Fetih Hareketi’nden ‘kapsamlı Filistin diyaloğu’ çağrısı

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) grupları çağrıyı olumlu karşılarken, Hamas çağrıya şüpheyle yaklaştı.

Batı Şeria’nın Nablus kentinde Yahudi yerleşimlerine yönelik protestolara katılan Filistinliler (Reuters)
Batı Şeria’nın Nablus kentinde Yahudi yerleşimlerine yönelik protestolara katılan Filistinliler (Reuters)
TT

Fetih Hareketi’nden ‘kapsamlı Filistin diyaloğu’ çağrısı

Batı Şeria’nın Nablus kentinde Yahudi yerleşimlerine yönelik protestolara katılan Filistinliler (Reuters)
Batı Şeria’nın Nablus kentinde Yahudi yerleşimlerine yönelik protestolara katılan Filistinliler (Reuters)

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Kurulu ve Fetih Hareket Merkez Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh, Filistinli gruplara ulusal diyalog çağrısında bulundu. FKÖ gruplarından bazıları çağrıyı olumlu karşılarken, Hamas çağrıya şüpheyle yaklaştı.
Şeyh yaptığı açıklamada, “Merkez Konsey (toplantısının) en önemli ve siyasi ve ulusal sonuçları, Konseyi’nin kararlarına dayanan ve önümüzdeki sürecin ana hatlarını belirleyen kapsamlı yol haritasının ortaya konulması ve çizilmesidir. Bu harita, derhal başlaması gereken ikili ve kapsamlı ulusal diyaloglar yoluyla ulusal projenin korunması için tüm Filistin’in birliği temeline dayanan açık bir metot gerektiriyor” dedi.
Şeyh’in ulusal diyalog çağrısı, FKÖ Merkez Konseyi toplantısından birkaç gün sonra geldi. FKÖ çatısı altındaki muhalif bazı gruplar, toplantıdan çıkan kararları ‘hegemonyayı güçlendiren ve bölünmeyi artıran kararlar’ diye nitelemişti.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a yakınlığıyla bilinen Şeyh, Fetih Hareketi Merkez Komitesi tarafından merhum Saib Ureykat’ın yerine FKÖ Yürütme Komitesi’ne atandı.
Hamas, Şeyh’in diyalog çağrısıyla hakkında hemen yorum yapmaktan kaçındı. Ancak Hamas Hareketi’nden bir kaynak, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, bu çağrıyı ‘faydasız’ diye niteledi. Kaynak, “Belirli bir zümrenin FKÖ, yönetim ve kararlar üzerinde hegemonya kurduğu ve ulusal çoğunluğu ötekileştirdiği bir ortamda yapılan bu çağrı göstermeliktir. Hamas daima diyaloğa çağırıyor ve diyalog ilkesi üzerinde bir ihtilaf yok. Girdiğimiz her diyalogda tavizler verdik. Fakat ulusal temellere dayalı diyalog, ötekileştirmeye değil, tam ortaklığa, seçimlere ve FKÖ reformuna dayanır” ifadelerini kullandı.
Hamas, Merkez Konsey toplantısını geçen hafta düzenlemesinin ardından Başkan Abbas’ın “tekçi yaklaşıma” karşı koyma konusunda
İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ile anlaştı. Söz konusu üç örgüt kendi aralarında sürekli istişare halinde olduklarını belirterek, Merkez Konsey’in ilan ettiği tüm atamaları meşru saymadıklarını duyurdu. Üç örgüt, ciddi bir ulusal diyalog başlatma ve “Halk Direnişi İçin Birleşik Liderlik” kurumunun oluşturmaya çağırdı
Üç örgüt ‘yönetim ve ulusal karar üzerinde hegemonya kuran bu tekçi yaklaşımın derhal terk edilerek, tam ulusal ortaklığa dayalı gerçek bir ulusal birliğe ve ulusal kolektif kararların ve çıktıların uygulanmasına doğru ilerleme sağlanması’ çağrısında bulunarak, ‘etkili bir yönetim’ talebinde bulundu. Üç örgüt, Kapsamlı seçimlerin yapılmasına zemin hazırlayacak, FKÖ’de reform yapılmasının hızlandırılmasına katkı sağlayacak, yurt içindeki ve dışındaki Filistin halkının tek ve meşru temsilcisi olması dolayısıyla FKÖ kurumlarını aktifleştirecek herkesi kapsayan geçici yeni bir ulusal konseyin kurulması için Filistinli örgütlerin genel sekreterleri düzeyinde derhal ciddi bir ulusal diyalog başlatılması çağrısı yaptı.
Halk Direnişi İçin Birleşik Liderlik kurumunun oluşturulması ve bu kuruma işgal ile yerleşimcilere karşı sahada tüm yetkilerin verilmesi talebini dile getiren üç örgüt, Filistin Yönetimi liderliğini “Filistin sahasında bölünmeyi derinleştiren ve bölünmeyi sürekli hale getirmeye çalışan, kişisel zafiyet faktörlerini pekiştiren ve içerdeki parçalanma durumunu artıran tek taraflı adımlar atmakla” suçladı.
Filistin Merkez Konseyi, Filistin devletini tanıyana kadar İsrail’i tanımayı askıya alma, FKÖ ile Filistin Yönetimi’nin işgal yönetimi ile yaptığı tüm anlaşmalara ve taahhütlere son verme ve çeşitli şekillerdeki güvenlik koordinasyonunu durdurma kararı aldı.
Merkez Konseyi, üye sayısı 350 kişi ile sınırlandırılacak şekilde Konseyin yeniden yapılandırılması ve bunun hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Merkez Konseyi, yöneticileri yeniledikten sonra taleplerini tekrarladı. FKÖ Merkez Komitesi ve Merkez Konseyi’ndeki boş koltuklara yeni isimler seçildi. Merhum Saib Ureykat'ın yerine Fetih Hareketi Merkez Komitesi Üyesi Hüseyin eş-Şeyh, Yatırım Fonu Yönetim Kurulu Başkanlığından istifa eden Hanan Aşravi'nin yerine Dr.Muhammed Mustafa, istifa eden Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi'nden (FDKC) Teysir Halid'in yerine Ferid Seru (Remzi Rabah) üye olarak seçildi. Remzi Huri de Ulusal Fon Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilerek siyasi sisteme göre Merkez Konseyi Yürütme Komitesi’nin üyesi oldu.
Bu seçimlerden önce Merkez Konseyi toplantısında Fettuh, Filistin Ulusal Konseyi başkanlığına, Musa Hadid ile Ali Faysal da başkan yardımcılıklarına, Fehmi ez-Zaarir de Konseyin genel sekreterliğine seçildi.
Hamas kaynağının konsey toplantısıyla hakkında kullandığı şüpheci ifadelerin aksine FKÖ çatısı altındaki diğer gruplar ulusal diyalog çağrısını olumlu karşıladı. Filistin Ulusal Girişim Hareketi Siyasi Büro Üyesi ve Hareketin Gazze Sorumlusu Dr. Aid Yaği, “Zorluklarla mücadele için birleşik bir ulusal strateji üzerinde anlaşmaya varmak adına ikili ve kapsamlı ulusal diyaloğun başlatılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.
Yaği, Girişim Hareketi’nin Merkez Konsey toplantısının son oturumunun ertelenmesini ve öncesinde ciddi bir ulusal diyalog başlatılmasını talep ettiğini belirtti.
Filistin Halk Partisi Siyasi Büro Üyesi Velid el-Avad da diyalog çağrısını olumlu karşıladı. Avad, “Ulusal davanın karşılaştığı tehlikeler ve zorluklar, genel sekreterlerin toplantısından çıkan ve siyasi ortaklığın birleşik bir şekilde hayata geçirilmesini öngören kararlar ile Merkez Konseyi kararlarının uygulanmasına dayanan siyasi bir strateji üzerinde anlaşmaya varılması amacıyla ikili, kapsamlı ve ciddi bir diyalog gerektiriyor” ifadesini kullandı.
Diyalog çağrısını olumlu karşılayan diğer bir grup ise Filistin Halk Kurtuluş Cephesi oldu. Kurtuluş Cephesi Komite Üyesi Mahir Mazhar, “Bölünmeye son verme ve birliği yeniden sağlama hedefiyle herkesin katılacağı birleştirici yeni bir Merkez Konsey toplantısı aracılığıyla demokratik temellere dayalı bir FKÖ’nün yeniden inşasıyla sonuçlanacak ikili ve kapsamlı ulusal diyaloğun başlatılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.
Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi Siyasi Büro Üyesi Samir Abu Madallah, Şeyh’in diyalog çağrısını memnuniyetle karşıladığını belirterek, kapsamlı ulusal diyaloğa hazırlık olarak ikili diyalogların yapılmasında bir sorun olmadığını ifade etti.
Cezayirli yetkililer geçen ay Filistin uzlaşı sürecini ileriye taşımak amacıyla Filistinli örgütler arasındaki ortak paydaları ortaya çıkarmak için çabaladı. Ancak bu çaba herhangi bir atılım oluşturmadı.
Cezayir’den önce geçen yıl Haziran ayında Kahire’de Filistinli örgütler arasında uzlaşı anlaşması imzalanması amacıyla başlatılan girişim, FKÖ, hükümet, seçimler, programlar ve Gazze’nin yeniden imarı da dahil olmak üzere neredeyse tüm meselelerde öne çıkan anlaşmazlıklara takıldı.



Gece Yarısı Çekici Operasyonu... Askeri bir aldatma ve dezenformasyon operasyonunun ayrıntıları

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon'da düzenlenen basın toplantısında Gece Yarısı Çekici Operasyonu hakkında konuştu. (AP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon'da düzenlenen basın toplantısında Gece Yarısı Çekici Operasyonu hakkında konuştu. (AP)
TT

Gece Yarısı Çekici Operasyonu... Askeri bir aldatma ve dezenformasyon operasyonunun ayrıntıları

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon'da düzenlenen basın toplantısında Gece Yarısı Çekici Operasyonu hakkında konuştu. (AP)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Pentagon'da düzenlenen basın toplantısında Gece Yarısı Çekici Operasyonu hakkında konuştu. (AP)

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD'nin İran'ın Fordo, Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ayrıntılarını açıkladı. Hegseth, ABD'nin Tahran'ın nükleer programını tamamen imha ettiğini, imhanın ‘başarılı’ olduğunu ve operasyonun ‘Amerikan caydırıcılığını gösterdiğini’ belirtti.

Hegseth Pentagon’da düzenlediği basın toplantısında, ABD saldırılarının İran güçlerini ya da İran halkını hedef almadığını ve Başkan Donald Trump'ın İran'ın nükleer programının ABD ulusal çıkarlarına ve ABD güçleri ile İsrail'in ortak savunmasına yönelik oluşturduğu tehditleri ortadan kaldırmak için ilan ettiği hedefe ulaştığını söyledi. Hegseth ayrıca, birçok ABD başkanının İran’ın nükleer programına ölümcül bir darbe vurmayı hayal ettiğini, ancak hiç kimsenin bunu başaramadığını ifade etti.

Hegseth, cumartesi günü erken saatlerde bir dizi B-2 bombardıman uçağının Missouri'deki üssünden taşınması kararının İranlıları yanıltmaya yönelik bir aldatma operasyonu olduğunu söyledi.

ABD'nin İran'ın en güçlü nükleer tesisine 14 zırh delici bomba atan B-2 bombardıman uçaklarını korumak için savaş uçakları konuşlandırarak başka aldatma yöntemleri de kullandığını bildirdi.

thy
Pentagon'da düzenlenen bir basın toplantısında ABD Savunma Bakanlığı tarafından sunulan Gece Yarısı Çekici Operasyonu’nun açıklayıcı haritası (AP)

ABD Savunma Bakanı tüm bu yöntemlerin ABD'nin İran savaş uçaklarını ya da hava savunma sistemlerini alarma geçirmeden bombaları atmasına yardımcı olduğunu ve bu saldırıları gerçekleştirme planının aylar ve haftalar süren bir konumlandırma ve hazırlık gerektirdiğini belirtti. Hegseth, ABD savaş uçaklarının İran'a girmesi ve güvenli bir şekilde geri dönmesi ve tahkimat delici bombaların ilk pratik kullanımında B-2 bombardıman uçaklarıyla tarihi bir saldırı gerçekleştirmesi için büyük bir hassasiyet ve en üst düzeyde operasyonel güvenlik gerektirdiğini açıkladı.

Hegseth, Başkan Trump'ın ‘savaş değil barış istediğini ve İran'ın da bu yolu takip etmesi gerektiğini’ sözlerine ekleyerek, İran'ın ABD'ye vereceği herhangi bir yanıtın çok daha büyük bir güçle karşılık bulacağı tehdidinde bulundu.

Hedef rejim değişikliği değil

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Hegseth, “Bu operasyon rejim değişikliğini değil, İran'ın nükleer programının yarattığı tehditleri etkisiz hale getirmeyi amaçlıyordu” dedi. Saldırıların temel amacının İran'ın kabiliyetlerini yok etmek olduğunu kaydeden Hegseth, bölgede İran'a bağlı milislerin Irak, Suriye ya da Körfez'de ABD çıkarlarına yönelik herhangi bir saldırısının ‘çok kötü bir fikir’ olacağını ve ABD'nin tepkisel değil proaktif bir şekilde hareket edeceğini söyledi.

Hegseth, General Michael Erik Kurilla'nın Ortadoğu'daki ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı'ndaki (CENTCOM) performansına ve İsrail ile yakın koordinasyonuna dikkat çekti. İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıların yalnızca ABD öncülüğünde gerçekleştirildiğini ancak İsrail'in son bir buçuk hafta içinde gerçekleştirdiği saldırılardan yararlanıldığını vurguladı.

Gece Yarısı Çekici Operasyonu

ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine, İran'ın Fordo, Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesislerine yönelik saldırıların ayrıntılarını “Bu son derece gizli bir görevdi ve Washington'da hiç kimse bunun zamanlamasını ya da niteliğini bilmiyordu” diyerek açıkladı. Caine, Gece Yarısı Çekici Operasyonu olarak adlandırılan görevde Missouri'deki üslerinden İran'a giden yedi B-2 bombardıman uçağının yer aldığını söyledi. Caine, 18 saatlik uçuşun birden fazla havada yakıt ikmali gerektirdiğini ve bombardıman uçaklarının ‘karmaşık ve hassas bir şekilde zamanlanmış bir manevra’ ile Ortadoğu'da kara üzerinde uçarken ABD savaş ve destek uçaklarıyla buluştuğunu ifade etti.

sdfergty
ABD Genelkurmay Başkanı Dan Caine Pentagon'da düzenlediği basın toplantısında (AFP)

Caine, cumartesi günü saat 17:00 sularında, uçaklar İran hava sahasına girmeden hemen önce, bir ABD denizaltısının İsfahan'daki hedeflere iki düzineden fazla Tomahawk seyir füzesi ateşlediğini açıkladı. Uçaklar hedeflerine yaklaşırken, ABD çeşitli aldatma taktikleri uyguladı; uçakların bir kısmı aldatma amacıyla Pasifik Okyanusu'na yönelirken, savaş uçakları bombardıman uçaklarının önündeki hava sahasında uçarak düşman uçakları ve karadan havaya füzeleri aradı.

Savaş uçakları Fordo ve Natanz nükleer tesislerine yaklaşırken, B-2 bombardıman uçakları Fordo'daki birkaç noktadan ilkine iki GBU-57 bombası bıraktı, diğer bombardıman uçakları toplam 14 bombayla hedeflerini vurdu, tüm nükleer altyapı hedefleri vuruldu ve İsfahan’daki nükleer tesis Tomahawk füzeleriyle hedef alındı.

125 ABD uçağı

Caine şunları söyledi: “ABD savaş uçakları İran hava sahasını güvenli bir şekilde terk etti ve İran karadan havaya füze sistemleri, ABD kuvvetlerinin yaklaşık 75 hassas güdümlü silah kullandığı görev boyunca bizi tespit etmedi. Bu göreve B-2 hayalet bombardıman uçakları, dördüncü ve beşinci nesil avcı uçakları, onlarca havada yakıt ikmal tankeri, bir güdümlü füze denizaltısı ve tam teçhizatlı gözetleme ve istihbarat keşif uçakları dahil olmak üzere toplam 125 ABD uçağı katıldı.”

frgthyu
İran'da bombalanan Fordo Nükleer Tesisi’nin uydu görüntüsü (AP)

Saldırıların ayrıntılı bir tanımını yapan Caine, İran saatiyle 02:10'da B-2 ana bombardıman uçağının iki ‘sığınak delici’ bomba attığını ve sonraki 25 dakika boyunca iki hedef bölgeye toplam 14 ‘sığınak delici’ bomba atıldığını söyledi.

Caine, İran hava sahasını terk ederken uçaklara herhangi bir ateş açılmadığını vurguladı. Caine, “İran savaş uçakları üzerimizden uçmadı ve İran'ın karadan havaya füze sistemleri de bizi fark etmiş gibi görünmüyordu” dedi.