ABD, Sudan ordusuna sağlanan finansmanı kısıtlama yollarını inceliyor

ABD Kongresi’nde Biden yönetiminin Sudan’daki 25 Ekim tedbirlerine karşı tutumuna sert eleştiriler yöneltiliyor.

Orgeneral Burhan 8 Aralık’ta Nil Nehri eyaletinde düzenlenen tatbikat sırasında askerler arasında görülüyor (AFP)
Orgeneral Burhan 8 Aralık’ta Nil Nehri eyaletinde düzenlenen tatbikat sırasında askerler arasında görülüyor (AFP)
TT

ABD, Sudan ordusuna sağlanan finansmanı kısıtlama yollarını inceliyor

Orgeneral Burhan 8 Aralık’ta Nil Nehri eyaletinde düzenlenen tatbikat sırasında askerler arasında görülüyor (AFP)
Orgeneral Burhan 8 Aralık’ta Nil Nehri eyaletinde düzenlenen tatbikat sırasında askerler arasında görülüyor (AFP)

ABD Dışişleri Bakanlığı, Sudan ordusuna sağlanan finansmanı kısıtlamak için ‘geleneksel ve geleneksel olmayan araçları’ gözden geçirdiğini belirterek, Moskova’yı Sudan’daki darbeyi destekleyerek ‘olumsuz bir rol oynamakla’ suçladı. ABD Başkanı Joe Biden ise 25 Ekim’deki Sudan’da darbeye karşı tutumu nedeniyle Demokrat ve Cumhuriyetçi senatörlerin eleştirilerinin hedefi haline geldi.
ABD'nin Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Molly Phee, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin düzenlediği dinleme oturumunda yaptığı konuşmada, “Biz şu an Sudan’da askeri rejime sağlanan finansmanı kısıtlamak ve ordunun kontrol ettiği şirketleri izole etmek için geleneksel ve geleneksel olmayan araçlar ile Sudan güvenlik güçleri ve finans şirketleriyle her zamanki gibi iş yapmaya devam etmeyi seçenler için risk notunu yükseltmeyi gözden geçirme sürecindeyiz” dedi.
Kongre üyelerinin sert eleştirilerine maruz kalan Phee, “Yönetim yaptırımlar konusunda yeni yetkiler geliştirmesinin yanı sıra elindeki araçlara bakıyor” dedi. Phee bu araçlar arasında ‘Sudan’da yasa dışı altın aramayı’ ele alabileceklerine işaret etti.

ABD’den Rusya vurgusu
Rusya’nın Sudan krizindeki rolüne değinen Phee, “Moskova, Sudan da dahil olmak üzere Afrika'daki darbeleri destekleyerek olumsuz bir rol oynuyor. Bu bir endişe kaynağı. Rusya eski Sudan’ı temsil ediyor. Sudan askeri liderleri, tarihi geçiş sürecini tamamlamada Sudan’a yardımcı olan liderler mi yoksa başarısız liderler mi olacaklarını seçmeli. Rusya ile değil, ABD ve dünyadaki ortaklarımızla ortaklığı bulunan bir Sudan istiyoruz” diye konuştu. Oturum boyunca Sudan güvenlik güçlerinin bölünmüş ve yekpare olmadığını birçok kez tekrarlayan Phee, “Sudan ordusunun bazı unsurları Sudan’da geçiş süreci vizyonunu istiyorlar ancak bunu nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Bu nedenle de eski yöntemlerini tekrarlamaya dönüyorlar” dedi. Phee, Sudan güvenlik güçlerine barışçıl protestoculara yönelik şiddet eylemlerini durdurma çağrısını yineledi.
Sudan halkından övgüyle söz eden Phee, “Sudan halkı muhteşem, kendini adamış, yaratıcı, ne istediği konusunda net bir vizyona sahip ve bu vizyonun zayıflamasına izin vermeyecek. Çalıştığım başka hiçbir yerde bu türden bir güç ve uyum görmedim” ifadesini kullandı.
Phee bu açıklamalara rağmen Kongre’deki iki partinin eleştirilerinden kurtulamadı. Kongre’deki Cumhuriyetçi ve Demokrat senatörler, ‘ABD yönetiminin yaptırım uygulamak için elindeki araçları kullanmakta başarısız olduğunu’ dile getirerek, yönetimi bu yaptırımları uygulamaya zorlayacak yasa tasarılarıyla baskı uygulamaya devam etme sözü verdiler. Senatörler ayrıca ABD yönetiminin 25 Ekim darbesinden sonra dondurduğu 700 milyon dolar başta olmak üzere Sudan’a herhangi bir yardımın önünün açılması için Kongre’nin bazı şartlar belirleyeceğini ifade ettiler.
ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Senatör Bob Menendez, açıklamasında, “Sudan ordusu mevcut krizin çözümü için açıkça diyalog sözü vermesine rağmen göstericileri ve sivil toplum aktivistlerini öldürmeye, işkence etmeye, ihlalde bulunmaya ve tutuklamaya devam ediyor. Geçen hafta sonu 27 yaşındaki genç de dahil olmak üzere, güvenlik güçleri darbeden bu yana 80’e yakın sivil öldürdü” dedi.
Menendez, “Diyalog zorunlu olmakla birlikte, insan hakları ihlallerinde bulunan yetkililere ve darbeyi planlayan yüksek mevkideki yetkililere yaptırımlar uygulamak gerekir. Yardımların dondurulması iyi fakat şiddeti durdurmak ve generalleri müzakere masasına oturmaya zorlamak için yeterli değil. Ben, Cumhuriyetçilerle birlikte yardımların serbest bırakılmasına şartlar getiren ve darbeyi yapanlara, demokrasiye geçişi tehdit etmeye ve insan haklarını ihlal etmeye devam edenlere yaptırımların uygulanması için bir sistem ortaya koyan yasa tasarısı hazırlamak için çalışıyorum. Yönetimin verdiği yanıtta bu büyük ölçüde eksik” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) Sudan'daki Entegre Geçiş Yardım Misyonu’nun (UNITAMS) ülkedeki krizin çözümüyle ilgili girişimine şüpheyle yaklaşan Menendez, “Sudan’daki Birlemiş Milletler Misyonu, Sudan liderliğinde görüşmeleri kolaylaştırmaya çalışacağına işaret etmesine rağmen diyaloğa katılmaya zorlayacak veya katılımcılara taahhütlerine bağlı kalma sorumluluğu yükleyecek hiçbir bir araca sahip değil” dedi.

“Burhan ve Hamideti’yi uyarmalıyız”
Dış İlişkiler Komitesi'nin kıdemli Cumhuriyetçi üyelerinden James Risch, Sudan’daki askeri liderleri sert bir dille eleştirdiği konuşmasında, “25 Ekim darbesinden önce ve sonra sivillere karşı belgelenen şiddet, Sudan ordusunun acımasız ve güvenilmez olduğunu ve Sudan'daki demokratik geçişe öncülük edemeyeceğini kanıtlıyor. Sivil yönetimin geri getirilmesine yönelik bir yol bulunması için General Abulfettah el-Burhan (Sudan Ordu Komutanı) ve General Hamideti (Hızlı Destek Güçleri Komutanı) ile konuşma ihtiyacımız olmasına rağmen ikisini uyarmalıyız” ifadelerini kullandı. Senatörler ABD yönetimine 25 Ekim olaylarını ‘askeri darbe’ olarak nitelendirme çağrısında bulundu. Nitekim yönetim söz konusu olayları ‘askeri müdahale’ şeklinde tanımlamıştı.
Oturuma katılanlar arasında yer alan ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Direktör Yardımcısı Isobel Coleman, Sudan’daki ekonomik krize dikkati çekti. Coleman, ‘askeri müdahalenin’ ardından yardımların dondurulmasına rağmen Ajansın üç alanda sivil toplumu ve demokratik geçişi desteklenmesi gerektiği görüşünde olduğunu belirterek, bu alanları şöyle sıraladı: Sivil siyasi liderliğin güçlendirilmesi, insan hakları, düşünce özgürlüğü ve gösteri düzenleme hakkına saygı duyulması ve ordunun siyaset ve ekonomi üzerindeki hakimiyetine son verilmesi.
Bireysel yaptırım uygulamasının fikir babası kabul edilen Demokrat Senatör Chris Coons, Sudan Direniş Komitesi ve Sudan Merkezi Doktorlar Komitesi’nde yer alan isimleri resmi olarak Nobel Barış Ödülü için sunduğunu bildirdi. Demokrat Senatör Jeanne Shaheen ise Sudanlı kadınların yönetime katılmaları için baskı uygulanması çağrısında bulundu.



Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’, Libyalı analistlerin ABD Özel Temsilcisi Richard Norland'ın Libya'nın güneyine yaptığı benzeri görülmemiş ziyaretin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini gölgede bıraktı.

Norland'ın bu hafta başında güneydeki Sebha kentinde Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam Hafter ile yaptığı görüşmelerin ayrıntıları yeterince açıklanmadı. Ancak gözlemciler Norland'ın Sebha'ya yaptığı ziyaretin ‘sembolik’ olduğunu bildirdi. Derne Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Yusuf el-Farisi, söz konusu ziyaretin ‘önceki güvensizlik dalgalarının ardından istikrarlı güvenlik koşulları ışığında bir ABD yetkilisinin güney kentine yaptığı ilk ziyaret’ olduğunu belirtti.

cdvfg
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Sebha ziyareti sırasında gerçekleşen görüşmede konuşurken (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Johns Hopkins Üniversitesi Dış Politika Enstitüsü üyesi Hafız el-Guveyl'e göre, Libya'ya yönelik on yıllık stratejik planın ve Rus nüfuzunu sınırlama girişimlerinin gölgeleri, ABD Özel Temsilcisi’nin Güney Libya ziyaretinde de kendisini gösterdi. El-Guveyl'e göre Rusya'nın Libya'nın güneyindeki nüfuzunu arttırması, ABD'nin kırılgan bölgelere yönelik stratejisinden ve Norland'ın ziyaretinden daha uzak değil. Bu noktada, geçtiğimiz mart ayından bu yana Rus askeri kargo uçaklarının ülkenin güneyinde yer alan Brak eş-Şati Üssü’ne yönelik birden fazla hava ikmalinden söz eden sızıntıların ortaya çıktığını da belirtmek gerekir.

Xujık8
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile CIA Direktörü William Burns arasında Trablus'ta daha önce yapılan bir görüşmeden (UBH)

İki yıldan kısa bir süre önce Biden yönetimi, ‘Çatışmayı Önlemek ve İstikrarı Teşvik Etmek için ABD Stratejisi - Libya için On Yıllık Stratejik Plan’ olarak bilinen planı başlattı. Bu plan, diğer hususların yanı sıra, Libya'nın tarihsel olarak marjinalleştirilmiş güneyini ulusal yapılara entegre etmeyi, daha geniş bir birleşmeye yol açmayı ve güney sınırını güvence altına almayı amaçlıyor.

Norland, Hafter'le görüştükten sonra Libya'nın güneyinin istikrara kavuşturulması, Libya'nın egemenliğinin korunması ve bölünmelerin aşılmasında oynadığı hayati rol hakkında genel bir konuşma yapmakla yetindi. Trablus Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş'a göre söz konusu ziyaret Moskova'nın nüfuz mücadelesi ve Rusya'nın bölgedeki genişlemesini keşfetme bağlamının ötesine geçemeyebilir.

Diğer yandan Norland’ın Libya'nın güvenlik kurumlarını birleştirme çabalarını ülkenin dört bir yanından Libyalı askeri liderlerle ilişki kurarak desteklemekten bahsetmesi de dikkat çekiyor. El-Atraş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu ziyaretin gerçekleri gizlemek için yapıldığını belirtti. El-Atraş’a göre bu ziyaret öncelikle Moskova'yı hedef alıyor ve ülkenin batısından sorumlu İçişleri Bakanı İmad et-Trablusi ile Saddam arasında daha önce yapılan ve tek taraflı bir eylem olan görüşmeye dayanan vizyonları önemsizleştiriyor.

 sc
Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı ve Rus hükümetinden üst düzey bir heyetin daha önce Bingazi'ye yaptığı ziyaretten (Şarku’l Avsat)

Öte yandan bir grup analist, Çin'in Libya'daki faaliyetlerinin genişlemesine ilişkin ABD'nin güçlü endişelerinden bahsetti. Siyasi analist İzzeddin Akil'e göre güney Libya, Çin İpek Yolu'nun kesilmesinde önemli bir istasyon olabilir ve aynı zamanda Afrika'da Çinlileri rahatsız etmek ve onlara karşı koymak için bir üs olarak kullanılabilir.

Akil, Washington yönetiminin Trablus Büyükelçisi olarak atanması planlanan Amerikalı diplomat Jennifer Gavito'nun brifinginde Çin hakkında söylenenleri esas aldı.

Gavito geçtiğimiz haziran ayında Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde yaptığı açıklamada, Çin'le bağlantılı şirketlerin Libya'da bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe gösterdikleri derin başarılar konusunda uyarıda bulundu.

Infra Global Partners Vakfı danışmanı Jonathan Bass, Pekin'in Mareşal Halife Hafter'e verdiği desteğe işaret ederek, Çin'in daha önce eski Libya Başbakanı Fethi Başağa döneminde çok cazip koşullarla ülkenin güneyinde Libya altını çıkarma hakkını elde ettiğini söyledi.

Sahel bölgesinin son iki yılda Fransa'ya sadık bazı yerleşik rejimlerin devrilmesine tanık olması ve Rusya'nın yeni rejimlerin müttefiki olarak bölgeye müdahil olması da dikkat çekiyor.

Norland'ın Sebha'yı ziyaretinden bir gün sonra Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin'in Rus askeri kamyonu Ural'ın direksiyonuna geçmesi ve Ural’ın Libya pazarına girişini kutlaması da önemli bir noktaydı.