İtalya’daki Bicocca Üniversitesi’nin Dostoyevski ile ilgili kararı büyük tepkilere neden oldu

İtalya’daki Bicocca Üniversitesi’nin Dostoyevski ile ilgili kararı büyük tepkilere neden oldu
TT

İtalya’daki Bicocca Üniversitesi’nin Dostoyevski ile ilgili kararı büyük tepkilere neden oldu

İtalya’daki Bicocca Üniversitesi’nin Dostoyevski ile ilgili kararı büyük tepkilere neden oldu

İtalya’nın Milano şehrindeki Bicocca Üniversitesi’nde, Rusya’nın Ukrayna’ya işgal girişimi nedeniyle Rus edebiyatının en büyük yazarlarından Fyodor Dostoyevski’nin dersinin programdan kaldırılması büyük şaşkınlık yarattı.
Dostoyevski’ye dair ders programı iptal edilen İtalyan profesör ve yazar Paolo Nori, üniversite yönetiminin kararını, engizisyon sistemine geri dönüş ve İtalyan toplumunda hala canlı olan faşist rejimin dirilişi olarak nitelendirdi.
Nori, Instagram hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, üniversite yönetiminin derslerin iptal edildiğine dair mektubu okurken gözyaşlarını tutamadı.
Nori’ye göre, üniversite dersleri iptal etme gerekçesi olarak, Dostoyevski’ye bazı Ukraynalı yazarları ekleyerek öğrencilerin ufkunu genişletme amacı taşıdıklarını öne sürdü.
Ancak Profesör Nori, “Ukraynalı yazarları tanımıyorum, bu yüzden derslerimi başka bir okulda vereceğim. Diğer üniversitelerden teklifler aldım” dedi.
Üniversitenin kararı, kültür ve eğitim çevrelerinde eleştiri dalgasına yol açarken, siyasi partiler ‘faşist geçmişe dönüş’ olarak nitelendirdikleri bu adımın acilen mecliste tartışılmasını talep etti.
Üniversite’nin birçok profesörü de Nori ile dayanışma gösterdi ve rektörün görevden alınmasını istedi.
Bicocca Üniversitesi’nde Ekonomi Politikaları Profesörü Michela Cella karara ilişkin şu yorumu yaptı:
“İlk başta şaka sandım, doğru olduğunu düşünemedim, meslektaşlarıma sordum, şoke oldum. Burada 19. yüzyılda yaşamış ve 1881’de ölmüş bir yazardan bahsediyoruz. Bu bana, İtalya’da Beethoven gibi Alman yazarların eserlerinin çalınmasının yasak olduğu savaş zamanlarını hatırlatıyor.”

Tepkiler üzerine karardan dönüldü
Üniversite yönetimi, gelen tepkilerin ardından Dostoyevski hakkındaki dersin yapılacağını bildirdi.
Üniversitenin açıklamasında, “Bicocca Üniversitesi, diyaloğa ve dinlemeye açık bir yüksek eğitim kurumudur. Dersler planlanan tarihlerde verilecektir ve yazarla (Nori) daha önce üzerinde anlaşmaya varılmış konuları içerecektir” denildi.
Buna rağmen, çok sayıda profesör, sorumlulukları belirlemek ve bu karara yol açan gerçek nedenleri bilmek için bağımsız bir soruşturma açılmasını istedi.
Üniversitenin eski rektörü olan Üniversiteler ve Araştırmalardan Sorumlu Bakan Maria Cristina Messa, bu adımın hiçbir koşulda tekrarlanmaması gerektiğini söyleyerek, kararın gerekçesi hakkında açıklama istedi.
Bakan Messa’nın konuya ilişkin açıklamasında, “Üniversitenin kararını gözden geçirmesi güzel. Üniversitenin desteğiyle Paolo Nori’nin derslerinin verilmesi çok önemli. Dostoyevski’nin mirası paha biçilmezdir ve kültür, özellikle bugün içinde yaşadığımız hassas koşullarda, tartışma ve fikir alışverişi için özgür bir forum olarak kalmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Rektör Giovanna Iannantuoni da kamuoyundan özür dileyerek, bir yanlış anlama olduğunu söyledi.
Nori, bugün dünyada yaşananların Rusları, sanatçıları, sporcuları ve sıradan insanları Ukrayna’da yaşanan vahşetlerden dolayı suçluluk duygusuyla damgalamanın endişe verici olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
“1849’da Çarı eleştiren yasak bir şiir okuduğu için idama mahkum edilen bir yazar (Dostoyevski) hakkındaki derslerin yasaklanması gerçekten tuhaf.”
Nori’ye göre, önümüzdeki Çarşamba günü verilmesi planlanan ilk dersin başlığı ‘Büyük Rusya: Çarların, Sovyetlerin ve dünyanın en güzel edebiyatının topraklarına duygusal bir yolculuk’ olacak.

Dostoyevksi kurşuna dizilmekten son anda kurtuldu
Çar’a karşı devrimi kışkırtmakla suçlanan Dostoyevski, hakkında kurşuna dizilerek idam edilme cezası verildikten sonra bir grup başka mahkumla birlikte Saint Petersburg’daki meydana götürüldü. Ölüm cezaları okundu, idam kıyafetleri giydirildi ve gözleri bağlandı. Kurşuna dizilmelerine dakikalar kala Çar tarafından affedildikleri açıklandı.
Cezası dört yıl kürek ve altı yıl hapis cezasına dönüştürülen Dostoyevski, Sibirya’daki çalışma kamplarına gönderildi. Burada geçirdiği dört yılın ardından er rütbesi ile Rus ordusunun hizmetine verildi. Subaylığa kadar yükseldi. 1859 yılında özgür bırakıldı.



UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
TT

UCM kararı, İsrail'e ambargo uygulanmasını sağlayabilir mi?

STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)
STK'lerin Hollanda hükümetine karşı Lahey'de açtığı davanın görüldüğü mahkeme binası önünde protesto düzenlendi (Reuters)

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM), Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama emrinin yankıları sürüyor. 

İsrail'in köklü gazetelerinden Haaretz'in savunma analisti Amos Harel'in kaleme aldığı yazıda, UCM kararının İsrail'e karşı silah ambargosu taleplerini artırabileceğine dikkat çekiliyor.  

Gazetenin görüştüğü Kudüs merkezli düşünce kuruluşu İsrail Demokrasi Enstütüsü'nden Eran Şamir-Borer, UCM'nin kararını eleştirirken, sürecin bu noktaya varmasında Tel Aviv yönetiminin yol açtığına işaret ediyor. 

Analist, İsrail'de Gazze savaşıyla ilgili bağımsız bir inceleme yürütülse UCM'nin böyle bir karar vermek durumunda kalmayacağını savunarak şunları söylüyor: 

Devlet hiçbir şey yapmadı, kafasını kuma gömdü.

Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki Aksa Tufanı operasyonuyla patlak veren Gazze savaşında muhalefet kanadı, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu liderliğindeki radikal sağcı koalisyonun kararlarının incelenmesi için defalarca komisyon kurulmasını talep etmişti. Ancak Netanyahu, araştırma komisyonu kurulmasına savaş bitene kadar karşı olduğunu söylemişti. 

İsrail'in ekonomi gazetelerinden Globes'taki analizde UCM kararının, İsrail'in Gazze işgalini eleştirenlerle Tel Aviv'e silah satışının yasaklanmasını isteyenlerin elini güçlendirdiği yorumu paylaşılıyor. 

Haberde, İsrail'in askeri teçhizatının yüzde 30'unun Almanya tarafından gönderildiği hatırlatılıyor. UCM kararının, Berlin hükümetinin İsrail'e silah tedariki konusundaki ısrarcılığının zayıflamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor. 

UCM'nin merkezi Hollanda'nın Lahey şehrinde yer alıyor. Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp, mahkemenin tutuklama emrini uygulayacaklarını duyurmuştu. 

Ancak sivil toplum kuruluşları (STK), Hollanda'nın İsrail'e silah gönderen ülkeler arasında yer aldığına dikkat çekerek ambargo talebiyle Lahey'de hükümete karşı dün dava açtı. Mahkeme, talebe ilişkin kararını 13 Aralık'ta açıklayacak.

Diğer yandan Times of Israel, UCM kararından önce de son dönemde İsrail'e silah tedarikinin durdurulması çağrılarının arttığına işaret ediyor. Haberde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İsrail'e ambargo talep ettiği mektubu 1 Kasım'da Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne gönderdiği hatırlatılıyor. Ortak mektupta aralarında Rusya ve Çin'in de yer aldığı 52 ülkenin imzası var. 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da geçen ayki açıklamasında Gazze savaşının sonlandırılması için İsrail'e silah ambargosu çağrısı yapmıştı. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Macron'a destek verirken, Netanyahu açıklamaya tepki göstermişti. 

İsrail'in en büyük silah tedarikçisi olan ABD, UCM'yi kuran Roma Statüsü'ne taraf değil. ABD Başkanı Joe Biden, UCM kararını "rezalet" diye nitelerken, Netanyahu mahkemeyi "Yahudi düşmanlığıyla" suçlamıştı. İsrail de üye devletler arasında yer almıyor ve UCM'nin yargı yetkisini tanımıyor.

Independent Türkçe, Haaretz, Globes, Times of Israel, AP