Sürrealizm yeniden altın çağını yaşıyor

Francis Picabia'nın Meydandaki Matador adlı tablosu. (Reuters)
Francis Picabia'nın Meydandaki Matador adlı tablosu. (Reuters)
TT

Sürrealizm yeniden altın çağını yaşıyor

Francis Picabia'nın Meydandaki Matador adlı tablosu. (Reuters)
Francis Picabia'nın Meydandaki Matador adlı tablosu. (Reuters)

Edebiyat ve sanat, uluslararası alanda düzenlenen etkinliklerle ve sergilerle bir kez daha altın çağını yaşadı. Sürrealizm bundan bir asır önce, Paris'teki Montparnasse atölyelerinde, Avrupa'yı saran ve harap eden Birinci Dünya Savaşı’nın kasvetli havasında doğdu.
Fransız yazar ve şair André Breton liderliğindeki kültürel hareket, Max Ernst, Joan Miró, René Magritte, Yves Tanguy ve Salvador Dali gibi uluslararası üne sahip sanatçıların da doğuşuna vesile oldu.
Diğer yandan aralarında, aralarında Leonora Carrington, Dorothea Tanning, Meret Oppenheim ve Frida Kahlo'nun da bulunduğu, birçoğu ‘ilham perisi’ olarak kabul edilmeyen ve yalnızca ünlü erkeklerle olan romantik ilişkileri açısından hatırlanan ancak şimdi kendi başlarına tanınan kadın sürrealistler de vardı.
Bugünse bu hareket, yeni bir Avrupa çatışmasının gölgesinde, doğduğu şehirdeki sürrealist eserlere adanan ilk müzayede de dahil olmak üzere düzenlenen uluslararası etkinlikler ve sergilerle yeniden altın çağını yaşıyor.
Sürrealizmin ana cazibesinin Sotheby's tarafından müzayedeye çıkarılan Küba doğumlu sürrealist sanatçı Francis Picabia'nın ‘No de Dos’ serisinden nadir bir eser olan ve daha önce müzayedelerde sunulmamış 8 milyon euro değerindeki tablonun satılması bekleniyor.
Sotheby's'in Fransa'daki müzayede evinin başkan yardımcısı olan Thomas Bombard, Kübalı sanatçı Picabia'nın sürrealizmin değeri bilinmeyen yıldızlarından biri olduğunu söyledi.
Bombard açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Gün geçtikçe Picabia'nın harika çalışmalarını sergilememizi isteyen daha fazla insanla tanışıyorum. Büyük ilgi gösterenlerse Koons veBaldessari gibi onun mirasını devralmış ve Picabia'nın onların yolunu açtığı için minnettar olan çağdaş sanatçılardır. Güzellik, sanat ve sanatsal teknik aracılığıyla güzellik, şiir ve gizem arıyorlardı. Genellikle henüz keşfedilmemiş sulara girmeye cesaret ediyorlardı.”



Bilim insanları Venüs'ün yüzeyinin altında bir şeylerin hareket ettiğini söylüyor

New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)
New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)
TT

Bilim insanları Venüs'ün yüzeyinin altında bir şeylerin hareket ettiğini söylüyor

New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)
New York'ta Manhattan'ın batı yakasındaki Riverside Park'tan görüldüğü şekliyle 5 Haziran 2012'de Venüs'ün geçişi sırasında bulutlar Güneş'i kısmen kapatıyor (AFP)

Bilim insanları Venüs'ün yüzeyindeki gizemli özelliklerin, yüzeyinin altında bir hareketliliğe işaret edebileceğini öne sürdü.

Yeni bir araştırmaya göre, yüzeydeki neredeyse yuvarlak şekiller Venüs'ün aktif bir tektoniğe sahip olduğunu gösteriyor olabilir. Bulgular yeni olsa da bunları keşfetmek için kullanılan veriler aslında 30 yıldan eski ve ilk kez NASA'nın Magellan görevi tarafından bulunmuştu.

Bu davranış, Dünya'daki tektonik levhalara benziyor. Bunlar yoğun bir iç tabakanın üzerinde hareket eden ve yüzeyi sürekli değiştiren devasa kabuk parçalarıdır. Venüs'te tektonik levhalar yok ancak araştırmacılar yine de yüzeyin altındaki erimiş madde tarafından değiştirildiğini öne sürüyor.

Araştırmacılar yüzeydeki deformasyonları anlamak için Venüs'teki koronaları inceledi. Çapları onlarca ila yüzlerce kilometre arasında değişen bu koronalardan gezegende yüzlerce var ve gezegenin mantosundan yükselen maddenin üstteki kabuğu itmesiyle oluştukları düşünülüyor.

Bulgular sadece komşu gezegene ışık tutmakla kalmayıp bize Dünya'nın tarihi hakkında da bilgi verebilir.

Maryland Üniversitesi Baltimore County kampüsü ve NASA'nın Maryland eyaletindeki Greenbelt kentinde yer alan Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nde çalışan ve çalışmanın başyazarı olan Araştırma Görevlisi Gael Cascioli, "Bugün Dünya'da koronalar yok ancak gezegenimiz gençken ve levha tektoniği kurulmadan önce var olmuş olabilirler" diyor.

Yerçekimi ve topografya verilerini birleştiren bu araştırma, halihazırda Venüs'ün yüzeyini şekillendiren muhtemel yeraltı süreçlerine dair yeni ve önemli bir fikir veriyor.

Veriler, gezegenin yörüngesine 1990'larda girmesine rağmen Venüs'ün yerçekimi ve topografyası hakkında en iyi verileri elde eden Magellan görevi tarafından toplandı. Bu veriler koronalar hakkında ayrıntılar içerse de elde edildikleri dönemde bunların nedeni gizemini koruyordu.

Araştırmacılar bunlar için bir dizi açıklama önerdi. Ancak yeni araştırmada koronaların alttan gelen erimiş manto materyaliyle oluşması durumunda ne olacağını inceleyen ayrıntılı modeller yapıldı ve daha sonra bu simülasyonlar, gezegenden gelen gerçek verilerle karşılaştırıldı.

Sonuçlar eşleşiyor gibi görünüyor. Araştırmacılar, çalışmadaki 75 koronadan 52'sinin altında görünüşe göre manto malzemesinin yüzdüğünü ve muhtemelen yüzeyi etkilediğini tespit etti.

Bilim insanları Magellan verilerine, NASA'nın 2031'den önce fırlatılması beklenmeyen ve gezegenin yerçekimi ve diğer ayrıntıları hakkında yeni detaylar sağlayacak VERITAS görevinin de yakında eklenmesini umuyor. Bu sadece koronaları değil, daha genel olarak gezegenin jeolojisini anlamaya da katkı sağlayabilir.

Yeni çalışma hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan "A spectrum of tectonic processes at coronae on Venus revealed by gravity and topography" (Venüs'teki koronalarda yerçekimi ve topografyayla ortaya konan tektonik süreçlerin spektrumu) başlıklı makalede anlatılıyor.

Independent Türkçe