Ukrayna'nın Odessa kentindeki Rus gizemi nedir?

‘Suç başkenti’ olmasıyla ünlüdür. Ünü ABD’ye ulaşmış, adı New York'ta mahalleye verilmiştir

Odessa, 1794 yılında Rus Çariçesi II. Katerina tarafından kuruldu.
Odessa, 1794 yılında Rus Çariçesi II. Katerina tarafından kuruldu.
TT

Ukrayna'nın Odessa kentindeki Rus gizemi nedir?

Odessa, 1794 yılında Rus Çariçesi II. Katerina tarafından kuruldu.
Odessa, 1794 yılında Rus Çariçesi II. Katerina tarafından kuruldu.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rus güçlerinin Ukrayna'nın güneybatısındaki Karadeniz kenti Odessa'ya saldırmaya hazırlandığını söyledi.
Ancak Ukrayna ekonomisi için hayati önem taşıyan ve limanı, ülkenin ana limanı olan bu şehir, özellikle Moskova için sembolik. Bu nedenle, onunla askeri olarak biraz ‘özel olarak’ ilgileniyor. 
Rusça konuşulan bu Ukrayna şehrinin ‘gizemi’ nedir?
1794 yılında İmparatoriçe II. Katerina tarafından kurulan Odessa, Ukrayna'nın başkenti Kiev'in 500 kilometre güneyinde yer almaktadır. Rus İmparatorluğu'nun üçüncü en önemli şehri ve ikinci limanıydı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 2014 yılının Nisan ayında Odessa'nın tarihsel olarak Ukrayna'nın değil, var olduğunu görmek istediği Novorossiya'nın (Yeni Rusya) bir parçası olduğunu söyledi.
Odessa'da ister Ukraynalılar ister Ruslar olsun, çoğu Rusça konuşuyor. Yaklaşık olarak 1 milyonluk nüfusa sahip. Odessa, Süveyş Kanalı'nın açılması (1869) ve demiryolunun geliştirilmesinin ardından Yunanistan, Bulgaristan, Türkiye, Moldova ve başka bölgelerden gelen göçmenlerin yaşadığı kozmopolit bir şehirdir.
Nüfusu 1870'de 100 bine, 1900'de 400 bine ve daha sonra 1913'te 600 bine yükseldi. Birleşmiş Milletler, 2018 yılında Odessa'nın nüfusunun 993 bin 800 kişi (eldeki en son rakam) olduğu tahmininde bulundu.
Odessa, 1940'lara kadar büyük bir Yahudi topluluğuna ev sahipliği yaptı ve daha sonra pogromlar ve sürgünlerle ortadan kaldırıldı.

Trajedi sahnesi
Moldova'nın Rusya yanlısı ayrılıkçı bir bölgesi olan Transdinyester civarında, Odessa - Kiev ve Moskova destekçileri arasındaki bölünmelere rağmen – Ukrayna’nın doğusundaki isyancı bölgelerde silahlı çatışmalara (2014'ten bu yana 14 binden fazla ölüme) yol açan ayrılıkçı dürtülere direnebildi.
Geçtiğimiz yıllarda Ukrayna yanlısı örgütleri hedef alan gizemli patlamaların yanı sıra şiddetli gerilim dönemlerine sahne oldu.
2 Mayıs 2014'te çoğu Rus yanlısı 48 kişinin Kiev taraftarlarına saldırdıktan sonra çıkan yangında hayatını kaybettiği bir trajediye sahne oldu. İki tarafın da her yıl andığı trajedi, derin izler bıraktı.
Odessa şehrinin aynı adı taşıyan (petrol ve mineraller konusunda uzmanlaşmış) bir limanı vardır. İçerisinde Yuzhne (kimyasallar) ve Chornomorsk (maden ve konteyner trafiği) olmak üzere iki önemli liman vardır.
Çok verimli ‘kara toprağından’ tahıl ihracatı (arpa ve mısır) için önemli bir geçiş noktasıdır.
Petrol ve kimya endüstrileri stratejik boru hatlarıyla Rusya ve Avrupa Birliği'ne bağlıdır.
Odessa'nın güneşli iklimi, plajları ve yaşam biçimine ek olarak, özellikle 2014 yılında Kırım'ın Rusya tarafından ilhak edilmesinden bu yana, şehrin yaz aylarında turistler için popüler bir sahil beldesi olmasına katkıda bulunuyor.

İlham şehri
1925'te Odessa'da çekilen, Sovyet yönetmen Sergei Eisenstein tarafından yönetilen sessiz ‘Potemkin Savaş Gemisi’ (Potemkin Zırhlısı), 1905 Rus Devrimi'nin en ünlü dönemlerinden birine dayanmaktadır.
Odessa'da merdivenlerdeki bebek arabası sahnesi sinema tarihinin en ünlülerinden biridir.
Şehir 'suç başkenti' olmasıyla ünlüdür. Sophie Bluffstein, 19. yüzyılın sonunda Odessa'da bir ‘Hırsızlık Sanatı Okulu’ kurarken, suçluların kralı Mishka Yaponchik (Küçük Japon), Isaac Babel’in Odessa Masalları'ndaki Peña Creek karakterine ilham kaynağı oldu.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre şehir, eski Sovyetler Birliği'ndeki hiciv romanlarının kahramanı Ostap Bender gibi kurnaz dolandırıcıların diğer figürlerine ilham verdi.
Ünü ABD'ye ulaştı. Böylece New York'taki bir mahalleye eski Sovyetler Birliği'nden mülteciler için bir sığınak olan ‘Küçük Odessa’ adı verildi. Bu mahalle Rus mafyasının kalesi olarak tanındı.



ABD'de tepki çeken adım: Gıda güvencesizliği ölçülmeyecek

Her aralık ayında yaklaşık 40 bin hanede yapılan anketle Amerikalıların yeterli gıdaya erişip erişmediği ölçülüyordu (AP)
Her aralık ayında yaklaşık 40 bin hanede yapılan anketle Amerikalıların yeterli gıdaya erişip erişmediği ölçülüyordu (AP)
TT

ABD'de tepki çeken adım: Gıda güvencesizliği ölçülmeyecek

Her aralık ayında yaklaşık 40 bin hanede yapılan anketle Amerikalıların yeterli gıdaya erişip erişmediği ölçülüyordu (AP)
Her aralık ayında yaklaşık 40 bin hanede yapılan anketle Amerikalıların yeterli gıdaya erişip erişmediği ölçülüyordu (AP)

Yoksul ailelerin daha fazla gıda almasını sağlayan Ek Beslenme Yardımı Programı'na (Supplemental Nutrition Assistance Program/SNAP) yönelik en büyük kesintiyi iki ay önce ABD Kongresi'nden geçiren Donald Trump yönetimi, şimdi de ülkede her yıl yapılan gıda güvencesizliği anketine karşı adım attı. 

Gelecek ay yayımlanması beklenen 2024 raporunun ardından bir daha anket düzenlenmeyecek.

ABD basınında çıkan haberler üzerine Tarım Bakanlığı Sözcüsü Alec Varsamis, 1990'lı yılların ortalarından beri sürdürülen bu araştırmanın artık yapılmayacağını cumartesi günü doğruladı: 

Kanuni bir dayanağı olmayan bu rapor fazla politikleşti ve yapılan inceleme neticesinde bakanlığın işlerine fayda sağlamadığı görüldü.

Diğer yandan Amerikan basını bu hamlenin, bakanlığın Amerikalıların yeterince beslenip beslenmediğini ölçme kabiliyetine büyük zarar vereceğini ve SNAP kesintilerinin etkilerinin saptanamayacağını bildiriyor. 

Yayımlanan raporları başından beri takip eden akademisyen Colleen Heflin, Trump yönetiminin bu hamlesine tepki gösterdi. Syracuse Üniversitesi'nde ders veren araştırmacı şu ifadeleri kullandı:

2025'te ölçüm yapmamak özellikle sorunlu zira enflasyon arttı ve işgücü piyasasının koşulları kötüleşti. Bunların gıda güvencesizliğini artırdığı biliniyor.

1981-1989'da görev yapan Başkan Ronald Reagan'ın ABD'de açlık sorunu yaşandığı iddialarını reddetmesiyle büyüyen tartışmaların üzerine bu anket başlatılmıştı.  

Ancak seleflerinden ayrılan Trump, kendi politikalarının yerilmesine yol açabilecek hükümet verilerini sert bir dille eleştiriyor.

Yayımlanan son rapor, ülkedeki hanelerin yüzde 13,5'inde yaşayan 47 milyon kişinin gıda güvencesizliği yaşadığını, yani en azından yılın bazı dönemlerinde sağlıklı bir hayat sürdürecek kadar gıda temin edemediğini ortaya koymuştu.

Eyalet, ırk ve etnisiteye göre ayrıştırılan sonuçlar, siyah ve Latinoların durumunun beyazlara göre çok daha kötü olduğunu gözler önüne seriyor. 

Temmuzda yapılan SNAP kesintisinin eşitsizlikleri daha da artırmasından korkuluyor. Zira 10 yıllık süreçte yapılacak 187 milyar dolarlık yardımdan vazgeçildi.

Tahminlere göre programa kayıtlıların yüzde 10'u, yani 4 milyona yakın kişi bu kesintiden olumsuz etkilenecek. 

Independent Türkçe, New York Times, WSJ


İsrail basını: Muhalefet kanadından dört partinin liderleri seçimlere hazırlık için bir cephe oluşturma konusunda anlaştı

İsrail muhalefet partisi Yeş Atid'in lideri Yair Lapid (DPA)
İsrail muhalefet partisi Yeş Atid'in lideri Yair Lapid (DPA)
TT

İsrail basını: Muhalefet kanadından dört partinin liderleri seçimlere hazırlık için bir cephe oluşturma konusunda anlaştı

İsrail muhalefet partisi Yeş Atid'in lideri Yair Lapid (DPA)
İsrail muhalefet partisi Yeş Atid'in lideri Yair Lapid (DPA)

İsrail gazetesi Haaretz dün, İsrail muhalefetinden dört partinin liderlerinin önümüzdeki dönemde yapılacak olası seçimlere hazırlık amacıyla birleşik cephe oluşturma konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirdi.

Gazete, cephenin görevinin bir sonraki hükümetin temel ilkelerini belirlemek, bir anayasa taslağı hazırlamak ve İsrail'in ‘Yahudi, demokratik ve Siyonist devlet’ kimliğini korumak olacağını yazdı.

Ön saflarda muhalefet partisi Yeş Atid'in lideri Yair Lapid, Yisrael Beiteinu Partisi’nin lideri Avigdor Lieberman, Yachad Partisi’nin lideri Gadi Eizenkot ve Demokratik Parti'nin lideri Yair Golan yer aldı.

İsrial gazetesi Haaretz, dört liderin son haftalarda birkaç tur görüşme yaptığını ve bir sonraki toplantıyı ekim ayı başlarında yapma konusunda anlaştıklarını belirtti.

Haaretz, Naftali Bennett ve Benny Gantz'ın yaklaşan toplantılara katılmalarının beklendiğini yazdı.


Taliban: Bagram Hava Üssü'nün ABD kontrolüne geri verilmesi konusunda anlaşmaya varılması ‘imkânsız’

ABD birliklerinin çekilme sürecinin son gününde Bagram Hava Üssü'nün dışındaki bir kontrol noktasında duran Afgan askerleri... 2 Temmuz 2021 (Reuters)
ABD birliklerinin çekilme sürecinin son gününde Bagram Hava Üssü'nün dışındaki bir kontrol noktasında duran Afgan askerleri... 2 Temmuz 2021 (Reuters)
TT

Taliban: Bagram Hava Üssü'nün ABD kontrolüne geri verilmesi konusunda anlaşmaya varılması ‘imkânsız’

ABD birliklerinin çekilme sürecinin son gününde Bagram Hava Üssü'nün dışındaki bir kontrol noktasında duran Afgan askerleri... 2 Temmuz 2021 (Reuters)
ABD birliklerinin çekilme sürecinin son gününde Bagram Hava Üssü'nün dışındaki bir kontrol noktasında duran Afgan askerleri... 2 Temmuz 2021 (Reuters)

Afganistan’daki Taliban hükümetinden bir yetkili, ABD Başkanı Donald Trump'ın Bagram Hava Üssü'nün ABD'ye iade edilmemesi halinde ülkeye belirsiz yaptırımlar uygulayacağı tehdidinde bulunmasının ardından, bugün Bagram Hava Üssü konusunda bir anlaşmaya varmanın ‘imkânsız’ olduğunu bildirdi.

Yerel basında yer alan açıklamalara göre, Taliban hükümetinin Genelkurmay Başkanı Fasihuddin Fitrat, “Son zamanlarda, bazıları Bagram Hava Üssü'nü geri almak için Afganistan ile müzakerelere başladıklarını söylediler” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Fitrat, “Afganistan topraklarının bir santimetrekaresi üzerinde bile anlaşma yapılması imkânsız. Buna ihtiyacımız yok” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump dün, Taliban'ın Bagram Hava Üssü'nü ABD'ye iade etmemesi halinde Afganistan'a belirsiz yaptırımlar uygulayacağı tehdidinde bulundu.

Trump, Truth Social platformunda şunları yazdı: “Afganistan, Bagram Hava Üssü'nü onu inşa edenlere, yani ABD'ye iade etmezse kötü şeyler olacak.”

Bu belirsiz tehdit, Trump'ın Birleşik Krallık’a yaptığı resmi ziyaret sırasında ABD'nin üssün kontrolünü geri alması fikrini ortaya atmasından birkaç gün sonra geldi.

Afganistan'ın en büyük hava üssü olan Bagram, 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından Washington'un Taliban'a karşı savaşında önemli bir dayanak noktasıydı.

ABD ve NATO güçleri, Temmuz 2021'de kaotik bir şekilde Bagram'dan çekildi ve Taliban, Afganistan'ın büyük bir bölümünü kontrol altına aldıktan sonra tüm ülke üzerinde hakimiyetini sıkılaştırdı.

Trump, iktidara döndüğünden beri üssün terk edilmesini eleştirdi ve ABD'nin Afganistan'dan çekilmesini yönetme şekli nedeniyle selefi Joe Biden'ı suçladı. Beyaz Saray muhabirleri dün geç saatlerde, ABD Başkanı’na Bagram Hava Üssü'nü geri almak için ABD askerleri göndermeyi düşünüp düşünmediğini sordu. Trump ise şu yanıtı verdi: “Bu konuyu şu an konuşmayacağız. Ancak Afganistan ile görüşüyoruz ve o üssü geri istiyoruz. Geri vermezlerse, ne yapacağımı göreceksiniz.”