Nahda yanlısı avukatın yargılanması Tunus'ta siyasi tartışma neden oldu

Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi (Reuters)
Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi (Reuters)
TT

Nahda yanlısı avukatın yargılanması Tunus'ta siyasi tartışma neden oldu

Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi (Reuters)
Nahda Hareketi Lideri Raşid Gannuşi (Reuters)

Tunuslu Eski Baro Başkanı Abdurrezzak el-Kilani, dün başkentteki Askeri Mahkemede hakimin önüne çıktı. Bu gelişme, geniş siyasi ve insan hakları tartışmasına yol açarken Kilani’ye yöneltilen suçlamalar tepki çekiyor.
31 Aralık'tan bu yana gözetim altında olan Nahda Hareketi Başkan Yardımcısı Nureddin el-Bahiri'nin savunma komitesine başkanlık etmesinden sonra Tunus makamları el-Kilani'yi itaatsizliğe teşvik ve kamu güvenliğine zarar verecek bir toplantıyı kışkırtmak da dahil olmak üzere çeşitli suçlamalarla itham etti. Kilani bu suçlamaları şiddetle reddediyor.
 Kilani'nin askeri mahkemeye avukat olarak çıkacağını açıklamasının ardından siyasi konseyler ve kulislerde tartışmaya sahne oldu. Cumhurbaşkanı Kays Said'in destekçileri ve 25 Temmuz'dan bu yana açıklanan istisnai önlemleri destekleyen taraflar, güvenlik güçleriyle insan hakları anlaşmalarının sınırlarını aştığını düşündükleri için eski Baro Başkanı’nın yargılanması gerektiğini savundular.
Öte yandan muhalefet liderleri, Kilani'yi yargılama kararının Bahiri'yi savunma kararıyla bağlantılı olduğunu ve bu kararın arkasında Cumhurbaşkanı Said'in tercihlerini reddeden Nahda Hareketi’nin bulunduğunu söyledi.
Avukat Abdurrauf el-Iyadi, Kilani'nin askeri mahkemede cezası 3 yıla kadar hapis olan ciddi suçlamalarla karşı karşıya olduğunu ve askeri yargıya sevkinin içi boş ve siyasi arka plana dayalı, kendisine yöneltilen suçlamaların ise “gülünç” olduğunu dile getirdi.
 Nahda Hareketi ise Kilani’nin yargılanmasının "ifade özgürlüğüne ve demokrasi ve hukuk mesleğinin değerlerine tehdit oluşturan bir saldırı" olduğunu ifade ederek eski baro başkanına desteğini dile getirdi.
Sivilleri askeri mahkemelere sevk etmeyi reddettiğini de vurgulayan hareket, “Bu usule göre Anayasa, uluslararası sözleşmeler ve avukatlık kararnamesi uyarınca avukata tanınan güvenceler ihlal ediliyor. Bütün bunlar, avukatın güvencelere sahip olduğunu ve bu güvencelerin korunmasını ve görevlerini yerine getirmesini sağladığını ortaya koyuyor” açıklamasında bulundu.
Diğer yandan Baro üyesi Hasan et-Tokabri, Kilani'nin yargılanmasının “avukatları savunması nedeniyle değil; aksine, bir siyasi partiyi savunması nedeniyle olduğunu söyledi. Avukatların "siyasi ve partizan gerilimlerden uzaklaşmaya devam edeceğini" vurgulayan Tokabiri, “Kilani, Cumhurbaşkanı Said'i destekleyen siyasi koordinasyonları kendisine karşı şiddetli bir kampanya başlatmakla suçlamıştı. Kilani’nin askeri yargı tarafından takip edilmesi, Cumhurbaşkanı Said'in ekibinin ve kendisinin kişisel olarak acil bir arzusu” dedi.
Öte yandan Bağımsız Tunus Özgürlükler Derneği Başkanı Muez Ali, Cumhurbaşkanı Said tarafından önerilmesi beklenen yeni dernekler yasa tasarısını eleştirdi ve yetkilileri "derneklerin rolünü çarpıtma ve marjinalleştirmenin sistematik bir yolunu benimsemekle" suçladı. Ali’ye göre, dernekler özellikle yolsuzlukla mücadelede ve Tunusluları sömürmeye yönelik tüm girişimlerde vatandaşın partilere ve egemen sınıfa karşı son savunma hattı.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz