CIA’nin Rusya’nın Ukrayna’daki savaş hazırlıklarına ilişkin istihbarat yöntemleri

Teknolojik gelişmeler, açık kaynak istihbaratını paha biçilmez hale getirdi.

Luhansk bölgesindeki Ukrayna askerleri olası bir çatışmaya karşı teyakkuzda. (AP)
Luhansk bölgesindeki Ukrayna askerleri olası bir çatışmaya karşı teyakkuzda. (AP)
TT

CIA’nin Rusya’nın Ukrayna’daki savaş hazırlıklarına ilişkin istihbarat yöntemleri

Luhansk bölgesindeki Ukrayna askerleri olası bir çatışmaya karşı teyakkuzda. (AP)
Luhansk bölgesindeki Ukrayna askerleri olası bir çatışmaya karşı teyakkuzda. (AP)

Tarık eş-Şami
Ülkelerin savaş hazırlıklarına ilişkin bilgiler artık sadece askeri uydular ve casuslar aracılığıyla toplanmıyor. Teknoloji, bilgilerin toplanmasında ve analiz edilmesinde hayati bir rol oynuyor. Bu durum, ABD’nin de Ukrayna sınırındaki Rus kuvvetlerinin hazırlıklarına ilişkin başvurduğu bir yöntem olarak ön plana çıkıyor. Peki, bu gibi durumlarda kullanılan başlıca teknoloji araçları hangileri? Cep telefonları ve sosyal medya bunun bir parçası mı?

Her hareketi takip
Rus kuvvetleri, Rusya’nın doğu Ukrayna’ya girmesinden ve Kırım’ın işgalinden sadece sekiz yıl sonra bir kez daha Ukrayna sınırında seferber oldu. ABD, sadece aylardır sınırda yığılan asker sayısını takip etmekle kalmadı, aynı zamanda ‘Rusya’nın üssünün nerede olduğu,  olası bir işgal girişiminde hangi tankların ve teçhizatların kullanılacağı’ gibi soruların cevaplarının da ardına düştü. ABD’li yetkililer, Rus ordusunun bir işgale hazırlandığının işaretlerinden birinin de ‘tankların sınırlara ne zaman hareket ettirileceği ve nasıl çalıştırılacağı’ olduğunu belirtiyor. Aynı şekilde ABD istihbaratı, Ukrayna sınırına yakın Rus hastaneleri ve acil durum merkezlerinin hazırlıklarının yanı sıra sınırın ileri bölgelerine bol miktarda takviye verildiğine ilişkin bilgilere de odaklanıyor. Ukrayna’daki hava durumunu, en düşük sıcaklıkları ve dondurucu araziyi de izliyor. Öyle ki hava durumu, tankların ve ağır teçhizatın hareketi açısından Rus saldırısını kolaylaştırıyor.
ABD’li yetkililerin ‘CBS’ kanalına yaptığı açıklamaya göre Rus güçleri son birkaç saat içerisinde saldırı bölgelerine geçerek endişe verici yeni adımlar attı. Kuvvetleri belirli yerlerde toplanarak yeni bir saf oluşturan Rusya, füze rampalarını ve uzun menzilli topçu silahlarını atış mevzilerine kaydırdı. Ayrıca Ruslar, ek saldırı ve savunma silahlarının yanı sıra kuvvetlerine daha fazla lojistik destek sağladı. Bu durum, Washington’ın Moskova’nın birkaç gün içinde Ukrayna’ya saldıracağı yönündeki beklentilerini güçlendiriyor. Ancak bu noktada ortaya çıkan soru şu: ABD, tüm bu bilgileri nasıl elde etti?

Teknolojinin avantajı
ABD ve Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlı diğer yönetimler, Rusya’nın faaliyetlerini yakından izleyip buna uygun siyasi tepkiler belirlerken güvendikleri anlık istihbarat ise artık yalnızca milyonlarca dolarlık casus uydulardan veya karadaki casuslardan gelmiyor. Aynı zamanda sosyal medyadan, devasa verilerden, akıllı telefonlardan ve düşük maliyetli ticari uydulardan da sağlanıyor. Tüm bunlar, bilgi toplama ve analiz etmede ön plana çıkıyor. Twitter üzerindeki açıklamaları analiz etmeye dahi en az diğer istihbarat bilgileri kadar önem veriliyor. Bu teknolojiler, aynı zamanda haber kuruluşlarının sahada olup bitenleri takip etmesine ve olayların analizine de katkıda bulunuyor.
Geçtiğimiz üç gün boyunca sıradan vatandaşları tarafından çekilen ve sosyal medya platformlarında, özellikle de Tik Tok ve Instagram’da yayınlanan videolarda, tanklar ve diğer askeri teçhizatları taşıyan trenler görüntülendi. Uzman analistlerin bu silahların türünü ve Rusya tarafından nereye nakledildiklerini öğrenmek için kullandığı araçlar da bu videolardı. Örneğin Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya güçlerini analiz etme konusunda uzmanlaşmış Polonyalı danışmanlık grubu ‘Rochan’, askeri hareketleri analiz etmek ve Rus gizli planlarını öğrenmek için bu görüntülerin çoğunu kullandı. Grubun müdürü Konrad Muzyka, ABD merkezli NBC kanalına yaptığı açıklamada, Rusların ‘Ukrayna’ya karşı stratejik bir operasyon yürütmek için askeri takviyeleri sürdürdüğüne inandığını’ söyledi.

Herkese açık kaynaklar
ABD hükümeti2021 yılında 84 milyar doları aşan devasa bir istihbarat bütçesine onay verdi. Böylece 24 saat boyunca hassas istihbarat toplama operasyonları yürütmeye devam ediyor. Söz konusu değerli bilgiler, kamuya açık hale geldi. Bu bilgilerin tamamı, devlet kurumları tarafından toplanmıyor. Teknolojik gelişme ve son on yılda uyduların ve küçük insansız hava araçlarının (drone) düşük fiyatları, özel şirketlere ticari uyduları ve görüntü, video ve bilgi toplayan droneları işletme olanağı sağladı. Aynı şekilde neredeyse herkes, gelişmiş fotoğraf ve video özellikli akıllı telefonlara sahip hale geldi.
Ticari şirketler ve şahıslar tarafından elde edilen bilgiler vasıtasıyla herkesin internette arama yaparak Rusya’nın askeri mevzilerine ilişkin gerçeklere ulaşması mümkün. Ticari fotoğraf şirketleri, Rus askeri kuvvetlerinin çok yeni ve coğrafi olarak doğru resimlerini yayınlıyor, birçok haber ajansı da durumu onlar aracılığıyla takip ediyor. Durum uzmanlar tarafından incelenip doğrulandıktan sonra bu görüntülere ve verilere dayalı olarak düzenli raporlarını sunuyor. Müfettişler ve özel güvenlik şirketleri ise istihbarat servisleri için büyük bir nimet olan bu açık kaynaklı bilginin akışını sürekli şekilde takip ediyor. Öyle ki hükümet analistleri, yalnızca atmosferdeki veya uzaydaki gizli sistemlere veya pahalı teçhizatlara başvurmak yerine internetten toplanan bilgileri de değerlendiriyor.

Önemli modeller
Kimliği açıklanmayan bazı internet kullanıcıları, askeri konvoyların coğrafi konumu, Karadeniz üzerinde uçan savaş uçaklarının yolunu takip etme veya zırhlı araç modellerini tanımlama gibi araçları ve bilgileri ücretsiz olarak sağlıyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre bu kullanıcılar arasındaki en popüleri, 113 bin takipçiye sahip ve olan takipçi sayısı sürekli artan ‘Elite News’ hesabı. Söz konusu hesap Rus kamplarının uydu görüntülerine, demiryollarında taşınan teçhizata, helikopterin hareketlerine ve ayrıca İran’a bağlı silahlı grupların diğer bilgi ve haritalarına da erişebiliyor.
34 bini aşkın takipçiye sahip olan bir başka Twitter kullanıcısı da kendi bulgularını paylaşıyor. Rus kuvvetlerin geçen aralık ayında Ukrayna’dan 50 kilometreden daha az bir mesafede yer alan Bryansk Oblastı bölgesindeki Klintsı Üssü’nde gerçekleştirdikleri faaliyet ve hareketleri ortaya çıkaran da bu hesaplardan biriydi. Söz konusu hesaplar geçtiğimiz günlerde Fransız gazetesi ‘Le Monde’ için Ukrayna sınırında Rus kuvvetlerinin arttığına dair bir video hazırlanmasına yardımcı oldular.

Açık kaynak istihbaratı
ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’na (CIA) göre açık kaynak istihbaratı, halka açık materyallerden elde edilen ve internetten, medyadan, özel dergilerden, araştırmalardan, görüntülerden ve kullanılabilir istihbarat bilgileri üretmek amacıyla jeo-uzamsal bilgilerden toplanan bilgiler olarak niteleniyor. Buna haberler, sosyal medya gönderileri, YouTube videoları ve ticari uydu görüntüleri de dahil ediliyor. Söz konusu veriler derinlemesine değerlendiriliyor ve analiz ediliyor.
Bu bilgiler, yalnızca abonelerin erişebildiği kaynaklardan oluşsa da gizli olmayan kaynaklardan da elde edilebiliyor. Bu kaynaklara özel beceriler veya araçlar olmadan da erişim mümkün. Açık kaynak istihbaratı, verilere erişmek için sistemlere saldırı veya özel oturum açma verilerinin kullanılmasını ise gerektirmiyor.
Açık kaynak istihbaratının uzun zaman önce başladığını belirten istihbarat uzmanı Cameron Colquhoun, bunun düşük riskli, ucuz ve genellikle oldukça etkili olduğunu vurguladı. Bu yöntem çerçevesinde potansiyel muhaliflerin askeri, siyasi ve ekonomik planlarını ve faaliyetlerini izlemek için gazeteler, dergiler ve diğer görsel-işitsel medyaya odaklanılıyor. Ancak İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra buna ilgi nispeten düşüktü ve istihbarat teşkilatları, insanları ve diğer elektronik araçları kullanarak casusluğa daha agresif bir şekilde odaklandı. Açık kaynak istihbaratı, internetin, sosyal medyanın ve büyük miktarda bilgiyi inceleyebilen araçların ortaya çıkmasıyla birlikte artık her zamankinden daha önemli hale geldi.
İstihbarat toplulukları ve devlet kurumları son yıllarda açık kaynak istihbaratı için en iyi uygulamaları geliştirdi. Analistler, yazılımlarını ve ağ şemalarını geliştirmek için modern araçlar kullandılar. Örneğin bu programlar, suç faaliyeti için kamuya açık mali kayıtları araştırarak suç örgütlerinin keşfedilmesine yardımcı oldu. Aynı şekilde özel dedektifler ve kolluk kuvvetleri ile kurumsal ve devlet ihtiyaçlarını desteklemek için açık kaynaklı bilgi yöntemlerini kullandı.

Mekanik öğrenme
Genel halktan elde edilen verilerin çokluğuna rağmen yararlı bilgileri sınıflandırmak, tanımlamak ve filtrelemek zor bir iş değil. Ancak çok sayıda veri kasıtlı olarak aldatma amacıyla manipüle edilebiliyor ve bu da görevi karmaşıklaştırıyor. Ancak milyonlarca bilgiyi hızla işleme ve analiz etme yeteneğine sahip gelişmiş bilgisayar araçları ve programları, birçok zorluğun üstesinden gelinmesine katkıda bulundu.
Açık kaynak bilgileri, istihbarat analistlerinin sürekli veri akışını ve belirsiz önbilgileri anlamak için uğraşmak zorunda oldukları bilginin hacmini artırırken ‘bilgisayarların büyük miktardaki verilerde metot tanımlamasına izin veren bir teknik olan’ mekanik öğrenme ise açık kaynak bilgilerinin, özellikle de görüntülerin ve videoların işlenmesinde paha biçilmez olduğunu kanıtladı. Bilgisayarların büyük veri kümelerini elemede çok daha hızlı olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle açık kaynak zekasının performansını artırmak için mekanik öğrenim araçları ve teknikleri vazgeçilmez olmaya devam etti.



Putin’in Alaska’daki taktiksel zaferi

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Ağustos'ta Alaska’nın Anchorage şehrindeki Elmendorf-Richardson Askeri Üssü'nde yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Ağustos'ta Alaska’nın Anchorage şehrindeki Elmendorf-Richardson Askeri Üssü'nde yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler (Reuters)
TT

Putin’in Alaska’daki taktiksel zaferi

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Ağustos'ta Alaska’nın Anchorage şehrindeki Elmendorf-Richardson Askeri Üssü'nde yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Ağustos'ta Alaska’nın Anchorage şehrindeki Elmendorf-Richardson Askeri Üssü'nde yaptıkları görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler (Reuters)

Robert Ford

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ve Avrupalı liderler, 13 Ağustos Çarşamba günü ABD Başkanı Donald Trump ile yaptıkları telefon görüşmesinin sonunda bir anlaşmaya vardıklarını düşünüyorlardı. Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için mevcut temas hatlarında ateşkesin yürürlüğe girmesi konusunda herhangi bir sürecin başlatılmasına onay verdiğini belirten Trump, Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle, ateşkes sağlanmadan sınırların değiştirilmesi hakkında herhangi bir müzakereye girilmemesi konusunda anlaştığını da vurguladı.

Avrupalı hükümet kaynakları Amerikan basınına Trump'ın aşağıdaki üç ek ilkeye prensipte onay verdiğini bildirdi:

1- Sınır değişiklikleri konusunda Moskova ile müzakereleri ABD değil, Ukrayna yürütmeli.

2- ABD, nihai barış anlaşması kapsamında Ukrayna'ya bir tür güvenlik garantisi vermeyi taahhüt etmeli.

3- Putin ateşkesi reddederse, ABD Avrupa ülkeleriyle birlikte Rusya ekonomisine daha sert yaptırımlar uygulamalı.

Beyaz Saray, Putin'in davetini başlangıçta Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için atılmış cesur bir adım olarak nitelendirdi. Ancak ABD’li ve Avrupalı çok sayıda yorumcu hiç vakit kaybetmeden, Trump'ın Rusya'nın barış şartlarını kabul etme olasılığının Zelenskiy'nin konumunu zayıflatabileceği uyarısında bulundu. Aynı yorumculara göre bu durum, 1938 yılında dönemin İngiltere Başbakan Neville Chamberlain'in Adolf Hitler'in tehditleri karşısında Çekoslovakya'nın konumunu zayıflatmasına benziyor. Bunun üzerine Beyaz Saray tutumundan geri adım attı ve Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, 12Ağustos'ta düzenlediği basın toplantısında, zirvede ABD Başkanı Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Putin'in görüşlerini dinlemek için bir fırsat yakalayacağını, ancak bu görüşmenin bir müzakere olmadığını vurguladı. Fakat kendini diğer liderlere göre anlaşma yapma konusunda üstün gören Trump, başlangıçta Alaska’daki zirvenin amacının Putin ve Zelenskiy'yi bir araya getirecek üçlü bir toplantının zeminini hazırlamak olduğunu söylemişti. 16 Ağustos gününe gelindiğinde, Trump'ın beklentileri yükseldi ve Alaska'ya giderken Fox News'e yaptığı açıklamada, ‘ateşkes anlaşması sağlanamadığı takdirde memnun olmayacağını’ belirtti.

Trump’ın ABD'deki eleştirmenleri, onun yeniden Rus başkanına boyun eğdiğini düşünürken, Putin'in üstünlüğünü gösterdiğine inandıkları birkaç örneğe işaret ettiler.

Putin, Trump'ın fikrini değiştiriyor

Putin, cumartesi günü gerçekleşen zirvenin sonunda, ateşkes veya barış görüşmelerinin derhal başlayacağına dair herhangi bir açıklamada bulunmadı. Aksine son üç yıldır yaptığı gibi, Ukrayna'daki milliyetçi hükümet ve bu hükümetin Batı ve NATO ile olan ilişkilerini, çatışmanın kökü olarak gördüğü sorunları çözmeye kararlı olduğunu yineledi.

Trump kısa bir açıklama yaparak, herhangi bir anlaşmaya varılamadığını kabul etti. Tarafların ‘birçok konuda anlaşmaya vardığını’, ancak ‘bazı konularda halen anlaşmazlık olduğunu’ söyledi. Putin gibi Trump da net bir müzakere çerçevesi veya planı sunmadı. Basın toplantısı, iki liderin gazetecilerin sorularını yanıtlamayı reddetmesi ve ortak bir bildiri yayınlamamasıyla ani bir şekilde sona erdi. Washington'dan Alaska'ya yedi saatlik uzun bir yolculukla gelen ABD Hazine, Ticaret ve Savunma bakanlarının katılması beklenen öğle yemeği de iptal edildi.

dfgrtyu
ABD ve Rusya liderlerinin Alaska'da yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen Ukrayna ile dayanışma gösterisi sırasında pankartlar taşıyan protestocular, 15 Ağustos 2025 (Reuters)

Trump’ın ABD'deki eleştirmenleri, daha önce olduğu gibi onun yeniden Rus başkanına boyun eğdiğini düşünürken, Putin'in üstünlüğünü gösterdiğine inandıkları birkaç örneğe işaret ettiler. Bunlardan biri olarak Trump, Putin'in ateşkes kabul etmemesi halinde Rusya'ya daha ağır yaptırımlar uygulamak için kendi belirlediği son tarihten sadece birkaç gün önce Rusya'nın zirve önerisini kabul etmişti. Alaska'da toplantı yapılması konusunda anlaşmaya varılır varmaz, Trump yönetimi içinde olası yaptırımlar konusunda tartışmalar tamamen sona erdi.

Havaalanında Putin'e yaklaşırken alkış tutan Trump, zirve sonrası Putin ile düzenlediği ortak basın toplantısında Demokrat Parti'nin 2016 seçimlerine Rusya'nın müdahalesi hakkındaki soruşturmalarından uzun uzun şikayet etti. ABD Başkanı, daha sonra Fox News kanalına verdiği röportajda, Putin'in bu seçimlerdeki zaferini vurguladığını ve Demokrat Parti'yi seçimlerde hile yapmakla suçladığını belirtti. Trump, Washington'da bu iddiayı sık sık tekrarlıyor.

Zelenskiy, beklenen görüşmeyi Trump'ın asıl endişe duyduğu konuyu, yani Rusya’nın saldırılarının sivil kayıplara neden olmasına dikkati çekmek için kullanabilir.

Trump, Alaska'dan yaptığı tüm basın açıklamalarında Putin ile olan ‘harika’ ilişkisine vurgu yaptı. Trump, bu tanımlamayı genellikle başka hiçbir dünya lideri için kullanmıyor. Ayrıca, ortak basın toplantısında Putin'in ilk konuşmayı yapmasını kabul eden Trump, böylece ev sahibi ülkenin liderinin ilk konuşma yapması gerektiğini belirten diplomatik protokolü açıkça ihlal etti.

Ancak Trump'ın tutumundaki en belirgin değişiklik toplantıdan sonra ortaya çıktı. Ateşkes üzerinde durmaktan, daha geniş kapsamlı müzakereleri teşvik etmeye yöneldi. Rusya-Ukrayna ilişkilerine dair tüm konuları kapsayan bu müzakereleri, savaşı sona erdirmek için en uygun yol olarak nitelendirdi. Ateşkes için baskıların azalması ve yeni yaptırımlar uygulama tehdidinin sona ermesiyle planlanan resmi öğle yemeği töreni yapılmasa da Putin, toplantıdan memnun bir şekilde ayrılmış görünüyordu. Öte yandan Trump'ın ilgisi Zelenskiy'nin yaklaşan ziyaretine yöneldi. Zira Trump, Ukrayna’dan bazı tavizler almaya çalışıyor.

Zelenskiy yeniden Oval Ofis'e geliyor

Ukrayna daha önce Trump ile benzer bir deneyim yaşamıştı. Trump ve yardımcısı J.D. Vance ile Zelenskiy arasında geçtiğimiz şubat ayı sonlarında Beyaz Saray'da, Trump'ın Zelenskiy’ye kalıcı barış için herhangi bir garanti almadan tavizler vermesi için baskı yapması nedeniyle şiddetli bir tartışma yaşandı. Zelenskiy, o tarihten beri Trump ile ilişkilerinde daha temkinli davranmaya başladı ve Alaska toplantısının ardından yapılan telefon görüşmesi de dahil olmak üzere son görüşmelerinde belirgin bir iyileşme görüldü. Şarku’l Avsat’ın al Majalla’dan aktardığı analize göre Zelenskiy, Trump'ın üçlü toplantı yapma fikrini kabul etti, ancak bu fikir Alaska'dan yapılan resmi açıklamalarda yer almadı.

Trump'ın desteğini kazanmaya çalışan Zelenskiy, Putin'in engelleyici taraf olduğu konusunda onu ikna etmeye çalışmanın yararsız olduğunu biliyor. Bu yüzden Trump'ın suçlamalarını önlemeye özen gösterecek ve Rusya'ya toprak vermeyi reddettiğini kamuoyuna açıkça vurgulayarak, üçlü toplantı fikrini destekleyecek ve Putin'i müzakere masasına oturtmak için yeni yaptırımlar uygulanmasını talep edecektir. Zelenskiy yaklaşan görüşmeyi, Trump'ın asıl endişe duyduğu konu olan Rusya’nın saldırılarının sivil kayıplara neden olmasına dikkati çekmek için kullanabilir ve bu saldırıların durdurulması ve bazı bölgelerde geçici bir ateşkes sağlanması için baskı yapmaya çalışabilir.

Ancak Trump'ın Ukrayna'nın uzun vadeli geleceğine pek ilgi göstermediği açık. ABD Başkanı, 11 Ağustos'ta Ukrayna Devlet Başkanı’nı bir kez daha suçlayarak 2022 yılında savaşın patlak vermesini engelleyemediği için onu sorumlu tuttu. Başkan Yardımcısı Vance, 10 Ağustos'ta Avrupa medyasına Washington'ın Ukrayna'ya ilave yardım sağlamayacağını açıklamıştı. Buna rağmen Zelenskiy, Avrupa'nın desteğine güvenmeye devam ediyor.

Trump, Avrupa ülkelerine ABD yapımı silahlar satarak Ukrayna'ya teslim etmelerine açık gibi görünüyor, ancak Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulamak konusunda halen tereddüt ediyor.

Fransa, Almanya ve İngiltere, nihai barış anlaşmasının toprak tavizi meselesinin yanı sıra Ukrayna'nın egemenliğini ve bağımsızlığını garanti altına alacak güvenlik düzenlemelerini de içermesi gerektiği konusunda hemfikir. Bazı Avrupa başkentlerinde, şimdiye kadar somut bir öneri olmamasına rağmen, Ukrayna'ya Avrupa’dan bir görev gücü gönderilmesi fikri tartışılıyor. İlginç olan ise Trump'ın kendisi ağustos ayı başlarında NATO çerçevesi dışında bir güç oluşturulması fikrini desteklediğini belirtmişti. Bu da Avrupa ülkelerine Trump yönetiminin Ukrayna dosyasına uzun vadede müdahil olmaya devam edeceği umudunu veriyor. Zelenskiy’nin Ukrayna'nın çıkarlarını Beyaz Saray'da savunmak için özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere'ye güveneceğine şüphe yok.

Peki ya sonra?

İki ana faktör, savaşın gidişatını kademeli olarak Rusya'nın lehine çevirmeye katkıda bulunuyor. Bunlardan birincisi, Ukrayna’nın savaşın başlangıcından bu yana süregelen, ancak son zamanlarda daha da kötüleşen asker sayısının yetersizliğiyle boğuşması. İkincisi, Ukrayna'nın insansız hava araçları (İHA) alanında sahip olduğu göreli üstünlüğün gerilemeye başlaması. Savaşın başlarında Kiev bu uçakları, sayıca üstün olan Rus güçlerini hedef almak için etkili bir şekilde kullanabilmişti. Ancak Moskova, geçtiğimiz yıl boyunca bu alandaki teknolojisini ve taktiklerini, bazı durumlarda İran'ın yardımıyla geliştirdi. Bu gelişme, piyade kuvvetlerindeki sayısal üstünlüğüyle birlikte, büyük kayıplara rağmen Ukrayna topraklarında yavaş ama istikrarlı bir ilerleme kaydetmesini sağladı.

dfgthy
Başkan Trump ve Putin, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesi için bir araya geldikleri Alaka’daki zirvede tokalaşırken, 15 Ağustos 2025 (Reuters)

Zelenskiy veya Avrupalı liderlerin Rusya'yı askeri olarak yenmek veya savaşı sona erdirmek için net bir stratejisi bulunmaması nedeniyle, ABD'nin rolü daha da önem kazanıyor. ABD'deki hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partiden politikacılar ve uzmanlar, Trump'a Moskova'ya daha katı yaptırımlar uygulaması ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'yı desteklemek için ABD silah ve teknolojisi satın almasına izin vermesi için baskı yapıyor. Trump yönetimi ise iki ülke arasındaki savaşta arabulucu rolünü oynamaya çalışıyor.

Trump, Avrupa ülkelerine ABD yapımı silahlar satarak Ukrayna'ya teslim etmelerine açık gibi görünüyor, ancak Rusya'ya yeni yaptırımlar uygulamak konusunda halen tereddüt ediyor. Çünkü her zamanki gibi Trump’ın ne gibi kararlar alacağını tahmin etmek zor.

Trump'ın Rusya ile ayrı bir toplantı yapma fikri, aslında ciddi bir arabuluculuk çabasının mantıklı adımıydı. Bir arabulucu, öncelikle taraflarla ayrı ayrı görüşerek onların önceliklerini, hedeflerini ve endişelerini derinlemesine anlamaya çalışır. Ancak Trump yönetiminin Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için etkili bir arabuluculuk yapma yeteneğini zayıflatan yapısal bir sorun var. Nobel Barış Ödülü'nü kazanmayı hedefleyen Trump, yabancı ülkelerin tutumlarını anlamak ve dikkatle analiz etmek için gerekli entelektüel disiplinden yoksun biri ve müzakereler konusunda gerekli detayları takip etmek için gereken sabra ve titizliğe sahip değil. Trump’ın karakteri, Sovyetler Birliği'nin Avrupa İmparatorluğu’nu sona erdirmek için Eski Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov ile başarılı bir şekilde müzakere eden dönemin ABD Başkanı George H. W. Bush'un karakterinden taban tabana zıt.

Trump'ın ekibi, bu düzeyde karmaşık müzakereler için gerekli olan muazzam miktarda bilgi ve karmaşık dosyaları sindiremeyecek kadar küçük.

Dahası, Trump'ın ekibi, bu düzeyde karmaşık müzakereler için gerekli olan muazzam miktarda bilgi ve karmaşık dosyaları sindiremeyecek kadar küçük. Bu ekip, 1979 yılında Camp David’de dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter'ı veya 1989-1990 yılları arasında Malta, Washington ve Helsinki zirvelerinde dönemin ABD Başkanı George H. W. Bush'u destekleyen uzmanlardan oluşan ekiplerden tamamen farklı.

Örneğin, Trump'ın Özel Temsilcisi ve yakın arkadaşı Steve Witkoff, Gazze Şeridi’ndeki savaşa yönelik müzakereleri, İran'ın nükleer programı ve Ukrayna'daki savaş gibi karmaşık konularda ilgili tarafların tutumlarını tam olarak anlamakta başarısız oldu. Trump yönetiminin Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise aynı zamanda Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak da görev yapıyor ve Beyaz Saray'daki Ulusal Güvenlik Konseyi'nde yaklaşık 200 kişilik bir ekibi yönetiyor. Washington'da bu iki görevi bir arada yürüten son kişi Henry Kissinger'dı, ancak bugün Marco Rubio'nun strateji geliştirme veya yerel ve uluslararası rakiplerle mücadele etme becerisi, Henry Kissinger ile asla kıyaslanamaz.

Her ne kadar deneyimli yetkililerin atanması Ukrayna'daki arabuluculuk sürecinin farklı yönlerinin yönetilmesine katkıda bulunabilirse de Trump yönetimi altında, meşruiyetiyle ilgili endişelerle boğuşan Beyaz Saray, herhangi bir dış tarafa güvenme konusunda son derece temkinli davranıyor.

Tüm bu zorluklar, bir de Trump'ın Putin'le doğrudan yüzleşmekten sürekli çekinmesi de eklenince ABD'nin Ukrayna’daki savaşta ciddi bir arabuluculuk çabası göstermesini büyük ölçüde kısıtlıyor. Sonuçta Trump, geçtiğimiz hafta ima ettiği gibi Ukrayna meselesini tamamen bırakmaya karar verebilir. Bu durum Zelenskiy ve Avrupalı liderleri, Ukrayna topraklarında sahadaki üstünlüğünü kademeli olarak güçlendirmeye devam eden Rusya ordusu karşısında son derece zor bir durumda bırakacaktır.

*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli al Majalla dergisinden çevrilmiştir.