımda görevlerine devam ediyor.
Bu sezon Süper Lig'in kariyerli antrenörleri takımlarını başarıya ulaştırmaktan uzak kalırken, İlhan Palut, Emre Belözoğlu, Ömer Erdoğan gibi yeni nesil antrenörlerin takımları şimdiden lige damga vurmuş durumda.
Türkiye'nin yeni yeni tanıdığı veya son dönemde yıldızı paylayan isimlerin kulüpler tarafından tercih edilmesi, kulüplerin eski alışkanlıklarını değiştirmek için yaptığı bir yenilik olup olmayacağı ise tartışma konusu.
Akıllardaki soru ise yenilerin, eskilerin yerini doldurup dolduramayacağı?

"Bir dönüşüm yaşanıyor; aslında bu çok geç kalınmış bir süreç"
Spor yazarı Uzay Gökerman, Türkiye'de son dönemde yaşanan teknik direktör değişimlerini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.
Son 15 yılda tüm spor branşlarında önemli değişimlerin yaşandığını dile getiren Gökerman, kulüpleri bu değişime nedenlerle ilgili şöyle konuştu:
"Özellikle son 10-15 yıldan itibaren tüm spor olaylarında teknik, taktik, bilgi gibi detaylar ön plana çıktı ve bunu kullanma başarısı ve becerisini gösteren kişiler fark yarattı. Premier Lig'de görev yapan Guardiola ve Klopp bu anlamda başı çeken, sürdürülebilir başarıyı yakalayan teknik direktörler olarak sayabiliriz. Ülkemizde de bir değişim dönüşüm yaşanıyor; aslında bu çok geç kalınmış bir süreç. 2010'lu yılların başında koşu mesafeleri tartışmalarını biraz da dalga geçercesine yapıyorduk veya 'teknik direktör takımı' olmak gibi kavramlar üzerinde konuşuyorduk. Kariyerli teknik direktör denilince de zaten bu anlaşılıyordu."
"Üç Büyüklerde başarılı olmuş, kupa kazanmış teknik direktörler 'tartışmasız' oluyordu" diyen Gökerman, "Ancak onların da oyunu teknik, taktik, bilgi, veri ile değil hep oyuncu tercihleriyle değiştirmeye çalıştıklarını gördük. İyi bir golcü, orta saha, savunma oyuncusu olmadan başarılı olunamayacağı algısı ile beslendi. Bunların işe yaramadığını da farklı tecrübelerle görmeye başladık. İşte o tecrübeler devreye girdiğinde de 'tartışmasız' olanlar bir anda devreden çıkmaya başladı" ifadelerini kullandı. 
Gökerman, "Türkiye'de son dönemde yıldızları parlayan İlhan Palut, Emre Belözoğlu, Önder Karaveli, Ömer Erdoğan, El Maestro, Farioli, Nuri Şahin, Çağdaş Atan vb... teknik adamların olduğunu ve bu isimlerin Türkiye'de teknik direktörlük devrimini gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceklerini" sorusuna "Öncelikle bir zihniyet değişimi yaşaması gerekir diye cevap vererek şunları kaydetti: 
"Bunun için de sadece futbolun teknik direktörlerin değişimi değil, oyunu yöneten, planlayan ve tabii yorumlayanların da değişmesi önemli. Çünkü kamuoyunun kafasındaki tartışmayı belirleyen paradigmayı onlar şekillendiriyor. Sanıldığının aksine ülkemizde futbol ne çok seviliyor ne de biliniyor. Tutkuyla bağlı olunan bir spor olayında tribünler bu kadar boş kalır mı ya da 'yenilsen de yensen de' tezahüratlarına rağmen üst üste alınan üç yenilgiden sonra ortalık 'istifa' diye inler mi?"

"Yetiştirenler de değişmeli ki alttan gelenler bu farkındalıkla sisteme dahil olsun"
Bir süredir spor kamuoyunda Türkiye'deki teknik direktör ve teknik direktör adaylarının yurtdışında kariyerli antrenörlerin yanlarında ya da antrenörlük kurslarında eğitim almadıkları yönünde eleştiriler hakim.
Gökerman, günümüzde bilginin hemen her alanda ulaşılabilir olduğuna değinerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Çağımızda bilgi o kadar yaygınlaştı ve kolay ulaşılabilir oldu ki artık mesele usta-kalfa-çırak ilişkisini aştı. Önemli olan bilgiye, tekniğe ve bunun araçlarını doğru yerde arıyor musun, ulaşabiliyor musun ve bunları işine ne kadar dahil edip, ne kadar kullanıyorsun? Az önce oyunu yorumlayanlardan söz ettik; elbette eğitim verenler, yetiştirenler de değişmeli ki alttan gelenler bu farkındalıkla sisteme dahil olsunlar. Bugün pro-lisans sahibi olan teknik direktörlerin işsiz, olmayanların da kiralık belgelerle gayri meşru yollardan teknik direktörlük yaptıkları bir dönemden geçiyoruz. Demek ki ortada yine bir çarpıklık var."

"...Ya futbol? Sürdürülebilir hangi başarı söz konusu?" 
Son dönemlerde Şenol Güneş ve Fatih Terim gibi kariyerli teknik adamlar, yardımcıları üzerinden sık sık eleştiriye maruz kaldı.
Öyle ki EURO 2020 finallerinde ve sonrasında 2022 Dünya Kupası Elemeleri'nde alınan başarısızlık Güneş'in görevinin son bulmasıyla sonuçlandı.
Galatasaray'da ise alınan başarısız sonuçlarda Terim'in yardımcıları üzerinden bir tartışma başladı ve yönetim Domenec Torrent'i deneyimli teknik adamın yardımcısı olması için Türkiye'ye davet etti. Bu durumdan bilgisi olmadığını söyleyen Terim ise yaşananlar üzerine Galatasaray'dan gönderildi.

"'Ders almam, veririm' şeklinde egoların ön plana çıktığı ortamda yanınızda yardımcı olsa ne olur?"
Gökerman, "Kariyerli hocalar, sık sık 'kendilerini güncellemedikleri' ve 'yeniliğe kapalı oldukları' iddialarıyla eleştiriliyor. Teknik adamlar yenilenme konusunda neden bir adım atmaz? Bu yaklaşım yanlış mıdır, doğru mudur" sorumu şöyle yanıtladı:
"'Ben ders almam, veririm' şeklinde egoların ön plana çıktığı bir ortamda yanınızda yardımcı olsa ne olur ya da hangi seviyede bir yardımcı olabilir? Ülkemizde hep raconlar konuşur. Bu tarza sahip bir futbol ikliminde bilgi, birikim, teknik, taktik konuşmak ne kadar mümkündür? İsim yapan teknik adamların yakın oldukları bir futbol kamuoyu var ve onlar sürekli birbirlerini besliyorlar. Kısır bir döngü söz konusu. Fatih Terim ve Şenol Güneş'in Milli Takım için neredeyse sonsuz derecede imkanları bulunuyordu. Yıllarca her şey ellerinin altındaydı. Sonuç bu olmamalıydı."

"Bu sezon üç büyükler dibe battı, başarısızlığı besleyen temel etken rekabet anlayışları"
Türkiye'de başarıya odaklı futbol iklimi, kulüpleriyle efsaneleşen isimlerin ilk kötü skorlarda görevden alınması için yeterli bir gerekçe olarak görülmesine neden oluyor.
Zira Beşiktaş'ta geçen sezon çift kupa kazanan Sergen Yalçın'ın, Altay'ı Süper Lig'e çıkaran Mustafa Denizli'nin kötü skorlar sonrası görevlerine son verilmesinin gerekçeleri oldu.
"Türkiye'nin başarı odaklı futbol iklimi, yeni isimlerin parlamasına müsaade edebilecek mi" sorusunu sorduğum Gökerman, "Bu sezon üç büyükler dibe battılar. Buradaki başarısızlığı besleyen temel etken onların aynı zamanda rekabet anlayışlarıydı" diyerek, şu görüşü paylaştı:
"Marka değerini yükseltmek yerine birbirlerininkini hep aşağı çeken zihniyetten söz ediyorum. Şimdi bu bataklıktan kurtulmak için sürekli inanmadıkları reçetelerle insanları harcıyorlar. Bu yine bir süreç alacak gibi görünüyor. Gençlere yatırım yapmak ve onlara inanmak çok önemli. Bunun için de onlara çalışacakları, işlerini yapacakları bir ortam hazırlamak ve onu korumak gerekiyor. Taraftar kısmı zaten en büyük problemlerden biri ancak bunu düzeltmek için işe futbolu yorumlayanlardan başlamak gerekiyor. 50 yıldır her sezon aynı yorumu yapan ve adına duayen denilen yorumcular var bu ülkede. Onların dinledikleriyle maç izleyen ve arkadaşlarıyla değerlendirenler de taraftar oluyor. TV'lerde futbol yorumlanmıyor kelimenin tam anlamıyla goygoy yapılıyor. Saatlerce... Adam futbolu anlatmak için yemek tarifi yapıyor. İnsanlar bayılıyor. Cem Yılmaz diyor ya hani 'en büyük olayım budur, şimdi yerlere yatarsın gülmekten ama buradan çıktığında aklında hiçbir şey kalmaz!' O kadar konuşuyorsun ama akıllarda ne kalıyor?" 

"Her tarafı görecek biz vizyona sahip olunmalı, neler olup bitiyor takip edilmeli"
Son yıllarda adından söz ettiren, henüz yolun başında olan antrenörlere tavsiyelerde de bulunan Gökerman, sözlerini şöyle noktaladı:
"Zor bir ülke burası. Kariyeri belirleyen şey liyakat değil. Bu nedenle hep birilerine yakın olmak, onların adamı gibi görünmek gerekiyor. Bir gruba ait değilsen yandın. Kimse koruyup kollamıyor seni. Buradan doğru bir iş üretmek çok zor gerçekten. Ancak her şeyin altından kalkacak da bir jenerasyonumuz var. Kısa vadeli planlar yapmamak çok önemli. Çağımız öylesine fırsatlar sunuyor ki kendini ifade edebilmenin, geliştirmenin yolları sınırsız. Bunları kullanmayı bilmek, becermek gerekiyor. 360 derece her tarafı görecek biz vizyona sahip olunmalı. Etrafta neler olup bitiyor takip etmeli. Özellikle de doğru örneklerin olduğu ülkeleri..."
Independent Türkçe 



UFC bahis skandalı hakkında tüm bilinenler

Isaac Dulgarian, cumartesi öğleden sonra Yadier del Valle'ye (+200) karşı -250 favori olarak gösterilirken, maçtan önceki saatlerde fiyat düştü. Dulgarian -130 civarında, del Valle ise +110'da kapattı (Zuffa LLC)
Isaac Dulgarian, cumartesi öğleden sonra Yadier del Valle'ye (+200) karşı -250 favori olarak gösterilirken, maçtan önceki saatlerde fiyat düştü. Dulgarian -130 civarında, del Valle ise +110'da kapattı (Zuffa LLC)
TT

UFC bahis skandalı hakkında tüm bilinenler

Isaac Dulgarian, cumartesi öğleden sonra Yadier del Valle'ye (+200) karşı -250 favori olarak gösterilirken, maçtan önceki saatlerde fiyat düştü. Dulgarian -130 civarında, del Valle ise +110'da kapattı (Zuffa LLC)
Isaac Dulgarian, cumartesi öğleden sonra Yadier del Valle'ye (+200) karşı -250 favori olarak gösterilirken, maçtan önceki saatlerde fiyat düştü. Dulgarian -130 civarında, del Valle ise +110'da kapattı (Zuffa LLC)

Adrenalin'den herkese merhaba. Bu hafta dövüş sporları gündemine bomba gibi düşen UFC'de bahis iddialarını ele alıyoruz. 

Karma dövüş sanatları dünyası (MMA) son yıllarda küresel ölçekte büyük bir popülariteye ulaştı. Fakat bu büyümenin gölgesinde, sporun en temel ilkesi olan dürüstlük ve rekabetin saflığı ciddi bir tehdit altında. UFC'yi sarsan yeni bahis skandalı, hem dövüşçülerin hem de organizasyon yönetiminin güvenilirliğini sorgulatacak boyutlara ulaştı.

Bu, geçmişte benzer iddialarla anılan James Krause olayından sonra UFC tarihindeki en ciddi krizlerden biri olarak görülüyor. James Krause, dövüşçüsünün sakat olduğunu bazı bahis gruplarına önceden bildirmiş ve olayın anlaşılması sonucunda lisansı süresiz şekilde askıya alınmıştı.

Skandalın fitilini ateşleyen karşılaşma, 2 Kasım 2025 gecesi Las Vegas'ta düzenlenen Dövüş Gecesi etkinliğinde yaşandı. Tüysıklette karşı karşıya gelen Isaac Dulgarian (ABD) ve Yadier del Valle (Küba), ilk bakışta sıradan bir eşleşme gibi görünüyordu. Ancak dövüşe saatler kala, bahis piyasalarında olağandışı bir hareketlilik fark edildi.

UFC'nin spor bahislerinde etik ve şeffaflık denetimi yapan ortağı IC360, organizasyon merkezine olağandışı bahis yoğunluğu uyarısı gönderdi. Normalde favori olan Dulgarian'ın oranı hızla düşüyor, büyük meblağlar del Valle'nin galibiyetine yatırılıyordu.

Dana White, bu durumdan haberdar olur olmaz Dulgarian'ı ve avukatını aradı. TMZ Sports'a yaptığı açıklamada, doğrudan şu soruları yönelttiğini söyledi:

Sakat mısın? Birine borcun var mı? Biri sana bir teklifte bulundu mu?

White'a göre Dulgarian net bir dille "Hayır" yanıtı verdi. Ancak birkaç saat sonra yaşananlar, bu cevabın doğruluğunu tartışmaya açacaktı.

7 galibiyet ve 1 mağlubiyetlik karnesiyle güçlü bir favori olarak dövüşe çıkan Dulgarian, karşılaşmanın ilk 30 saniyesinde agresif bir başlangıç yaptı. Kafaya tekme denemesi boşa gitti, ardından rakibini yere alma girişiminde bulundu. Rakibi del Valle bu hamleyi ustalıkla savurup rakibinin arkasına geçti.

Brezilya jiu-jitsusunda siyah kuşağa sahip del Valle, baskın pozisyonunu yaklaşık iki dakika korudu ve onu arkadan boğarak pes ettirdi. Karşılaşma sadece üç dakika sürdü.

UFC efsanesi ve yorumcu Daniel Cormier, yayın sırasında şu ifadeleri kullandı:

Dulgarian'ın savunması beyaz kuşak seviyesinde. Boynunu bu kadar açık bırakmak büyük hata.

Del Valle galibiyet sonrası yaptığı açıklamada, planlarının tam olarak işlediğini söyledi:

Rakibimin beni yere alacağını biliyorduk. Ama benin jiu-jitsu siyah kuşağım var, bundan korkmadım.

Dövüşün hemen ardından Dana White, FBI'la doğrudan temasa geçtiğini açıkladı. Beyaz Saray'a yakın kaynaklardan gelen bilgilere göre FBI Direktörü Kash Patel, UFC merkezine ajanlar gönderdi. Patel kısa süre önce NBA maçlarıyla ilgili yasadışı bahis operasyonunda 30'dan fazla kişinin tutuklandığını duyurmuştu.

Dulgarian, pazartesi günü itibarıyla UFC kadrosundan çıkarıldı. Resmi açıklama yapılmasa da UFC.com'daki profilinde Aktif Değil ibaresi yer alıyor.

White, "Henüz suçlu ilan etmiyorum ama durum iyi görünmüyor" diyerek sürecin ciddiyetini vurguladı.

Eğer bir dövüşü manipüle etmeye kalkasanız, UFC sizin en büyük düşmanınız olur. FBI dahil tüm kurumlarla birlikte üzerine gideriz. Amacımız, bu kişilerin hapse girmesini sağlamak.

Bu son skandal, UFC'nin 2023'te yaşadığı Darrick Minner – Shayilan Nuerdanbieke olayıyla dikkat çekici benzerlikler taşıyor.

O dönemde Minner'ın sakat olduğu bilinmesine rağmen dövüş öncesinde ona karşı yüksek miktarda bahis oynanmış, oranlar çarpıcı şekilde değişmişti. Minner kısa sürede teknik nakavtla kaybedince, soruşturma patlak vermişti.

Nevada Atletizm Komisyonu, Minner ve koçu James Krause'un lisansını süresiz olarak askıya almıştı. ESPN'in o dönemki haberine göre Krause, yurtdışındaki yasadışı bahis siteleriyle bağlantılı bir aracı olarak faaliyet gösteriyordu.

UFC, bu olayın ardından sert bir karar alarak, "Krause'la çalışan hiçbir dövüşçünün organizasyonda yer alamayacağını" duyurmuştu. Dulgarian da 2022'de Krause'un kampında antrenman yapmıştı. Bu nedenle FBI, yeni skandalı önceki dosyayla birleştirerek yürütüyor.

Olayın yankısı sürerken, bazı UFC sporcuları sosyal medya hesaplarından dikkat çekici açıklamalar yaptı.

Vince Morales, kendisine bir maçta kaybetmesi karşılığında 70 bin dolar teklif edildiğini belirtti.

Kadınlar sineksıklet dövüşçüsü Vanessa Demopoulos, benzer bir teklif aldığını iddia etti.

Dana White bu paylaşımlara sert tepki gösterdi:

Eğer size gerçekten böyle bir teklif geldiyse neden bize bildirmediniz? Neden polise gitmediniz? Şimdi mi söylüyorsunuz? FBI artık sizi de sorgulayacak.

White'ın açıklaması, olayın yalnızca Dulgarian'la sınırlı kalmayabileceği yönündeki endişeleri güçlendirdi.

UFC, 2021'de yasal spor bahislerinin Amerika genelinde yaygınlaşmasının ardından birçok eyalette lisanslı partnerlerle anlaşmalar yaptı. DraftKings, Stake ve BetMGM gibi şirketlerle yapılan sponsorluk anlaşmaları, UFC için milyar dolarlık bir gelir kapısı açtı.

Ancak bu durum, çıkar çatışması riskini de beraberinde getirdi.

Sporcular, antrenörler ve kamp çalışanlarının doğrudan ya da dolaylı biçimde bahis oynama ihtimali, organizasyonun "etik bütünlük" ilkesini tehdit ediyor.
 

sdfr
Dana White, ABD Başkanı Donald Trump'ın yakın dostu ve Trump, ABD'deki dövüş etkinliklerine sık sık katılıyor (Reuters)

FBI soruşturması, yalnızca Dulgarian'ın bireysel davranışlarını değil; aynı zamanda UFC'nin kurumsal denetim mekanizmalarını da mercek altına almış durumda.

Dana White, kamuoyu önünde her zamanki agresif üslubunu korudu. TMZ'ye, "Bu işte kimsenin gözünün yaşına bakmayız" diye konuştu.

Eğer birisi böyle bir işe kalkışırsa, ona savaş açarım. FBI'ı ararım, gerekirse tüm dünyaya rezil ederim. Sporun onuruyla oynayan hiç kimseye hoşgörü göstermem.

White'ın sözleri, UFC yönetiminin olaya yalnızca disiplin boyutuyla değil, kurumsal itibar açısından da yaklaştığını gösteriyor.

Spor dünyasında "bahis manipülasyonu" suçlaması, genellikle bireysel ahlak ve finansal baskı ekseninde değerlendiriliyor. Ancak karma dövüş sanatları doğası gereği bireysel bir spor olduğundan, bu tür vakalarda kurumsal gözetim daha zayıf kalabiliyor.

UFC'nin bu olay sonrasında sözleşmelere "bahis yasağı" ve "bütünlük ihlali" maddelerini daha sert hale getirmesi bekleniyor. Bazı spor hukukçuları, özellikle antrenör ve menajerlerin bahis sistemlerinden tamamen men edilmesi gerektiğini savunuyor.

FBI'ın yürüttüğü soruşturmanın sonucunda Dulgarian ve çevresi hakkında iddianame hazırlanması olasılığı yüksek. Ancak daha da önemlisi, bu süreç UFC'nin denetim politikalarını yeniden şekillendirebilir.

Bahis hareketlerinin anlık olarak izlendiği dijital platformlar, gelecekte yapay zeka destekli bütünlük izleme sistemleriyle entegre hale getirilebilir. IC360'ın bu olayda erken uyarı vermesi, sistemin potansiyelini gösterdi.

UFC, son 10 yılda dövüş sporlarını küresel bir markaya dönüştürdü. Ancak bu olay, bir organizasyonun ne kadar büyük olursa olsun etik zeminini korumak zorunda olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Isaac Dulgarian olayı, yalnızca bir dövüşün değil, bir sporcunun, bir organizasyonun ve belki de bir endüstrinin bütünlüğünün sınandığı bir dönüm noktası oldu.

UFC'nin bu krizi nasıl yöneteceği, gelecek yıllarda karma dövüş sanatlarının güvenilirliği adına belirleyici olacak.

Yararlanılan kaynaklar: The Athletic, The Guardian, Sports Illustrated, Marca, Sportskeeda


FIFA, İsrail ile oynanan maçlar nedeniyle Norveç ve İtalya'ya para cezası verdi

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) (Reuters)
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) (Reuters)
TT

FIFA, İsrail ile oynanan maçlar nedeniyle Norveç ve İtalya'ya para cezası verdi

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) (Reuters)
Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) (Reuters)

Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), geçtiğimiz ay İsrail ile oynanan 2026 Dünya Kupası Avrupa elemeleri maçlarında yaşanan taraftar olayları nedeniyle Norveç ve İtalya futbol federasyonlarına para cezası vermeye karar verdi.

FIFA, iki federasyonun milli marşa saygısızlık, seyircilerin sahaya girmesi ve ‘güvenliğin ihlali’ ile ilgili suçlamalarla karşı karşıya olduğunu duyurdu.

FIFA dün akşam, Dünya Kupası ile ilgili disiplin konularını içeren bir belge yayınladı.

FIFA'nın suçlamaları, Norveç'in başkenti Oslo ve İtalya'nın Udine kentinde oynanan iki maç sırasında bazı sloganlar da dahil olmak üzere Filistin bayraklarının dalgalandırılmasını içermiyordu.

FIFA, İtalya Futbol Federasyonu’na 12 bin 500 İsviçre frangı (15 bin 500 dolar) para cezası verirken, Norveç Futbol Federasyonu’nun 10 bin İsviçre frangı (12 bin 400 dolar) ödemesi gerektiğini açıkladı.


Formula 1 şampiyonu, Oscar Piastri'den umudunu kesti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Formula 1 şampiyonu, Oscar Piastri'den umudunu kesti

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Jacques Villeneuve, F1 dünya şampiyonasındaki liderliğini kaybeden Avustralyalı pilot Oscar Piastri'nin bu sezon "artık sınırına ulaştığına" inanıyor.

Ağustostaki Hollanda Grand Prix'sinde Lando Norris'in yarış dışı kalmasının ardından 34 puanlık bir fark yakalayan Piastri, ilk şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyordu.

Ancak Piastri'nin o yarıştan bu yana yaşadığı performans düşüşü, Norris'in farkı eritmesini sağladı. Piastri'nin McLaren'dan takım arkadaşı, bu hafta sonu gerçekleştirilecek Brezilya Grand Prix'sine bir puan farkla önde giriyor. Piastri, nisandaki Suudi Arabistan GP'sinden beri şampiyona lideriydi.

Sezonun bitimine 4 yarış kala ve Max Verstappen zirveden sadece 36 puan gerideyken, Piastri'nin form düşüklüğünü tersine çevirmesi çok önemli. Ancak 1997 F1 dünya şampiyonu Villeneuve, Avustralyalı pilotun artık sınırına ulaşmış olabileceğine inanıyor.

Villeneuve, Sky Sports'un The F1 Show programında, "Lando sezonun başlarında olağanüstü değildi, geçen yılın sonundaki Lando yoktu" diye konuştu.

Ve sürekli, 'Ah, bunun sebebi Piastri’nin vites yükseltmesi, artık Lando'nun hızına yetişti, hatta daha da hızlı' diyorduk. Ama aslında Piastri mi hızlanıyordu yoksa Lando mu formunda değildi? Sürekli araçtan pek memnun olmadığını söylüyordu. Ve belki de bu, Piastri'yi biraz rehavete sürükledi. Bir pilot sadece takım arkadaşıyla mücadele ediyorsa belki de sonuna kadar, saniyenin son onda birine kadar zorlamıyordur. Birdenbire Bakü'ye geldik ve her şeyi Max kazandı. Lando da öne çıktı. Lando tüm sezon boyunca olduğundan daha hızlı ve daha iyi sürüyor. Piastri öne çıkmıyor. Zaten limitindeydi. Ve böyle olduğunda, saniyenin onda ikisini daha düşünmek gerektiğinde aniden araçta önceden olmayan sorunlarla karşılaşılır.

Verstappen, geçen yıl Sao Paulo'da düzenlenen unutulmaz Grand Prix'yi kazanarak 4. dünya şampiyonluğunu garantilemişti. Bu hafta sonu aynı zamanda sezonun sondan bir önceki sprint hafta sonu olacak ve kazanılacak 33 puan var.

Independent Türkçe