Mısır ile Almanya, Libya konulu Berlin Konferansı’ndaki kararların uygulanması konusunda anlaştı

AA
AA
TT

Mısır ile Almanya, Libya konulu Berlin Konferansı’ndaki kararların uygulanması konusunda anlaştı

AA
AA

Mısır ve Almanya’nın Libya’daki krizinin tüm yönleriyle çözümü için Berlin Konferansı’nda alınan kararların uygulanması konusunda anlaşmaya vardığı bildirildi.
Mısır Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, resmi ziyaret kapsamında başkent Kahire’ye gelen Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’u makamında kabul etti.
Görüşmede, başta Libya’daki son gelişmeler ve Filistin meselesi olmak üzere ortak öneme sahip bölgesel meseleler masaya yatırıldı.
Açıklamada, tarafların, Libya’da istikrar ve güvenliğin yeniden sağlanması için Berlin Konferansı’nda alınan kararların uygulanması için iş birliği yapılması konusunda mutabık kaldıkları bilgisine yer verildi.
Görüşmede, Kahire ve Berlin’in mevcut ilişkilerinin önemli olduğuna vurgu yapan Sisi’nin iki ülke arasındaki iş birliğinin her alanda geliştirilmesi yönündeki arzusunu dile getirdiği kaydedildi.
Almanyalı Bakan Baerbock da ülkesinin Mısır ile mevcut ilişkileri takdir ettiğini, Mısır’ın Orta Doğu ve Afrika’da istikrarın sağlanmasında etkili bir rol üstlendiğini aktardı.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Almanya’nın Kahire Büyükelçisi Frank Hartmann da toplantıda hazır bulundu. Alman Bakan Baerbock resmi temaslarda bulunmak üzere bugün Mısır’a gelmişti.

Libya'daki son gelişmeler
Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğündeki Libya Siyasi Diyalog Forumu'nun 24 Aralık 2021'de yapmaya karar verdiği devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri, hukuki sorunlar sebebiyle yapılamamıştı.
Ülkenin doğusundaki milletvekilleri ve batısındaki bazı siyasi aktörler, 24 Aralık tarihi itibarıyla Ulusal Birlik Hükümeti'nin görevinin sona erdiğini iddia ediyor.
Libya’nın doğusundaki Temsilciler Meclisi, 10 Şubat'ta yaptığı oturumda eski İçişleri Bakanı Fethi Başağa'yı başbakan olarak seçmişti.
Tobruk kentinde gerçekleşen oturumda, doğudaki milletvekilleri hazır bulunurken Libya'nın batısındaki temsilcilerin çoğu katılmamıştı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan dün yapılan açıklamada, Temsilciler Meclisi'nin Başağa’yı başbakan olarak seçmesinden memnuniyet duyulduğu belirtilmişti.

Berlin Konferansı
Konferansın 23 Haziran 2021’de düzenlenen son toplantısının ardından açıklanan sonuç bildirgesinde, Libyalı taraflara "yeni bir sayfa açma ve geçmişteki çatışmaları geride bırakma" çağrısı yapılmış ve paralı askerlerin ülkeden çıkarılması gibi önemli kararlar alınmıştı.
Bildirgede ayrıca, "tüm Libyalı taraflara, daha fazla gecikme olmaksızın ateşkes anlaşmasını tam olarak uygulama, BM'ye üye tüm devletlere de anlaşmanın tam olarak uygulanmasına saygı duyma ve destekleme" çağrısı yapılmıştı.
İlki 19 Ocak 2020'de düzenlenen Libya konulu Berlin Konferansı'nın ikinci oturumu ise 23 Haziran 2021 tarihinde düzenlenmişti.



İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

TT

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

İsrailli aşırılık yanlıları Arapların sığınaklara girmesini bin 200 kez engelledi

“Hayfa'da iyi bir ailenin evini temizlemek için işe geldik ama eve yaklaştığımızda sirenler çalmaya başladı. İnsanlar halk sığınağına koştu, biz de koştuk. Ancak oraya vardığımızda kapıyı kapattılar ve bu sığınağın sadece mahalle sakinlerinin kullanımı için olduğunu söyleyerek içeri girmemizi engellediler. Biz de büyük bir korku içinde dışarıda kaldık ve patlama seslerini duyduğumuzda dehşete kapıldık.” Tamra kentinden bir Arap temizlikçi dün İsrail medyasına maruz kaldıklarını bu sözlerle anlattı.

İş arkadaşı da aynı ifadeleri doğrulayarak şunları söyledi: “Uzun yıllardır büyük bir evde çalışıyoruz ve ev sahipleri bize iyi davranıyor. Ancak bu ırkçılık karşısında şok olduk. Ev sahibi polisi aradı ve ona komşularının yasaları çiğnediğini söylediler. Bu ırkçıların nasıl davrandığını anladığında şok oldu. Yasalara göre her halk sığınağının, aynı mahalleden olsun ya da olmasın, İsrail'deki her insan için bir barınma yeri olduğunu, bunun önemli olmadığını söyledi.”

Bu iki kadının bilmediği şey, maruz kaldıkları şeyin münferit bir vaka olmadığı, İran füzelerinin on gün önce düşmeye başlamasından bu yana İsrail'de bin 200'den fazla benzer olayın meydana geldiği ve polise şikâyette bulunulduğuydu.

jıop
Hayfa'da sirenler çalarken bir sığınağa sığınan İsrailliler, 16 Haziran (AFP)

İsrail merkezli insan hakları kuruluşu Sivil Haklar Derneği'ne göre, savaş sırasında yayınlanan resmi belediye verileri bu olgunun artmakta olduğunu gösteriyor.

Bu olgunun bir parçası olarak, ‘nüfusun yüzde 12'sinin Arap olduğu Hayfa kentinde 175 vaka kaydedilirken, Arap nüfusun yüzde 7 olduğu Tel Aviv-Yafa'da 178, Arap nüfusun yüzde 40 olduğu Kudüs'te ise 600'den fazla vaka kaydedildi.’

Bariz ırk ayrımcılığı

İsrail'de sığınakların inşasının, hükümetin ve çeşitli bakanlıklarının sorumlu olduğu bariz bir ırk ayrımcılığı politikası içerdiği biliniyor. En büyük Arap şehri olan ve 80 binden fazla nüfusa sahip Nasıra'da, son savaşların hepsinde füze bombardımanına maruz kalmasına rağmen, bir tane bile halk sığınağı bulunmuyor.

İran'a karşı savaşın üçüncü gününde, yedi kilogram patlayıcı taşıyan bir İran insansız hava aracı (İHA) Nasıra'da Schneller mahallesinin kalbine düştü. Mucizevi bir şekilde patlamadı.

Patlayıcı uzmanları İHA’yı kontrollü bir şekilde patlatana kadar mahalle sakinleri tahliye edildi. Bununla birlikte, hemen yanında ve arazisi üzerinde inşa edilen Yahudi kasabası Nof Hagalil'de 25 halka açık sığınak bulunuyor.

dfgthy
Tel Aviv'de sirenler çalarken bir sığınağa yönelen İsrailliler, 19 Haziran (AP)

Savaşın ikinci gününde aynı aileden dört kişinin İran füzesiyle öldürüldüğü 40 bin nüfuslu Arap şehri Tamra'da sadece bir halk sığınağı bulunurken, bin 100 Yahudi'nin yaşadığı komşu kasaba Mitzpe Aviv'in sınırları içinde 13 halk sığınağı var.

Demokratik Cephe ve Arap Değişim Hareketi lideri Knesset üyesi Eymen Avde, iki gün önce X platformunda yaptığı paylaşımda, ‘siren çalındığı sırada korunaklı bir yere girişin engellenmesini suç sayan ve para cezasıyla cezalandırılacak bir yasa tasarısı’ sunacağını söyledi.

Kan 11 televizyonu dün yayınladığı bir haberde, ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi olgusunu ortaya koydu. Şarku’l Avsat’ın Kan 11 televizyonundan aktardığı habere göre İsrail'de ‘yabancıların’ kamuya açık sığınaklara girmesinin engellenmesi gibi bir durum söz konusu. Bazı bölgelerde Yahudi vatandaşların da mahalle dışından geldikleri için sığınaklara girmelerine izin verilmiyor.

Bat Yam kentinde yaşayan Shuval Fuchs, komşu binada oturdukları için Yahudi vatandaşların kendisi ve beş Yahudi kadının sığınağa girmesini engellediğini anlattı. Fuchs, “Burada ulusal dayanışmadan bahsediyorlar. Bu bir yalan. Bencillik burada gelişiyor ve Araplara karşı var olan ırkçılığa katılıyor. Ben yedek kuvvetlerde askerim. Gazze Şeridi'nde görev yaptım. Ama bu bana yardımcı olmadı. Benim ve kadınların içeri girmesini engellediler ve biz de aşırı korku içinde dışarıda kaldık” şeklinde konuştu.