Nebih Berri: Lübnan’ın yeni Cumhurbaşkanı bölücü değil birleştirici olmalı

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı ve Emel Hareketi lideri Nebih Berri Hizbullah’ın silahlarını iç siyasette kullanmadığını ileri sürdü

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 3 Şubat’ta Lübnan Basın Konseyi ile görüştü (Şarku’l Avsat)
Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 3 Şubat’ta Lübnan Basın Konseyi ile görüştü (Şarku’l Avsat)
TT

Nebih Berri: Lübnan’ın yeni Cumhurbaşkanı bölücü değil birleştirici olmalı

Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 3 Şubat’ta Lübnan Basın Konseyi ile görüştü (Şarku’l Avsat)
Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri, 3 Şubat’ta Lübnan Basın Konseyi ile görüştü (Şarku’l Avsat)

Lübnan Temsilciler Meclisi Başkanı ve (Şii) Emel Hareketi Genel Başkanı Nebih Berri, Mişel Avn’dan sonra seçilecek yeni cumhurbaşkanının, Lübnan’daki tüm kesimleri bir araya getiren ve onlar arasında ayrım yapmayan biri olması gerektiğini ifade etti. Berri, parlamento seçimlerinin bir gün bile ertelenmesini ve parlamentonun görev süresinin uzatılmasını kabul etmeyeceğini söyledi.
Berri ayrıca, “tüm bu kazanımları aynı anda gerçekleştirmenin zorluğu nedeniyle belediye seçimlerini daha sonraya erteleme yönünde bir eğilimi olduğunu” da belirtti.
Berri, Lübnan Basın Konseyi Başkanı ve üyeleriyle yaptığı görüşmede, “Seçimler, önemli bir detaydır. Lübnanlılar, seçimlerin kurbanlar arası bir savaş mı yoksa Lübnan’ı yeniden kurmak için bir savaş mı olacağını seçmelidir” dedi. “Lübnan’ı kapsamak, Arapları kapsamaktır” diyen Berri, “Tarih boyunca hep Arap toplumuyduk ve öyle kalacağız” ifadelerini kullandı. Nebih Berri ayrıca, parlamento seçimlerinin yeni bir Lübnan’a doğru yeni bir açılım ortaya koyması gerektiğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanlığı seçim kazanımları hakkında konuşan Meclis Başkanı, “Cumhurbaşkanı, görev süresinin bitiminden sonra 1 gün bile Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kalmak istemediğini defalarca açıkladı” dedi. Berri, bir sonraki cumhurbaşkanının özellikleri hakkındaki vizyonuna da değinirken, “Lübnanlıları bir araya getiren bir cumhurbaşkanının yanındayım. Birleştiren ve bölmeyen bir başkan istiyoruz” şeklinde konuştu. Nebih Berri, “Resulullah (sav) çevresindekilerle istişare ediyor, insanları bölmeye değil, bir araya toplanmaya çağırıyordu. Bunun için Allahu Teala, ‘Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz insanlar etrafından dağılır giderlerdi’ diyor” ifadelerini kullandı. Berri ayrıca, “Lübnanlıları küçük, dar çıkarlar değil, yüksek ulusal çıkarlar etrafında birleştiren bir cumhurbaşkanı istiyoruz” dedi.
Berri, Hizbullah’ın silahlı yapısı konusuna da değinirken, “Hizbullah ve Emel Hareketi olarak biz ittifak olarak bunun bir parçasıyız. İsrail Lübnan topraklarında var olduğu ve emellerini ortaya koyduğu sürece silahlı direniş ulusal bir ihtiyaç var olmaya devam edecektir” değerlendirmesinde bulundu. Nebih Berri, “Direnişin silahı (Hizbullah’ın silahlı yapısı), işgalin bir sonucudur, tam tersi değil” diyerek, ayrıca bu silahların herhangi bir koşulda Lübnan içerisinde kullanılmasının yasak olduğunu” vurguladı.
Lübnanlılar, askıya alınmasından sekiz ay sonra müzakereleri yeniden başlatmak için İsrail ile deniz sınırı belirleme müzakereleri çerçevesinde ABD’li bir arabulucunun ziyaretini bekliyor. Bu beklenti bağlamonda Berri, ABD temsilcisi Amos Hochstein’in bir hafta içerisinde Lübnan’da olacağını belirtirken, müzakerelerin yeniden başlayacağının ve çerçeve anlaşmaya bağlı kalınacağının varsayıldığını vurguladı.
Nebih Berri, Fransa’ya, Total şirketine ve sondaj ve arama yapmaya kararlı şirketlere de yönelirken, “Özellikle faaliyetin başlaması gereken alan tartışmalı olmadığı için bundan kaçınmanın hiçbir mazereti yok” dedi. Şirketleri, üzerlerine uygulanan her türlü baskıdan kendilerini kurtarma çağrısı yapan Berri, sondaj faaliyetinin ertelenmesinin, ABD’nin ‘deniz sınırları konusunda bir anlaşma sağlanmadan önce gaz çıkarmaya başlamama’ yönündeki baskılarından kaynaklandığını vurguladı.
Lübnan ekonomik sularında 9 No’lu Blok ve 4 No’lu Blok’ta arama ve enerji çıkarma taahhüdü bir şirketler ittifakına verildi. Bu ittifak kapsamında, Fransa merkezli Total, İtalya merkezli Eni ve Rusya merkezli Novatek de yer alıyor. Sondaj faaliyetleri, Beyrut’un kuzeyinde bulunan 4 No’lu Blok’ta gerçekleştirildi. Ancak bölgenin İsrail ile bir sınır anlaşmazlığına tanık olduğu güney sınırında yer alan 9 No’lu Blok’ta faaliyetler başlamadı.
Öte yandan Beyrut Limanı’ndaki patlamaya ilişkin soruşturma konusunda Berri, anayasanın ‘kanunların kanunu’ olduğunu ve ‘kölesi olmayan bir efendi’ olduğunu vurguladı. Nebih Berri, “Anayasada cumhurbaşkanlarını, bakanları ve temsilcileri yargılama yetkisinin Temsilciler Meclisi’ne ait olduğunu belirten dört madde bulunmaktadır. Bu yetki, eksiksizdir. Yüksek Yargı Konseyi’nin şu anki başkanı tarafından yönetilen sekiz kıdemli yargıç ve yemin etmiş yedi seçilmiş temsilciden oluşmaktadır” dedi. Berri, limandaki patlama konusunda tek isteklerinin, konuyu politize etmek yerine anayasanın ve hukukun uygulanması olduğunu ifade etti.
“Yoksullara ve orta sınıflara vergi ve harç uygulanması, mevcut koşullarda uygun değildir. Orta sınıf kalmadı. Katkısız vergi uygulamak, ister proje aracılığıyla ister başka bir şekilde mümkün değil” diyen Berri, Lübnan Elektrik Şirketi için hazine kredisi talebinin ise ‘bir bilmece’ olduğunu ifade etti. Meclis Başkanı, “Elektrik, elektriğin yokluğu ve reform projelerinin olmaması sebebiyle, 40 veya 50 milyar dolar açık var” diyerek, “Neden inisiyatif almıyor ve enerji üretim tesisleri kurmak için sunulan tekliflerin kabulünü hızlandırmıyorsunuz?” diye sordu. Bu soruyu hükümet adına sorduğunu belirten Berri, “Neden elektrik sektörünü düzenleyen bir otorite kurulmadı. Bu sadece Lübnan’ın değil, Dünya Bankası’nın bir talebi” değerlendirmesinde bulundu.
Berri, ortak komitelerin tekelini yasaklayan bir yasa da dahil, bir dizi reform yasasını onaylamak üzere bu ay sonlanmadan önce Temsilciler Meclisi’nde bir genel kurul oturumunun düzenleneceğini açıkladı. Meclis Başkanı ayrıca, düzenleyici kurumları etkinleştirme ve tüketim malları fiyatlarıyla manipülatörlere misilleme yapma çağrısında bulundu.



Irak'taki Şii Koordinasyon Çerçevesi çöküşün eşiğinde

Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)
Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)
TT

Irak'taki Şii Koordinasyon Çerçevesi çöküşün eşiğinde

Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)
Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin daha önceki toplantısından bir kare (Irak Haber Ajansı)

Şii Koordinasyon Çerçevesi çevresindeki siyaset kulislerinde, son aylarda meydana gelen değişikliklerle bu güçlerin dağılmanın eşiğinde olduğu konuşuluyor.

Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın kaynaklar, ‘ittifakın birliğini zayıflatmaya’ katkıda bulunan birkaç faktöre işaret etti. Bunların başında şu anda çoğu ana gücün neredeyse bağımsız olarak yarışmayı tercih ettiği ve Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin ikinci dönem için aday olmayı istemesinden kaynaklanan fikir ayrılığıyla, önümüzdeki kasım ayında yapılması planlanan genel seçimler geliyor. Diğer faktörler arasında ise İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) komutanları aracılığıyla Irak'taki Şii güçler arasındaki ilişkilerin yol gösterici pusulası olan İran'ın, İsrail'in saldırıları ve ABD ile uluslararası baskılar sonucunda yaşadığı bölgesel değişimler ve zorlu koşullar yer alıyor.


Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Doha Zirvesi Bildirisi’nde Katar'la koşulsuz dayanışma ve saldırının yaygın olarak kınanması vurgusu

Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'ndan bir kare (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Kaynaklar, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT)-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda tartıştıkları taslak nihai bildirinin, İsrail'in geçtiğimiz salı günü Katar'a düzenlediği saldırılarını şiddetle kınadığını söyledi.

Kaynaklara göre taslak bildiri, bir araya gelen devletlerin Katar’la sarsılmaz dayanışma içinde olduklarını teyit ederken Katar topraklarındaki bir yerleşim bölgesini hedef alan saldırıyı, ‘açık bir saldırganlık eylemi ve uluslararası hukukun ciddi bir ihlali’ olarak değerlendirerek kınadı. Bildiride ayrıca, İsrail’in düzenlediği saldırıların bölgesel ve uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden bir tırmanış oluşturduğu ve bunun tüm Arap ve İslam ülkelerine yönelik bir saldırı olduğu vurgulandı.

Bildiri, bu ülkelerin Doha'nın egemenliğini ve güvenliğini savunmak için aldığı tüm önlemlere koşulsuz destek verdiklerini yeniden teyit etti.

İsrail’in saldırısının Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve tutukluları serbest bırakmak için Katar'ın arabuluculuk çabalarını baltalamayı amaçladığı vurgulanan bildiride barış için yapılan diplomatik çabaların başarısızlığından İsrail'in tam olarak sorumlu tutulduğu belirtildi. İsrail'in saldırısının ‘mevcut ve gelecekteki anlaşmaları tehdit ettiği’ ifade edilen bildiride, uluslararası topluma saldırıyı durdurmak için acil önlemler alması çağrısında bulunulurken, Arap Barış Girişimi'ne bağlı kalınmasını vurgulandı. Bununla birlikte Katar, Mısır ve ABD'nin arabuluculuk çabalarındaki rolünü ve Suudi Arabistan ile Fransa'nın ‘iki devletli çözümü’ destekleyen çabaları övüldü.

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al-i Sani'nin dün gerçekleşen zirvede yaptığı konuşmadan, Doha'nın kendi topraklarına yönelik saldırıyı kınamak, uluslararası toplumu İsrail'i Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşı durdurmaya zorlamak ve Filistin devletinin kurulmasını desteklemek amacıyla ‘gerçekçi’ bir yanıt hazırlamaya çalıştığı anlaşıldı. Katarlı yetkili, ülkesinin Gazze Şeridi'nde ateşkesin sağlanması için Mısır ve ABD ile arabuluculuk rolünü sürdüreceğini de duyurdu.


Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
TT

Doha Zirvesi: İsrail'e karşı ortak adımların görüşüleceği bakanlar toplantısı

Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)
Katar’ın başkenti Doha'daki Sheraton Oteli olağanüstü zirveye ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, otelin önünde İslam ülkelerinin bayrakları dalgalanıyor. (Reuters)

Arap ve İslam ülkelerinin dışişleri bakanları bugün Katar'ın başkenti Doha'da bir araya gelerek İsrail'in Doha'ya yönelik saldırısı hakkında bir karar taslağını görüştü. Karar, yarın Katar'ın ev sahipliğinde düzenlenecek olağanüstü Arap Birliği – İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) zirvesinde liderlere sunulacak.

Bu gelişme, zirveye katılan ülkelerin dışişleri bakanları arasında, resmi toplantılar başlamadan önce bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili tutumları koordine etmek için iletişimin devam ettiği bir dönemde gerçekleşti.

Geçtiğimiz salı günü Katar'ın başkentinde Hamas liderlerini hedef alan İsrail saldırıları, hareketin beş üyesinin ve Katar güvenlik güçlerinden bir üyenin ölümüne yol açtı.

Zirvenin taslak sonuç bildirgesinin tartışılması

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün Doha'ya geldi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, olağanüstü zirvede ‘bugün yapılacak dışişleri bakanları hazırlık toplantısında sunulan, İsrail'in Katar devletine yönelik saldırısı hakkında bir taslak bildirgenin tartışılacağını’ doğruladı.

Katar Haber Ajansı'na (QNA) yaptığı açıklamada el-Ensari, zirvenin toplanmasının, ‘İsrail'in bir dizi Hamas liderinin konutlarını hedef alan alçakça saldırısı karşısında İslam dünyasının Katar ile dayanışma içinde olduğunu yansıttığını’ vurguladı.

Dışişleri bakanlarının gündeminde Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani'nin konuşması ve Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'ın benzer bir konuşması yer alıyor. Dışişleri bakanları, önerilerini, resmi olarak kabul edilmesi için olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine sunacak.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanlığı Devlet Bakanı Halife bin Şahin el-Merar, Bangladeş Geçici Hükümeti Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Muhammed Tevhid Huseyin, Brunei Darussalam Cumhuriyeti Dışişleri İkinci Bakanı Dato Erron Behin Yusuf, Kazakistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Alibek Bakayev, İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha ve Gambiya Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Mohamed Jallow olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesine katılmak üzere Katar’ın başkenti Doha’ya geldi.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İİT dışişleri bakanları toplantısına katılmak üzere bugün Tahran'dan Doha'ya gitti. İran Devrim Muhafızları Ordusu'na yakın (DMO) Tesnim haber ajansı, Arakçi'nin İİT dışişleri bakanları olağanüstü toplantısına katılmak üzere bu sabah Katar'ın başkentine gittiğini bildirdi. Söz konusu toplantı, yarın yapılacak olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi hazırlıkları kapsamında, İsrail'in Katar'a yönelik ‘askeri saldırganlığını’ görüşmek üzere Katar'ın talebi üzerine düzenlendi. Tesnim, İran'ın olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesinde İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından temsil edileceğini bildirdi.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise İsrail'in ‘kardeş ülke Katar'a yönelik acımasız saldırısının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Arap, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden tehlikeli bir adım olduğunu’ söyledi.

Katar'ın yarın ev sahipliği yapacağı olağanüstü Arap Birliği – İİT zirvesi öncesinde QNA'ya verdiği özel röportajda Abbas, “Doha Zirvesi'ne katılmanın mesajı ve amacı açık; Katar'ın güvenliği, Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hepimiz bu saldırılar karşısında birleşmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.

Abbas, İsrail'in Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğine yönelik saldırısının yansımalarıyla ilgili olarak, bunun ‘Arap ve İslam ülkelerinin güvenliğini zayıflatmaya ve bölgenin istikrarını bozmaya yönelik tehlikeli bir gösterge olduğunu’ belirtti. Abbas, ‘kolektif güvenliği korumak için Arap ve İslam dünyasının ortak bir tepki vermesi gerektiğini’ vurguladı.

Abbas ayrıca, İsrail'in Katar, Filistin ve diğer Arap ülkelerine karşı sürdürdüğü ihlallerden sorumlu tutulması gerektiğini bildirdi.

QNA’nın bugün yayınladığı röportajda Abbas, insani yardımın ulaştırılmasının hızlandırılması, işgal güçlerinin Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi, Batı Şeria ve Kudüs'teki yerleşim faaliyetlerinin ve yerleşimci terörünün durdurulması, ele geçirilen Filistin fonlarının iadesi ve uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca, başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin tüm topraklarının işgalinin sona erdirilmesi ve yeniden inşanın ilerletilmesi gerektiğini vurguladı.

Filistin Devlet Başkanı ayrıca, Filistin davasını destekleme konusunda Katar'ın kararlı rolünü övdü ve bu durumun, hakikat ve adaleti savunan halkların ve devletlerin, saldırganların planlarını bozabileceğini kanıtladığını belirtti.

Diğer yandan Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, “Zirvenin toplanması, Katar'ın yalnız olmadığı ve Arap ve İslam ülkelerinin onun yanında olduğu mesajını veriyor” dedi.

Ebu Gayt, Şarku'l Avsat'a yaptığı özel açıklamada, “İsrail saldırıları, ne yazık ki, uluslararası toplumun iki yıldır Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçuna sessiz kalmasından ve işgalci liderlerin istedikleri her şeyi yapıp paçayı sıyırabilecekleri hissine kapılmalarından kaynaklanıyor. Bu talihsiz durumun sona erdirilmesi gerekiyor. Zira böyle devam ederse uluslararası hukukun çöküşünün bedelini hepimiz ödeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

sdfr
Kahire'deki Arap Birliği Genel Merkezi (Şarku'l Avsat)

Geçtiğimiz perşembe günü Katar, İsrail Hava Kuvvetleri’nin salı günü Hamas liderlerinin konutlarına düzenlediği ve Körfez, Arap ve uluslararası ülkeler ve kuruluşlar tarafından kınanan saldırıyı görüşmek üzere acil bir Arap Birliği – İİT zirvesi düzenleneceğini duyurdu.

Zirvede, durumun yansımaları ve bölgenin daha fazla çatışmaya sürüklenmesini önlemek için atılması gereken adımlar tartışılacak. İran, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın zirveye katılacağını doğrularken, Irak da Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin katılacağını doğruladı. Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarın Doha'yı ziyaret edeceğini açıkladı.