Rus savaş uçakları Suriye'nin batısındaki Hmeymim Hava Üssü’ne ulaştı

Hmeymim Hava Üssü’ndeki bir MiG-31 tipi savaş uçağı (RT)
Hmeymim Hava Üssü’ndeki bir MiG-31 tipi savaş uçağı (RT)
TT

Rus savaş uçakları Suriye'nin batısındaki Hmeymim Hava Üssü’ne ulaştı

Hmeymim Hava Üssü’ndeki bir MiG-31 tipi savaş uçağı (RT)
Hmeymim Hava Üssü’ndeki bir MiG-31 tipi savaş uçağı (RT)

Rusya Savunma Bakanlığı, Kinjal hipersonik füzelerle donatılmış MiG-31K tipi savaş uçaklarının ve Tu-22M 3 tipi bombardıman uçaklarının Akdeniz’de yapılacak deniz tatbikatları kapsamında Rusya tarafından kullanılan Suriye'deki Hmeymim Hava Üssü’ne konuşlandırıldıklarını duyurdu. Bakanlık açıklamasında, uçakların Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi müttefik ülkelerin savaş gemileri gruplarının Akdeniz’de bulunmalarının arka planında Suriye’ye gönderildikleri kaydedildi.
Açıklamada, uzun menzilli MiG-31K jetleri ile Tu-22M3 stratejik bombardıman uçaklarının Rusya’daki üslerinden Hmeymim Hava Üssü’ne bin 500 kilometreden fazla yol kat ederek ulaştıkları ve tatbikat sırasında kendilerine verilen görevleri yerine getirecekleri belirtildi.
Russia Today (RT) ABD donanmasının USS Harry Truman isimli en büyük uçak gemisi, Fransa donanmasının amiral gemisi R-91 Charles De Gualle uçak gemisi, İtalya donanmasının amiral gemisi olan Cavour uçak gemisinin de aralarında bulunduğu NATO Deniz Taarruz ve Destek Kuvveti Komutanlığına bağlı müttefik ülkelerin savaş gemileri gruplarının Akdeniz'de bulunduklarına işaret etti.
Rusya Savunma Bakanlığı, geçtiğimiz hafta, Rus Kuzey ve Baltık Denizi filolarına ait 6 büyük çıkarma gemisinin Suriye'nin batısındaki Tartus'ta bulunan Rusya donanması lojistik merkezine ulaştığını duyurmuştu. Savunma Bakanlığı’nın basın ofisinden yapılan açıklamada, Rusya donanmasına ait 6 büyük savaş gemisinin; Minsk, Kaliningrad, Korolev, Pyotr Morgunov, Georgy Pobedonosets ve Aleksandr Olenegorsky oldukları belirtildi. Açıklamada, gemilerin, Rusya Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Nikolay Yevmenov tarafından komuta edilecek Rus filolarının sorumluluğundaki tatbikatlar kapsamında Avrupa üzerinden Doğu Akdeniz’e ulaştığı kaydedildi. Gemiler 6 bin deniz milinden fazla yol kat ederek Doğu Akdeniz’e ulaşırken şu an yakıt, içme suyu ve yiyecek tedarik ettikleri Suriye kıyısındaki Tartus limanında demirli haldeler.
Rusya Savunma Bakanlığı basın ofisinden yapılan açıklamaya göre Kuzey ve Baltık Denizi filolarına ait bir grup savaş gemisi, Amiral Yevmenov komutasındaki Rusya donanması tarafından gerçekleştirilecek deniz tatbikatı kapsamında Avrupa’yı dolaşarak Doğu Akdeniz'e ulaştı.
Moskova ile Şam, 49 yıllığına Tartus'ta Rus donanmasının lojistik merkezinin konuşlandırılması konusunda bir anlaşma imzalamıştı. Nükleer olanlarda dahil aynı anda 11 savaş gemisinin merkeze demirlemesine izin veren anlaşmanın 25 yılda bir yenilenmesi kararlaştırıldı.
18 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren anlaşma, Rusya donanmasının ikmal merkezini denizden ve havadan korumasını, Suriye'nin ise karadan savunmasını şart koşuyor.
Anlaşma, özellikle Suriye tarafının anlaşma süresince Rusya'ya ücretsiz kullanım için Tartus Limanı bölgesindeki toprakları ve suları ile birlikte resmi olarak açıklanmayan gayrimenkulleri teslim edeceği belirtiliyor. Hmeymim Hava Üssü’nden Rus bir askeri kaynak, Rus askeri polisinin ‘Lazkiye ve İdlib kırsalından terörist gruplar tarafından gerçekleştirilebilecek saldırılara karşı tedbir’ amacıyla Lazkiye ve Tartus limanlarında ve çevresinde düzenli olarak devriyeler gerçekleştirdiğini açıklamıştı.
Rus haber ajansı Sputnik’in aktardığı açıklamasında, Rus askeri kaynak, devriyelerin yanı sıra Rus keşif uçaklarının da Lazkiye Limanı'nın çeşitli bölümlerini ve istasyonlarını 24 saat izleme faaliyetlerine başladığını kaydetti.
Kaynağa göre alınan tedbirler arasında, limanı korumaktan sorumlu Rus güçlerinin sayısının artırıldığı Tartus Limanı ile keşif uçaklarının liman ve çevresindeki gözetleme turları düzenlemesi yer alıyor.
Rusya merkezli haber sitesi Rus Vesna, geçtiğimiz Pazartesi günü, Rus askeri polisinin Bender Abbas Limanı ile Lazkiye Limanı arasında düzenli sevkiyatlara izin veren bir anlaşma kapsamında İran'ın ithalatlarını Suriye'ye taşımak için kullandığı limanın yakınında bir ilk olarak kabul edilen tedbirler çerçevesinde ‘yeni bir bombardıman düzenlenmesini önlemek’ amacıyla Lazkiye Limanı içinde birkaç devriye görevi başlattığını bildirdi.
Suriye’nin resmi haber ajanlarınca aktarılan bilgilere göre son haftalarda Lazkiye Limanı’na iki saldırı düzenlendi. Suriye hava savunma sistemi tarafından engellenemeyen saldırılar, Lazkiye Limanı’ndaki konteyner sahasında yangına neden oldu.
İsrail'in Suriye’de Rus askeri üssüne yakın bir konumda bulunan Lazkiye Limanı’nı hedef alması, Rusya'nın başta Hmeymim Hava Üssü ve Tartus Limanı olmak üzere Rus nüfuz alanı olarak kabul edilen Suriye’nin kıyı bölgesine yönelik İsrail’in Şam'daki kaynaklara göre Moskova'nın farklı modellerde hava savunma sistemlerine sahip olmasına rağmen gerçekleştirmeyi başardığı bombardımanlarına göz yummasına karşı halk arasında hoşnutsuzluğa ve öfkeye yol açtı.

Türkiye’den askeri bir heyet, İdlib'i ziyaret etti
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), bir Türk askeri heyetinin dün bölgeyi teftiş etmek üzere gerçekleştirdiği ziyareti çerçevesinde, İdlib'in doğusundaki Neyrab ilçesinden, güneybatısındaki Eriha ilçesine kadar Halep-Lazkiye Uluslararası Karayolu üzerindeki mayınları temizlemek ve yolun güvenliğini sağlamak amacıyla karayolu üzerinde askerler ve zırhlı araçlar konuşlandırdı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), üst düzey Türk askeri heyetinin gelişiyle bir grup Türk askerinin, Mastume Kışlası’ndaki Türk komutanlığının karargahının korumak üzere Eriha ilçesinin doğusundaki Musaybin köyünde konuşlandırıldığını bildirdi.
Bu arada TSK, İdlib'deki askeri noktalarında yeniden konuşlandırmalar gerçekleştirdi. TSK, 10 Şubat'ta, İdlib'deki birkaç noktadan ayrılan 50'den fazla askeri aracın takviye amacıyla güney kırsalındaki askeri noktalara gönderdi. Takviyelerle İdlib'in güneyindeki Tel Belyun, Kukfin ve Şenan beldelerindeki Türk askeri noktaları güçlendirildi.

Suriye rejim güçleri, Halep'in batı kırsalını füzelerle vurdu
Suriye rejimi güçleri dün, Halep'in batı kırsalında yer alan Kefer Nuran beldesinin eteklerine füze saldırısı düzenlerken İdlib'in güney kırsalındaki Fuleyfil, Beyneyn ve Cebel ez-Zaviye’deki el-Fatira köyleri çevresini bombaladı.
Bir başka gelişmede ise Halep'in doğusundaki El-Bab şehrinin kırsal kesiminde konuşlu Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu (SMO) gruplarıyla temas hatlarının yakınlarında Münbiç kırsalındaki es-Sayyade ve el-Camusiye köyleri arasına çok sayıda roket mermisi düştü. Münbiç Askeri Konseyi’ne bağlı güçler, buna, El-Bab şehrinin kırsalındaki Hazvan köyünde bulunan Türk askeri üssünün çevresini dört top mermisiyle hedef alarak karşılık verdi. Türk güçleri ise Halep'in kuzey kırsalındaki Beyluniye, Şeyh İsa, Mesuka, eş-Şahba, eş-Şegale ve Zevyan köylerinin etrafındaki hedefleri ağır toplarla bombaladı.



HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

HRW: İsrail’in İran’daki Evin Hapishanesi’ne saldırısı savaş suçudur

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in İran'daki Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıyı savaş suçu saydı.

HRW'nin uydu görüntüleri, video kayıtları ve tanık ifadelerine dayanarak yaptığı araştırmaya göre İsrail ordusunun 23 Haziran'da düzenlediği saldırıda cezaevindeki ziyaret salonları, koğuşlar, mutfaklar, sağlık kliniği ve idari ofisler hasar aldı.

İncelemede, yaklaşık 80 mahkumun hayatını kaybettiği hapishanede "askeri hedef tespit edilemediği" belirtildi.

Raporda, saldırının cezaevine ziyaret saatinde gerçekleştirildiğine dikkat çekildi. HRW'nin Ortadoğu direktör yardımcısı Michael Page şu değerlendirmeleri yaptı:

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırılarda, savaş hukuk ihlal edildi ve açık bir savaş suçu işlendi. Belirgin bir askeri hedef olmaksızın yapılan saldırılarda çok sayıda sivili öldü ve yaralandı. İsrail'in saldırısı, çoğu haksız yere tutuklanan muhalif ve aktivistlerden oluşan Evin Hapishanesi'ndeki mahkumların zaten risk altındaki yaşamlarını daha da tehlikeye attı.

Evin'e düzenlenen saldırı, İsrail ve İran arasında 12 gün süren çatışmalar sırasında gerçekleşmişti. ABD merkezli İran'daki İnsan Hakları Aktivistleri'ne (HRAI) göre İsrail'in İran'a saldırılarında 1190 kişi ölürken, 4 bin 475 kişi de yaralandı.

HRAI ayrıca İran güvenlik güçlerinin 12 günlük savaş boyunca 1596 kişiyi tutukladığı bilgisini de paylaştı.

HRW, saldırının ardından kadın mahkumların Karçak Hapishanesi'ne, erkeklerinse Büyük Tahran Merkezi Cezaevi'ne transfer edildiğini aktardı. Hak örgütü, sözkonusu hapishanelerde mahkumların çok kötü koşullarda tutulduğunu, transfer sürecinde şiddet gördüklerini savundu. Bazı mahkumların daha sonra Evin'e tekrar geri gönderildiği fakat bazılarından haber alınamadığı ifade edildi.

İsrail'in 13 Haziran'daki saldırısıyla başlayan çatışmalarda İran vakit kaybetmeden misilleme yapmıştı. ABD de devreye girerek İran'daki İsfahan, Fordo ve Natanz tesislerine 22 Haziran'da hava saldırısı düzenlemiş, operasyonda 14 "sığınak delici" GBU-57 bombası kullanılmıştı.

İran, ABD'nin saldırısına cevap olarak 23 Haziran'da Amerikan ordusunun Katar'daki El-Udeyd Hava Üssü'ne saldırmıştı. Operasyonda Tahran'ın önceden Washington'a haber verdiği ve hiçbir can kaybı yaşanmadığı aktarılmıştı.

Washington operasyonun ardından 24 Haziran'da taraflar arasında ateşkes sağlandığını duyurmuştu.

"Gazze'de yardım silah olarak kullanılmamalı"

Diğer yandan İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırı ve ablukayı sürdürüyor. Aralarında Oxfam ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın (MSF) da bulunduğu 100'den fazla yardım örgütü, Tel Aviv yönetimine gönderdikleri ortak mektupta bölgede yaşanan kıtlığın sonlandırılmasını istedi.

Yardım grupları, Gazze'de faaliyet göstermelerinin İsrail hükümeti tarafından engellendiğini belirtiyor. Amerika Yakındoğu Mülteci Yardımı'nın (Anera) CEO'su Sean Carroll, "Gazze'ye gönderilmeye hazır 7 milyon dolar değerinde hayat kurtarıcı yardım malzemesi var. Sadece birkaç kilometre ötedeki Aşdod'da bloke edilmiş durumda" dedi.

Tel Aviv yönetimi, yardım kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayan düzenlemeleri martta yürürlüğe koymuştu.

Independent Türkçe, BBC, Guardian