Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi Vadim Prystaiko, Rus güçlerinin ülkesini beş cepheden kuşattığını söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından dün denetlenen geniş çaplı askeri tatbikatların Batı'ya yönelik olduğunu savunan Büyükelçi, Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda 2014 yılında Kırım'ın ilhakı senaryosunu hatırlatarak Rusya'nın yıllardır askeri müdahaleyi "sistematik olarak" gerekçelendirmek için bir bahane üretmeye çalıştığını ileri sürdü.
2020 yılına kadar dışişleri bakanı olarak görev yapan Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi Vadim Prystaiko, ülkesinin bir askeri tırmanış senaryosuna hazırlandığını ve ordusunu 350 bin askere ulaşacak şekilde güçlendirmeye çalıştığını, vatandaşların ise bomba sığınaklarını yenilediğini, yiyecek stokladığını ve silah taşıma eğitimi aldıklarını kaydetti.
5 cephe
Dünyanın sınırda Rus askeri yığınağına odaklandığı bir dönemde, Ukrayna'nın Londra büyükelçisi ülkesinin aslında beş cepheden çevrili olduğuna dikkat çekti. Rusya-Ukrayna sınırına yaklaşık 130 bin askerin yerleştirilmesine ek olarak, Prystaiko şunları söylüyor: “Ukrayna'nın doğusunda (toprakların işgal edildiği yer) Rusların da desteğiyle işgal altındaki topraklarla aramızdaki sınırı belirleyen 400 kilometrelik bir sınır çizgimiz var. Ayrıca Rusya, askeri tatbikatların yapıldığı Belarus'ta yeni bir cephe açtı. Bu yeni bir cephedir ve yaklaşık bin 100 km boyunca uzanır. Güneyde Rusya, Kırım'daki kuvvetlerini 12 binden fazla askerle takviye etti.”
Batıda, Transdinyester Cumhuriyeti'nin bulunduğu Moldova'da Rusya, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra geri çekilmeyi reddetti ve 14. Ordu'nun altında askeri birlikler bulunduruyor.
Kuvvetlerin geri çekilmesi
Bu hafta Rusya, Batılı ve Ukraynalı tahminlere göre 130 bin askeri olan bazı güçlerinin sınırdan çekildiğini duyurdu. Büyükelçi, “Rusya ile Kırım arasında bir köprüden geçen tankları gördük. Ama aynı zamanda, daha fazla askerin geldiğini görüyoruz, sınırlarımızın yakınında yeni mobil köprüler ve hastaneler inşa ediliyor. Yani mesaj net değil. Rusya 20 Şubat'a kadar tatbikatlarını bitirmekten bahsediyor. Askerlerin gerçekten Sibirya'ya geri dönüp dönmediklerini veya yerlerinde kalıp kalmadıklarını görmeliyiz”.
Savaş bahanesi
Batılı başkentler son günlerde yaptıkları açıklamalarda Rusya'nın Ukrayna ordusu ile Ukrayna'nın doğusundaki Moskova yanlısı ayrılıkçılar arasında yaklaşık sekiz yıldır devam eden çatışmaya askeri müdahalede bulunmayı gerekçelendirmek için bir bahane hazırladığını savunuyor.
Kiev ve müttefikleri, birkaç gün önce Ukrayna'nın doğusundaki bir ana okulunun bombalanmasını kınadı. Rus medyası ise bu olayda Ukrayna'yı suçlamaya çalıştı.
Lugansk ve Donetsk'teki doğulu ayrılıkçılar ise Ukrayna güçlerini bombalamayı ağır silahlarla yoğunlaştırmakla suçluyor. Bu bağlamda, eski Ukrayna dışişleri bakanı, Rusya'nın yıllardır "sistematik olarak" bir bahane uydurmaya çalıştığını söyledi.
Stratejik manevralar
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Cumartesi günü, nükleer yük taşıyabilen balistik ve seyir füzelerinin fırlatılması da dahil olmak üzere büyük ölçekli askeri tatbikatları denetledi.
Prystaiko, "bu özel mesajın Batı'ya yönelik olduğuna, çünkü Putin'in farklı alanlarda farklı hedeflere ulaşmaya çalıştığına" inanıyor.
Büyükelçiye göre ilk senaryo Ukrayna’ya yönelik. Prystaiko, “Bu bizi Moskova'nın şartlarına göre Minsk anlaşmaları için diyalog masasına geri döndürmek üzere ortaya konan acil bir girişim. İkinci senaryo Batı'ya odaklanıyor. Rusya bize şantaj yaparak Batı'yı bazı tavizleri kabul etmesi için tehdit etmeye çalışıyor. Bu tavizlerin bazıları mantıksız, haksız ve gerçekçi değil; NATO'nun 1997'deki biçimine dönmesini talep etmek ve yeni katılan üyelerin kendilerini savunmak için sahip oldukları araçlarını elinden almak gibi. Biraz taviz koparmayı umarak çok fazla şey istiyorlar. Yeni açıklanan stratejik manevraların NATO'ya yönelik olduğuna inanıyorum” dedi.
Sakinliğin sırrı
Yükselen Rus tehdidine ilişkin bazı Batılı açıklamalar Kiev'deki yetkilileri kızdırdı. Prystaiko, “İnsanlar (artan askeri gerilimlere rağmen) Ukrayna'nın neden sakin kaldığını sorduğunda onlara bu saf olduğumuz anlamına gelmiyor diyebiliriz. Aslında 2014 yılından bu yana 13 bin 500 kişinin hayatını kaybettiği 7 buçuk yılda bu duruma adapte olduk. İki milyon nüfuslu Kırım da dahil olmak üzere topraklarımızın yüzde 7'sini kaybettik. Bu nedenle durumu Avrupalılardan farklı değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, "panik" yaratan bazı Batılı açıklamaları eleştirmişti. Büyükelçi, “İnsanlar korkuyor. Cumhurbaşkanı Zelenski, Batı'daki ortaklarımızdan bizimle konuşmalarını, riskleri ve zorlukları bize anlatmalarını ve bunları halka açıklamamalarını istedi. Bize inanın, riskleri anlıyoruz. Biz inatçı değiliz, (herhangi bir askeri tırmanış için) hazırlanıyoruz ve ordumuz hazır” şeklinde konuştu.
Üst düzey Ukraynalı yetkili, ülkesinin orduyu güçlendirmek için çalıştığını ve yedek güçlerin yaklaşık iki milyon kişiyi içerdiğini ve Halk Savunma Birliklerinin 300 bin olduğunu vurguladı. Büyükelçi bununla birlikte bu güçlerin gerekli askeri teçhizattan yoksun olduğuna dikkat çekti.
Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi Vadim Prystaiko, “Ordumuz yakın zamana kadar 250 bin askerden oluşuyordu ve bugün onu ilave yüz bin askerle güçlendirmek için çalışıyoruz. Ayrıca bölgesel savunma birimlerinde görev alan 300 bin insanımız var. Bunlar topraklarını savunmayı amaçlayan kişiler. Savaş birimleri olmasalar da sabotajcıların baskısına dayanabilir ve küçük kasaba ve şehirleri savunabilirler. Ayrıca 1,6 milyon ile iki milyon arasında bir rezerve ve 500 bin eski savaşçıya sahibiz. Bu harika bir insan gücü. Bu insanlar nasıl savaşılacağını biliyorlar. Ancak, büyük bir yatırım olan ekipmandan yoksunlar ve bu konuda ortaklarımızın yardımına güveniyoruz.”
Batı desteği
Büyükelçi, ülkesinin Batı'dan aldığı desteğin yeterli olup olmadığı sorulduğunda, "Halkımız acı çektikçe ve bombalandıkça bu destek yeterli olmayacaktır. Hala çok şey yapılabilir” dedi.
Londra’da bulunmaktan çok mutlu olduğunu söyleyen Prystaiko, İngiltere'nin ülkesine finansal, politik ve "hatta bazen askeri olarak" sağladığı büyük desteği dile getirdi.
Prystaiko, İngiltere'nin Ukrayna'ya verdiği açık desteğin siyasi mesajının diğer ülkelere de benzer adımlar atması için kapı araladığını ifade ediyor. Ukraynalı Büyükelçi örnek olarak bu hafta Ukrayna'yı askeri teçhizat ve malzeme ile destekleme niyetini açıklayan Hollanda'yı gösterdi.
Almanya'nın Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesi durumunda olası ekonomik yaptırımların cephaneliğine "Kuzey Akım 2 (Nord Stream)" projesini koyma konusundaki açıklamalarını da memnuniyetle karşılayan Ukrayna'nın Londra Büyükelçisi, “Gerçekleşmesi halinde Berlin bu pozisyonu ilk kez almış olacak. Ukrayna, Almanya'ya "Kuzey Akım 2 (Nord Stream)" projesiyle ilgili endişelerini birkaç kez dile getirdi. Bu tamamen siyasi. Ukrayna boru hattı, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yeterli gazı sağlayabiliyor. "Kuzey Akım 2 (Nord Stream)" projesi Avrupa dayanışmasını tehdit ediyor, gerekirse güncellemeye de hevesliyiz” diye konuştu.
NATO'ya katılma
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı'dan NATO'nun Doğu Avrupa'daki, özellikle de eski Sovyetler Birliği'ndeki genişlemesine son vermesini talep etti. Ancak, Prystaiko'nun tanımladığı gibi, bu "mantıksız" talepler açık bir ret ile karşılandı.
Ukrayna, savunma ittifakının (NATO) bir üyesi olmasa da ona katılma arzusunu gizlemiyor.
Kiev temsilcisi Londra'da, "Bu kulübe katılmaya çalışıyoruz, ancak üyeler henüz bunu yapmamıza izin vermedi. Rus modelinden ve Moskova'nın etkisinden kurtulmaya çalışıyoruz. Dünyanın geri kalanını tehdit etmek istemiyoruz. Bu model bize çekici gelmiyor. Biz büyük bir milletiz ve topraklarımız Avrupa'da ve Batı'ya yönelmek istiyoruz. Coğrafi, tarihsel ve dini olarak da (Avrupa'ya yakınız). Milletimiz bu yönde büyük ölçüde birlik içindedir. Bu nedenlerden dolayı, NATO ile tatbikatlara katılarak, gerekli reformlarla sistematik olarak ilerlemeye çalışıyoruz. Kendimizi (katılmak için) hazırlıyoruz, ancak bu 30 üyenin hepsinin kararına bağlı olacak.”
Sivil eğitim
Sivillere silah taşıma konusunda eğitim veren birimlerin görüntüleri hakkında yorum yapan Büyükelçi, “Normal bir toplumda bu normal değil. Ama şu anda Ukrayna'da çok normal. Hala toplum içinde normal bir yaşam sürdürmek istiyoruz. Ne yazık ki toplum baskıya dayanmaya hazırlanıyor. Biz gerçekçiyiz. Herkes kendini savunamaz. Ukraynalılar ciddi bir askeri gerilim senaryosu için hazırlanıyorlar. İnsanlar bozulmayan yiyecekleri stokluyor, en yakın bomba sığınaklarını kontrol ediyor ve Soğuk Savaş yıllarından beri kullanılmadıkları için bu sığınakları yeniliyorlar. Askeri gerginliğin artmasıyla ilgili endişelere rağmen Ukraynalılar sakin, dirençli ve iddialı” dedi.
Ekonomik maliyet
Rusya-Ukrayna askeri geriliminin güvenlik, siyasi ve sosyal yansımalarının yanı sıra Kiev, büyümesini engelleyen önemli bir ekonomik maliyetle karşı karşıya.
Büyükelçi Prystaiko, Londra'daki bir araştırma merkezi tarafından yayınlanan ve Ukrayna'nın 2014-2020 yılları arasında maruz kaldığı ekonomik kayıpların GSYİH düzeyinde 280 milyar dolara ulaştığını tahmin eden bir çalışmadan söz etti.
Merkezi Londra'da bulunan Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi’nin (CEBR), tahminlerine göre Rus saldırganlığı, Ukrayna'ya yıllık olarak çatışma öncesi GSYİH'sının yüzde 19,9'una mal oluyordu bu da 40 milyar dolara tekabül ediyor. Sadece Kırım'ın ilhakı, Ukrayna tarafına yılda 8,3 milyar dolara mal oluyor. Donbas'taki savaş, Ukrayna'yı her yıl 14,6 milyar dolardan mahrum bırakıyor.
Prystaiko, “Şu anda GSYİH'mizin yaklaşık yüzde 6'sını güvenliğimize harcıyoruz. Her normal ülke gibi altyapıyı ve eğitimi artırmak için bu paraya ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki kendimizi savunmak için daha fazla kaynak ayırmamız gerekiyor” dedi.