Japon sincaplarının sihirli mantarlarla beslendiği keşfedildi

Latince adı Sciurus lis olan bu hayvanlar, Japonya'ya özgü (Koichi Gomi)
Latince adı Sciurus lis olan bu hayvanlar, Japonya'ya özgü (Koichi Gomi)
TT

Japon sincaplarının sihirli mantarlarla beslendiği keşfedildi

Latince adı Sciurus lis olan bu hayvanlar, Japonya'ya özgü (Koichi Gomi)
Latince adı Sciurus lis olan bu hayvanlar, Japonya'ya özgü (Koichi Gomi)

Japon sincabının zehirli ve halüsinojen mantarları afiyetle yediği ve sapasağlam kaldığı gözlemlendi.
Zehirli mantarların, hayvanları yemekten caydırmak için evrimleştiği düşünülüyor. Söz konusu mantarlar, insanlar tarafından yenirse deliryum, halüsinasyon, nöbet, koma ve hatta bazen ölüme sebebiyet verebiliyor.
Kobe Üniversitesi Biyoloji Bölümü'nde akademisyenlik yapan Kenji Suetsugu ve fotoğrafçı Koichi Gomi, Nagano prefektörlüğünde bu sincaplardan birini gözlemledi.
Hayvanın, sinek mantarı (Amanita muscaria) ve panter mantarı (Amanita pantherina) gibi pek çok zehirli mantar türüyle düzenli şekilde beslendiği görüldü.
Araştırma ekibi, aynı sincabın birkaç gün sonra gelerek panter mantarıyla beslenmeye devam ettiğini tespit etti.

Halüsinojen mantarlar, "sihirli mantarlar" olarak da biliniyor (Koichi Gomi)
Frontiers in Ecology and the Environment adlı hakemli bilimsel dergide 1 Aralık'ta yayımlanan makalede, sincapların zehirli mantarları yüksek ihtimalle güvenle tüketebildiği sonucuna varıldı.
"Gerçekten şaşırdım. Sincabın midesinin bulanabileceğinden korktum" diyen Suetsugu, iki taraf arasında simbiyotik ilişki olabileceğini düşünüyor. Zira sincaplar, mantar sporlarının çevreye yayılmasını sağlayabilir.
Öte yandan simbiyotik ilişki sadece bir varsayım. Bilim insanı, konu hakkında daha fazla araştırma yapılması gerektiğini vurguladı:
"Sincapların toksin yiyerek nasıl hayatta kalabildiği, ileride yapılacak bir araştırmayı hak ediyor. Bu soruya şu an cevap veremiyoruz."
Independent Türkçe, EurekAlert, Newsweek



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news