Uluslararası şirketlerden Suudi Arabistan savunma sanayisini yerelleştirmeye yönelik adımlar

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, 590 firmanın katılımıyla Dünya Savunma Fuarı'nın açılışını gerçekleştirdi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, ülkesinde ilk kez gerçekleşen Uluslararası Savunma Fuarı'nın açılışın sırasında (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, ülkesinde ilk kez gerçekleşen Uluslararası Savunma Fuarı'nın açılışın sırasında (SPA)
TT

Uluslararası şirketlerden Suudi Arabistan savunma sanayisini yerelleştirmeye yönelik adımlar

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, ülkesinde ilk kez gerçekleşen Uluslararası Savunma Fuarı'nın açılışın sırasında (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman, ülkesinde ilk kez gerçekleşen Uluslararası Savunma Fuarı'nın açılışın sırasında (SPA)

Savunma alanındaki sanayiciler ve üreticiler, Suudi Arabistan’ın savunma sanayinin geliştirilmesi konusundaki çabalarına katılmakta ciddi bir kararlılık ortaya koydular. Savunma sanayinde faaliyet gösteren uluslararası şirketler, ürünlerinin bir kısmını Suudi Arabistan’da üretmeye yönelik çabaları ve planlarıyla Suudi Arabistan'daki savunma sanayi sektörünün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla fiili adımlar attılar.
Suudi Arabistan Askeri Sanayiler Genel Otoritesi (GAMI) Yönetim Kurulu Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz adına, GAMI tarafından geçtiğimiz Pazar günü Riyad’da düzenlenen ve 9 Mart’ta kadar devam edecek olan 2022 Dünya Savunma Fuarı'nın (WDS) açılışını gerçekleştirdi. İlk kez düzenlenen fuara, savunma, güvenlik sektöründe ve bu sektörlerle ilgili diğer sektörlerde faaliyet gösteren devlet kurumlarının yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki 42 ülkeden 590'dan fazla şirket katıldı. Fuarın katılımcıları Veliaht Prens’e, çalışmaları hakkında bilgi verdiler.
Veliaht Prens, uluslararası savunma sanayinin önde gelen şirketleri tarafından üretilen komuta ve kontrol merkezlerinin geleceğini simüle eden en son teknolojilerle donatılmış Sanal Komuta Kontrol Merkezi'ni ziyaret etti.

Endüstriyel anlaşmalar yapıldı
GAMI, WDS’nin oturum aralarında, askeri ve savunma sanayilerinde uzmanlaşmış çok sayıda yerel ve uluslararası şirketle, toplam değeri yaklaşık 8 milyar riyali (2,1 milyar dolar) bulan 22 ortaklık anlaşması imzalandığını duyurdu.
GAMI, söz konusu anlaşmaların, askeri sistemlerin doğrudan yerelleştirilmesi çalışmaları, üretim bantlarının inşası, teknoloji transferi ve yerelleştirilmesi gibi hedeflenen endüstriyel alanlarda nitelikli yetenekler oluşturulmasının yanı sıra yerel kadroların eğitilmesi ve kalifiye eleman yetiştirilmesi ve askeri ve savunma sanayilerinde çalışmalarının sağlanması gibi alanları kapsadığını belirtti.
SAMI tarafından dün yapılan açıklamaya göre ekonomik denge programının askeri bölümünün, hedeflenen endüstriyel alanlarda yeni alanlar oluşturmanın yanı sıra mevcut yerel alanlara yatırım yapmayı ve geliştirmeyi amaçlayan ‘Sanayi Katılım Programı’ şeklinde yeniden yapılandırılması için çalışmalar başlatıldı. Yine aynı açıklamaya göre Sanayi Katılım Programı'nın en önemli hedefleri arasında yerel askeri sanayinin katma değeri yüksek sektörlerle birleştirilmesi ve böylece askeri sanayilere hizmet ağı ve teknik destek sağlamaya çalışmak yer alıyor.
Açıklamada ayrıca savunma sanayide faaliyet gösteren uluslararası şirketlerle doğrudan yatırımlar yapılmasını ve stratejik ortaklıklar kurulmasını teşvik etmek, endüstri, hizmet, araştırma ve geliştirme alanlarında teknoloji ve bilgi transferinin yanı sıra bu endüstrilerde çalışabilecek alanında uzman kadroları geliştirmek hedefleri de sıralandı.

Yerelleştirme projeleri
GAMI, Lockheed Martin Suudi Arabistan ile iş birliği içinde THAAD hava savunma sistemlerinin yerelleştirme projeleri çerçevesinde önleyici füze fırlatıcılarının ve füze konteynırlarının Suudi Arabistan’da üretilmesi projelerinin onayladığını duyurdu.
GAMI Başkan Yardımcısı Mühendis Kasım el-Meymuni, önleyici füze fırlatıcılarının yerel olarak üretimi projesinin yanı sıra füze konteynırlarının Suudi Arabistan’da üretilmesi projesinin olduğunu ve tüm bunların GAMI’nin, uluslararası ortaklarıyla iş birliği içinde ülkedeki askeri ve savunma sanayilerini yerelleştirme sürecini sürdürerek gelecek vaat eden bu sektördeki ulusal önceliklere ulaşma çabaları çerçevesinde olduğunu vurguladı.

Endüstriyel yetenekler
Bu projelerin askeri ve güvenlik odaklı hava savunma sistemi hazırlıklarının artırılmasına katkıda bulunduğunu belirten Meymuni, “Bu projeler, üretim alanında yeni ve büyüyen kuruluşların güçlendirilmesi büyük ulusal şirketlerin küresel statülerini geliştirme çabalarıyla birleştirilmesiyle yerel endüstriyel yeteneklerin oluşturulmasına yönelik yatırımları destekleyecektir” dedi. Bu yerelleştirilme çalışmalarının, GAMI’nin Suudi Arabistan’ın askeri alanına yaptığı harcamaların yüzde 50'sinden fazlasını yerelleştirmeye ve 2030 yılına kadar bu alandaki mevcut yeteneklerin geliştirilmesine yönelik ilk stratejik hedefine ulaşma yolundaki kararlılığının bir teyidi olduğuna işaret etti.

Kapasitelerin geliştirilmesine yönelik programlar
Lockheed Martin Suudi Arabistan Sorumlusu Joseph Rank, yaptığı değerlendirmede, “(ABD Merkezli savunma şirketi) Lockheed Martin, elli yılı aşkın bir süredir Suudi Arabistan ile iş birliği yapıyor. Bu iş birliği, askeri ve savunma sanayilerinin yerelleştirilmesi düzeyinde ortak çıkarların elde edilmesine dayanan ortak arzu ve stratejik ilişkiyi teyit ediyor” ifadelerini kullandı.

Rank sözlerini şöyle sürdürdü:
“Lockheed Martin, gelişmiş savunma ürünlerinin ve yenilikçi çözümlerin yanı sıra GAMI tarafından Suudi Arabistan’ın sektördeki kalkınma hedeflerine ulaşması için sürdürülen çabaların bir parçası olmak amacıyla Suudi Arabistan’daki ortaklarıyla kapasitelerin geliştirilmesine yönelik çeşitli programlar üzerinde çalışıyor.”
GAMI tarafından önleyici füze fırlatıcılarının Suudi Arabistan’da üretilmesinin yanı sıra Lockheed Martin Suudi Arabistan ile iş birliği içinde yerel olarak füze konteynırları üretimine ilişkin duyuru, GAMI’nin Suudi Arabistan’daki askeri endüstrilerin gelişimine katkıda bulunma ve yerelleştirme sürecini destekleme çabaları çerçevesinde yapıldı.
GAMI, askeri hazırlık durumunu yükseltme, tüm güvenlik ve askeri kurumlar arasında stratejik bağımsızlığı ve birlikte çalışabilirliği artırma, sürdürülebilir bir yerel askeri sanayi sektörü geliştirmenin yanı sıra harcamalarda şeffaflığı ve verimliliği sağlama gibi ulusal öncelikleri yerine getirmeyi hedefliyor.

Raytheon şirketinin Riyad’daki genel merkezinin açılışı
Diğer taraftan Raytheon Teknolojileri Şirketi, Riyad’daki yeni genel merkezinin açılışını gerçekleştirdi. Açılışa üst düzey askeri yetkililere ve sektördeki stratejik ortaklar katıldı. Açılışta konuşan Raytheon Suudi Arabistan Sorumlusu Dave Hanley, şirketin yeni genel merkezinin Suudi Arabistan’a olan onlarca yıllık bağlılığının ve Suudi Arabistan’ın gelişen güvenlik ve savunma ihtiyaçlarını karşılamaya hazır olduğunun bir işareti olduğunu söyledi.

Hanley, konuşmasında şunları söyledi:
“Yeni genel merkezimizin açılışı, beş yıl önce Raytheon Suudi Arabistan’ın kuruluşunun ardından atılmış son derece doğal bir adımdır. Bu adım, askeri ve güvenlik sisteminin kendi kendine yeterliliğini artırmak, bu sektörde işleri sürdürmek ve genel olarak Suudi ekonomisini desteklemek için Suudi Arabistan ile olan kesintisiz iş birliğimizi yansıtıyor. Teknoloji transferine, kabiliyetlerin geliştirilmesine ve yerel tedarik zincirlerini güçlendirilmesine yatırım yapmaya devam ederek Suudi Arabistan'ın bugün ve gelecekte güvenliğine yönelik her türlü tehdidi ele almasına imkan tanıyacağımıza yönelik taahhüdümüzü bir kez daha yineliyoruz.”
Raytheon Şirketi’nden yapılan açıklamada, yeni genel merkezin, şirketin Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu kapsamındaki ekonomik ve sosyal reformlarını desteklemek için daha fazla iş fırsatı sağlama ve bilgi transfer etme taahhüdünü yansıttığı vurgulandı.

Savunmanın yerelleştirilmesi
Öte yandan Suudi Arabistan Askeri Endüstrileri Şirketi (SAMI) CEO'su Mühendis Velid Abdulmacid Ebu Halid, Raytheon’un Riyad’daki genel merkezinin açılışında yaptığı açıklamada, şirketin savunmanın yerelleştirilmesi çabalarını hızlandırmak için bir motor güç olacağını ve Suudi Arabistan’ın güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunmaya devam edeceğini söyledi. Ebu Halid, “Birinci sınıf askeri çözümler sağlamak, Suudi Arabistan’ın bu alandaki yeteneklerini geliştirmek ve iç savunma sistemini güçlendirmek için ortaklığımızı kalıcı hale getirmeyi ve daha fazla ortak çalışmada bulunmayı dört gözle bekliyorum” şeklinde konuştu.
Raytheon Technologies Kara ve Hava Savunma Başkanı Tom Laliberte, daha önce televizyon ekranlarından yaptığı açıklamalarda, şirketin Patriot füze sistemleri için üretim bandını ve tedarik zincirlerinin parçalarını Suudi Arabistan'a taşımayı planladığını söylemişti.

Suudi Arabistan - Mısır iş birliği
Aynı bağlamda Mısır Askeri Üretim Bakanı Tümgeneral Muhammed Ahmed Mursi, dün, Raytheon Suudi Arabistan Sanayii ve Siber Güvenlik Şirketi yetkilileriyle bir araya geldi. Görüşmede, iki taraf arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi ele alındı.
Mısır Askeri Üretim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Bakan Mursi, çeşitli savunma sanayindeki en son üretim teknolojilerini incelemek amacıyla Raytheon şirketinin standını ziyaret etti. Mursi burada, şirketin, Suudi Arabistan'ın askeri ve sivil savunma gereksinimlerine ayak uydurma ve uzun vadeli ekonomik vizyonunu destekleme konusundaki rolü hakkında bir sunumunu izledi.
Burada Mısır ve Suudi Arabistan’ın köklü ve güçlü ilişkilerine dikkati çeken Bakan Mursi, iki ülke arasındaki iş birliği ilişkilerinin iyi kurulmuş ve geliştirilmiş olduğunu, bunun da askeri sanayi şirketleri ile Suudi Arabistan şirketleri arasındaki çeşitli üretim alanlarında iş birliğinin önemini artırdığını vurguladı. Geçtiğimiz yıllarda iki ülke arasında başta ekonomik ve ticari alanlar olmak üzere birkaç önemli sektörde ilişkilerin büyük ve nitelikli bir gelişmeye tanık olduğunu ifade eden Mısırlı Bakan, Suudi Arabistan’dan ülkesindeki çeşitli sektörlere yapılan yatırımlar nedeniyle ülkesinin ticari hacminde hızlı artışlar olduğunu kaydetti.
Fuarda, Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin ve polisinin silah, teçhizat ve mühimmat konusunda talep ve ihtiyaçlarını karşılamak için Askeri Üretim Bakanlığı'na bağlı şirketlerin ürettiği ürünleri inceleyen Mursi, bu çalışmaların sivillere yönelik ürünler üretmek için fazla üretim kapasitelerinden yararlanmanın yanı sıra Mısır devletinin vatandaşlarına hizmet etmek amacıyla üstlendiği tüm kalkınma projelerine ve ulusal girişimlere katkı sağlayacağını vurguladı.
Mısır Askeri Üretim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Bakan Mursi’nin, Raytheon Suudi Arabistan şirketini, teklif edilen iş birliği konularını daha derinlemesine görüşmek ve askeri sanayi şirketlerini ziyaret etmek üzere Kahire’ye davet ettiği bildirildi.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.