Ürdün’ün karşısında hava sistemini geliştirmesini gerektiren bir tehdit var mı?

Amman’a 16 savaş uçağı, modern silah sistemi ve radar tedarik etme amaçlı 4 milyar dolarlık bir ABD anlaşması

Ürdün’e ait iki savaş uçağı (Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı)
Ürdün’e ait iki savaş uçağı (Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı)
TT

Ürdün’ün karşısında hava sistemini geliştirmesini gerektiren bir tehdit var mı?

Ürdün’e ait iki savaş uçağı (Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı)
Ürdün’e ait iki savaş uçağı (Ürdün Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı)

Tarık Dilvani
Bir kez daha, Ürdün ile ABD arasındaki ortak savunma anlaşmasının tezahürlerinden biri ortaya çıktı. Bu kez yaklaşık 4 milyar dolar değerinde yaklaşık 16 savaş uçağı, gelişmiş silah sistemi ve radar satın almak için Ürdün- ABD anlaşması ilan edildi.
Halkın anlaşma gerekçelerine duyduğu şaşkınlık ortasında Ürdün hükümeti, ayrıntılar hakkında sessizliğini korudu. Hükümet, anlaşmanın korona pandemisi nedeniyle ağır borç yükü altında olan devlet hazinesinden değil, bir ABD hibesi tarafından finanse edildiğini söylemekle yetindi.

Olası tehditler
Anlaşma, Independent Arabia’nın bir önceki analiz haberinde Ürdün’ün İran’ın bölgedeki silahları ve milisleriyle askeri bir çatışmaya karışma olasılığı hakkında belirttiklerini doğruluyor. Analizde, herhangi bir İran balistik füzesinden korunmak amacıyla hava sisteminin şeklini ve boyutunu geliştirme ihtiyacına dikkat çekilmişti.
Amman, uzun süredir Tahran’ı Arap bölgesinde saldırgan ve yayılmacı bir politika izlemekle suçluyor ve İran’ın Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’e müdahalesini eleştiriyor. Aynı şekilde Ürdün, Suriye ile kuzey sınırına yakın milislerinin varlığından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi.
Ürdün Kralı da bölgedeki ‘Şii Hilali’ne ilişkin uyarılarda bulundu. Kral, iki yıl önce CNN’e verdiği röportajda ise ülkesinin İran yapımı insansız hava araçları tarafından saldırıya uğradığını açıklamıştı.

Anlaşmanın ayrıntıları
ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre Ürdün Anlaşması, F100-GE-129D modellerinin motorlarına, savaş uçağı yazılımını güncelleme konusunda uzmanlaşmış ‘IPDG’ cihazlarına, F-16 uçaklarında uzmanlaşmış bilgisayarlara ve konum belirleme sistemlerine ek olarak, 12 adet F-16 C Block 70 uçağı ve 4 adet F-16 D Block 70 uçağı siparişini içeriyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analiz habere göre ABD Dışişleri Bakanlığı, anlaşmanın Ürdün’ün ABD ve koalisyon güçleriyle sürekli işbirliğini sağlayarak mevcut ve gelecekteki tehditlerle yüzleşme yeteneğini geliştireceğini söyledi. Belirtilene göre bu uçaklar, Ürdün savaş uçağı filosunun modernizasyonuna olanak sağlayacak ve silahlı aşırılık yanlısı örgütlerle mücadelede bölgesel hedefleri destekleyecek.

Ürdün’ün Hava Yetenekleri
Ürdün Hava Kuvvetleri, Birleşik Krallık’ın 1931’de Ürdün’de hava üsleri inşa etmesiyle kuruldu. Daha sonra 1950’de Krallık, ‘Arap Hava Tugayı’ bilinen bir hava kolu inşa etmeye başladı ve ardından 1955’te ‘Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri’ kuruldu.
ABD merkezli ‘Global Firepower’ internet sitesi, Ürdün Hava Kuvvetleri’nin dünyanın en güçlü 140 ordusu arasında 36. sırada yer alıyor. Ürdün ordusu ile dünyada 75. sırada yer alıyor.
İnternet sitesine göre Hava Kuvvetleri, 44 savaş uçağı, 4 saldırı uçağı, 13 askeri nakliye uçağı, 5 özel görev uçağı ve 133 helikopter olmak üzere 255 savaş uçağına sahip.

Derin ilişkiler
Öte yandan eski Ürdünlü Bakan Hazem Kaşvi, özellikle Joe Biden’in Ürdün Kralı ile Beyaz Saray’da görüşmesi ve daha sonra iki ülke arasında karşılıklı savunma anlaşmasının imzalanması sonrasında ‘Ürdün- ABD ilişkilerini’ oldukça derin ve stratejik olarak nitelendirdi.
Kaşvi, Washington’un Ürdün rejimini desteklediğini ve bölgedeki rolüne önem verdiğini söyledi. Eski Bakana göre Ortak Savunma Anlaşması, Biden’in Beyaz Saray’da imzaladığı ilk askeri anlaşma.
Bu gelişme, Ürdün’ün ABD askeri teçhizatı satın aldığı ilk sefer değil. 2018 yılında Ürdün Ordusu, Ürdün sınırının güvenliğini artırmak ve DEAŞ militanlarına karşı sınır dışı operasyonlarına katılmak amacıyla bir grup Amerikan ‘Black Hawk’ helikopteri satın aldı.
Amman’daki ABD Büyükelçiliği’nin internet sitesine göre son beş yılda ABD yardımının değeri, 6,5 milyar dolara ulaştı.
Son 40 yılda ABD ve Ürdün arasındaki ilişkiler yakın ve iyi düzeyde ilerledi. 1951 yılından bu yana Washington, Ürdün’e 20 milyar dolardan fazla yardımın yanı sıra güvenlik, sağlık, eğitim ve su alanlarında önemli destek sağladı.
2021’de Ürdün ve ABD, Washington’un Ürdün’de askeri varlığa sahip olmasına, askeri üsler inşa etmesine ve ‘özellikle Ürdün’deki 3 bin ABD askerinin varlığıyla birlikte Ürdün topraklarının askeri saldırılar için kullanılması’ da dahil hesap vermeksizin özgürce hareket etmesine izin veren ortak bir savunma anlaşması imzaladı.

Suriye tehdidi
Ürdün’ün endişelerinin yanı sıra ülkedeki Suriyeli mülteciler meselesine ilişkin tavırda bir değişiklik var. Amman’dan Şam’a net veya üstü kapalı mesajlar gönderilmesinin ardından mültecilerin ülkelerine gönüllü geri dönüşlerinde bahseden Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, bir dizi kanlı çatışma sonrasında ‘uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle topraklarına yapılacak saldırılarda müsamaha gösterilmeyeceğini’ ifade etti.
Amman’ın kızgın ve ‘güvenliğini korumak için her türlü bedeli ödemeye hazır’ göründüğü sıcak haftaların ardından bugün, Ürdün’ün Türkiye deneyimini tekrarlama ve Suriye sınırında askeri yeteneklerin güçlendirilmesini gerektiren bir tampon bölge sağlama arzusundan söz ediliyor.



ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
TT

ABD, DEAŞ'a karşı operasyonda Türkiye ve Suriye ile ortaklığı vurgulamaya özen gösteriyor

ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera, 14 Mayıs 2025'te Suudi Arabistan'da bir araya geldi. (AP)

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) dün, Suriye'nin kuzeybatısında nadir bir saldırı düzenlediğini ve bu saldırıda DEAŞ'ın önde gelen bir lideri ile iki militanının öldürüldüğünü açıkladı. CENTCOM, askerî açıdan insansız hava araçlarıyla (İHA) yapılan saldırılardan daha tehlikeli olan kara operasyonuyla ilgili çok az ayrıntı verdi.

CENTCOM tarafından yapılan açıklamada, ABD güçlerinin Halep kırsalının doğusundaki el-Bab bölgesinde lider Ziya Zevbe Muslih el-Hardani ve iki oğlunu öldürdüğü bildirildi.

“Öldürülen DEAŞ üyeleri, ABD ve koalisyon güçleri ile yeni Suriye hükümeti için tehdit oluşturuyordu” denilen açıklamada, saldırı sırasında üç kadın ve üç çocuğun da olay yerinde olduğu, ancak zarar görmedikleri belirtildi. Bir ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) yetkilisi de dün yaptığı açıklamada, operasyonda ABD tarafında herhangi bir kayıp yaşanmadığını ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan (NYT) aktardığına göre, kara operasyonları çok önemli bir hedef olarak görülüyor. Zira saldırı bölgesi, terörle mücadele güçlerinin gelecekteki saldırılarını planlamasına yardımcı olabilecek hassas bilgiler (bilgisayarlar, cep telefonları ve diğer veriler) içerebilir.

CENTCOM, kara operasyonu hakkında çok az ayrıntı verdi. Ancak hava saldırılarının aksine, terörle mücadele amaçlı kara saldırıları genellikle komando birlikleri ve helikopterleri içerir ve çoğu zaman saldırı uçakları ve İHA’lar tarafından desteklenir.

Saldırının duyurulması, Başkan Donald Trump'ın haziran ayı sonunda Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımların çoğunu kaldıran bir yürütme emri imzalamasından sadece birkaç hafta sonra geldi. Trump böylece, liderlerinin El Kaide örgütüyle olan geçmiş bağlantıları konusundaki endişelere rağmen, ülkedeki yeni hükümete desteğini pekiştirdi.

 Özgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlarÖzgür Suriye Ordusu ve DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) arasında Tanf Üssü'nde mayın tespit cihazları konusunda yapılan ortak tatbikatlar

Suriye'ye yönelik Amerikan politikasının on yıllardır süren geleneğini sona erdiren bu adım, Trump'ın mayıs ayında Ortadoğu gezisi sırasında yaptığı sürpriz bir açıklamayla geldi. Suudi Arabistan ziyareti sırasında Trump, savaşçıları diktatör Beşşar Esed'i deviren ve aralık ayında iktidara gelen Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü.

Trump, o zamanlar ABD hükümeti tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan bir grubu yöneten eş-Şara'yı ‘genç ve güçlü’ olarak nitelendirmiş ve Suriye'nin Mart 2011'de başlayan yıkıcı iç savaşın ardından kendini yeniden inşa etmek için bir ‘şans’ hak ettiğini söylemişti.

Suriye'nin kuzeyindeki Halep vilayetindeki el-Bab operasyonu, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) güçleri ile yeni Suriye hükümeti arasında gerçekleştirilen ilk ortak uluslararası güvenlik operasyonu olarak kabul ediliyor.

DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.DEAŞ’ın önde gelen liderlerinden Ziya Zevbe Muslih el-Hardani… El-Hardani, Suriye'nin kuzeyinde DMUK, Türkiye ve Suriye'nin ortak operasyonu sırasında öldürüldü.

New York merkezli güvenlik danışmanlığı şirketi Soufan Group’un terörle mücadele analisti Colin P. Clarke, NYT’ye şunları söyledi: “Saldırının duyurulması mantıklı. Çünkü ABD, Türkiye ve Suriye ile (özellikle de Suriye ile) ortaklaşa yürütülen DEAŞ karşıtı savaşı öne çıkarmak ve Şam'ın somut değişiklikler yapma ve ABD'nin taleplerine yanıt vermek için gösterdiği çabaları ortaya koymak isteyebilir.”

CENTCOM Komutanı General Michael Erik Kurilla yaptığı açıklamada, “CENTCOM, bölgeyi, müttefiklerimizi ve vatanımızı tehdit eden DEAŞ teröristlerini kalıcı olarak yenilgiye uğratmaya kararlıdır” ifadelerini kullandı.