Çocuk firavun Tutankamon'un "uzaydan gelen" hançeri Anadolu'da yapılmış

Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (Wikimedia Commons)
Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (Wikimedia Commons)
TT

Çocuk firavun Tutankamon'un "uzaydan gelen" hançeri Anadolu'da yapılmış

Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (Wikimedia Commons)
Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (Wikimedia Commons)

Efsanelere konu olan Mısır firavunu Tutankamon'un mezarında bulunan bir demir hançer X-ışınlarıyla tarandı.
Hakemli bilimsel dergi Meteoritics & Planetary Science'ta yayımlanan bulgular, hançerdeki metal alaşımının bir göktaşından alındığını ortaya koydu.
Araştırma ekibi, hançerin düşük sıcaklıkta dövülerek oluşturulduğundan şüpheleniyor. Ayrıca hançerin Mısır'da değil, Anadolu topraklarında üretildiği düşünülüyor.
Arkeologlar 1920'lerde Tutankamon'un Krallar Vadisi'ndeki mezarına girdiğinde bir metre uzunluğundaki bu hançeri bulmuştu. Hançerin bıçağı demirden yapılmıştı. Demir Çağı firavunun ölümünden yaklaşık bir yüzyıl sonra başladığı için bu şaşırtıcı bir keşif olmuştu.
MÖ 1332 ve 1323 arasında hüküm süren çocuk firavunun saltanatına 8-9 yaşlarında başladığı düşünülüyor.
Ünlü firavunun akraba evliliğinden doğması nedeniyle birçok hastalıkla mücadele ettiği ve bu durumun ömrünü kısalttığı tahmin ediliyor. Ancak çeşitli efsaneler, firavunun suikasta uğradığını veya kaza geçirdiğini öne sürüyor.

Göktaşından Mısır'daki mezara
2016'da yapılan bir araştırma, hançerin meteorit kökenli olabileceğini düşündürmüştü. Ancak hangi tür göktaşından geldiği ve nasıl dövüldüğüne dair sorular baki kalmıştı. Yeni araştırma ise hançerin hikayesine netlik kazandırdı.
Japonya'daki Chiba Teknoloji Enstitüsü'nden araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Tomoko Arai, "Hançerin kökenini anlamak için temassız ve tahribatsız, iki boyutlu kimyasal analiz yaptık" diye konuştu.
Analiz hançerde demir, nikel, manganez ve kobalt yoğunluğunun incelenmesine ve bıçağın temel yapısını haritalandırılmasına olanak tanıdı. Bıçaktaki kararmış noktalarda kükürt, klor, kalsiyum ve çinko tespit edildi. Ancak asıl ilginç olan, bunların dağılımıydı.

Hançerin X-ışınıyla incelenmesi demir bıçağın sırlarını ele verdi (Meteoritics & Planetary Science)
Arai, "Hançerin iki tarafında da yer yer çapraz çizgili bir doku oluştuğunu fark ettik. Bu da oktahedrit diye bilinen demir göktaşlarınna özgü Widmanstätten desenini akla getiriyor. İşte bu çok şaşırdığımız bir andı" ifadelerini kullandı.
Widmanstätten deseni, nikelin nesneler üzerindeki dağılımının neden olduğu, bazı metalik göktaşlarında gözlemlenen dikkate değer bir etki. 
Tutankamon'un hançerinde bu desenin saptanması, hançerin oktahedrit türü bir göktaşından yapıldığını gösteriyor. Oktahedritler en büyük demir göktaşları grubu diye biliniyor.

Hançeri büyük ihtimalle Mitanni kralı hediye etmiş
Arai, sözlerine, "Yüzeyde küçük siyah lekeler de bulduk" diye devam etti:
"İlk başta pas olduklarını düşündük. Ancak bunların genellikle oktahedrit demir göktaşlarında gözlemlenen demir sülfür olduğu ortaya çıktı."
Araştırmacılara göre Widmanstätten deseninin yanı sıra demir sülfürün varlığı, hançerin nispeten düşük (950 santigrat dereceden az) bir ısıyla dövüldüğünü gösteriyor. 
Kimyasal analiz, hançerin nerede dövüldüğüne dair kesin bilgi vermediği için araştırma ekibi, Antik Mısır'daki diplomatik faaliyetlerin belgelendiği, Amarna Mektupları diye bilinen 3 bin 400 yıllık bir dizi tablete yöneldi.
Mektuplarda, Tutankamon'un dedesi III. Amenhotep'in, Anadolu'daki Mitanni kralının kızıyla evlendiği ve bu nedenle firavuna altın kınlı demir bir hançer verildiğinden söz ediliyordu.
Bu da Tutankamon'un uzaylı hançerinin "yurt dışından" gelen bir aile yadigarı olduğunu düşündürdü.
Ayrıca elementlerin analizi, hançerin kabzasındaki değerli taşların, Mitanni'de yaygın kullanılan ama Mısır'da görülmeyen bir kireç sıvayla yapıştırıldığını gösterdi.
Arai, ilerde yapılacak araştırmaların bıçağın kökenini daha kesin biçimde doğrulayacağını söylüyor.
Independent Türkçe, Gizmodo, Asasi Shimbun



Alpler'in tepesinde gizlenen Roma askeri kampı ortaya çıkarıldı

Askeri kampın kurulduğu alan, muhtemelen Romalıların yaklaşan düşmanlarını kolayca tespit etmesini sağlıyordu (Andrea Badrutt/Graubünden Kantonu)
Askeri kampın kurulduğu alan, muhtemelen Romalıların yaklaşan düşmanlarını kolayca tespit etmesini sağlıyordu (Andrea Badrutt/Graubünden Kantonu)
TT

Alpler'in tepesinde gizlenen Roma askeri kampı ortaya çıkarıldı

Askeri kampın kurulduğu alan, muhtemelen Romalıların yaklaşan düşmanlarını kolayca tespit etmesini sağlıyordu (Andrea Badrutt/Graubünden Kantonu)
Askeri kampın kurulduğu alan, muhtemelen Romalıların yaklaşan düşmanlarını kolayca tespit etmesini sağlıyordu (Andrea Badrutt/Graubünden Kantonu)

İsviçre Alpleri'nde Antik Romalılara ait 2 bin yıllık askeri kamp keşfedildi. 

Arkeologlar, 2021'den beri İsviçre'nin doğu kısmındaki Alpler'de Roma tarihine dair çalışmalar yürütüyor. 

Özellikle Antik Roma'nın, 2 bin yıl kadar önce bölgede hakimiyet kurma amacıyla Suanetes kabilesiyle karşı karşıya geldiği bir savaş alanına odaklanıyorlardı. 

Projede yer alan bir gönüllü geçen yıl deniz seviyesinin yaklaşık 2 bin 220 metre yukarısındaki dağlarda daha önce bilinmeyen bir askeri kamp alanı buldu. 

Ülkenin doğusundaki Graubünden Kantonu, 29 Ağustos'ta yaptığı açıklamada keşfi duyurdu. Lazer darbeleriyle bir yerin konumunu anlamaya yarayan LiDAR teknolojisi kullanan ekip, bölgeyi detaylıca inceledi. 

Savaş alanından yaklaşık 900 metre yüksekteki tepede yer alan kamp, çevredeki vadileri rahatça izlemeye olanak sağlamış gibi görünüyor. Araştırmacılar bu nedenle kampın "stratejik açıdan elverişli bir konumda" yer aldığını belirtiyor. 

Ekip ayrıca askeri kampın, üç hendek ve bir duvarla güçlendirildiğini tespit etti. 

Basel Üniversitesi'nden öğrencilerin de katılımıyla duvar-hendek yapısının içindeki kalıntılar araştırıldı. 

Sapanlarla fırlatılan kurşunlar ve ayakkabı çivileri bulundu. Kurşunlarda Roma'nın Üçüncü Lejyonu'nun işareti de vardı.

Bu lejyonun aşağıdaki alanda savaştığı bilindiğinden, araştırmacılar kamp alanının savaş alanıyla ilişkili olduğuna neredeyse emin. 

Ayrıca diğer bulgular da yaklaşık 2 bin yıl önceye tarihlendi. 

Graubünden Kantonu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: 

Graubünden'de bir Roma askeri kampının ses getiren keşfi, 'Roma İsviçre'sine' yönelik arkeolojik araştırmaların büyük sürprizler barındırmaya devam ettiğini bir kez daha gösteriyor.

Independet Türkçe, Live Science, Popular Mechanics, Interesting Engineering, Graubünden Kantonu